Lev Tolstoy ve Mutluluğun 3 Anahtarı,
"Hayat bitmeyen bir mutluluk olmalıdır ve olabilir" düşüncesiyle, yaşamının sonuna kadar gerçek mutluluk ve hakikat arayışıyla geçiren Tolstoy, "Öyleyse Ne Yapalım?" adlı eserinde mutlu yaşamın formülünü veriyor: "En yüce mutluluk üç şeyle elde edilir: çalışma, fedakârlık ve sevgi." Hayatını ve fikirlerini incelediğimizde, Lev Tolstoy'un bu üç şey için kafa yorduğunu ve çabaladığını görmemiz mümkündür. Mutluluğun bu üç anahtarını, farklı eserlerinden derlediğimiz ve anlamına göre birleştirdiğimiz, Tolstoy'un veciz sözlerinden anlamaya çalışalım:
1- Çalışmak
"Eğer insan arzulamasaydı, insan olmazdı. Her işin sebebi arzudur", bundan dolayıdır ki insan arzuladığı şeyi hedefler ve "Hedef, yol gösteren bir yıldızdır. Onsuz hayatın kesin bir yönü yoktur; yön yoksa hayat yoktur" ve "İnsanlar için fayda hayattadır. Hayat ise çalışmadadır" ancak.
"Hayattan nefret etmek, ancak duyarsızlığın ve tembelliğin neticesidir" ve "İnsan hatalarının iki kaynağı vardır: tembellik ve vehim. Ve iyi işlerin iki kaynağı vardır: uğraş ve akıl", sen de buna uyarak "Bir şey yapıyorsan, onu iyi yap. Eğer iyi yapamıyor veya yapmak istemiyorsan, en iyisi hiç yapma." Unutma ki "Kötü işlerin kökü, kötü düşüncelerdedir" bu yüzden, "Güzel düşün ve fikirlerin iyiliklere dönüşür."
Tarih boyunca "İnsanların başına gelen belalar, yapılması gerekenden ziyade, yapılmaması gerekeni yaptıkları yüzündendir." Sonuç itibariyle "Hiçbir şey yapmaktansa, hiçbir şey yapmamak daha iyidir", öyleyse "Gereksiz, uğraştırıcı, sabırsız, kaygılı, zararlı ve aynı zamanda ilgi çekici bir iş, tembellikten daha beterdir. Gerçek çalışma, her zaman sakin, ölçülü ve gösterişsizdir."
"Yüce ve hakiki işler, her zaman sade ve mütevazıdır" ve "Gerçekten önemli işlerle meşgul olan bütün insanlar her zaman sadedirler, çünkü fazla ve gereksiz şeyler bulacak zamanları yoktur." Onlar her zaman bir gayret içindedirler, çünkü "İyi iş her zaman gayretle yapılır ve bu gayret birkaç defa tekrarlandığında, o iş alışkanlığa dönüşür artık."
2- Fedakârlık
"Hayatın tek gerçek mutluluğu, başkaları için yaşamaktır" ve "Bireysel ve toplumsal yaşamda tek kural vardır: hayatını iyileştirmek istiyorsan, onu adamaya hazır ol", zira "Her kişi bilir ki, insanlarla kendisini ayıran şeyleri değil, onlarla kendisini birleştiren şeyleri yapmalıdır."
Fedakârlıktan kasıt, başkalarının iyiliği için yaşamaktır, çünkü "İyilik, ancak fedakârlık olduğu zaman iyiliktir" ve "İyilik, hayatımızın sonsuz, yüce amacıdır. İyiliği nasıl algılarsak algılayalım, hayatımız, iyiliği hedefleyip ona doğru ilerlemekten başka bir şey değildir."
"Bütün hayatın için bir amacın olsun, belli bir zaman için bir amaç, yıl için bir amaç, ay için, hafta için, gün için, saat için ve dakika için; büyük amaçlar uğruna küçükleri feda ederek yaşa" ve unutma ki "Hayat, iyilik ve mutluluktan başka bir amaç güdemez. Sadece bu amaç yaşamayı hak ediyor."
"İyiliği telkin etmenin en güçlü şekli, iyi bir hayat örneğidir" ve "Sadeliğin, iyiliğin ve doğruluğun olmadığı yerde, yücelik yoktur", nasıl ki "Bir ressamın, insanların sıkıntılarını görüp üzülmesi ve paylaşması yerine, onların sıkıntılarını resmetmek için gözlemlemesi çok garip ve ahlak dışıdır", öyle de "Bir güvercinin iyiliği, bir erdem değildir. Güvercin bir kurttan daha erdemli değildir. İyilik, gayretin başladığı yerde başlar", çünkü "İyi kalplilik olmadan, en iyi özelliklerin bile değeri yoktur ve en kötü kusurlar onunla kolayca affedilebilir."
"İki istek vardır ki, onların gerçekleştirilmesi insanın gerçek mutluluğunu oluşturur: faydalı olmak ve rahat bir vicdana sahip olmak", yani "Beden için sağlık neyse, ruh için de iyilik odur. İyilik, ona sahip olduğunda fark edilmez, ama her işte başarı getirir."
"Seni manevi açıdan yücelten şeyleri yap sadece. Emin ol ki, ancak bu şekilde her şeyden çok topluma faydalı olabilirsin" ve unutma ki, "Başkaları için yürekten yaptığın her iyiliği, her zaman kendin için yaparsın", öyleyse dikkat et ve "İyiliği gizlice yap, açığa kavuştuğunda ise utan. Ancak bu şekilde iyilik etmenin mutluluğunu öğrenebilirsin."
3- Sevgi
"Gerçek aşk, bir kişiye karşı sevgiden ziyade, ruhun herkesi sevmeye hazır olması halidir", demek ki "Sevgi, ruhun varlığıdır. Sevgi, insana karşı olan bütün kötü duygulardan, rahatsızlık ve ironiden arınmalıdır", öyleyse "İnsanların davranışlarını iyi ve kötüye ayıran tartışılmaz bir alamet vardır. Eğer o davranış insanlar arasındaki sevgi ve birliği artırıyorsa, iyidir; düşmanlık ve ayrılık çıkarıyorsa, kötüdür."
"Sevgiyi sorgulamak, sevgiyi yok eder", dikkat edersen, "Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aile ise kendince mutsuzdur", çünkü "Hakiki evlilik, sevgiyi aydınlatandır ancak."
"Sevmek, başkasının ruhuna geçmektir, onun arzularıyla yaşamaktır", yani "Sevmek, sevdiğinin hayatıyla yaşamak demektir", evet "Sevmek güzeldir, ama sevilmek mutluluktur", belki de bu yüzden "Her zaman iyi olduğumuz için sevildiğimizi düşünürüz. Fakat aklımıza gelmez ki, sevilmemiz, bizi sevenlerin iyi olmalarından kaynaklanıyor."
"Dünyaya, insanlara sevgiyle bak, onlar da sana aynı şekilde bakar", görüldüğü gibi "Herkesin mutlu olması için bir çare var: herkes kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalara da öyle davranmalı."
"Sevgi ölümü yok eder ve onu boş bir hayalete dönüştürür, aynı sevgi hayatı anlamsızlıktan anlamlı bir şeye çevirir ve mutsuzluktan mutluluk yapar", öyleyse "Sevmek, hayat yaratmaktır" ve bil ki "Sevgi neredeyse, Tanrı oradadır."
Sonuç
Hayatın amacı olan mutluluğun üç anahtarı çalışma, fedakârlık ve sevgiyi doğru bir şekilde anladığımızda ve yaşamımıza aktardığımızda, Tolstoy'un Astapovo istasyonunda bıraktığı sahipsiz bayrağı yeniden dalgalandırmış olacağız. Bunun için kendimizi eğitmeye ve geliştirmeye adamamız şarttır.