Nükleer Felaketler İle İlgili Önyargılar

Nükleer felaketler ile ilgili ÖNYARGILAR

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bir kaç yıl önce muhtelif ülkelerin tanıtıldığı bir programı izliyordum.
Programın bir bölümü bir plajda çekilmişti ve sunucu, baba parası ile dünya turu yapan iki Türk gencine şu soruyu yöneltti :
- Hangi ülkenin kızları daha güzel?
Sunucunun mikrofonu ilk uzattığı genç hiç tereddüt etmeden "Ukrayna" cevabını verdi.
Sunucu mikrofonu ikinci gence uzatınca o da tereddüt etmeden arkadaşını cevabın katıldı ve "Ukrayna" dedi.

Erkekler, önceden fikir sahibi olmadıkları konularda genel olarak akıllarına ilk gelen şeyi söylerler ve aynı topluluktaki kişilerle hem fikir olacak düşünceler belirtmeyi tercih etmezler.
Bu nedenle verilen cevapları yadırgadım. Önceden kurgulanmış bir diyalog olduğunu düşündüm.
Bununla birlikte gençlerin sorulan konuda daha önceden NET FİKİRLERİ olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurdum.

Sonraki günler Ukrayna ile ilgili haberler dikkatimi çekmeye başladı ve bazı araştırmalar da yaptım.
Gözlemlerim "Ukrayna" lı bayanların güzel olduğu düşüncesini destekleyince sebebi üzerinde düşünmeye başladım.

Bir vesile ile "Çernobil faciası"nı hatırlayınca sebebi de bulmuş oldum.
Bilmeyenler veya hatırlamayanlar için küçük bir bilgilendirme yapayım.

Çernobil, Ukrayna'nın Kiev iline 140 km kadar uzaklıktaki bir yerleşim birimdir.
26 Nisan 1986 günü Nükleer Güç Reaktörü (Santral) 'nde kaza olmuştur.
Kaza sonucu Nükleer santral kullanılamaz hale gelirken, Türkiye dahil hemen hemen tüm Avrupa ülkeleri radyasyona maruz kalmıştır.
Kaza 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi.
Araştırmalarda ilk yıl doz açısından en fazla radyoaktiviteye maruz kalan Avrupa ülkesi Bulgaristan olarak belirlenmiştir.

Hepimizin bildiği gibi yüksek radyonun en temel etkisi "kanser ve gelecek nesillerdeki genetik bozukluklardır."

Çernobil kazası yeni nesil "Ukraynalı bayanların" birer hilkat garibesi olmasına yol açmıştır

Ek bilgi : Ukrayna'da kanser yaygın bir rahatsızlık türüdür. Bununla birlikte Danimarka, Fransa, Avustralya gibi ülkelerdeki kanser vaka sayılarından ANLAMLI BİR FARKI yoktur.
En çok etkilendiği söylenen Bulgaristan ise Kanser vaka sıralamalarında alt sıralarda...

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Nükleer felaketler deyince Hiroşima ve Nagazaki'yi unutmak mümkün değil.
 
ABD ilk atom bombasını 6 Ağustos 1945 tarihinde Hiroşima'ya atmıştır. Saldırının neden olduğu can kaybı 1945 sonu itibariyle 140.000'dir.
Atom bombasının düştüğü yerde bugün Hiroşima Barış Anıtı Parkı vardır. Aşağıda fotoğrafı da bulunan park günümüzde birçok anıt, müze ve konferans salonuna ev sahipliği yapmaktadır.
Hiroşima Belediyesi tarafından yürütülen 6 Ağustos Barış Anıtı Töreni de bu parkta yapılmaktadır.

Hepimizin bildiği gibi, nükleer patlama olan bir yerde onlarca yıl yaşam belirtisi görülmesi mümkün değildir.
Japonlar süper insanlar olduğu için her türlü tehlikeyi göze alarak patlamanın olduğu yerde yaşamaya devam etmişlerdir.

Günümüzde nesiller süren genetik bozukluk nedeniyle hilkat garibesi Japonlar her tarafta görmek mümkündür.

9 Ağustos 1945'te Nagasaki'ye, dünyanın ikinci ve öncekine göre 1,5 kat daha yıkıcı Atom bombası atılmıştır. İlk anda 74.000'den fazla insanın öldü...
Japonlar, Nagazaki'yi de terk etmediler.

Atom bombalarının Japonlar üzerindeki yıkıcı etkisi zekaları üzerinde olmuştur  Japonların üstün zekalı olmalarının sebebi atom bombalarının radyasyon etkisidir.

Japonya, kanser vaka sayısında alt sıralardaki ülkelerdendir.

Nükleer kazaların (diğer kimyasallar gibi) zararları olduğu muhakkaktır. Bununla birlikte zararları ABARTILMAKTADIR.
Yaşanan kaza ve patlamalar sonrasında nesilleri etkileyen belirgin bir özellik görülmemesi bunun en açık kanıtıdır.