Öğrenci Merkezli Eğitimi Nasıl Görmeliyiz?

Eğitim kitaplarında yazılanı veya üniversitede öğrendiklerimizi bir kenara bırakırsak, uygulama yapan kişiler olarak öğrenci merkezli eğitimi nasıl görmeliyiz, bundan ne anlamalıyız?

Öğrencinin kendisinin araştırıyor olması ve bu araştırmanın sonunda da araştırırken ve soruştururken öğrenmiş olması, hem bizim üzerimizden önemli bir yükü alıyor, hem de bizim onların karşısına  hazırlıklı çıkmamızı mecburi kılyor.

Önceden hazırlanmış bir öğrenci topluluğunun karşısında bir cümleyi bırakın, bir kelimeyi bile yanlış söyleyemiyorsunuz. Hemen sizi düzeltiyorlar. Bu öğretmen açısından, öğrencinin gözünde ki saygı ve notunuzun düşmesine sebep oluyor.

Böyle bir duruma düşen öğretmen, ya sertlik kullanır, yada özür dileyerek düzeltir. Orada ki özür, öğrencinin kendine olan güvenini arttırdığı gibi, derse hazırlıklı gelmesinde de lokomotif görevi görüyor.

Hazırlıklı gelen öğrencinin sunum yaparken ki halini hiç unutamıyorum. Sanki kendine olan güveninden dolayı, öğretmen edasıyla sunumunu yapması, bana da ayrı bir zevk veriyor. Tabii bu arada arkadaşlarının onu düzeltmesi ve beni taklit ederek özür dilemesi ise ayrı bir görsel zevk.

Yalnız bazı zamanlar,ezber de şart oluyor.Beyin gelişimi ve hafızada tutma eksersizleri yerine geçiyor ezberer.

Hep kendisi öğrensin derken, öğrenci zeka tembeli oluyor.

Ama kendisi de öğretmen kontrolünde öğrenip, yine öğretmen rehberliğinde, öğrendiklerini hayatına uygulayabildiği yada uygulayabileceğini anladığı zaman mutlu oluyor.

Tabii öyle bir ortamın yaratılabilmesi de, 4 sene eski sisteme göre eğitim görmüş öğrenci ile çok zor oluyor. 1. sınıflar hemen adapte oluyorlar.

Dediğninz sistemin tam uygulanabilmesi ve verim alınabilmesi için, 2 senedir öğrenim gören öğrencilerin yeniden sistem değişikliğine gidilmeden öğrenim hayatlarının sonuna kadar, devam edebilmeleri de çok önemli.

Öğrenci merkezli sistemde yetişmiş bir öğrenci topluluğunu, inşaallah 9 sene sonra bu ülke ve kurumları içine sindirebilir.

Düşünsenize,haklarını arayan ve sorgulayan bireyler topluluğu ile başbaşa kalıyorsunuz. Demokrasiye inananlar saygılı, demokrasiye inanmayanlar ise, kaba kuvvet ile işi çözmeye çelışacaklar.

12 sene öğrenci merkezli bir eğitim sisteminin içinde yetişmiş olması,  boşa zaman harcamış olmaktan başka bir kazanım olmayacak öğrenci için.

Tabii dilini ilerletip, yetişmiş olduğu sistem ile özdeşleşmiş demokrasiyle yönetilen bir ülkeye kendini atabilirse.

Sadece öğrenci merkezli sistem değil, onların ileride sorgulayacağı kurumlardakilerinde şimdiden yetiştirilmeye başlanması lazım.

O zaman iki gün de olmaz bu tip işler.Bu günden önlem alınmalı.
(10 mesajlık hakkımı kullanmış oluyorum.En az 5 gün yazmayacağım. Bayramdan sonra görüşürüz.Her kese sevgilerim ile)

konakyanlı hocam çok güzel anlatmışsınız

konakyanlı hocam çok güzel anlatmışsınız

Değerli hocam,
Benim aklıma gelmeyenini  100 mislisi anlatılacak vardır. Siz değerli hocalarımın düşüncelerini de öğrenmek isterim.

Çok can alıcı bir konu.Gerçekten, öğrenci merkezli eğitim dendiği zaman ne anlamalıyız ve sisteme nasıl bakmalıyız.

İnanın öğretmenlerimizin düşünceleri, çok sesli ve zengin görüşlü bir seminer olacaktır.

Bu sitede ki bütün öğretmenlerime en içten ve derin saygılarımı sunuyorum.

Eğitim kitaplarında yazılanı veya üniversitede öğrendiklerimizi bir kenara bırakırsak, uygulama yapan kişiler olarak öğrenci merkezli eğitimi nasıl görmeliyiz, bundan ne anlamalıyız?

Uygulama yapanlar olarak, öğrenci merkezli eğitimi nasıl görmeliyiz?

Bu soruyu cevaplamak için,önceki uygulanan klasik eğitim sistemiyle, öğrenci merkezli eğitim sistemi arasındaki farkları belirlemek gerekir diye düşünüyorum:

Klasik eğitim sisteminde öğrenci, pasif alıcı konumundaydı ve öğretmen otorite olarak kabul edildiği için,verdiği bilgiler sorgulanmadan,koşulsuz olarak, doğru olarak kabul edilirdi.

Bilgi hazır olarak öğrenciye sunulurdu ve öğrenci bu bilgileri, ezber veya en fazla kavrama yoluyla, içselleştirmeden alırdı.( Ayaklı kütüphaneler olarak görülürdü öğrenciler.)

Öğrenci merkezli eğitim sisteminde ise, öğrencilerin pasif alıcıdan, aktif öğrenen konumuna geçmeleri hedeflendi.

Bu süreçte, öğretmen otorite değil, bilgiye ulaşma yollarını gösteren rehber konumuna terfi etti .(Rehber konumunda olmak,bence bir öğretmen için terfi etmek ile eş anlamlıdır.)

Ayaklı kütüphane konumunda olan öğrencilerin, yeni sistemle birlikte 'düşünen ve sorgulayan beyin'' konumuna yükselmeleri hedeflendi.

Öğretmenin verdiği bilgileri koşulsuz kabul eden öğrenci profili yerini; sunulan bilgilerden yola çıkarak araştıran; verilen bilgileri içselleştirip,doğruluğunu sorgulayabilen; öğrendiklerini güncel hayatına uyarlayabilen öğrenci profili hedeflendi.

O zaman eğitimciler olarak bizim hedeflerimiz de,yeni sistemin öngördüğü bu hedefleri sınıf ortamımızda hayata geçirmek olacaktır...

Hedef belli,rota belli,yöntem belli : Geriye bunları önce kendimizin özümseyip, sonra yaptığımız etkinlikleri bu hedefler doğrultusunda şekillendirmemiz kalıyor

Kısaca öğrenci aktif kıpır,kıpır.Öğretmen rehber,yol gösterici..........

Öğrenci her dakika aktif..öğretmen öğrenci-öğrenci öğretmen diye biliriz

                 Biz öğretmenler öğrencilere öğrenmeye elverişli ortamlar hazırlamalıyız, öğretim sürecinde öğrencilere rehber olmalıyız. Öğrenciyi, öğretimin içerisinde aktif kılmalıyız; öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate almalı, öğrencilerin önbilgilerini tespit etmeli ve öğrencilerin kendi düşüncelerinin farkında olmalarını sağlamalıyız.
   Bilimde, eğitimde yeni gelişmeleri takip etmeli ve sınıf ortamına getirmeliyiz. Derslerin yürütülmesinde anlaşılırlığı ve kalıcılığı sağlamak için güncel olaylardan konuları desteklemeliyiz.
                 Öğrencilerin sorumluluk duygusunu arttırıcı, araştırma, inceleme, gözlem yapabilme yeteneklerini geliştirmeliyiz. Öğrencilerin aralarında tartışmalarını ve tartışma grupları oluşturmalarını sağlamalı, düşüncelerini ifade edebilmeye yöneltmeli, öğrencilerin bilgi ihtiyaçlarını kendilerinin gidermesine yönelik çalışmalar yaptırılmalıyız.

Öncelikle sınıftan masayı sandalyeyi kaldırmalı yada –ben öyle yapıyorum—masayı oturamayacak bir şekilde sınıfımızı düzenlemeliyiz. Şöyle küçük bir öğrenci kuş olduğumuzu düşünüp sınıfın tavandaki köşesine konalım; öğretmen ortada veya kenarda masa başında merkez benim şeklinde otururken öğrenci merkezli eğitim bu duruşun biraz kenarında kalıyor. Ekonomik imkanlar bazı şeyleri yapmamıza imkan vermiyor olabilir biz var olan imkanları  en doğru şekilde öğrenci merkezliye yöneltmeliyiz. Sınıfın sıra ve oturma düzenini de etkinliğin gidişine göre öğrenci merkezliye göre ayarlamalıyız.
Bu konu benim çok hoşuma gitti. Öğretmen arkadaşlarla sık sık üzerinde konuştuğumuz bir konu öğretmenler olarak bizler ve idareci olarak bizler bu öğrenci merkezli eğitimin neresindeyiz? Görüşlerimi sık sık yazabilirim. Kendi düşüncelerimi çok rahat olumlu veya olumsuz eleştirebilirim. Bu konu da benim takıntılarımdan biri ....Bilgilenmeye, öğrenmeye, değişmeye, gelişmeye devam....

                Öğrencilere öğrendiklerini farklı durumlarda kullanma fırsatı tanımalı ve öğrendiklerini  hayata geçirmelerine yardımcı olmalıyız. Öğrenme ortamlarının öğretmene bu bakış açısını kazandırdığını fark etmeliyiz. Kendimizi yeni yaklaşımlarda etkinlik geliştirecek, uygulama yapabilecek şekilde yetiştirmeliyiz.

   Öğretmenler geleneksel eğitim ortamlarından sıyrılıp yeni yaklaşımların öğretmene ve öğrenciye sağladığı yararları  fark etmelidirler. Öğretmen de her birey gibi ömür boyu öğrencidir. Yaşamak için nasıl elektronik yenilikler hayata taşınıyorsa, geleceğimiz için çok önemli olan çocukların yetişmeleri için gerekli olan yeni öğretim yaklaşımları da en kısa zamanda öğrenme ortamına taşınmalıdır. Bu yenilikleri aynı zamanda veli olarak da takip etmeli ve velilerini bilgilendirmelidir.  Öğretmenler kendi kendine öğrenme ve yaşam boyu öğrenme bilincini kendi hayatına uygulamalı, öğrencilerine bu bilinci kazandırmalıdır.

   Gelişmenin ve ilerlemenin ilk kapısını oluşturan eğitimin anahtarı olan öğretmeninin, kendisini yetiştirme isteği artırılmalı ve desteklenmelidir.
  Öğretmenler eğitimle ilgili bilimsel çalışmaları takip etmeli ve okuyup anlayabilecek seviyede olmalıdırlar. Öğrencilik bitti öğretmenlik başladı psikolojisinden sıyrılıp değişen dünyayı yakalayabilmesi için çaba göstermesi gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Burada paylaşımlarımız ile bunu yapmaya çabalıyoruz ve çok şeyleri yenileyip, geliştiriyoruz.  Şahsım adıma gelişip değiştiğimi kendim de farkediyorum. Saygılar.

Eğitim ortamında görev alan tüm öğretmenler yeni programlar hakkında gerekli düzeyde bilgilendirme yapılması konusunda isteklerini bildirmelidir.

   Büyük araştırmalar sonucunda oluşturulan yenlikler formalite seminerlerle anlatılmamalı, önce öğretmenin özümsemesi temel felsefe edinilmelidir. Bilgiler öğretmenlere her basamakta biraz kaybolarak değil, uzmanlar tarafından sunulmalıdır. Gerekiyorsa yaz tatili kullanılarak tüm öğretmenler hizmet içi eğitime alınmalı ve konunun uzmanları tarafından bilgilendirilmelidir.

   Programın başarısını artırmanın en önemli noktasını öğretmen oluşturmaktadır. Programların uygulanması için öğretmen  ne kadar iyi bilgilendirilir ve  yetiştirilirse,  programın başarısı o kadar arttırılmış olacaktır.
Saygılar.

Eğitim anlayışının değiştiği günümüzde, eğitim sistemlerinin değişimi de kaçınılmazdır. Ders kitaplarında sunulan bilgiyi ve aktarıcısı olan öğreten merkeze alan eğitim anlayışları yerine; bigiyi farklı kaynaklardan edinen ve sürekli gelişimi öngören öğrenciyi merkeze alan eğitim anlayışı değişen eğitim sisteminin odak noktasındır.

         Uygulanacak eğitim sisteminde, öğretim programlarının, öğretim teknik ve metodlarının, öğrenci performans değerlendirme yöntemlerinin, yeni hazırlanan ders kitaplarının temel yaklaşımı yapılandırıcı kurama dayalı olup, öğrenci merkezli, aktif öğrenmeye dayalı yaşam boyu öğrenmeyi ön görmekteyiz.

         Öğrenci merkezli eğitimde, öğrencilerin ilgi alanları, becerileri ve yeteneklerini ortaya çıkaracak rehberlik hizmetlerinin etkin bir şekilde okul içi ve dışı uygulanmas, uygulama sonucu aile, öğrenci ve öğretmen işbirliğinin daha çok güçlenmesi sağlanması gerekmektedir.

Temel eğitimin, okul öncesi döneminden başlayarak öğrencinin yaşamı boyunca destekleyici ve yönlendirici eğitim sisteminde aile,öğrenci ve öğretmenin işbirliği ile belirlenmesi eğitim hedefine yönelik çalışma ile geçekleştirilebilmesi ile mümkündür.

Merak uyandırma ve plânlama,
Araştırma ve keşfetme,
Çözümleme ve derinleştirme,

Paylaşma ve yaşantıya uygulama basamaklarını özümseyerek yaşamlarının her aşamasında bilgiyi kullanma becerisi gelişecektir. işte bunlar öğrenci merkezli eğitimin temel basamaklar.
peki nasıl sağlayacağiz bunu? öncelikle öğrenciyi bilgiyi alan depolayan bir bellek gibi görmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Habitat hocamın da belirttiği gibi onlara balık tutmasını öğretmemiz gerekiyor. bol nesne ile dersi etkin hale getirmeliyiz. daha çok duyu organına hitap etmeliyiz.

söylediklerinize ek olarak şunu belirtmek isterim;
eğitimin öğrenci merkezli  ve öğretmenin rehber olarak işlev görebilmesi için, herşeyden önce uygun bir ortamın gerekliliği üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum.düşünsenize öğrencinin kendisini ifade edecek düzeyde ne bir dili ne de özgüveni var.bu durumda öğrenci merkezli olması ne derece fayda sağlayabilir? işin bu kısmı da ayrı muamma...

 Ben özellikle matematik dersinde problem çözerken bu metodu kullanmak istiyorum,uygulamaya çalışıyorum ama başarılı olduğumu söyleyemem.Yine de öğretmenin araya girip yönlendirmesi gerekiyor.Öğrenci öğretmenle sonuca ulaşıyor.