*HER GÜN OKUNASI TESPİTLER*
ÖĞRETMENLİK PEYGAMBERLİK MESLEĞİDİR
İYİ BİR ÖĞRETMENİN ÖZELLİKLERİ
Sahanın otoriteleri iyi bir öğretmen olmanın özelliklerini şöyle sıralamışlardır:
a) Ahlâkî açıdan iyi bir öğretmen:
1-Talebesine şefkatli davranır,
2- Resûl-i Ekrem'in yolunda ve usûlünde yürür,
3- Daima doğru yolu gösterir ve nasihatlerde bulunur,
4- Talebeye zekâsının müsait olduğu derecede ilim verir,
5-İlmiyle amel eder, bildiklerini yaşar,
6-İlimden maksadın Allahın rızasını kazanmak olduğunu vurgular.
b) Meslekî açıdan iyi bir öğretmen:
1-İyi bir öğretmen, konu alanını çok iyi bilir ve bildiklerini öğrenciye etkili bir biçimde aktarır,
2-Öğrenciyi anlar, Onun ihtiyaç ve beklentilerine uygun eğitim ortamları düzenler,
3-Öğrenciyi çalışmaya karşı tahrik eder,
4-Öğrencilerin birbirinden farklı olduğunu kabul edip, her öğrenci ile imkân dahilinde ayrı ayrı ilgilenir,
5-Öğrenciye rehberlik yapar, sorunlarının farkında olur,
6-Elinden geldiğince yardım eder, öğrencisini ve öğretmeyi sever.
7-Öğretirken öğrencinin kavrama gücünü göz önünde bulundurur.
8-Uyarılan bir insanın (motivasyon) uyarılmayana göre daha kolay öğrenebileceğinin farkındadır. Ancak bu uyarımın (motivasyon) ölçülü olmasına çok dikkat eder.
9-Ödüllendirme ile kontrol edilen öğrenmenin, genellikle ceza ile kontrol edilen öğrenmeye oranla daha etkin olacağını, öğrencinin içinden gelen uyarımın, dışarıdan empoze edilen uyarıma oranla daha etkili olacağını bilir.
10-Öğretimde esas başarıdır. Önemli olan, öğrencinin başarısızlığını başarıya dönüştürmektir. İyi bir öğretmen bunu yapar. Öğrencilerin, kendileri için gerçekçi olan amaçları tesbit hususunda onlara yardımcı olur. Ancak bu amaçlar, ne hemen ve az çaba ile erişilecek kadar kolay, ne de erişilmeyecek kadar güç olmamalıdır.
11-Öğrenmede geçmiş yaşantıların önemli bir yeri vardır. İyi bir öğretmen, geçmiş yaşantılardan örnekler anlatarak öğrencinin dikkatinin uyanık tutar. Öğrencinin öğretime aktif olarak katılmasını, pasif alıcılığına tercih eder.
12-Alıştırmalara önem verir. Çünkü becerilerin iyi öğrenilmesinde tekrarlanan alıştırmaların yerini hiçbir şey tutamaz.
13-Öğrenci, öğrenme yaşantıları arasındaki ilişkileri bizzat bulur ve ilişkileri gerekli durumlara uygulama deneyimi kazanırsa öğrenim kolaylaşır.
14-Öğretmen, okula ve ders meclisine yöneldiğinde maddî ve manevî temizlik yapar, imkânları dahilinde kendine layık olan elbisenin en güzelini giyer.
15-Öğretmen, eğer din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni ise, ilmi yaymaya, açıklanması emredilen dînî hükümleri tebliğ etmeye, ilmi araştırmaya, doğruyu ortaya çıkarmaya, haktan yana olmaya niyet eder.
16-Öğretmen, öğrencilerin derse zamanında gelmelerini sağlamak için okula zamanında gelir, derse zamanında girer, derse giriş, çıkış saatlerine riayet eder. Çünkü fiil ve hareketlerinde bir düzeni olmayan bir öğretmen, öğrencilere bu alışkanlığı kazandıramaz. Bugünkü manada öğretmen trafik vs. problemleri de hesaba katarak dersin başlamasından en az yarım saat önce okulda bulunacak şekilde evden ayrılmalıdır. nöbetçi olduğu günlerde bir saat önce okulda olmalı ki, gerekli kontrolleri yapabilsin.
17-Öğretmen sınıfa girer ve öğrencilere selam vererek öğrencilerin ders esnasında rahatlıkla görebileceği bir yere edeplice oturur. Derste ağırbaşlı ve alçakgönüllü halini korur. Öğrencilerin karşısında saygısızca ayak ayak üstüne atarak ve ayaklarını uzatarak oturmaz.
18-Öğretmen, sınıfta bulunan öğrencilerin her problemi ile ilgilenmelidir. O kadar ki bir öğrencinin dersteki durgunluğu, neşesizliği, hareketsizliği öğretmeni harekete geçirmeli, yok yazmakla iş bitmez. Onun niçin okula gelmediğini, hasta olup olmadığını araştırmalı, gerekirse, varsa telefon etmelidir. Öğrenci hakkında herhangi bir şekilde haber alamazsa bir elçi göndermeli veya bizzat öğrencinin evine gitmeli, durumu araştırmalıdır.
19-Öğretmen derste yoklama yapar, muntazam bir şekilde devam-devamsızlık kayıtlarını tutar.
20-Öğretmen, mümkün olduğu kadar şahsî, ailevî, meslekî problemlerini, üzüntülerini sınıfa yansıtmamalı, sinirli bir hava ile derse girmemelidir. Ders verirken sözlerine dikkat edip, sinirlerine hâkim olmalı ve öfkelenmemelidir. Ders esnasında elbette devamlı kürsüde kalmamalı, yeri geldiğinde sınıfta dolaşmalıdır. Ayrıca el-kol hareketleri, jest ve mimikleri, dersin anlatılmasında önemlidir. Fakat onun jest, mimik, el-kol hareketlerinde bir uyum ve denge olmalıdır. Bu itibarla el-kol hareketleri fazla olup dikkat çekmemeli, sadece sözün daha iyi anlaşılmasına yardım etmelidir. Öğretmen ayrıca derste öğrencilerin dikkatini zinde tutmak için yazı tahtası, harita, vs. gibi çeşitli eğitim araçlarından da faydalanmalıdır.
21-Öğretmen, derste güler yüzlü, tatlı dilli ve hareketli, yeri geldiğinde heyecanla ve kendini vererek ders anlatmalı; asık suratlı ve soğuk durmaktan sakınmalıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, derste aşırı şaka yapmaktan, yersiz gülmekten de uzak durmalıdır. Zira bunlar heybeti azalttığı gibi, otoriteyi de zayıflatır.
22-Öğretmen, dersi anlatmada insafla hareket etmeli, öğrenci suallerine yer ve değer vermeli, soran küçük bile olsa sesin geldiği tarafa yönelip, suâli sonuna kadar dinlemeli, onlara göz ucuyla bakmamalıdır.
23-Öğretmen, aşırı şekilde yorgun olduğunda ders vermeyeceği gibi, öğrencilerin de aşırı yorgun olduklarında ders vermemelidir.
24-Öğretmen, dersi uzatarak öğrencilere bıkkınlık da vermemelidir.
25-Öğretmen, derste gürültüye, yersiz ve lüzumsuz hareketlere de mânî olmalıdır. Zira hata, gürültünün altındadır.
27-Öğretmen, bir derste çeşitli konulara dalmayıp, derli toplu bir konu anlatmalı, biri öğrenilmeden diğerine geçmemelidir. Başka bir ifade ile ders, bir bütünlük içinde verilmelidir.
28-Öğretmen, suâl sorduğu öğrenciden istenilen cevabı alamayınca, onu mahcup etmemeli, yanlış bir cevap karşısında da arkadaşlarının alay etmesine fırsat vermemelidir. Herhangi bir başarısızlık karşısında onu arkadaşlarının huzurunda mahcup etmeyip Daha sonra başarırsın, düzeltirsin, buna eminim gibi sözlerle ona güven vermesi gerekir.
29-Öğretmenin acıyarak veya tahkir gayesiyle bir öğrenci için Bu zavallıdır, adam olmaz vs. demesi, onun cesaretini ve nefsine olan itimadını sarsmış olur. Bu tip bir öğretmen, öğrenci psikolojisini yeterince bilmiyor demektir. Halbuki o, mesleği icabı çocuk ve gençlik psikolojisini en iyi bilen kimse olmalıdır. yani eğitim ve öğretim psikolojiye dayanmalıdır.
30-Öğretmenler arasında iyi, kötü, doğru, yanlış gibi kavramlar arasında bir birlik bulunmalı; birinin iyi dediğine, bir diğeri kötü dememelidir. Denecek olursa, çocuk, nasıl hareket edeceğini şaşırır. Zihinsel yönden de çatışmalar içine girer.
Eğitimci İlahiyatçı Yazar Dr. Vehbi Karakaş