bence mutluluğun sırrı bağışlamaktır çünkü..
2 yıl rizede bir ilçe merkezinde m.yard. olarak çalıştım. Bulunduğun ilçe halkı, ben onlar için çalıştıkça, uğraştıkça, görevimi layıkıyla yapmaya çalıştıkça benden nefret ettiler. Okulumun Müdürü bana her türlü işini yaptırdı. Öğretmen arkadaşlarım (hatta en yakınımdakiler) yüzüme ayrı arkamdan ayrı konuştular. Okumaya niyeti olmayan bir sürü öğrencinin bulunduğu okulda bu öğrenciler; sürekli problemler çıkardılar, iftiralar attılar, velilerini yalan-taraflı-duygu sömürüleriyle okula kavgaya getirdiler. Bu tür hemen hemen tüm durumda müdür beni maşa olarak kullandı. Mesai arkadaşlarımdan bir çok düşmanlıklar gördüm, maddi manevi zararlara uğradım. Amirlerim oluşan olumsuzluklarda beni yetersiz gördü, halbuki ben insan üstü bir gayret içerisindeydim bu gün daha iyi anlıyorum. Yalnızdım. Bir çok tanıdığım vardı ilçede belki de herkes beni tanıyordu, fakat kim oldukları ve neden yaptıkları halen belli olmayan kişiler arabamı cizip lastiklerini kestiklerinde hiç kimse geçmiş olsun demek için aramadı.
Benim için öğrencilerimin başarısı başarı dedim. Düzlise sonuçta o da gelmedi. Çalışmalarımın sonucunda, başta beni maşa gibi kullanan müdür olmak üzere öğrencilerimden birkaçı dışında kimseden bir teşekkür bile duymadım.
Fakat ben, bunları yapan tüm insanları affettim. Onlardan artık nefret etmiyorum. Kalbimde sevgi için çok yer var. Yaşamak, vermek ve öğretmek için zihinsel, duygusal ve manevi enerjiye ihtiyacım var. Kalbimi kızgınlıklarla ve nefretle dolduramam. Bugün rizenin başka bir ilçesinde okul müdürüyüm ve bunları yazarken de adrenalin salgılamıyorum artık