Mevlana Hazretleri bir gün yeni bebeği olmuş bir evi ziyaret eder, bebeği kucağına aldığında hazin bir şekilde ağlamaya başlar. Ahâli Mevlana Hazretlerinin bu davranışına bir anlam veremez, saygısını bozmaz edep gereği sesini de çıkarmaz.
Bir başka gün Mevlana Hazretleri bu defa ahali den birinin cenazesi başında tatlı bir tebessümle bulunmaktadır, orada bulunan insanlar sorar: "Efendim bir zaman önce yeni doğan bir bebeği kucağınıza aldığınızda hazin ağlayışınızı gördük bir anlam veremedik, şimdi ise cenaze başında tatlı bir tebessümle bulunmaktasınız, bunun ihtivayi manası nedir?" diye sorarlar. Mevlana Hazretleri şöyle der: Yeni doğan bir bebek RAB'BİNİN hevasından bir ruh üfleyip dünyaya gönderdiği ve erginleşip yetiştikçe nasıl çetin ve zor sınavlardan geçecek, bu hayatın dikenli yollarında nasıl zorlanacak diye hazin hazin ağlamaktan kendimi alamadım. Bugün ise bu cenaze düğün gecesini yaşar, ölüm onun için RAB'BİNE ulaşacağı şen bir düğün gecesi gibidir. İman edene ne mutlu ki o düğün gecesinin vuslatı RABBİ ile en yakın olduğu andır.
Sevgili dostlar bu tebessümün anlamı da bundan mağdadır. Zira İnsan ömrü üç gün demiştir Mevlana Hazretleri; "dün dünde kaldı yarın meçhul öyle ise bugün hasıl olan bugündür ki o da yaşadığımız şu andır". Bu da insan ömrünün bir gün olduğunu gösterir.
Hz. Mevlana...