Zamanında bir sahabe Peygamber Efendimizin yanına gelir ve gelecek kaygısı taşıdığını söyler.İleride geçim sıkıntısı yaşayabileceğinden duyduğu endişenin kendisini huzursuz ettiğini anlatır.Bunun üzerine Peygamberimiz kendisine ne kadar süre yetecek kadar ekmeğini olduğunu sorar,sahabe bir hafta kadarcık cevabını verir.
Peygamberimiz bunun üzerine o bir haftalık ekmeği komşularına dağıtmasını söyler.Adam,efendimizin isteğini yerine getirir. Ancak her kapısını çaldığı komşusu,akşama ekmeklerinin olduğunu,başka bir komşusuna götürmesini söylerler.Adam ekmek verecek kimseleri bulamaz.Onların yalnızca akşama ekmekleri vardı,yarınları ise meçhuldü.Adamın ise bir hafta yetecek ekmeği vardı,içinde ise kaygısı
Rivayet edilen bu olay aslında insanların mutsuzluklarının
beklentilerinin yüksekiğinden kaynaklandığı anlaşılıyor.İşim var,evim olsun,arabam var daha iyisi olsun, evi büyütmeliyim,yazın nerede oturacağım,e çocukların evi ne olacak,çocuk mezun biraz daha çabalayım da ona bir araba hediye edeyim.Bitmiyor değil mi? Sonu da yok maalesef ya her şey bir arada tastamam olacak ya da akşama ekmeğim varın mutluluğunu yaşayacağız
Hocam insanoğlu doyumsuz oluyor malesef. Aslindamutlu olmamizi gerektirecek okadar cok sey varki.biz farkinda degiliz.