Mevlid Kandiliniz Kutlu Olsun. Peygamberimizin Dünyamızı Şereflendirdiği Gün.

Çevrimdışı hepzaman

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.720
  • 23.926
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.720
  • 23.926
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2013 19:39:30


Bir Gece
 
Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
 Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!
 Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler,
 Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!
 Neden görecekler, göremezlerdi tabii;
 Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi,
 Bir kerede, mamure-I dünya, o zamanlar,
 Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi.
 Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
 Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
 Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin.
 Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi.
 Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz,
 Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
 Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma’sum,
 Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
 Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi;
 Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!
 Alemlere rahmetti evet şer-i mübini,
 Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.
 Dünya neye sahipse, O’nun vergisidir hep;
 Medyun ona cemiyyet-i, medyun O’na ferdi.
 Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet
 Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.
 
Mehmet Akif Ersoy


Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 24 Oca 2013 20:28:32
Hayırlı kandiller.Rabbim günahlarımızı affetsin.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 24 Oca 2013 22:19:34
MEVLİD KANDİLİ İLK DEFA NE ZAMAN KUTLANDI?

Fatma Zehra

“Beş mübarek geceden biri olarak kabul edilen ve yüzyıllardır Müslümanlar tarafından büyük bir coşku ile kutlanan Mevlid Kandili, sanılanın aksine ne Peygamberimiz’in (s.a.s.) sağlığında ne de dört halife devrinde kutlanmamıştır. Peki bu güzel âdet ilk olarak ne zaman başladı?”

Beş mübarek geceden biri olarak kabul edilen ve yüzyıllardır Müslümanlar tarafından büyük bir coşku ile kutlanan Mevlid Kandili, sanılanın aksine ne Peygamberimiz’in (s.a.s.) sağlığında ne de dört halife devrinde kutlanmamıştır. Zaten ilk iki halife zamanında fetihler yapılması, son iki halife devrinde de iç karışıklıklar yaşanması hasebiyle böyle bir kutlama yapmak için şartlar müsait değildi.

Tarihte bilinen ilk resmi Mevlid kutlaması ise 10. yüzyılda Mısır’da kurulan Şii Fâtımî Devleti’ne aittir. Fâtımîler, Rebiülevvel ayının 12. gününde sabahtan öğleye kadar 300 tepsi helva dağıtır, öğle namazını müteakip de Kur’an tilaveti ile başlayan bir tören yaparlardı. Bu törenlere genellikle üst düzey yöneticiler katılır, halkın geniş bir katılımı söz konusu olmazdı.

Eyyûbîler zamanında birçok bayram ve tören resmi olarak kutlanmadığından, Mevlid de halk tarafından sadece evlerde kutlanabilmiştir. Fakat Selahaddin-i Eyyûbî’nin kayınbiraderi olan Muzaferüddin Kökböri, Mevlid’i yeniden büyük törenlerle kutlamaya başlamıştır. Bu törenlerde ulema ve tasavvuf ehlinin ileri gelenleri hazır bulunur, Kökböri onlara hediyeler verirdi. Ayrıca törenlerde zikir ve sema meclisleri kurulur, Kökböri de bu meclislere iştirak ederdi. İbnü’l Cevzi bu dönemdeki bir Mevlid kutlamasında, 5.000 koyun, 10.000 tavuk, 100 at kesildiğini ve 100.000 tabak yemek ve 30.000 tepsi helva dağıtıldığını kaydetmektedir.

Memlükler döneminde de Mevlid Kandili büyük bir ihtişam içinde kutlanılmıştır. Rebiülevvel ayının girişi ile başlayan kutlamalar Mevlid gününe kadar devam ederdi. Hem devlet görevlileri hem de halkın iştirak ettiği törende Kur’an-ı Kerim, zikir ve evradlar okunduktan sonra devlet adamları, tasavvuf ehli ve ulemaya çeşitli hediyeler takdim edilirdi. Ayrıca fakirlere sadaka da dağıtılırdı.

Osmanlılar zamanında ise Mevlid Kandili, ilk defa 1588’de III. Murad zamanında resmi olarak kutlanmıştır. Bundan önce halk tarafından idrak edilen bu günde  III. Murad’ın, bütün minarelerde kandil yakılmasını ve camilerde Mevlid okunmasını emrettiği bilinmektedir. Bu tarihten itibaren hem halk hem de devlet nezdinde gelenek haline gelen kutlamalar, evlerde-konaklarda yapılanlar ve padişahın mevlid alayı denilen merasim yürüyüşünün ardından iştirak ettiği büyük selatin camilerinde yapılanlar olmak üzere iki şekilde devam etti. Padişahın katıldığı camilerde yapılan merasimlerde Fetih sûresi ve Süleyman Çelebi’nin meşhur Mevlid’i okunur, devlet büyüklerine hediyeler sunulur, cemaate buhur ve şerbet ikram edilirdi.

Evlerdeki kutlamalar da gayet görkemli idi. Önceden davetiyelerle davet edilen misafirler için mükellef sofralar ve herkese yetecek şekilde külah içinde şekerler hazırlanırdı. Akşam olduğunda avizeler, billur kandiller yakılır; davetlilere yemekler ikram edilirdi. Yatsı namazından sonra da Mevlidhanların okuduğu Mevlid-i Şerif ve ilahiler dinlenirdi. Misafirlere gül suyu ve şeker ikramının ardından gece son bulurdu.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 24 Oca 2013 22:20:15
Tarihte bilinen ilk resmi Mevlid kutlaması ise 10. yüzyılda Mısır’da kurulan Şii Fâtımî Devleti’ne aittir.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 24 Oca 2013 22:29:06
أَلْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيْتُ لَكُمُ اْلإِسْلاَمَ دِينًا
 “ Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi de tamamladım ve size din olarak İslâm’dan razı oldum “
 MAİDE : 3
 
أَمَّا بَعْدُ فَإِنَّ خَيْرَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللهِ وَخَيْرَ الْهَدْيِ هَدْ يُ مُحَمَّدٍ وَشَرَّ اْلأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٍ
 { Sözlerin en güzeli Allâh’ın kelâmı, yolların en hayırlısı da Muham-med’in yoludur. İşlerin en şerlisi de sonradan – din adına – ortaya çıkarılan şeylerdir ve her bid’at – sonradan ortaya çıkarılan şey – dalâlettir. }
 MÜSLİM : 3.C.867.N
 

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2013 22:37:30
Öğretmenim kandil geceleri sonradan çıkmamıştır. Bizzat ayet ve  hadis ve sünnette vardır. Hem bütün islam alemi tarafından kabul görülmüştür. Hem bu gecelerin ibadetle ve dua ile geçirilmesinde ne beis vardır acaba? Her günü, peygamber efendimizin doğum günü olarak kutlamamızın ne sakıncası ne zararı vardır acaba!!

Hem çok merak ediyorum bütün bidatlara karşı bu kadar hassas mısınız?

Hem minare, tesbih gibi bidatlar kötü bidatlar değildir.

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 24 Oca 2013 22:51:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenim kandil geceleri sonradan çıkmamıştır. Bizzat ayet ve  hadis ve sünnette vardır. Hem bütün islam alemi tarafından kabul görülmüştür. Hem bu gecelerin ibadetle ve dua ile geçirilmesinde ne beis vardır acaba? Her günü, peygamber efendimizin doğum günü olarak kutlamamızın ne sakıncası ne zararı vardır acaba!!

Hem çok merak ediyorum bütün bidatlara karşı bu kadar hassas mısınız?

Hem minare, tesbih gibi bidatlar kötü bidatlar değildir.
peki mevlit kandili ile ilgili hangi ayet ve hadisi göstereceksiniz.  GÖSTEREMEZSEN SENİ ALLAHA HAVALE EDECEM.

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2013 22:58:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
peki mevlit kandili ile ilgili hangi ayet ve hadisi göstereceksiniz.  GÖSTEREMEZSEN SENİ ALLAHA HAVALE EDECEM.

Öğretmenim beni ne için Allaha havale edeceksiniz? Peygamber Efendimizin doğum gününü kutladım diye mi? Kandil günleri bütün islam aleminin kabul ettiği, herkes tarafından kabul edilmiş gecelerdir.

Velev ki bid'at dahi olsa bid'at - hasene'dir, kutlanmasında bir sakınca yoktur öğretmenim. Neden rahatsız olduğunuzu hala anlamış değilim. Sizi rahatsız eden nedir?

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 24 Oca 2013 23:04:02
AĞIZ DEĞİŞTİRME. yukarıdaki yazında ayet ve hadis olduğunu yazmışsın. bende madem ayet ve hadis varsa, mevlit kandili ile ilgili bir ayet ve bir hadis yaz da biz de faydalanalım. nerdeyse bütün ayetleri ezberledim gibi bir şey. ben rast gelmedim. belki gözümden kaçmıştır. 7300 hadistende 5000 kadarını biliyorum. rast gelmedim ben.

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2013 23:09:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
AĞIZ DEĞİŞTİRME. yukarıdaki yazında ayet ve hadis olduğunu yazmışsın. bende madem ayet ve hadis varsa, mevlit kandili ile ilgili bir ayet ve bir hadis yaz da biz de faydalanalım. nerdeyse bütün ayetleri ezberledim gibi bir şey. ben rast gelmedim. belki gözümden kaçmıştır. 7300 hadistende 5000 kadarını biliyorum. rast gelmedim ben.

Ben ağız değiştirmiyorum öğretmenim. İlk mesajımda da söyledim. Bidat dahi olsa dedim. Siz soruma cevap vermediniz? Neden rahatsız oldunuz? Mevlid kandili ile ilgili bir hadis ve ayet olmasa bile alem-i islamın içtihad derecesinde kabul ettiği nafi ve güzel bir adettir. Ne sakıncası vardır???

Bakın Bediüzzaman Hazretleri bu konuda ne diyor:

“Mevlid-i Nebevî ile Miraciyenin okunması, gayet nâfî ve güzel âdettir ve müstahsen bir âdet-i İslâmiyedir. Belki hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyenin gayet lâtîf ve parlak ve tatlı bir medar-ı sohbetidir. Belki, hakaik-i imaniyenin ihtarı için en hoş ve şirin bir derstir. Belki, imanın envârını ve muhabbetullah ve aşk-ı Nebevî’yi göstermeye ve tahrike en müheyyiç ve müessir bir vasıtadır. Cenâb-ı Hak bu âdeti ebede kadar devam ettirsin. Ve Süleyman Efendi gibi Mevlid yazanlara Cenâb-ı Hak rahmet etsin, yerlerini Cennetü’l-Firdevs yapsın. Âmin.

24. Mektup

Çevrimdışı yun123

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
  • 408
  • 331
  • Matematik Öğretmeni
# 24 Oca 2013 23:15:43
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Mevlid kandili ile ilgili bir hadis ve ayet olmasa bile alem-i islamın içtihad derecesinde kabul ettiği nafi ve güzel bir adettir.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bizzat ayet ve  hadis ve sünnette vardır.
 

peki. bu yazılar size ait. ilk yazı 2. yazınız. sonra birinci yazınız. cümleleri sadece aldım. diğer kısımları almadım.

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2013 23:20:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
peki. bu yazılar size ait. ilk yazı 2. yazınız. sonra birinci yazınız. cümleleri sadece aldım. diğer kısımları almadım.

Kandiller diye yazdım öğretmenim. Mevlid kandili ile ilgili bir hadis ve ayet vardır demedim. Mevlid kandili ile ilgili bir hadis ve ayet olmaması, yapılan ibadetlerin, duaların, amellerin boşuna olduğuna mı delalettir? Kabul edelim ki ayet ve hadis yok. Yine de kutlansa ne zararı var? Nedir sizi rahatsız eden? Bakın Bediüzzaman hazretleri bu konuda ne güzel açıklama yapmış. Bunun neresi yanlış? Hem islam alemine yerleşmiş böyle güzel ve nafi bir adeti yıkmakla, kötülemekle elinize ne geçecek?

Çevrimdışı fmerve

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.001
  • 7.025
  • 5.001
  • 7.025
# 24 Oca 2013 23:26:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
AĞIZ DEĞİŞTİRME. yukarıdaki yazında ayet ve hadis olduğunu yazmışsın. bende madem ayet ve hadis varsa, mevlit kandili ile ilgili bir ayet ve bir hadis yaz da biz de faydalanalım. nerdeyse bütün ayetleri ezberledim gibi bir şey. ben rast gelmedim. belki gözümden kaçmıştır. 7300 hadistende 5000 kadarını biliyorum. rast gelmedim ben.
Öğretmenim tolstoyevski öğretmenime katılmadan edemeyeceğim, herkesin görüşü kendine, ibadetler Allah ile kul arasındadır, kimse bugünü neden ibadetle gecireceğimizi sorgulayamaz bence, öğretmenimizin size yönelik bir suçlamasımı varda Allaha havale ediyorsunuz? Sadece niye rahatsız oldunuz diye sormuş, ben bunda hiçbir art niyet görmedim.

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.085
  • 23.778
  • 5.085
  • 23.778
# 24 Oca 2013 23:43:17
Peygamberimizin (sas) doğum gününü mevlid kandilini kutlamak bidat mıdır?
Mevlit kandili bidat mıdır?


İmam Suyutî, konuyla ilgili olarak özetle şunları söylemiştir: “İnsanların mevlid-i nebevi için toplanıp Kur’an okumaları, Hz. Peygamber (a.s.m)’in veladetiyle ilgili haberleri/menkıbeleri seslendirmeleri, bu münasebetle yemek tertiplemeleri bida-i hasenedir/güzel bir bidattır. Çünkü, bu toplantılarda Hz. Muhammed (a.s.m)’e karşı büyük bir tazim, bir saygı, onun dünyaya teşriflerinden ötürü büyük bir sevinç söz konusudur. Bu ise, sahibine büyük bir sevap kazındırır.” (bk. Suyutî, el-Havî li’l-fetavî, 1/272-şamile).Mevlid kelimesinde "doğum" mânası vardır. Kandil kelimesinde de, belli günlerde yakılan aydınlık anlamı mevcuttur. İkisini bir araya getirip de Mevlid Kandili dediğimizde, Resûlüllah`ın doğum gecesinde minarelerde yakılan kandiller hâtıra gelmektedir. Müslümanlar, her sene Rebiü`l-evvel ayının on ikinci gecesine giriş teşkil eden geceyi dinî merasimlerle ihyâ eder, farklı bir huzur ve neş`eyle tes`id etme titizliği gösterirler. Kandillerle donatılan camiler bu niyetle dolar, taşar...

Müslümanlar bu geceyi, hem kendi açılarından, hem de çocukları açısından düşünürler. Kendi açılarından düşünürken ibâdetleri, çevredeki konu komşuya yardımları, çeşitli iyilikleri hatırlar, farklı bir yardım anlayışında olurlar. Çocukları açısından ise, çok dikkatli olurlar. Mâsum dimağlarda gecenin güzel bir hatıra olarak kalmasını temin edecek çarelere başvururlar. Nitekim o günde çocukların sevineceği şeyler alırlar, hoşlarına gidecek sohbetler tertip ederler, gecenin, zihinlerinde tatlı bir hâtıra olarak kalmasını temin ederler.

İslâm dünyasında mevlid merasimi ilk defa, Mısır'da hüküm süren Fatımîler (910-1171) tarafından tertiplenmiştir. Bu merasimler saraya ait olup, sadece devlet erkanı arasında cereyan etmekte idi. Fatimîler, Hz. Ali (r.a.) ve Fatıma (r.anha.)'ın doğum günlerinde de mevlid merasimleri tertip ederlerdi.

Sünnî müslümanlarda ilk mevlid merasimi, Hicri 604 yılında, Selahaddin Eyyubî'nin eniştesi ve Erbil atabeği Melik Muzafferuddun Gökbörü tarafından tertiplenmiştir. Uzun hazırlıklarla düzenlenen merasimler, bütün halkı kapsayan bir şekilde düzenlenirdi. Muzafferuddin, çevre bölgelerden fakıh, sûfi, vaiz ve diğer alimleri Erbil'e çağırır ve kutlamalar gayet debdebeli bir şekilde cereyan ederdi.

Daha sonra, değişikliğe uğrayarak, Mekke'de de mevlid merasimleri tertiplenmeye başlanmıştır.Mekke ve Medine'den sonra mevlid merasimleri, İslam coğrafyasının her tarafında birbirinden farklı şekillerde tertiplenmeye başlanmış ve bu, bugüne kadar sürekliliğini korumuştur.

Osmanlılar tarafından mevlid, ilk defa III. Murat zamanında, 1588'de resmi hale getirildi. Merasimler, belirlenmiş teşrifât kaidelerine uygun olarak sarayda tertiplenir, ayrıca, önceleri Ayasofya Camii'nde, sonraları ise Sultan Ahmed Camii'nde yapılan merasimlere, devlet erkanıyla birlikte halk da katılırdı.

Bu merasimlerde, önce müezzin tarafından Kur'an-ı Kerîm okunur, bunun peşinden de vaazlar verilirdi. Daha sonra mevlidhân kürsüye çıkar ve bir bölüm okuduktan sonra iner hediyesini alır ve ikinci mevlidhan kürsüye çıkarak, okumaya devam eder ve belirlenmiş kaideler çerçevesinde mevlid kutlamaları son bulurdu. (Asım Köksal İslam Tarihi)

Mevlidin dinimizdeki yeri nedir?

Mevlid Peygamberimizden (a.s.m.) üç dört asır sonra icad edilen İslâmî bir âdet olmakla birlikte, bid’atın hasene (güzel) kısmına girmektedir. Büyük hadis ve fıkıh âlimi olan İbni Hacer, mevlid merâsiminin meşrûiyeti hakkında şu hadisi zikreder:

İbni Abbas’ın rivayetine göre, Resûl-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Medine’ye hicret ettiklerinde Aşure gününde Yahudilerin oruç tuttuklarını öğrenir. Oruç tutmalarının sebebini sorduğunda Yahudilerden şu cevabı alır:

“Bu çok büyük bir gündür. Bugünde Allah, Mûsâ ile kavmini kurtardı. Firavun ile kavmini suda boğdu. Mûsâ da buna şükür için oruç tuttu. İşte biz de bugünün orucunu tutuyoruz.”

“Bunun üzerine Peygamberimiz, ‘Öyleyse biz Mûsâ’ya sizden daha yakın ve evlâyız’ buyurdu. O günden sonra hem kendisi oruç tuttu, hem de tutulması için tavsiyede bulundu.” ( Müslim, Sıyam 127)

İbni Hacer bu nakilden sonra şöyle der: “Bundan anlaşılıyor ki, böyle bir günde, mevlid gecesinde Allah’a şükretmek tam yerindedir. Fakat mevlid merasiminin Peygamberimizin doğum gününe denk getirilmesi için dikkat etmek gerektir.” (el-Hâvî fi'l-Fetevâ, 1/190.)

Bugünkü İslâm ülkelerinde Peygamberimizin doğumunu yâd etmek, ona salât-selâm getirmek maksadıyla çeşitli dillerde okunan mevlidler vardır. Arapça “Bâned Suâd, Bürde ve Hemziyye” kaside-leri birer mevliddir. Türkçede ise yirmiden fazla mevlid manzumesi vardır. Fakat bunların içinde en çok tutulan ve okunanı Süleyman Çelebi merhumun 1409 yılında yazdığı Vesiletü’n-Necât isimli mevlid kitabıdır.Önceleri yalnız Peygamberimizin doğum gününde okunan ve tertip edilen mevlid merâsimleri, daha sonra bütün mübarek gecelerde tekrarlanmış, bilhassa memleketimizde daha da yaygınlaşarak, ölüm, hastalık ve daha birçok vesilelerle okuna gelmiştir

Kandiller nasıl değerlendirilmelidir?

Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza–i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:

1. Kur'ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

2. Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.

3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.

4. Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.

6. Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.

7. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.

8. Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.

9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.

10. Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.

11. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

12. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.

13. O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.

14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.

15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.

16. Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı.

17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

18. Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.

19. Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.

Mübarek gecelerin ihyası ile ilgili özel bir ibadet mevcut değildir. Namaz, tilavet–i Kur'ân, dua gibi bütün ibadet çeşitleri ile gece ihya edilebilir... Mübarek gecelerde kılınan bazı hususi namazlar sünnette mevcut değildir; muteber bir rivayete de istinad etmezler. Bu, “O gecelerde namaz kılmak mekruhtur” anlamına gelmez. Teheccüd ve nafile namazları teşvik eden rivayetler çoktur. Bunların mübarek gecelerde yapılması elbette daha faziletlidir.” (Canan, Kütüb–ü Sitte, 3/289).

Kandil gecelerine ait olduğu kaydedilen namazları da ayrıca kılmakta ise bir sakınca yoktur; sevaptan hâli değildir.

Bilgi edinilmesi açısından -alıntı- yazıyı eklemeye çalıştım.
Herkesin geçmiş Mevlit kandillerini yeniden tebrik ediyorum.İyi geceler.

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2013 23:52:08
adamın biri öğretmenim 6. saat engeline takıldım.

Ahir zamanda zaten dini dört dörtlük yaşayamamaktayız. Çoğu insan var ki bu geceleri mübarek bilip dua etmekte, ibadet etmektedir. Belki de halisane bir duası ile necat bulmaktadır. Ne diye böyle güzel ve nafi bir adet hakkında konuşup insanların şevkini kıralım ki? Cenabı hakkı anmaya, Peygamber Efendimize salavat getirmeye vesile olan bu geceyi dinde yeri yoktur deyip çoğu insanın gözünde değersizleştirmekte ne geçecek elimize? Belki de bir çok kişinin hakkına girdik şimdi :(

Yukarıda yazmıştım Bediüzzaman Hazretleri bu gece hakkında ne kadar güzel söylemiş:

Bakın Bediüzzaman Hazretleri bu konuda ne diyor:

“Mevlid-i Nebevî ile Miraciyenin okunması, gayet nâfî ve güzel âdettir ve müstahsen bir âdet-i İslâmiyedir. Belki hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyenin gayet lâtîf ve parlak ve tatlı bir medar-ı sohbetidir. Belki, hakaik-i imaniyenin ihtarı için en hoş ve şirin bir derstir. Belki, imanın envârını ve muhabbetullah ve aşk-ı Nebevî’yi göstermeye ve tahrike en müheyyiç ve müessir bir vasıtadır. Cenâb-ı Hak bu âdeti ebede kadar devam ettirsin. Ve Süleyman Efendi gibi Mevlid yazanlara Cenâb-ı Hak rahmet etsin, yerlerini Cennetü’l-Firdevs yapsın. Âmin.

24. Mektup

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK