Arkadaşlar her konuda olduğu gibi bu konuda da duygusal davranmamalı tepkisel değil mantıksal bakmalıyız duruma. Maaşımız Türkiye şartları için çok iyi. 8 saat güneşin altında pazarda zeytinyağı satan doktora mezunu iktisat fakültesi mezununu da gördüm. Asgari ücretin 500 YTL olduğu bir ülkede en az alan evli öğretmen 1500 YTL den aşağı almıyor. Şükretme özelliğimizi kaybetmeyelim. Milli Eğitim Bakanı da "Dünya ve Türkiye şartlarına göre yüksek ama elimden gelse daha fazlasını versem" dedi. Olaylara hep mızıkçı çocuk psikolojisi ile bakmayalım. Kendimizi de gözden geçirelim. Derse vaktinde girmeyen, ayda 1 kitap bile okumayan, okey masasından kalkmayan, markasız elbise giymeyen, 1500 lira alıp 5000 liralık yaşamaya çalışan öğretmenlerin sayısı çok fazla...
Sayın mcenkiz demişsiniz ki:
"8 saat güneşin altında pazarda zeytinyağı satan doktora mezunu iktisat fakültesi mezununu da gördüm." Buda ekonomiyi toz pembe gösterenlere ibret olsun öğretmenim. Teşekkürler örneğiniz için. İstihtam sağlamadan büyümek sanal yani rakamsal bir büyümedir.
Ücretlerimiz yetersizdir. Sıralamış olduğunuz öğretmen tipleri elbette mevcut. Bence o tiplere mümkün olsa maaş bile verilmemeli. Ama siz o örnekleri göstererek, çok zor imkanlarda gecesini gündüzüne katarak görev yapan öğretmenlere de verilen maaşı layık görüyorsunuz. Bence ironik bir durum...
Dünya şartları derken, rakiplerimiz japonya, abd, ab ülkeleri değilde; somali, uganda... ise fazla birşey demeye gerek yok.
Sıkıntı şudur. Eğitim herşeyiyle devlet politikası olmalı. Ülkemizde ayakları yere basan, bu yurdun öz kaynakları ile beslenen EĞİTİM POLİTİKASI izlenmelidir.
Ülkemizin kaynaklarının elbette farkındayız. Az önce belirttiğim gibi istediğimiz tekşey, gelir dağılımdaki adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasıdır.
Eğitim emekçilerini saygıyla selamlıyorum...