291. Düşünceleri gönlünden at gitsin, çünkü düşünce gönle tuzaktır.
(c. II, 907)
•
Sevgilim, şu zavallı gönlümü, senin ayrılığının eline verme, kendini senin uğrunda feda edeni öldürme, bu davranış sana yakışmaz!
• Lutfettin, keremlerde bulundun. Layık olmadığım halde beni beğendin, sonra benden uzaklaştın. Ey vefalar eden azîz varlık, bu cefalar sana yakışmıyor!
• Gönül gibi sen tamamıyla yüzden ibaretsin. Gönülde arka yoktur. Arkanı bize dönme, bizden yüz çevirme, bu hal sana yakışmaz.
• Buluşmamıza dair diller döktüm, yalvardım, yakardım, ricalarda bulundum. Lütfun "Peki!", dedi "Evet!" dedi. "Peki!", "Evet!" dedikten sonra "Neden?"demek sana yakışmaz. • Sen çok tatlı bir varlıksın, sekerler, ballar madenisin. Şekerler, ballar, tatlı diller; acı sözler söylemez. Bu sebeple yüzümüze karşı acı sözler söyleme, bu sözler sana yakışmaz!
• Her biri can gibi olan güzel sözleri söyle, bu gece vakti çırağ'ı gizleme, bu hal sana yakışmaz.
• Bedeni yıpratıp harap eden gamın ne bedenin içinde, ne de dışında. Gam, öyle bir ateştir ki, yeri yoktur. Nerededir, bu söz sana yakışmaz!
• Gönlümü, neliksiz, niteliksiz, nasıl olduğu bilinmeyen Hakk Alemi'nden;
hayalimi de aynı alemden olan gönlümden; beni de bu iki misafir arasından ayırma, bu davranış sana yakışmaz!
• Evin kapısını kapama, süfîlere iltifat et; "Haydi içeri geliniz!" de. Yalnız başına oturup turunç yeme, bu sana yakışmaz! • Ey gönlüm, düşüncelere karşı uykuya dal! Düşünceleri gönlünden at gitsin! Çünkü düşünce, gönle tuzaktır. Cenab-ı Hakk'ın huzuruna her şeyden ayrılmadan, her şeyden kurtulmadan gitme! Bu sana yakışmaz!
Diva-ı Kebir'den