Mevlana'dan Güzellikler

Gerçek kokusuyla, ahmağı kandıran yalan sözün kokusu,




miskle sarımsak kokusu gibi, söz söyleyenin soluğundan anlaşılır.

Hakiki dost Allah gibi mahrem olmalıdır. Dostun çirkinliklerine, hoşa gitmeyen hallerine tahammül etmeli, hatasından incinmemelidir. Dosttan yüz çevirmemelidir, dosta itiraz etmemelidir. Nitekim rahmeti bol olan Allah kullarının ayıplarından, günahlarından, noksanlarından dolayı onlardan yüz çevirmez. Tam bir inayet ve şefkatle, onlara rızkını verir. İşte garazsız, ivazsız dostluk budur.
Şems-i Tebrizi

 Dil, tencerenin kapağına benzer.




Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.

"Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrârı araştırmadı.."

(Hz. Mevlâna)

Gerek yok her sözü, laf ile beyana Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana...  Mevlana

 Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti.




Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.

"Ayın gece sabretmesi , onu apaydın bir hale kor. Gülün dikene sabrı, onu güzel kokulu bir hale getirir."

(Hz. Mevlâna Celaleddin Rûmi)

 İman, namazdan daha iyidir. Çünkü namaz beş vakitte,




iman ise her zaman farzdır.

 İki canlı kuşu birbirine bağlasan, dört kanatlı oldukları halde uçamazlar, çünkü ikilik mevcuttur.

  Yelden, topraktan korkan ve bu ikisi yüzünden helâk olan  katra gibi!
  Katra aslı olan denize kavuştu mu güneşin hararetinden de kurtulur, yelden, topraktan da!
  Zâhiri denizde yok olur ama zatı yok olmaz, ebedileşir, iyileşir!
  Kendine gel ey katra da pişman olmaksızın varlığını ver... ver de bir katraya karşılık ucsuz bucaksız denizi bul!

Eğer sen, sevgilinin sadece bedenini sevsen, eğer şekle, surete aşık isen, bir güzelin ruhu bedeninden ayrılınca neden onu bırakıyorsun? Neden onu götürüp gömüyorsun? Bir ölünün bedeni, sureti, şekli yerindedir. Senin ona karşı duyduğun bu soğukluk, bu vazgeçiş nedendir? Ey aşık! Bir ara bakalım, senin gerçek sevgilin kimdir?

(Hz. Mevlana Celaleddin Rûmi)

Sen şekillerde kalırsan puta tapıyorsun demektir. Her şeyin şeklini bırak, manasına bak... Mevlana

Bir güzel, âşığına dedi ki:
Yiğidim, gurbette birçok şehirler gördün.Hangi şehir daha ziyade hoşuna gitti.
Âşık ; “Sevgilinin oturduğu şehir…” dedi.(Hz. Mevlana)

Herkes güneşi görebilseydi, güneşin ışıklarına delalet eden yıldızlara ne ihtiyaç vardı?.. Mevlana

Ne Ol! Ne Olma!
‎*Paranı ver, gönlünü ver, selam ver, canını ver ama SIRRINI VERME!!!

*Günlerini ...say, servetini say, büyüklerini say ama YERİNDE SAYMA!

*Emek ver, kulak ver, bilgi ver ama HİÇ BİR ZAMAN BOŞ VERME!

*Eşini beğen, işini beğen, aşını beğen ama KENDİNİ BEĞENME!

*Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol, bulucu ol ama BÖLÜCÜ OLMA!

*Fidan büyüy, garip doyur, çocuk besle ama KİN BESLEME!

*Davet et, hayret et, af et, tövbe et ama İHANET ETME!

*Hedefe koş, cihanda kol, yardıma koş ama ORTAK KOŞMA!

*Elini aç, gözünü aç, kapını aç ama AĞZINI AÇMA!

*Rakibini geç, sınıfını geç ama GÜLÜP GEÇME!

*Ev al, araba al, abdest al ama BEDDUA ALMA!

*Zulmü devir, nefsi devir ama ÇAM DEVİRME!

*Okumaktan zarar gelmez ama LANET OKUMA!

*Yaklaş, konuş, tanış ama UZAKLAŞMA!

*Seslen, uslan ama YASLANMA!

*Doğrul, devril ama EĞİLME!

*İtil, atıl ama SATILMA!