Mutluluğun Sırrı

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 02 Ağu 2012 15:57:36
Mutluluğun sırrı ihtiyaçlarda saklı...

California Üniversitesi sosyologlarından Diane Felmlee’nin uzun süredir ve çok sayıda kişi üzerinde yürüttüğü araştırmalar, insanların başlangıçta partnerlerine aşık olmalarına neden olan özelliklerin zaman içinde batmaya başladığı ve hatta ilişkiyi bitirme nedeni olabildiğini gösteriyor. Bu nasıl mümkün olabiliyor? derseniz aslında cevap hiç de şaşırtıcı değil, okuyunca hak vereceksiniz: Başlangıçta tespit edilen her olumlu özellik zaman içinde tam tersi olarak algılanmaya başlıyormuş!

1. Uysal ve ağırbaşlı insanlar zaman içinde pasif ve işe yaramaz olarak algılanıyor.

2. Güçlü ve yılmaz kişiliğe sahip kişiler zaman içinde inatçı ve mantıksız olarak...

3. Aşırı sosyal ve eğlence sevenler çenebaz ve baş şişirici...

4. Anksiyeteli ve aynı zamanda birlikte olduğu kişiye önem verenler zaman içinde yapışkan, istek ve ihtiyaçları hiç bitmeyen bir tip olarak görülebiliyor.

5. Başlangıçta heyecan verici gelen risk alabilme yeteneği zaman içinde korkutucu bir sorumsuzluk hatta kötü ebeveynlik özelliği olarak görülebiliyor.

6. Başlangıçta hoşa giden ve gurur veren fiziksel güzellik zaman içinde partnerin çok fazla para harcamasına neden olan olumsuz bir özellik olarak görülmeye başlanabiliyor.

7. Yine başlangıçta başarının sırrı olarak görülen çalışma tutkusu zaman içinde işkoliklikten başka bir şey olarak görülemeyebiliyor.

8. Başlangıçta çok hoş bir özellik olarak görülen espritüellik zaman içinde boşboğazlık, düşüncesizlik ve hatta kabalık olarak görülebiliyor. Araştırmalar özellikle uç noktalarda seyreden kişilik özelliklerinin başlangıçta ilgi çekici olmalarına rağmen zaman içinde çok yüklü bir fatura çıkardığını gösteriyor. Psikologlara bakılırsa şu hayatta tam istediğimiz gibi birini bulmamız kesinlikle mümkün değil. Herkesin bir eksiği oluyor. Hawaii Üniversitesi psikologlarından Elaine Hatfield bu olumsuz kişilik özelliklerinin zaman içinde kabul ve tahammül görmesinin ‘eşitlik teorisi’ ile orantılı olarak artış veya azalma gösterdiğini söylüyor.

Eşitlik teorisi nedir?


Sosyal normlar insanları birbirlerine karşı eşitlik mentalitesiyle yaklaşmaya teşvik ediyor. Eşitlik teorisine göre ilişkimizin dengesi bozulduğunda, bu bozulmayı ya psikolojik ya da eşitlik değişimlerine başvurarak çözümlüyoruz. Eğer eşitlik dengesi size doğrultulmuşsa ve birikte yaşadığınız hayat gerçekten iyiyse, ilişkinizde ihtiyacınız olan ve hak ettiğiniz tatmini bulabiliyorsanız, partnerinizin sinir bozucu ve çileden çıkarıcı kişilik özelliklerini, davranışlarını görmezden gelebiliyorsunuz. Duş alırken göl haline getirdiği banyo, saç tutamlarıyla tıkadığı gider, yemek yerken yere döktüğü kırıntılar o kadar batmayabiliyor. Uzmanlar bu eşitlik kuralı nedeniyle özellikle eş seçiminde başlangıçta hedeflenmesi gerekeni şöyle özetliyor:

Öncelikle bir ilişkide karşınızdaki kişiden neler bekliyorsunuz, ihtiyaçlarınız nelerdir bunları samimi olarak kendinize itiraf edin. Ve ondan sonra hoşlandığınız kişide bunların ne kadarının olduğuna bir bakın. İlişki ilerledikçe ve evlilik gibi ciddi bir karar aşamasına gelindiğinde bu ihtiyaç listesinden ne kadarının karşınızdakinde bulunduğu gelecekteki mutluluğunuzu belirleyecek unutmayın!

Tabii aynı kural karşınızdaki için de geçerli. O da sizde ihtiyaç duyduğu şeyleri bulabilmeli mutlu olabilmek ve mutlu edebilmek için. Onun için karşınızdakinin listesini de öğrenmeye ve kendinizde ne kadarının bulunduğunu anlamaya çalışın mutlu bir beraberlik için...

(12.02.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)


Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.800
  • 227.374
  • 28.800
  • 227.374
# 02 Ağu 2012 16:01:25
Bir insanın bir insana verebileceği en güzel hediye,
"Ona ayırabileceği zamandır."

Sevdiklerinize zaman ayırın, yoksa zaman sizi sevdiklerinizden ayırır...!

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.800
  • 227.374
  • 28.800
  • 227.374
# 02 Ağu 2012 22:06:06

Mutluluk, herkes gibi yaşarken kimse gibi olmamaktır...!

~Simone de Beauvoir~

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ağu 2012 22:07:56
İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır.

 Goethe

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.800
  • 227.374
  • 28.800
  • 227.374
# 02 Ağu 2012 22:35:53
MUTLULUK İÇİN KÜÇÜK SIRLAR


1. Ufak şeyleri dert etmeyin.

2. Kusursuz olamayacağınızı kabullenin.

3. Huzurlu ve ılımlı insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın.

4. Olumlu ve olumsuz düşüncelerde kartopunun çığ gibi büyüme etkisini unutmayın.

5. Sevgi kapasitenizi geliştirin.

6. Unutmayın; öldüğünüz zaman bile, hala yapılacak... bir dolu işiniz olacaktır.

7. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin.

8. İyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin.

9. Bırakın ilgiyi başkaları toplasın.

10. İçinde bulunduğunuz anı yaşamayı öğrenin.

11. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün.

12. Sabır geliştirme egzersizleri yapın.

13. Sevgi elini önce siz uzatın.

14. Kendinizle; dolayısıyla çevreyle barışık olun.

15. Gülümseyin.

16. Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın.

17. Strese dayanma gücünüzü arttırın.

18. Haftada bir kez içten bir mektup yazın.

19. Temiz hava alın.

20. Zihninizde özel bir bölüm açın.

21. Her gün bir dakikanızı, minnettar olduğunuz birini düşünerek geçirin.

22. Tanımadığınız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin.

23. Her gün kendinize sessiz bir zaman ayırın.

24. Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün.

25. Karşınızdaki kişiyi anlamayı amaçlayın.

Çevrimdışı fusunhoca

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.378
  • 24.317
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.378
  • 24.317
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Ağu 2012 00:50:25
Her insan mutlu olamaz... Çünkü gereğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını. Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü.

Her insan mutlu olamaz... Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları, hak ettiğinden daha büyük umutlarla bekler hayatına girenleri. Ve asla göremez yanı başındakileri.

[ Tolstoy ]

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 03 Ağu 2012 08:52:17
 kendinle barışık olmaktır

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 03 Ağu 2012 09:02:09
MUTLULUĞUN SIRRI    Zaman birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış. Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış 'bu gençliğin sırrı nedir' diye.İhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya.. Ama Sorular sık , soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki.... Düşünmüş nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca herkese. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine."Bu davette size sırrımı açıklayacağım” demiş.Herkes merakla davete gelmiş. Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit iyice gecikmiş. Ama gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş. Herkes konu ne zaman açılacak diye merek ederken Adamcağız huri gibi sevimli hanımına seslenmiş:-"Hatun, şu kilerde bir karpuz getirir misin bize sana zahmet!.."Hanım hemen doğrulmuş kilere giderek kaş ile göz arasında gidip bir karpuz getirmiş. Adamcağız şöyle eliyle bir vurmuş tık tık diye sonra da:" Bu olmamış hanım, güzel çıkmayacak, başka getirir misin bir zahmet" demiş.Hanım onu götürmüş bir tane daha getirmiş. Adam onu da bir yoklamış yine beğenmemiş.
“ Hanım sana yine zahmet olacak ama bu da olmamış başka bir tane getirir misin “ demiş, başka istemiş.Bu böylece üç dört sefer daha tekrarlamış.Dedemiz beşincide karpuzu beğenmiş ve karpuz kesilmiş, misafirlere ikram edilmiş. Herkes karpuzunu afiyetle yerken bizim dedecik sormuş.- Eeee arkadaşlar iste benim gençliğin sırrı burada anladınız mı ?Herkes birbirinin yüzüne bakmış. Kimse bişey anlamamış..- Aman dede demişler nerde? Anlamadık biz bu sırrı!Dedecik gülmüş."Efendiler" demiş "O gördüğünüz karpuz kilerde bir tanecikti, tekti. Ben hanıma git de başka getir dedikçe o kilere gidip geliyor aynı karpuzu getiriyordu. Bir kere bile "aman be adam , deli misin nesin şu tek karpuzu ne taşıttırıyorsun bana defalarca.." demedi.Beni sizin önünüzde mahcup duruma düşürmedi. İşte ben bütün gençliğimi bu hanımıma borçluyum. Biz birbirimizi hiç başkalarının önünde zor duruma düşürmeyiz. Aile içindeki hiçbir şeyi dışarıya yansıtmayız. Hep birbirimize destek olur, dert ortağı olur, yardım ederiz. Birbirimizle ilgili olan problemleri yine birbirimize anlatırız. İyi kötü her olayı da birlikte paylaşırız . . .

Çevrimdışı zynpm

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 208
  • 373
  • 208
  • 373
# 04 Ağu 2012 03:15:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
MUTLULUK İÇİN KÜÇÜK SIRLAR


1. Ufak şeyleri dert etmeyin.

2. Kusursuz olamayacağınızı kabullenin.

3. Huzurlu ve ılımlı insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın.

4. Olumlu ve olumsuz düşüncelerde kartopunun çığ gibi büyüme etkisini unutmayın.

5. Sevgi kapasitenizi geliştirin.

6. Unutmayın; öldüğünüz zaman bile, hala yapılacak... bir dolu işiniz olacaktır.

7. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin.

8. İyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin.

9. Bırakın ilgiyi başkaları toplasın.

10. İçinde bulunduğunuz anı yaşamayı öğrenin.

11. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün.

12. Sabır geliştirme egzersizleri yapın.

13. Sevgi elini önce siz uzatın.

14. Kendinizle; dolayısıyla çevreyle barışık olun.

15. Gülümseyin.

16. Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın.

17. Strese dayanma gücünüzü arttırın.

18. Haftada bir kez içten bir mektup yazın.

19. Temiz hava alın.

20. Zihninizde özel bir bölüm açın.

21. Her gün bir dakikanızı, minnettar olduğunuz birini düşünerek geçirin.

22. Tanımadığınız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek merhaba deyin.

23. Her gün kendinize sessiz bir zaman ayırın.

24. Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün.

25. Karşınızdaki kişiyi anlamayı amaçlayın.


ben bu 25 maddeden sadece 5 ini yapabiliyorum saydım  :D  :D
sorun orda olabilir....

Çevrimdışı mesuth01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 2.134
  • 2.488
  • 2.134
# 04 Ağu 2012 15:24:21
mutluluk ; ailenle birlikte önce sağlıklı sonra huzurlu bi yaşam sürmektir...kapitalist sistemin getirdiği mutluluk arayışalrının hepsi gecici ve yapay mutluluklardır - ve hepsi boooooşşşştur...bu ikisine sahipsek daha ne isteyebilirz ki hayattan..

Çevrimdışı Kırk Ambar

  • Aktif Üye
  • **
  • 21
  • 40
  • 21
  • 40
# 04 Ağu 2012 15:29:24
terk-i masivadır

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 06 Ağu 2012 10:12:36
 .. Yaşama Sevinci ..
 
  Hayatta bu kadar mutlu olmayı gerektiren şeyler varken
Üzülmek niye, kendimize eziyet çektirmek niye
Bir düşünün sizi mutlu edebilecek ne kadar çok şey var
Bir bebeğin gülüşü, sevdiğiniz insanın sizi sımsıkı sarması
Annenizin şefkatli kucağı
Daha yüzlerce küçük olay sizi mutlu edebiliyor
Hayatı sevin, her dakikanızı, her saniyenizi doya Doya yaşayın
Çünkü hayat ulaşılmak istenen bir yoldur ve
Bu yolun uzunluğu hiç bilinmez , siz bu yolda ilerlersiniz
Karşınıza bir engel çıkar , siz bu engeli aşıp
Yolkunuza devam edersiniz,
Yada, bu engeli aşamazsınız
Ve bu sizin yolunuzun sonu olur yani ÖLÜM
Hayatınızın anlamını, ölümden dönen bir insana sorun
Yada ölmeyi bekleyen
Yaşamdan hiçbir umudu olmayan bir insana sorun
O zaman düşünün !! ,Değer mi üzülmeye
Bu güzelim hayatı doya doya yaşamak varken
Artık üzülmeyi bırakın ve GÜLÜN !!!!
 

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 06 Ağu 2012 11:42:50
  Uzun yıllar önce, uzaklardaki bir ülkede 'Bin aynalı dağ' denilen bir dağ vardı. Bu Dağın zirvesine gerçekten de bin tane irili ufaklı ayna yerleştirilmişti. Herkes zaman zaman bin aynalı dağa çıkıp, ilginç öykülere şahit olmayı ve daha son...ra gördükleri hakkında arkadaşlarıyla konuşmayı isterdi.

Bir gün, bu ülkede yasayan küçük mutlu bir köpek, bu dağı duydu ve oraya gitmeye karar verdi. Dağın eteğine ulaştı ve sora da neşeyle yukarı tırmandı. Yorulmuştu, ama yeni şeyler göreceği için keyiflenmiş ve yorgunluğunu çoktan unutmuştu. Aynaların bulunduğu zirveye geldiğinde kulaklarını dikmiş, kuyruğunu hızlı hızlı sallıyordu. Kocaman bir gülümseme gönderdi onlara. Karşılığında bin tane kocaman sıcak ve dostane gülümseme aldı. Mutluluğu kat kat artmıştı. Oradan bir türlü ayrılmak istemiyordu.

Türlü türlü sevinç ve dostluk hareketleri yapıyor, yaptıklarının bin kat fazlasıyla karşılığını görüyordu. Nihayet gün karadı ve oradan ayrılması gerektiğini anladı. dağdan inerken kendi kendisine;

"Burası harika bir yer! Buraya sık sık geleceğim" diye düşünüyordu.
Bu arada, aynalı Dağın çıkışındaki anlamlı levhayı da okudu ve mutluluğu bin kat daha arttı...

Aynı ülkede yaşayan başka küçük bir köpek daha vardı.
Ama ilki kadar mutlu değildi. Huysuz ve mutsuzdu. O da o dağa gitmeye karar verdi. Dağın eteklerine kadar gelip de yukarıya baktığında, şikâyete başlamıştı bile.
Sızlana sızlana dağın tepesine kadar çıktı. Yorgunluk ve kızgınlığa şimdi bir de korku eklenmişti. Doğru ya, bu dağın tepesinde kendisini kim bilir hangi hırsızlar, haydutlar bekliyordu! Aynaların olduğu alana yaklaşırken, her an bir düşmanla karsılaşacakmış gibi başını öne eğmişti. Kafasını kaldırıp da aynalara baktığında gözlerinde inanamadı. Soğuk soğuk bakan bin tane köpek gözlerini onun üzerine dikmişti.

Güya onlardan korkmadığını onlara göstermek için hırlamaya, dişlerini göstermeye başladı. Aynı anda korkunç görünümlü bin köpek kendisine hırlayınca, korkudan ne yapacağını bilemedi ve dağdan kaç inerken kendi kendine;
"Burası korkunç bir yer! Buraya bir daha asla gelmeyeceğim." diyordu.
Huysuz köpek, o hızla ve korkuyla kaçarken, aynalı dağ hakkında bilgi veren levhayı ve üzerindeki yazıları görmemişti bile. Levhada şöyle yazıyordu:

"Ey yolcular! Sakın aldanmayın, gördüğünüz görüntüler sadece ve sadece sizin aynadaki yansımanızdır. Aynı şekilde; hayatta başınıza gelen bütün olaylar size tutulmuş aynalardır.

 Bu temelde aynalarda kendimizi, geleceğimizi nasıl görmek istiyorsak öyle bakmalıyız.*alıntı*

Çevrimdışı alper bocut

  • B Grubu
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Ağu 2012 12:00:43
Mutluluk, evde bizim değil Allah'ın sözünün geçmesidir.

Çevrimdışı matematikçi44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 154
  • 232
  • 154
  • 232
# 06 Ağu 2012 21:57:37
mutluluk kişinin kendisini Allaha yakın hissetmesi ile doğru orantılıdır zaten dünyaya gelişimizdeki amaç budur

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK