Öğretmen Dalgınlıkları :)

Bayıldım ben bu zincire

Ne mutlu bana

bir zincir hikayesi de benden

ağrı'da bir köy okulu
okulun tek kadrolu sınıf öğretmeni hem sınıf öğretmenliği hem de müdür vekilliği yapıyor. diğer öğretmenleri ücretli veya asker öğretmen.

okul zincirde başlarda. telefon hatlarındaki aksaklıklardan dolayı zincir genelde bu okulda kopuyor. bazen de derste olduklarından kimse telefonu duymuyor. müdür arkadaş personeli uyarıyor. telefon gelirse aman dikkat. telefonun yanına kağıt kalem koyduk. ne söylenirse yazıp beni çağırın diyor. ikidir fırça yiyorum. valla üçüncüde soruşturma açarlar diyor.

müdür arkadaşın izinli olduğu bir gün okulda yeni göreve başlamış bir ücretli öğretmen  arkadaş dersteyken telefonu duyuyor. gidip açıyor

telefondaki ses: iyi günler. ... ilköğretim okulundan arıyorum. zincir vardı hocam. müsaitseniz okuyum.

öğretmen: ne zinciri?

tel. ses: zincir işte hocam. bir kağıt kalem alın gelin okuyum.

öğ: ne diyorsunuz hocam siz? niye oraya geleyim şimdi. zinciri sonra köy otobüsüyle yollarsınız.

tel. ses.: hocam anlamıyorsunuz sanırım. başka biri var mı okulda şu an? onu çağırın lütfen.

öğretmen (bu duruma biraz içerleyip sinirlenerek): yok başka kimse.  ben de zincir mincir uğraşamam sizinle. zaten köydeki karakolda zincir var. lazım olursa onlardan isteriz. zincir şimdilik sizde kalsın. yarın müdüre söylerim. isterse o gelir alır sizden. şimdi benim dersim var. meşgul etmeyin beni.

der ve kapatır. sonrasını tahmin edebilirsiniz.

Tam bir komedi. Kesinlikle bunları bir araya getirip kitap olarak basmalı. Gülmekten okuyamadım. Bekliyorum zincir hikayelerini.

bir zincir hikayesi de benden

ağrı'da bir köy okulu
okulun tek kadrolu sınıf öğretmeni hem sınıf öğretmenliği hem de müdür vekilliği yapıyor. diğer öğretmenleri ücretli veya asker öğretmen.

okul zincirde başlarda. telefon hatlarındaki aksaklıklardan dolayı zincir genelde bu okulda kopuyor. bazen de derste olduklarından kimse telefonu duymuyor. müdür arkadaş personeli uyarıyor. telefon gelirse aman dikkat. telefonun yanına kağıt kalem koyduk. ne söylenirse yazıp beni çağırın diyor. ikidir fırça yiyorum. valla üçüncüde soruşturma açarlar diyor.

müdür arkadaşın izinli olduğu bir gün okulda yeni göreve başlamış bir ücretli öğretmen  arkadaş dersteyken telefonu duyuyor. gidip açıyor

telefondaki ses: iyi günler. ... ilköğretim okulundan arıyorum. zincir vardı hocam. müsaitseniz okuyum.

öğretmen: ne zinciri?

tel. ses: zincir işte hocam. bir kağıt kalem alın gelin okuyum.

öğ: ne diyorsunuz hocam siz? niye oraya geleyim şimdi. zinciri sonra köy otobüsüyle yollarsınız.

tel. ses.: hocam anlamıyorsunuz sanırım. başka biri var mı okulda şu an? onu çağırın lütfen.

öğretmen (bu duruma biraz içerleyip sinirlenerek): yok başka kimse.  ben de zincir mincir uğraşamam sizinle. zaten köydeki karakolda zincir var. lazım olursa onlardan isteriz. zincir şimdilik sizde kalsın. yarın müdüre söylerim. isterse o gelir alır sizden. şimdi benim dersim var. meşgul etmeyin beni.

der ve kapatır. sonrasını tahmin edebilirsiniz.

Çok iyiydi bu moralim düzeldi valla çok güldüm sağolun

lisedeyken mat. hocasını beklerken kapı açılıp ing. hocası geldi..sonra ayy pardon çcouklar sınıfları karıştırdım dedi..tam çıkarken yanımdaki arkadaş hocaya ''please try again later'' dedi..hocada dahil herkes koptu

Köyde kalan bir arkadaşım eşiyle beraber ilçeye alışverişe gitmiş eşini lokanta da unutup köye dönmüştü

çaktırmamaya çalıştı eşine ama çoook gülmüştük...

Unutkanlık deyince aklıma o geldi

Köyde kalan bir arkadaşım eşiyle beraber ilçeye alışverişe gitmiş eşini lokanta da unutup köye dönmüştü

çaktırmamaya çalıştı eşine ama çoook gülmüştük...

Unutkanlık deyince aklıma o geldi

Bilerek mi unuttu yoksa

Önce sarı zarf şimdi de telefon zinciri... Daha neler duyacağım kim bilir

kalem diye çantaya annemin insilün iğnesini atmışım,okulda elimi bi attım iğne...Allahtan sabah akşam vuruyor...

 okulumuzdaki erkek öğretmenlerimizden biri evi çok uzak olmadığı için okula yürüyerek gelir-gider.malum bahar yağmurları var.tam okula geleceği sırada sağanak yağmur olduğunu görünce arabayla okula gelir. ders çıkışı günlük güneşlik havayı görünce arabayı okulda unutarak eve yürüyerek  gider.akşam bir arkadaşlarına gitmek için evden çıkarlar. arabayı yerinde göremeyince paniğe kapılıp arabamı çalmışlar diye soluğu karakolda almış.

bir gun cocuklara deneme sınavı yapacagız ve her öğretmen baska bır sınıfın basında gözetmenlık yapıyor. kapı pencere ve lambalar acık bende sınava gelenlere yoklama yapıyorum,dedim ki çocuklara su camı kapatın cereyanda kalıyoruz,oradan bır öğrencımız gitti elektrik düğmesini kapattı.

Geçen haftalarda birgün dersim olduğu halde branş dersi var zannederek öğretmenler odasında müdür yardımcıları ile oturup bir güzel kahve içtik ve sohbet ettik. Zil çaldı ve bir öğrencim gelip öğretmenim derse ne zaman geleceksiniz demez mi? Çok gülmüştük.

Dayımın bir torunu var. Adı Ziya. Bizim evin yanındaki yurtta kalıyor. Yine birgün yurda geç kaldığından gece yarısı bize gelmişti. Ben o zaman 2 yaşlarındaki oğlumu uyuttuğumdan yarı uyur vaziyette ona yatak hazırlayıp yattık. Ancak geceyarısı uyandığımda Ziya'nın geldiğini tamamen unutmuşum. Tuvaletin ışığını açık görünce ve içerde de sesler duyunca tabi eşim yatakta uyuyor eve hırsız girdiğini düşünerek korkudan tirtir titreyerek eşimi dürtüyorum...))

Yanlış kata çıkıp kendi sınıfım diye başka bir sınıfa girdim ve etrafa hiç bakmadan test kitaplarınızı çıkarın çözelim dedim.Garip bir sessizlik vardı kafamı kaldırdım 2. sınıflar tuhaf bir şekilde bana bakıyor :)Şaka şaka deyip çıktım.Hala unutamıyorlar.

  Kırtasiyeye gidip 'zımba' yerine 'matkap var mı?' diye sordum.Adam yüzüme öyle bir baktı ki...Noldu diye sordum!!!