Öğretmenler Ek Ödeme İstiyor

BENİM BABAM ÖĞRETMEN
 
Sabah 6 da kalkardı
Okuluna koşardı
Akşam üstü eve gelip
 E okula bakardı.

 Ütülüydü elbisesi
 Arada kısılırdı sesi
 Simitti beslenmesi
 Babam iyi adamdı.

 Ay sonunu beklerdi
 Kira çıkmadı derdi
 Maaşa zam varmış diye
 Haberleri beklerdi.

 Haberlere bakardı
Ara sıra kızardı
Bu kadarda olmaz deyip
 Kaşlarını çatardı.

 Herkesi sever sayardı
Arada öğrencileri arardı
Sonra yorgunum deyip
 Oturduğu yere sızardı.

 Bakkal, manav arkadaşı
Dinmez gözünün yaşı
Çatlıyordu sabır taşı
Babam iyi adamdı.

 Vardı kalpte yarası
Hiç olmadı parası
Dertleride cabası
Babam iyi adamdı.

 Hiç sevmediğim huyuda
 Bana beddua ederdi
İnşallah büyüyünce
Öğretmen olursun derdi.

 Saat 24 gibi
 Gider yerine yatardı
Bu ay rahatlarız deyip
 Hiç durmadan atardı.

 Birgün selat verildi
 Baban öldü dendi
 Kimse onu görmedi
 Babam iyi adamdı.
 

bakanlıga göndermeli bu yazıyı

Çoğu zaman öğretmen olmayanların haksız eleştirilerine maruz kalıyoruz. Tatilse evet, yaptık iki ay paşalar gibi... Seminerse yazıldık, gittik, katıldık. Sen mesaini akşama kadar sigaraydı, çaydı, kahveydi, muhabbetti diye doldururken, ürettiğin sadece belki ömrü birkaç senelik ürünken ya da bilgisayar ekranındaki rakamlarken, ben insanla uğraşıyorum. Senin geleceğini çiziyorum. Otobüste ayakta kalma diye, yaşlandığında sana saygı duyulsun diye çalışıyorum. Hesaplarının içi boşaltılmasın, berber saçını doğru kessin, çöpçü çöpünü düzgün toplasın diye uğraşıyorum. Bunları da sadece 1600 lira + maksimum 450 liraya yapıyorum. Sorsam çok para diyebilirsin. Eğer bazı meslektaşlarımı görmüşsen, işini eksik yapan ya da önemsemeyen ; herkesi öyle sanmamalısın. Uzaktan anca "liseli" diye geçip gittiğin ya da "bırak Allah'ın ergenini" dediğin çocukla hiç 45 dakika konuştun mu? Hayata onun algılama penceresinden baktın mı? Yolda elinde sigara ile etrafındakilere tehditkar tavırlar sergilendiğinde üzüldün mü hiç? Hayatta 40 tane insanı karşına alıp, yaşlarının da 13-14 olduğunu bilmene rağmen onlara saygı duydun mu hiç? Ağızdan çıkan her şeyi kaydeden bu dimağlara karşı sorumlu olmayı hiç yaşadın mı?

İmkan yok kardeşim, kimse kusura bakmasın... Maaşının 600 lirası vergi olarak kesilen bir meslek yapalım, hala "yata yata para kazınıyorsunuz" deyin. Bunun adı yatmaksa, evet yatıyorum arkadaşım!!! Var mı itirazı olan???

Bir okul müdürü her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlere bu mektubu gönderirmiş:

Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.

Sizlerden isteğim şudur:

Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır...

(Eğitim ve öğretim bir bütündür fakat eğitimin, öğretim üzerindeki üstünlüğü tam bu noktada gözlemlenir.)

Çoğu zaman öğretmen olmayanların haksız eleştirilerine maruz kalıyoruz. Tatilse evet, yaptık iki ay paşalar gibi... Seminerse yazıldık, gittik, katıldık. Sen mesaini akşama kadar sigaraydı, çaydı, kahveydi, muhabbetti diye doldururken, ürettiğin sadece belki ömrü birkaç senelik ürünken ya da bilgisayar ekranındaki rakamlarken, ben insanla uğraşıyorum. Senin geleceğini çiziyorum. Otobüste ayakta kalma diye, yaşlandığında sana saygı duyulsun diye çalışıyorum. Hesaplarının içi boşaltılmasın, berber saçını doğru kessin, çöpçü çöpünü düzgün toplasın diye uğraşıyorum. Bunları da sadece 1600 lira + maksimum 450 liraya yapıyorum. Sorsam çok para diyebilirsin. Eğer bazı meslektaşlarımı görmüşsen, işini eksik yapan ya da önemsemeyen ; herkesi öyle sanmamalısın. Uzaktan anca "liseli" diye geçip gittiğin ya da "bırak Allah'ın ergenini" dediğin çocukla hiç 45 dakika konuştun mu? Hayata onun algılama penceresinden baktın mı? Yolda elinde sigara ile etrafındakilere tehditkar tavırlar sergilendiğinde üzüldün mü hiç? Hayatta 40 tane insanı karşına alıp, yaşlarının da 13-14 olduğunu bilmene rağmen onlara saygı duydun mu hiç? Ağızdan çıkan her şeyi kaydeden bu dimağlara karşı sorumlu olmayı hiç yaşadın mı?

İmkan yok kardeşim, kimse kusura bakmasın... Maaşının 600 lirası vergi olarak kesilen bir meslek yapalım, hala "yata yata para kazınıyorsunuz" deyin. Bunun adı yatmaksa, evet yatıyorum arkadaşım!!! Var mı itirazı olan???

yüreğinize sağlık hocam. yazdıklarınızın tamamına katılıyorum

en az 500 tl istiyoruz

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çoğu zaman öğretmen olmayanların haksız eleştirilerine maruz kalıyoruz. Tatilse evet, yaptık iki ay paşalar gibi... Seminerse yazıldık, gittik, katıldık. Sen mesaini akşama kadar sigaraydı, çaydı, kahveydi, muhabbetti diye doldururken, ürettiğin sadece belki ömrü birkaç senelik ürünken ya da bilgisayar ekranındaki rakamlarken, ben insanla uğraşıyorum. Senin geleceğini çiziyorum. Otobüste ayakta kalma diye, yaşlandığında sana saygı duyulsun diye çalışıyorum. Hesaplarının içi boşaltılmasın, berber saçını doğru kessin, çöpçü çöpünü düzgün toplasın diye uğraşıyorum. Bunları da sadece 1600 lira + maksimum 450 liraya yapıyorum. Sorsam çok para diyebilirsin. Eğer bazı meslektaşlarımı görmüşsen, işini eksik yapan ya da önemsemeyen ; herkesi öyle sanmamalısın. Uzaktan anca "liseli" diye geçip gittiğin ya da "bırak Allah'ın ergenini" dediğin çocukla hiç 45 dakika konuştun mu? Hayata onun algılama penceresinden baktın mı? Yolda elinde sigara ile etrafındakilere tehditkar tavırlar sergilendiğinde üzüldün mü hiç? Hayatta 40 tane insanı karşına alıp, yaşlarının da 13-14 olduğunu bilmene rağmen onlara saygı duydun mu hiç? Ağızdan çıkan her şeyi kaydeden bu dimağlara karşı sorumlu olmayı hiç yaşadın mı?

İmkan yok kardeşim, kimse kusura bakmasın... Maaşının 600 lirası vergi olarak kesilen bir meslek yapalım, hala "yata yata para kazınıyorsunuz" deyin. Bunun adı yatmaksa, evet yatıyorum arkadaşım!!! Var mı itirazı olan???

Öğretmenim   elinize  ve yüreğinize sağlık. Altına imzamı  atacağım  şekilde  yazmışsınız.Teşekkürler

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

destek

MEMUR ZAMMINA YENİ SINIR

Taraflar arasındaki uçurum, zamma Hakem Kurulu'nun karar vereceğini işaret etti.
 
Memurun toplu sözleşmeli zam pazarlığı daha başlamadan ortam gerildi. Çünkü, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün, yüzde 2,5 artı 2,5 zamma imkan veren bütçeyle masaya oturacaklarını açıkdı.
 
Fatura vatandaşa çıkar
 
Maliye Bakanı Şimşek, dün mart ayı bütçe uygulama sonuçlarını açıklamak amacıyla düzenlediği basın toplantısında, memur zamları için ellerinde fazladan kaynak olmadığını söyledi. Şimşek, "Memur maaş artışının makul olacağı ve bütçede ilave artışa neden olmayacağı kanaatindeyim" derken, aksi durumda ya ilave borçlanma yapılacağı ya da ilave tedbirler ve gelirlerle ilave yükün karşılanacağını söyledi. Şimşek, bu sözlerle üstü kapalı olarak, memura bütçedeki kaynakların üzerinde yapılacak her ilave zammın faturasının vatandaşa vergi olarak yansıyacağı mesajını verdi.
 
Bakanlar Kurulu etkili
 
Memur-Sen, memur için bu yıl yüzde 16 zam talebinde bulunmuştu. Şimşek'in işaret ettiği bütçe kaynakları ise yıllık bazda yüzde 5,1 ila yüzde 6,1 zamma imkan veriyor. Tarafların talep ve önerilerinin birbirinden çok uzak olması, toplu pazarlık masasında uzlaşmanın kolay kolay çıkmayacağını ve nihai zam kararını Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun vereceğini gösteriyor. Sayıştay Başkanı'nın başkanlığında oluşması beklenen Hakem Kurulu'nun 11 üyesinden 7'sini fiilen Bakanlar Kurulu atayacak. Dolayısıyla Hakem'den memuru sevindirecek bir zammın çıkması beklenmiyor.
 
'Hakem'i etkiliyorlar'
 
Şimşek'in dünkü açıklamalarını eleştiren Memur-Sen Toplu Sözleşme Sekreteri Hacı Bayram Tonbul, Şimşek'in "bütçem kıt" açıklamalarıyla Hakem Kurulu'nu olumsuz etkilemeye çalıştığını savundu. Şimşek'e, "Ya hayırlı söyle ya da sus" çağrısı yapan Tonbul, "Kim ne söyleyecekse masada söylesin. Sayın Bakan, vergi artışlarını ima ederek sendikalarla vatandaşı karşı karşıya getiriyor. Sermayeye vergi indiriminde en zengin Avrupa ülkesi gibi bonkör, memura gelince fakir Afrika ülkesi gibi davranıyorlar. Ya Avrupalıya Afrikalı olalım" dedi.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

bundan oniki yıl önce aylık enflasyon farkları zam olarak veriliyordu ve biz memnun olmuyorduk aylık yüzde 5-6lardan. 25 yıllık öğretmen vardı bizle birlikte çalışan bu günleri mumla arayacaksınız diyordu haklı da çıktı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Arkadaşlar fazla hayal kurmayalım.Ayçiçek yağına
%20 zam gelmiş hayırlı olsun.
Memur zammı da % 5 güle güle harcayın.

Bize % 5 verdi ama % 20 aldı fark % 15 yani % 15 daha fakirleştik.

yıllar önce aşağıdaki hikayeyi bir dergide okumuştum.bu hikayede bir toplumun nasıl kolay yönetileceği anlatılıyor. yorumu size bırakıyorum

Stalin en şedit cinayetlerini planladığı çalışma odasına yakın dostlarını toplamış sohbet ediyordu. Votka şişelerinin biri gidip, diğeri geliyordu. Kafalar iyice dumanlanmıştı.

Stalin kan çanağına dönmüş gözlerini etrafında dalkavukluk

yarışına girmiş adamlarına çevirerek sordu:
- Saçını ihtilalde, halk içinde, devlet yönetiminde, bürokraside ağartmış dostlarım...
Söyleyin bakalım halkın yönetime baş eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı, nasıl davranmalıdır?
Her dumanlı kafadan bir ses çıktı..Kimisi adaletten, haktan söz etti. Kimisi demokrasiden....Kimisi sürgünden,
sehpadan, hapisten...Kitlesel
cinayetlerin deha çapındaki katili Stalin, beğenmedi adamlarının izahatlarını...Bir kadeh daha votka çekerek şöyle dedi:
- Yönetimi eline geçiren hükümdarın Tanrıdan pek farkı yoktur! Halkın karşınızda başeğip durması için ne yapmanız gerektiğini durun da şu beyinsiz kafalarınıza çivi gibi çakayım...

Hemen hizmetçileri çağırıp emretti.
- Çabuk bana bir tavuk getirin...
Aceleyle bir tavuk kapıp getirdi adamları... Stalin, kafaları iyice dumanlanmış adamlarının gözleri önünde başladı canlı canlı tüylerini yolmaya tavuğun,...
Bütün tüyleri yolunup cascavlak kalan tavuğu odanın ortasına salıverdi, lider...
- Şimdi izleyin bakalım nereye gidecek bu şaşkın tavuk...
Zavallı tavuk bu azaptan kaçıp kurtulayım diye aralık kapıdan dışarı canını atayım diyor, soğuktan tir tir titriyor...Masaların altına giriyor, köşeli masa ayakları canını yakıyor...Duvar diplerine koşuyor teleksiz, tüysüz kanatları yara bere içinde kalıyor...Şömineye yaklaşıyor tüysüz derisi kavruluyor...
Çaresiz, tüylerini yolan Stalin'in bacakları arasına saklanıp, sığınıyor...O zaman Stalin, cebinden bir avuç yem çıkarıp önüne tane tane atıveriyor yolunmuş tavuğun...Yemlenen tavuk, Stalin nereye yönelse peşinden koşuveriyor..
Ağızları bir karış açık kalan dostlarına bakıp, pos bıyıklarının altından gülerek şöyle diyor Stalin:
- Gördünüz mü, Halk dediğiniz topluluk bu tavuk gibidir.Tüylerini yolup al ve serbest bırak... O zaman yönetmek kolay olur...

Stalin'in sofra dostları hayretler içinde kalıp " Vay anasını birader.. Adamdaki akıla bak..." diye başlarını salladılar...
Bu gerçekten olmuş mu, yoksa uydurulmuş bir öykü mü bilmem. Ancak " Stalin'in Tavuğu " diye bir tabir var...Bu tabire uyan nice halk, nice yönetici görmedik mi biz de şu kısacık hayatımızda...

Ne ek ödemesi?

“Türkiye’deki öğretmenler OECD ortalamasının altında çalışıyor…” (Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’in 19 Mart 2012 tarihinde TBMM’nde yaptığı konuşma)

“Atanamayan öğretmenler kendilerine başka iş baksın. Öğretmen açığımız yok…” (Sayın Ömer Dinçer. Milli Eğitim Bakanı – 29 Kasım 2011 Taraf Gazetesinden Hilal Kaplan’a Yaptığı Açıklamadan)

“Öğretmenler fedakarlık yapmak zorunda kalacak!…” (Özür Grubu atamalarına ilişkin verilen bir soruya Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’in cevabı… Şişli Belediyesince ilçede yaptırılan 27 okulun resmi açılış töreni sonrasında 08 Nisan 2012)

“Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Öğretmenlere Haysiyet kazandırmaya çalışıyor!…” (Bülent Arınç. Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü – Türkiye Toplantıları 3 Aralık 2011)

“Doçent 2400 lira, Öğretmen 1800 lira maaş alıyormuş. Ne iş yapıyorlar? Daha ne verelim? Git git gel. Beğenmeyen başka iş yapsın…” (Mustafa Elitaş – AKP Gurup Başkan Vekili – Türk Eğitim Sen heyetinin ziyareti sırasında 06 Aralık 2011)

Okullarında norm fazlası olacak olan sınıf öğretmenleri için : “Yaz ayında iç eğitim verilerek branşlastırılacak. Bunların hepsi planlandı.” (Ak Parti Grup Başkanvekili Nurettin CANİKLİ TV 8 de katıldığı Erkan TANLA Başkent programı -02 Nisan 2012 )

“Öğretmenlerde kalite sorunu var!” (Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi Başkanı ve Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Cemil Öztürk – Milli Eğitim Bakanlığı, Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi ve Eylem Planı hazırlıkları. 8 Nisan 2012)

“Üniversiteler 30 yıldır iyi öğretmen yetiştirmiyor…” (Ziya Selçuk. Talim Terbiye Kurulu eski başkanı – 15 Aralık 2011-Haberturk.com)

“Öğretmenleri 2014 yılından itibaren beş yılda bir sınava tabi tutmayı düşünüyoruz…” (Ömer Balıbey-MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü-Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi ve Avrupa Meslek Yüksekokulu işbirliğinde “2023 Perspektifinde Kurumdan Uygulamaya Okul Öncesi Eğitimi Uluslararası Sempozyumu”nun ilk ayağı açılış konuşması 24 Mart 2012)


Devamını Oku: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Taraflar arasındaki uçurum, zamma Hakem Kurulu'nun karar vereceğini işaret etti.
 
Memurun toplu sözleşmeli zam pazarlığı daha başlamadan ortam gerildi. Çünkü, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün, yüzde 2,5 artı 2,5 zamma imkan veren bütçeyle masaya oturacaklarını açıkdı.
 
Fatura vatandaşa çıkar
Maliye Bakanı Şimşek, dün mart ayı bütçe uygulama sonuçlarını açıklamak amacıyla düzenlediği basın toplantısında, memur zamları için ellerinde fazladan kaynak olmadığını söyledi. Şimşek, "Memur maaş artışının makul olacağı ve bütçede ilave artışa neden olmayacağı kanaatindeyim" derken, aksi durumda ya ilave borçlanma yapılacağı ya da ilave tedbirler ve gelirlerle ilave yükün karşılanacağını söyledi. Şimşek, bu sözlerle üstü kapalı olarak, memura bütçedeki kaynakların üzerinde yapılacak her ilave zammın faturasının vatandaşa vergi olarak yansıyacağı mesajını verdi.
 
Bakanlar Kurulu etkili
Memur-Sen, memur için bu yıl yüzde 16 zam talebinde bulunmuştu. Şimşek'in işaret ettiği bütçe kaynakları ise yıllık bazda yüzde 5,1 ila yüzde 6,1 zamma imkan veriyor. Tarafların talep ve önerilerinin birbirinden çok uzak olması, toplu pazarlık masasında uzlaşmanın kolay kolay çıkmayacağını ve nihai zam kararını Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun vereceğini gösteriyor. Sayıştay Başkanı'nın başkanlığında oluşması beklenen Hakem Kurulu'nun 11 üyesinden 7'sini fiilen Bakanlar Kurulu atayacak. Dolayısıyla Hakem'den memuru sevindirecek bir zammın çıkması beklenmiyor.
 
'Hakem'i etkiliyorlar'
Şimşek'in dünkü açıklamalarını eleştiren Memur-Sen Toplu Sözleşme Sekreteri Hacı Bayram Tonbul, Şimşek'in "bütçem kıt" açıklamalarıyla Hakem Kurulu'nu olumsuz etkilemeye çalıştığını savundu. Şimşek'e, "Ya hayırlı söyle ya da sus" çağrısı yapan Tonbul, "Kim ne söyleyecekse masada söylesin. Sayın Bakan, vergi artışlarını ima ederek sendikalarla vatandaşı karşı karşıya getiriyor. Sermayeye vergi indiriminde en zengin Avrupa ülkesi gibi bonkör, memura gelince fakir Afrika ülkesi gibi davranıyorlar. Ya Avrupalı ya Afrikalı olalım" dedi.
 
Yeni 'torba' yolda
Maliye Bakanı Şimşek, Maliye olarak gelirlerle ilgili yeni bir torba kanun tasarısı hazırladıklarını, tasarıyı yakında Başbakanlık'a göndereceklerini açıkladı. Şimşek, torbada yer alan bir düzenlemeyle mevduata vadeye göre farklı oranlarda vergi uygulanması konusunda yetkinin Bakanlar Kurulu'na verileceğini söyledi.


Devamını Oku: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]