Öğretebiliyor Muyuz?

Devlet ve özel okulların ilköğretim 5, 6, 7 ve 8. sınıf ile orta öğretim 9, 10, 11 ve 12. sınıflarda eğitim gören öğrencilerin kitap okuma profillerini ve eğilimlerini belirlemeyi amaçlayan araştırmanın raporu iki ayrı kitap halinde yayımlandı.

Araştırmada öğrenciler, kitap okumalarına engel olarak ilk sıralarda televizyon ile YGS ve SBS'yi gösterdi.

SÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Murat Sünbül başkanlığında gerçekleştirilen araştırmaya, Yrd. Doç. Dr. Ercan Yılmaz, Dr. Dilek Ceran, Dr. Abdülkadir Işık, Araştırma Görevlileri Veysel Demirer, Derya Cintaş, Muhittin Çalışkan, Selahattin Alan katkıda bulundu.

Prof. Dr. Sünbül AA muhabirine yaptığı açıklamada, Konya merkez, ilçe, belde ve köylerindeki çalışmaya 20 bin 250'si ilköğretim, 10 bini orta öğretim olmak üzere toplam 30 bin 250 öğrencinin katıldığını belirterek, ''Bu çalışma, katılımcı sayısı bakımından şimdiye kadar ülkemizde yapılmış okuma alışkanlığı belirleme çalışmaları arasında en kapsamlısıdır'' dedi.

Çalışmanın sonuçlarına göre, iki öğrenciden biri bilgisayar, önemli bir kısmı da internet kullanıyor. İlköğretim öğrencilerinin yüzde 49'u bilgisayar, yüzde 33.9'u ise internetten yararlanıyor. Orta öğretim öğrencilerinin ise yüzde 64'ü bilgisayar, yüzde 48'i internet kullanıyor.

İnternette geçirilen sürenin düzenli kitap okuma alışkanlığını etkilediği ortaya çıkarken, internette geçirilen sürenin günde 1 saatin üzerine çıkmasıyla düzenli kitap okuma alışkanlığının düştüğü tespit edildi.

Öğrencilerin ailelerinin üçte biri hiç kitap okumuyor, yüzde 50'si ise ara sıra okuyor. İlköğretim öğrencilerinin yüzde 25.8'i ders kitapları dışında düzenli kitap okuduğu belirtirken, öğrencilerin yüzde 45.9'unun haftada 2-3 gün, yüzde 16.8'i haftada 1 gün kitap okuduğunu, yüzde 2.8'i ise hiç kitap okumadığını belirtti.

Orta öğretim öğrencilerinin yüzde 45.9'unun ara sıra, yüzde 31.3'ünün genellikle, yüzde 14.2'sinin de her zaman kitap okuduğu, yüzde 8'inin ise kitap okumadığı belirlendi.

basından

öyle dertliyiz ki ne desek az gelir..
her şey öğrencinin elinde ;öğretme zamanı,nasıl ve ne zaman isterse...

Yüreğime su serptiniz hocam.Çünkü ben öğretmenliğe başladığım günden beri(5.yılım)öğrencilerime sürükli olarak okumaları için kitap yani hikaye veririm.Ve seviyelerine de dikkat ederim.Bu yıl hariç her yıl, her sabah derse yarım saat önce girer ve öğrencilerimden okudukları kitaplardaki hikayeleri kısaca anlatmalarını isterim.Çoğu öğrencim hikayelerini güzelce anlatır ama bazı öğrencilerim var ki ne yaptımsa tam anlamıyla kitap okutamadım onlara.Ve  her defasında bu olay nedeniyle moralim bozuldu.Canım sıkıldı.Sizin yaşadığınız çıkmazları yaşadım.
Bugün yine benzer bir olayla karşılaştım.Yine moralim bozuldu.Yine sabır dedim.Öğrenciye bu kitabı ne kadar sürede okuyup bitirebileceğini sordum.Bana bir zaman söyledi.şimdi o gün ne olacağını merak ediyorum.
 Sizin anlattıklarınızı okuyunca yalnız değilmişim.Hatta benden daha zor durumda olanlar da varmış diye halime şükrettim.
  Hattim değil ama benden tavsiye isterseniz.Okuma kontrolünü daha sık yapın ve verdiğiniz süreyi uzun tutmayın.Böyle yapın ki öğrenci hesap vaktinin yakın olduğunu bilip işi boşlamasın.
   

Aynı düşünceleri paylaşıyorum. Bu sorunları hemen hemen her gün yaşıyorum. Ders anlatımlarında yönetm ve tekniklerimi değiştiriyorum. Örneğin uzunluk ölçülerinde çevirmeler... İp getirdim, metre getirdim, tabela fotoları gösterdim. Klasik merdiven tekniği üzerinden "yaşlı bir teyze varmış, merdivenleri çıkarken çok yoruluyormuş. O nedenle işte 0 larını her katta atmak istiyormuş... vb... Olmadı, 2. bir hikaye uydurdum. Apartman görevlisi her hün yumurta dağıtıyormuş, yukarı çıktıkça her kata 1 yumurta (0) bırakıyormuş, aşağı inerken çöpleri topluyormuş.." vb, ya aklıma gelmeyen onlarca şeyy. 5 sınıf öğrencileri ve 2 haftadır anlatıyorum.. Yerinde saymak, o kadar ağır geliyorki.. Matematik derslerinden korkar oldum...
Yine okuma konusunda aynı...Okuyor sözde, anlat diyorum, anladım bir daha okuyabilirim m,y,m diyor... Bir, iki, üç, sözde kaç kez okuyor ama anlamıyor... Tamam, her birey farklıdır, geç algılar, yavaş öğrenir ama bu kadar da olmaz diyorum bzn. Ram lık öğrencim yok, birleştirilmiş sınıf da değilim... Off of,, içim yanıyor

                                 BİR SABAH DERSE GİRDİM VE…………..
     Bugün sabah okula geldiğimde karşılaştığım durumu sizlerle paylaşmak istedim;
 15 gün önce öğrencilerime (10 kişilik sıradan ,seçilmemiş ,bir grup diğerlerine de aynı şekilde verdiğim, 3 sırada toplam 32 kişilik sınıf )verdiğim hikaye kitabını her gün birinin okumasını ertesi gün diğerine vermesini istemiş,bittiğinde hepsine kitapla ilgili sorular yönelteceğimi söylemiştim.
         Bugün verdiğim sürenin üzerinden 5 gün daha geçti ,bende durumu öğrenmek amacıyla kitabın bulunduğu en son kişiden başlayarak okuyup okumadıklarını sordum..
cevapları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle kitapla ilgili bilgi vereyim 9 yaş ve üzeri 12 puntoyla yazılmış 64 sayfa ve  RESİMLİ olan yerler çıkarıldığında  geriye    yazılı kısmı  sadece 44  sayfa ve 4.sınıf öğrencilerine verilmiştir.

Görüştüğüm 1.sıradan aldığım cevaplar..
En son okuyan  (okuması gereken )öğrenci: kitabı dün okudum ama hiç birşey hatırlamıyorum.
ondan önceki öğrenci: bana kitabı vermediler..(ben bunu daha önce okumuştum almadım)
kitapla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum..


ondan önceki öğrenci:ben kitabın yarısını okudum.(12 sayfa okuduğunu söylüyor)
bende kitabın 64 sayfa olduğunu yarısını bulması için 64 ü 2 ye bölmesini istedim .
böldü!!!!!! 64:2=11111108 sonucunu buldu!!!!!!
Sonra sağlamasını yaptı:
Sonucu, 22222216  buldu….(okuyamıyor sayıyı)
(kaynaştırma öğrencisi değil)
ondan önceki öğrenci:15.sayfaya kadar okudum,bazılarını hatırlamıyorum..
hiç hatırladığım bir yer yok..
ondan önceki öğrenci:bu kitabı aldım,hiç kapağını açmadım,sonra diğer arkadaşıma verdim..

ondan önceki öğrenci:kitabı aldım,azcığını okudum,11.sayfaya kadar ,üzerinden uzun zaman geçtiği için hiç bir şey hatırlamıyorum..
ondan önceki öğrenci:kitabı aldım,hiç okumadım ,okuyacaktım ama okumadım ,geri getirip arkadaşıma verdim..
ondan önceki öğrenci:kitabı aldım,24.sayfaya kadar okudum,dışımdan okudum şahidim var.hiç bir şey hatırlamıyorum..
ondan önceki öğrenci:kitabı aldım,kitabı okumayı unutmuşum, kimden aldığımı hatırlamıyorum..
nihayet son öğrenci yani kitabı ilk verdiğim öğrenci: kitabı aldım ,okumayı unuttum, sonra kime verdiğime emin değilim ..

 Yorumu size bırakıyorum ,zira ben ne diyeceğimi ,ne yapacağımı  bilemiyorum…
Değerli arkadaşlarım sizlerin de katılımlarınızı bekliyorum..
 
lütfen bana yardım eder misiniz?.......

Not: Bu bir mizansel değildir,lütfen ciddiye almaya çalışalım..
4.sınıf öğretmeni

Aynı duyguları paylaşıyorum. Çaresizim Ve o kadar da moralim bozuluyor ki, diyorum ki, ne yapmıyorum, ne?? nerede hata yapıyorum???

özel eğitim öğretmeniyim benzer problemlerle biz daha çok karşılaşıyoruz ama durumda hiç hoş değil.bu yüzden geriye dönütlerin sık sık tekrar yapılması ve öğrenmelerin sürekli güncel tutulması lazım.değerlendirme sürecinin kısa dilimlerde çokça yapılması gerekmektedir.değerlendirmele r mutlaka ince deataylarına kadar irdelenmeli yazılı sonucu gibi düşünülmemelidir.her öğrencinin değerlendirme süreci eşit olmalı başarı ya da başarısızlığa göre değerlendirme yapılmamalı.

bazen kalburla su taşıdığımızı düşünüyorum,ama yılmak yok.

Aynı duyguları paylaşıyorum. Çaresizim Ve o kadar da moralim bozuluyor ki, diyorum ki, ne yapmıyorum, ne?? nerede hata yapıyorum???

Aynı duyguları bende yaşıyorum...

  Okuyan öğrenci okur okumayanı ne yapsanda ilerletemezsin....
   Hele hele velilerin %90 'nının okuma yazma bilmediği ve ilgilenmediği bir yerdeyseniz...
   KİTAP OKUTURKEN (ilk dersi tamamen hikaye vb. okumaya ayırıyorum) HERKESİN BENİM GÖZETİMİMDE ÖZET ÇIKARACAĞINI SÖYLÜYORUM VE FIRSAT BULDUKÇADA DEĞERLENDİRİYORUM BU DURUMU...

daha kötüsü okuyormuş gibi yapıyorlar

  Öğretmenim ,sınıflarımızda durumlar üç aşağı beş yukarı aynı.Birinci sınıftan beri kitap okuma ve anlatma üzerinde o kadar fazla durdum o kadar fazla zaman harcadım ki tahmin edemezsiniz.Sonuç sizinki kadar olmasa da iyi değil.Hala okumayan on kadar öğrencim var.(sınıf 30 kişi) Toplantılarda velilere sizde okuyacaksınız diye şart koştum.Her yolu denedim, deniyorum da. Başarıya ulaşacağım, umudumu yitirmedim.
 Lütfen siz de üzülmeyin,elinizden geleni yaptığınız kesin.Elbet karşılığını alacaksınız hepsinde olmasa da kazandığınız öğrenci olacaktır.
 Selamlar...

bugüne kadar yaşadığım en ilginç öğretememe geçen sene teftişim sırasında meydana geldi...
2 . ders ben vitaminden bölme işlemini işliyorum. müfettiş arkada oturuyor ders gayet güzel gidiyor. 3. ders müfettiş tekrar geldi ve öğrencilere bir önceki derste matematikten hangi konuyu işlediğimizi sordu ve sonra hararetle parmak kaldıran bir öğrencimi kaldırdı. öğrencimin verdiği cevap aynen şu   "KARESEL SAYILAR, öğretmenim" müfettiş bana ben müfettişe baktım ve sinirimden gülümsedim ... e kızım ben sana ne diyeyim,soru  msn , facebook olsaydı bak nasıl da cevap veriyordun müfettişe )

bu arada bu öğrenci 5. sınıf ve raporlu falan da değil gayet normal(!) bir öğrenci..

bence çocuklar anlamlı okuma yapamıyor...dolayısıyla hiçbir desten tam anlamıyla başarılı olamıyorlar...sanırım bunun sebebi de harflerden başlayarak okumayı öğretmemiz.çocuklar için (bence) hiç de iyi bir sistem değil bence.tabi ilgili veliler sürekli ilgilendikleri için başarı olayı daha farklı oluyor bazı çocuklarda

bence sorun , çalışsan da çalışmasan da sınıfın geçilmesi, yani kalmak yok. böyle olunca veli neden uğraşayım diye düşünüyor nasılsa bir şekilde 8. sınıfı bitirecek. sınavdan önce dersaneye de gittimi tamam.

Bu sorunun en doğru cevabı ;öğretmeye çalışıyoruz olsa gerek.
Şu an okuttuğum sınıf 5 .sınıf ve 1.sınıftan itibaren kendi sınıfım ancak o kadar çok iyi öğrencim babalarının iş durumlarından dolayı nakil gitti  ve o kadar da okuma yazma bilmeyen ,velisi ilgisiz öğrencileirm geldi ki beni fazlası ile yordular ve yavaşlattılar.
Öncelikle olarak sınıfıma ara sınıflarda gelipte  okuma yazma  bilmeyenleri okumaya geçirdim.
Ardından sınıfı seviye gruplarına ayırdım ne kadar karşı çıkılsa da böyle yapmanın daha uygun olduğunu düşündüm.
En ciddi yaşanılan sıkıntıların başında anlatmak istediklerinin cümleler kurarak değil bölük pörçük anlatma ya da anlatamama yani anlamlı okuyamama olayı.
 Bu başlık altında yorum yapan öğretmenlerimizin çektiği sıkıntıların başında da bunun geldiğini gördüm.
Açıkçası 1.dönem sonuna kadar ilk derslerde okuma yaptırıp anlattırıyordum ama ne yalan söyleyeyim müfredatı yetiştirebilme düşüncesinden dolayı vazgeçtim.