Müdür Yardımcılığı Sınavı 2009

airtor öğretmenim ben de sizinle ve tarkan öğretmenimle aynı fikirdeyim...aynı fikirdeyim derken diğer branştaki arkadaşlara kötüleme amaçlı demedim...katıldığım nokta şu: hakikaten hakkını vererek işini savsaklamadan yapan bir sınıf öğretmeni çok çabuk yıpranıyor...eh emeklilik yaşı da aldı başını gidiyor...ben (ben derken bizleri kastediyorum) gencim 28 29 yaşındayım bu işi koşturup gecemi gündüzüme katıp heyecanla zevkle yorulmadan (yorulsam da şuan için önemli değil) yapıyorum ancak yaş 50 60 olunca aynı heyecan aynı koşuşturmayla bu işi hakkıyla yapabilecek miyim? hayır yapamıycam...çünkü dediğim gibi yıllar sınıf öğretmenini daha çabuk yorar...biz sınıf öğretmenleri öğretmek zorundayız yani öğretme mecburiyetimiz...bu da bizi çok yıpratıyor işte..

öğretmenlik başlı başına yıpratıcı bir meslek ancak sınıf öğretmenlliği iki kat fazla yıpratıcı...yıpranma payı yok o yok bu yok vs...bu olumsuzluklar olunca insan bir yerden sonra düşünüyor ne kadar sevsek de istesek de vazgeçemesek de mecburen daha az yıpranıcağımız 60 yaşına bile gelince en azından vicdanen rahat yapabileceğimiz bir iş olsun diyoruz bu yüzden de idarecilik nisbeten daha iyi gibi duruyor...dediğim gibi ben öğretmenliği seviyorum ancak 60 yaşımda şimdiki kadar kendimi vererek vicdanen rahat olarak bu işi yapabileceğimi hiç sanmıyorum(kendime güvenim sonsuz ancak sağlık elden gitti mi kendine güvenmiş oymuş buymuş pek umursanmaz oluyor) ben 8 yıldır çalışıyorum 7 yılım birleştirilmiş köylerde zor şartlarda geçti ve aklınıza gelmeyecek maceralar yaşadım (3 gün aralıksız süren kar tipi altında yolda kaldım ve ölümle burun buruna gelmem bunlardan sadece biri) ancak bana bıraktığı en büyük miras benim de varsi hastalığına yakalanma ve tabii ki de hepimizin sorunu olan faranjit sinüzit gibi solnum yolundaki hastalıkların kronik hale gelmesi oldu... ben ki hayatım boyunca hastalanmayan biriyken öğretmenliğe başladım başlayalı 3 kez ameliyat oldum hala da çekiyorum..

sözün özü idarecilikte bağırmak çağırmak yok kendini paralamak yok birşey öğretemedim derdi yok...60 yaşında bile yaparsın bu işi...bu bir kaçış değil geleceği görmek ona göre davranmaktır...vesselam...

özellikle sınıf öğretmenliğinde 1 sınıfı okutanlar. bence onlar diğer öğretmenlerden daha fazla saat ekders almalılar. tenefüste dahi çalışıyorlar. öğretmen odasından çıkmayan öğretmen bu sene 1sınıf ı okutuyorsa değil öğretmen odası sınıftan dahi çıkamıyor.(bu sene bir kere daha anladım )

ama 1 sınıf çok yorucu üzücü olmasına rağmen baharla beraber onların okumaya geçmesini çüçek açmasını gördükçe kalbiniz heyacanla artar. kırmızı kurdelelerini sırayla takmaya başladığınız zaman okulda göğsünüz kabara kabara gezersiniz. öğrettim dersiniz. ya öğrenemiyenler engelli öğrenciler... geceleri dahi rüyanıza girer ne çok üzülürsünüz. . bir çok eğitim taktikleri denersiniz ama olmadığı zaman üzülürsünüz. ama sonuçta bence sınıf öğretmenliği başta birinci sınflar olmak üzere zevklidir. mum gibi erisekde cevremizi  aydınlatmak hoşumuza gider

sınıf öğretmenliği idealistlik ister, bir o kadarda nankördür(maddi açıdan) bakıyorum beden eğitimi öğretmenine(yada müzik öğretmenine yada resim öğretmenine yada teknoloji tasarım öğretmenine ,yada bilgisayar öğretmenine....) , önce sıra oldurtuyor sonra sağbaştan saydırıyor ardınada ya voleybol topu yada futbol topu veriyor  haydi çocuklar güle güle ne rahat bir iştir ya !! senin akşama kadar sesin soluğun kesilsin  vede beynin zonklasın harf öğreteceğim diye ...gel gelelim ekderse adam ya seninle aynı ek dersi alıyor yada senden fazla ekders alıyor ..sınıf öğretmenliği hakkını vermeye kalktığında vallahi her babayiğidin harcı değil  .bu yüzden yöneticilikte sınırları zorlayıp ilköğretim konumundaki en ücra okulları şimdiden tespit ettim.ve dört gözle bekliyorum ne zaman okul listeleri açılacak diye ne yalan söyleyim yani ..

hocam yazdıklarınızın geneline bakarsak haklılık payınız var.ancak tüm branşların kendine özgü sıkıntıları da yok değil.teknoloji ve tasarım dersinden bahsetmişsiniz.bu ders hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz bilmiyorum. yada bu derste neler yapıldığının.düşünün ki 40 kişilik bir sınıfa giriyorsunuz.sınıfın yüzde 80 i amaçsız serseri denebilecek tipte öğrenciler.malzeme getirmiyorlar.malum bu ders uygulamalı bir ders olduğu için çocuk malzeme getirmemişse sessiz olmasından başka yapacağı birşey yok.ama onu da yapmıyor tam tersine onu bunu taciz etmekten başka birşey yapmıyor bu arada öğretmen ne yapıyor?sus oğlum otur kızım yapma yavrum yani çocuk avutmak kalıyor geriye yapacak.peki bu işin ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz.öğrenci biliyor bu dersin gereksiz olduğunu öğretmen de biliyor ama bu bildiğinin tersini ispat etmek için o kadar çabalıyor ki sonunda pes ediyor.ne haliniz varsa moduna giriyor.1. sınıfları okutmanın zorluğuna elbette katılıyorum bu konuda hiç şüphem yok.hatta her zaman söylemişimdir ben sınıf öğretmenliği yapamam diye.
sözün özü şunu söylemek istiyorum:hiç ders dışardan göründüğü gibi laylay lom değil.kendine özgü sorunları var emin olun.

helal olsun sınıf öğretmenı arkadaslarıma desteklıyorumm sızı ... en zor bızım vaalla ) Allah tan bu yıl 4 lerı okutuyorum ..............

branş öğremenlerini kötülemek  gb bir durum yok.ama şurasıda bir gerçekki bir beden , rehberlik öğretmeni  ile snf öğretmeninin çalışmaları bir olamaz.
şu an 1. sınıf öğretmenlerini görüyorumda canlarından bezmiş durumdalar.
hep şunu söyledim arkadaşlara eğer branş öğretmeni olsaydım bu sınavlara değil çalışmak umrumda bile olmazdı.
ancak bırakın sınıf öğretmenliği yapmayı .bizden istedikleri bir sürü kırtasiye işlerinden dolayı öğretmenlikten sıkılır olduk.
yok formlar,yok dereceli anahtar ölçekleri,yok perf ödevleri,yok klüp raporları illallah ettirdiler.
mesleğimizi yapamaz olduk...
işte bu nedenlerle sınava girdim,74 aldım
ha yeter mi onu bilemem gayri.elimden geleni yaptım.herşeyin hayırlısı olsun tüm öğretmen arkadşlarımında....

Yönetici Atama ve Sendikaların Tutumu

Yönetici Atama ve Sendikaların Tutumu
13 Aralık 2009 00:17
Kamudanhaber sitesi olarak yönetici atamalarına sendikaların bakış açısını ele aldık.


.Milli Eğitim Bakanlığının tam 5 yıldır çıkardığı yönetici atama yönetmelikleri ve yaptığı atamalar dikiş tutmuyor. Yönetici atama konusu ve sendikaları mercek altına alıyoruz.


1-Türkeğitimsen,  Yönetici atama yönetmeliği konusunda en çok yazan çizen ve basına demeç veren sendika olarak göze çarpan Türkeğitimsen yönetici atama yönetmeliği konusunda en büyük hatayı 2004 yılındaki sınav esaslı yönetmeliği iptal ettirerek yaptı. Zaten o gün bugün de yönetici atama yönetmeliği dikiş tutmadı. 2004 yılında sınav + ek 2 esaslı yönetmeliği iptal ettiren sendika, 2009 yılında Meb’e sınav + ek 2 şeklinde 2004 yönetmeliğine benzer  bir teklif sundu.


2004yılındaki yönetmeli iptal ettiren Türkeğitimsen aslında en büyük darbeyi   kendisine vurdu. çünkü 2004 yılından sonraki 5 yılı aşkın süreçte eğitim kurumları hep vekaleten yönetildi. Bu vekaletlere de sarı sendika karar verdi. Bu sayede de 5 yıllık süreçte yüzde 700 yakın bir üye artışı sağladı. çünkü bir okulda yönetici kadrosu hangi sendikada ise dikkat edin çoğunlukta o sendikadan yana olur. Türkeğitimsen 76. madde ile yapılan atamalara açtığı davalarla şüphesiz ki eğitim camiasının gözünde olumlu puanlar topladı. öyle ki bir çok okulda kendi üyelerine bile dava açarak yapılan işin usulsüz olduğunun mesajını verdi.


2- Eğitimsen, Yönetici atama yönetmeliklerine en çok dava  açan ve kazanan sendikadır. Amacı bu hükümet döneminde hiçbir şekilde atama yaptırmamak olarak algılanmaktadır. Mevcut üyeleri yönetici atama sınavına ilgi göstermeyen kişilerden oluşmaktadır. Eğitimsen yönetici atama konusunda, okul yöneticilerinin seçimle atanması gerektiği tezini savunmaktadır. Ayrıca sadece sınav puan üstünlüğünü esas alan yönetmelik istemektedir. Eğitimsen bundan sonraki yönetici atama yönetmelikleri ve atamalar konusunda da şimdilik sessiz kalsa da en çok ses getirecek sendika olacaktır. Bundan sonraki sürece DİKKAT…


3-Eğitimbirsen, Yönetici atama konusunda aslında ne istediğini tam olarak bilen ve bu süreçte adım adım istediği bir çok şeyi gerçekleştiren sendikadır. Eğitimbirsen şimdiye kadar çıkarılan hiçbir yönetmeliğe itiraz etmediği gibi, 2006 yılında yapılmış bir sınavda binlerce kişi yönetici olmak için beklerken; 2007 yılında bir gecede yapılan atamalara bile ses çıkarmamıştır. 76 madde ile yapılan hiçbir atamaya itiraz etmemiş ve bu atamalara dava açmayan tek sendikadır. Son dönemde sınav esaslı yönetmelik isteği ve atamaların bir an önce yapılmasını istemesi gayet normaldir. çünkü sınava üyelerini gerçekten ciddi şekilde kamplar yaparak her ilde genel merkez yöneticileri de dahil hazırladılar. Bir çok ilde zaten vekaleten görev yapan üyeleri sınav öncesinde rapor alarak kamplar yaptılar. Sınav sonuçlarını incelediğimiz zamanda üyeleri bir çok ilde başarılı oldu. Sınavsız atama isteğini 5 yıldır gerçekleştiremeyen Eğitimbirsen çözümü bu yolda buldu.


Aslında üç büyük sendikayı mercek altına aldığımız zaman amaçları aynı, Ne yaparım da okullara en çok kendi üyemi yönetici yaparım mantığı. Aslında bu yadırganacak bir durum değildir. çünkü sendika üyelerine menfaat sağlamakla yükümlüdür. İki sendika burada tam olarak ne istediğini bilmektedir. Eğitimbirsen hükümetinde rüzgarını arkasına alarak bütün kurumlarda kadrolaşmak istemektedir. Eğitimsen ise bu hükümet döneminde hiçbir şekilde atama yaptırmamaya çalışmaktadır. Türkeğitimsen'in bu konudaki yol haritası nedir?Bu süreçte en çok dikkatli olması gereken sendika Türkeğitimsendir. çünkü bir sendika iktidar desteğini arkasına almış ve amacına adım adım ulaşmaktadır. Diğeri ise bu dönemde kadrolaşma yaptırmayacağım diye her yönetmeliğe, atamaya haklı haksız dava açmaktadır. Bu da üyeleri tarafından pek önemsenmemektedir. çünkü Eğitimsen’in üye profili çok farklıdır. Kısaca yönetici atama konusunda kaygan zemin üzerinde duran sendika Türkeğitimsendir.


Murat YILMAZ/Kamudanhaber öğretmenler Bölüm Sorumlusu

branşlarla ilgili yazdıklarınıza dair söyleyecek o kadar çok şeyim var ve bu konudan o kadar çok yoruldum ki... sınava girme nedenimdir tüm bu sıkıntılar.
pek çok iş yapıp hiçbirşey yapmıyo gibi algılanmak, burada bazı arkadaşların da dediği gibi, gerçekten yıprattı beni ve soğuttu mesleğimden. 5 yılı doldurdum ama hiç zevk alamadım malesef, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerimizin bu gibi yanlış düşünce ve tutumlarından....
daha söyleyecek çok şey var gerçekten, ama inanın yoruldum ve sıkıldım bunları konuşmaktan ve düşünmekten.
son olarak şunu söyleyebilirim ki, bi arkadaşımızın da dediği gibi, hiç bir branş yada hiç bir meslek dıştan görüldüğü gibi olamaz, lütfen değerlendirirken/yorum yaparken bunu unutmayalım

 bende zaten ilköğretim okuluna tayinim çıkıpta ,manzarayı gördükten sonra yönetici olmanın en akıllıca iş olduğunu gördüm ..bundan önceki 6 yıllık öğretmenlik hayatımda (birleştirilmiş sınıf kimi yıllar tek, kimi yıllar 2 öğretmendik) bende hiç böyle bir düşünce yoktu ..ne zamanki ilköğretim okuluna tayinim çıktı ve çevremdeki tüm öğretmenleri gözlemledim  o zaman anladım manzarayı..sınıf öğretmenliği aktif ve verimli olarak taş çatlasın 45  yaşına kadar sürdürülebilir bir meslek .ondan sonrası artık savsaklamayla  geçer... dünkü yorumumda belirtiğim branşlarda  69-70 yaşına kadarda mesleği sürdürebilirsin (fizyolojik sağlığın iyiyse) ...herkeste göz var nizam var..

İşini hakkıyla yapanlara haksızlık yapmayalım arkadaşlar.Sınıf öğretmenlerinin içinde de fazlasıyla savsaklayanalar var malesef.Bu konuyu günlerce tartışsak yine bir yere varamayız bence.

Rizap hocam kamudan haber tes in borozanı yorumlarını dikkate almamnı öneririm.Onlar kendileri çalıp oynasınlar

evet bir branş öğretmeniyim ve yine evet bu yüzden çok yoruluyorum. sınıf öğretmenliği zor amenna. ama diğer bölümlere laf etmemek gerekiyor bence. her dersimde konumu anlatmak boğazımı ağrıtmam gerekiyor. 5 dakika boş oturamıyorum ve ergenlik dönemine yeni giren çocukların sorunlarını biz biliyoruz. madalyonun diğer tarafından baktığımız zaman en azından olsa müzik, resim, beden eğitimi gibi derslerde rahatlama var. hocalarıma katılıyorum lütfen genelleme yapmayalım ve her bölümün kendi içinde zor olduğunu hatırlayalım

Beklemekten sıkılmaya başladım artık. Ne olacaksa olsun be.

okuls hocam ne güzel söylemıssınız.benım sınavla felan ısım yok zaten olamazda çünkü sözlesmeliyim.soyle bı dolasıyordum okuyayım dedim.hakıkaten yıpratıcı bi meslek.gecen sene bırlestırılmıs okuttum az kalsın sesimi kaybedecektım cok zor ıyılestı.tabi yazın  da bi o kadar stres.cunku daha meslegın basındayız ve cok uzun yıllarımız var.ama kendımı hiç idarede istemedım.sizler gıbı azimli calıskan hocalarımız insallah isteyenler olur.

yönetici ataması eş zamanlı yapılması için imza kampanyası açıldı. katılmanızı isterim.


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]