Öğretmen Eğitimi

Geçenlerde üzerinize afiyet biraz üşütmüştüm. Doktora gittiğimde "2 kutu ilaç yazıyorum. Bol bol kulanırsın." dedi. Ben de "Eğer verirlerse..." dediğimde doktor önce ne demek istediğimi anlamadığı için garip garip baktı. Sonra ilaçları yazdı.

Elimde reçete, ne ile karşılaşacağımı bilerek mezun olduğum üniversitenin yanından eski günleri düşünüp yürümeye başladım.

Her nedense gerek üniversitede gerekse önceki yıllarda öğrendiğimiz teorik bilgilerin gerçek hayatla ne kadar ilgisiz olduğunu YİNE düşünmeye başladım. Bir kilo demirin bir kilo pamuktan daha ağır! olduğunu, mekaniğin çok kısıtlı alanlarda (Dünyada böyle bir yer yok.) geçerli olduğunu tekrar tekrar düşünmeye başladım.

Öğrencilerin (ilköğretimden lisansüstü seviyeye kadar) ne kadar çok gerçek hayatla ilgisi olmayan bilgi ile donatıldığını düşündüm. Mezun olup AVOmetre patlatan teknisyenler, evinin sigortasına tel saramayan elektrik mühendisi, başarısız(!) öğretmenler....

Öğretmenler neden başarısız oluyor? Bence üniversitede, okullarda birkaç yıl görev yapmadan öğretmen adaylarına teorik bilgi yüklemeye çalışan öğretim görevlilerinin de az da olsa buna katkısı var. Siz de düşünün, üniversitede öğrendiğiniz bilgilerin kaçını okullarda kulanabildiniz?

Yine geçenlerde sınıf öğretmenliğinden yeni mezun olup göreve başlayan bir  öğretmenle konuşuyorum. Üniversitede bir öğretim görevlisinin ilk okuma öğretimi için çok güzel yollar öğrettiğini, bunları uygularsa öğrencilerin 2 ayda okumaya geçeceklerini söyledi. Büyük bir merakla sordum: "Nasıl olacak?" Heyecenla bana yöntemini anlattı. Önce biraz düşündüm sonra: "Hocam, bunu size anlatan öğretim görevlisi müfredatı takip etmiyor herhalde. Eğer bunu uygularsanız suç! işlemiş olursunuz. Ayrıca aman bunu uygulamayın yoksa 2 ay değil 2 yıl uğraşsanız yine okumaya geçiremezsiniz." dedim. Haklı olduğum korkarım yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

Üniversitede yapılan en büyük hata KEKLİK AVINA ÇIKACAKLARA BAZUKA VERMEYE ÇALIŞMALARI. Yeni mezunlar BÜYÜK BİR ÖZGÜVENLE göreve başladıklarında ellerine verilenlerle sonuca ulaşamadıklarını görüyorlar. (Ne yazık ki göremeyenler de var.)

Merak edenlere: Eczacı ilaçları vermedi. Bunun kurallara aykırı olduğunu, doktorun hergün ilaç yazdığı halde bunun uygulama kısmını (İlaç verilme sistemini) bilmediğini söyledi.

Saygılar....

abi çok haklısın sonuna kadar destek veriyorum.işte bende senin gibi düşündüğümden dolayı okul 1 gün gidip bir gün gitmeye çalışıyorum inşallah kalmam.Gerçekten ben bize bir şeyler verdiklerini düşünmüyorum.
geçenlerde fen edebiyatların mühendislerin doktorların öğretmen olabilir diyye bi şey çıktı,ben böyle bir şeyi uzak görüyorum .Bi arkadaş şunu söyledi;bize ne veriyorlarki şimdi biz burda okuyoruz diye sınıf öğretmeni mi olacağız.tabiki onlarda yapabilirler,dedi.bence haklı.Eğitim fakültesini kazanırken eğitim fakültesi öğrencileri arasında devamlı geçen konuşma önceden öğretmenler 20 günde öğretmen olmuş.belki bende konuştum ama gördümkü bu işin emeğini veren çok insan var ha sadece para için yapanda vaedır mutlaka ne diyeyim allah ıslah etsin.şimi fakültede okuyan öğrencilerin çoğu bence öğretmenlik yapabilce düzeyde değiller kibir yapmıyayım.çünkü insan olmanın bilincinde değiller,boş hayaller işler peşindeler.atanmak nasip olursa ben bu mesleği inşalalh gerektiği gibi yapabilirim.Coğrafya dersimizi bi prof geliyordu ama şeker Hayati Doğanay belki tanırsınız.diyordiki siz eğitiyorsunuz ayrıca sevap kazanıyorsunuz.sevap kazanılan bir yerde günah ta işleenir sen o çocuklara bir şey vermezsen kul hakkı olur.
EĞİTİM GÜZEL ŞEY.CAHİLLĞİN ÖNÜNE ÇEKİLMİŞ DUVARDAN BİR PERDE

Geçenlerde üzerinize afiyet biraz üşütmüştüm. Doktora gittiğimde "2 kutu ilaç yazıyorum. Bol bol kulanırsın." dedi. Ben de "Eğer verirlerse..." dediğimde doktor önce ne demek istediğimi anlamadığı için garip garip baktı. Sonra ilaçları yazdı.

Elimde reçete, ne ile karşılaşacağımı bilerek mezun olduğum üniversitenin yanından eski günleri düşünüp yürümeye başladım.

Her nedense gerek üniversitede gerekse önceki yıllarda öğrendiğimiz teorik bilgilerin gerçek hayatla ne kadar ilgisiz olduğunu YİNE düşünmeye başladım. Bir kilo demirin bir kilo pamuktan daha ağır! olduğunu, mekaniğin çok kısıtlı alanlarda (Dünyada böyle bir yer yok.) geçerli olduğunu tekrar tekrar düşünmeye başladım.

Öğrencilerin (ilköğretimden lisansüstü seviyeye kadar) ne kadar çok gerçek hayatla ilgisi olmayan bilgi ile donatıldığını düşündüm. Mezun olup AVOmetre patlatan teknisyenler, evinin sigortasına tel saramayan elektrik mühendisi, başarısız(!) öğretmenler....

Öğretmenler neden başarısız oluyor? Bence üniversitede, okullarda birkaç yıl görev yapmadan öğretmen adaylarına teorik bilgi yüklemeye çalışan öğretim görevlilerinin de az da olsa buna katkısı var. Siz de düşünün, üniversitede öğrendiğiniz bilgilerin kaçını okullarda kulanabildiniz?

Yine geçenlerde sınıf öğretmenliğinden yeni mezun olup göreve başlayan bir  öğretmenle konuşuyorum. Üniversitede bir öğretim görevlisinin ilk okuma öğretimi için çok güzel yollar öğrettiğini, bunları uygularsa öğrencilerin 2 ayda okumaya geçeceklerini söyledi. Büyük bir merakla sordum: "Nasıl olacak?" Heyecenla bana yöntemini anlattı. Önce biraz düşündüm sonra: "Hocam, bunu size anlatan öğretim görevlisi müfredatı takip etmiyor herhalde. Eğer bunu uygularsanız suç! işlemiş olursunuz. Ayrıca aman bunu uygulamayın yoksa 2 ay değil 2 yıl uğraşsanız yine okumaya geçiremezsiniz." dedim. Haklı olduğum korkarım yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

Üniversitede yapılan en büyük hata KEKLİK AVINA ÇIKACAKLARA BAZUKA VERMEYE ÇALIŞMALARI. Yeni mezunlar BÜYÜK BİR ÖZGÜVENLE göreve başladıklarında ellerine verilenlerle sonuca ulaşamadıklarını görüyorlar. (Ne yazık ki göremeyenler de var.)

Merak edenlere: Eczacı ilaçları vermedi. Bunun kurallara aykırı olduğunu, doktorun hergün ilaç yazdığı halde bunun uygulama kısmını (İlaç verilme sistemini) bilmediğini söyledi.

Saygılar....

Hocam bu yazınızın 6. prağrafında belirttiğiniz 2 ayda okuma yazma öğreten yanlış ilkokuma yöntemini çok  mera ettim. Açıklayabilir misiniz?

ben de hocm şu 2 ayda okuma öğretilen sistemi merak ettim,anlatır mısınız?

Biz okuldan mezun olmadan önce bize 6 ay uygulama eğitimi verilmişti.6 ay boyunca uygulama öğretmeni ve o  sınıfın sınıf öğretmeni yanımızda bizlere rehberlik yapmıştı.(Bundan 30 yıl öncesinden bahsediyorum.)Çok zor mezun olmuştuk.Ben şimdi gerekli mesleki formasyon verilmediği düşüncesindeyim.Ayrıca geçmişte bir çok meslek gurubundan insan sadece üniversite mezunu diye öğretmen olarak atandı.Bu yapılan en büyük hatalardan biri bence.Çünkü öğretmenlik formasyonu yok.Öğrencinin seviyesine inemiyor.Eğitimde uygulanan metot ve tekniklerden bi haber.Sosyometri uygulaması yok.Kısacası yok yok yok.Eğitimde kaliteyi arttırıcı acil  önlemler alınması gerekir.Bu da eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması ile olur.Düşüncesindeyim. 

         Haklısınız M.tarık Öğretmenim Ben De 16 Yıllık Öğretmenim.mezun Arkadaşlarımızla İlk Buluştuğumuz Yıllarda Ne Acıdır Ki Bu Eleştiriyi Bizde Hep Yaptık.'bize Teorik İle İlgili Hiç Birşey Öğretmemişler' Deneme Yanılma Yolu İle Ve Bizden Öncekilerin Tecrübelerinden Yararlanarak Öğrendik.elimizdeki Deneklerde Sevgili Öğrencilerimizdi.

Öğretmenler neden başarısız oluyor? Bence üniversitede, okullarda birkaç yıl görev yapmadan öğretmen adaylarına teorik bilgi yüklemeye çalışan öğretim görevlilerinin de az da olsa buna katkısı var. Siz de düşünün, üniversitede öğrendiğiniz bilgilerin kaçını okullarda kulanabildiniz?

çok azını kullandım ben bu işiyaparak yaşayarak öğrendim

bana bazı derslerde özellikle matemetik öğretimi dersinde bişey öğretilmediği için kendim deneme yanılma ile birşeyler yapmaya çalıştım.konuştuğum herkeste üniversitede yeteri kadar eğitim alamadığını söylüyor.

Hocam bu yazınızın 6. prağrafında belirttiğiniz 2 ayda okuma yazma öğreten yanlış ilkokuma yöntemini çok  mera ettim. Açıklayabilir misiniz?

Site tarihinin 7. konusu ve aradan 2 yıldan fazla geçmiş. Benim için nostalji oldu.

Bu olay olduğunda ses değil cümle yöntemi uygulanıyordu. Buna rağmen öğretim görevlisi geleceği görmüş olmalı ki (!) öğretim programının aksine ses yöntemini öğretmiş. Şimdi öğrencilere cümle yöntemiyle okuma yazma öğretmek nasıl suçsa o zaman da programdan habersiz öğretim görevlisinin önerdiği ses yöntemi ile öğretmek suçdu. Yanlış hatırlamıyorsam önerdiği yönteme göre 2 ay içinde tüm harfler öğrencilere sırasıyla verilir. Sonra öğrencilerin bu sesleri birleştirmesi istenir. Anlatması ne kolay değil mi? Keşke öğretim görevlisi bu hızlı yöntemini öğrenciler üzerinde deneseydi!!!

fakültede aldığımız eğitimin hepsi yararsızdı diyemeyeceğim ama stajyerken 1.sınıfları aldığımda okuma yazma öğretmenin zorluğu gerçeği yüzüme tokat gibi çarpmıştı.öğretmenlik eğitiminde pratik bilgiler,dosyaları,formları nasıl tutacağız,müdür yetkili ne yapar,birleştirilmiş sınıfları nasıl eğitiriz gibi bilgiler öğretilse daha iyi olurdu...

Sadece Bir Şey Biliyorum,
dün;
üniversitede Verilenlerin Hepsi Kitapta Kaldı,
bugün
kitaplar Öğrencim Olunca Bendeki Hoca Beni Anladı...

muhabbetle Kalınız.
saygılar.

Teori ile pratik birbirine uyumlu yapılmadığı sürece sonuç alınamadı,alınamaz...