Eşim de ben de çalışıyoruz, oturduğumuz evi kendimiz yaptık ve kredi giderimiz yok. Nasıl olduğunu da söyleyeyim. Şanslı kesim sayılırız. Aşağı yukarı aynı zamanda evlendiğimiz arkadaşlar en lüks evlerde en güzel muhitte oturup en pahalı arabalara binerken biz kenar mahallede sobalı evde oturduk, çünkü ev kayınpederimindi ve kira vermiyorduk, şahin arabayla gezdik. Yaşadığım yer de çok küçük, sosyal faaliyet sıfıra yakın. Maaşımız o zaman kesinlikle daha değerliydi, 18 yıl öncesinden bahsediyorum, bir maaşı tamamen biriktirdik, diğer maaştan bile eklediğimiz oluyordu. Arsa aldık, ev yaptık, kendi evimize geçtik. Yine para biriktirip güzel arabalar aldık, hatta daha iyiyse değiştirdik, başka mallar da edindik, tatilimize de gittik, gezmekten de geri kalmadık. Bu yıl yurtdışı tatil düşündük, baktık bütçeyi aşacağız, yurtiçi gidelim dedik, fiyatlara baktık. Gidersek bir sene tatil borcu ödeyeceğimizi gördüğümüz noktada bıraktık. Günübirlik gideriz deyip duruyoruz, bir hafta sonra eşimin izni bitecek, büyük ihtimal gitmeyeceğiz. Markete gidiyoruz, temel ihtiyaçlar haricinde hiçbirşey almıyoruz artık. Aburcuburları tamamen kaldırdık. Bahçemize sebze ektik, oradan çıkanları pişirip yiyoruz, market harcamalarımız azaldı. Her hafta sonu gezmeye yakın şehirlere giderdik, önce sayısı azaldı, sonra bıraktık. Haftada en az 2 akşam dışarda yerdik, bıraktık. Normalde minimalist yaşayan bir insanım, kıyafetlerim, ayakkabılarım, çantalarım sadece ihtiyacım kadardır. Pazardan kıyafet alır giyerim hiç gocunmam ama bir tişörte 50 lira istediklerini görünce onu da bıraktım. Artık çok ihtiyacım olmadığı sürece kıyafet almayacağım. İki maaş bu şartlarda rahatça yetiyor, kalanını hala biriktirmeye çalışıyorum. İlerde alım gücümüzün daha da düşeceğinden endişeleniyorum.