Gel, gel, daha yakın gel, bu yol vuruculuk ne zamana kadar sürüp gidecek?
Madem ki sen, bensin, ben de senim.
Artık bu senlik ve benlik nedir?
Biz Hakkın nuruyuz, Hakkın aynasıyız.
Şu halde kendi kendimizle, birbirimizle ne diye çekişip duruyoruz?
Bir aydınlık bir aydınlıktan neden böyle kaçıyor?
Biz hepimiz, bütün insanlar, tek bir vücud halinde, olgun bir insanın varlığında toplanmış gibiyiz.
Fakat neden böyle şaşıyız?
Aynı vücudun birer uzvu olduğumuz halde neden zenginler, yoksulları böyle hor görürler?
Aynı vücutta bulunan sağ el, ne diye kendi sol elini hor görür?
Her ikisi de mademki senin elindir, aynı tende uğurlu ne demek, uğursuz ne demek.
Biz hepimiz, bütün insanlar hakikatta tek bir cevheriz .
Aklımız da bir, başımız da bir.
Fakat kambur felek yüzünden biri, iki görür olmuşuz.
Haydi şu benlikten kurtul, herkesle anlaş, herkesle hoş geçin.
Sen kendine kaldıkça, bir habbesin, bir zerresin, fakat herkesle birleştin, kaynaştın mı, bir ummansın, bir madensin!
Bütün insanlarda aynı ruh vardır, fakat bedenler, tenler yüzbinlercedir.
Nitekim dünyada sayısız badem vardır, ama hepsinde de aynı yağ bulunmaktadır.
Dünya da çeşitli diller, çeşitli lügatler var, fakat hepsinin da anlamı birdir.
Çeşitli kaplara konan sular, kaplar kırılınca birleşirler, bir su halinde akarlar.
Tevhidin ne demek olduğunu anlar da, birliğe erersen, gönülden sözü, mânâsız düşünceleri söküp atarsan, can, mânâ gözü açık olanlara haberler gönderir, onlara gerçekleri söyler.
Hz.Mevlana...