Öğretmenlik Güzel de Engelleri Ağır

Çevrimdışı bahar

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 102
  • 96
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 102
  • 96
  • 2. Sınıf Öğretmeni
11 Oca 2007 16:16:45
Dün sabır noktası ile alakalı bir yazı yazmıştım.bugün yine içim el vermedi bir almalarına aynı sorulardan sözlü yaptım ve tam bir saat sınıfa girmedim.BU İŞ ANLADIM Kİ BANA GÖRE DEĞİL.emeğimin karşılığını beklemek hakkım olsa gerek.çocukların durumunu bilmelerine rağmen öğretmeni suçlamaları çok zoruma gidiyor.yetmezmişgibi sanki kendileri öğretmen olmadılar müfettişlerin de suçu bizde aramaları büyük haksızlık.
             eğer gerçekten ben yapamıyorsam devletten para almanın anlamı ne hak etmedikten sonr.bana haram gibi geliyor eğer hak etmezsem.
           4 aydır uyuyamıyorum.sabrım taştı.BEN MESLEĞİ BIRAKIYORUM.BİRÇOK KEZ ŞUBE MÜDÜRÜM ENGEL OLMUŞTU AMA DAYANAMIYCAM.4 AYDIR BİRŞEY VEREMEDİYSEM ÇABALARIMA RAĞMEN,BEN ÇEKİLİYORUM ARKADAŞLAR.PEK BİR FAYDAM DOKUNMADI SİTEYE BELKİ AMA SİZİN BANA OLAN KATKILARINIZDAN DOLAYI BEN TEŞEKKÜR EDERİM.SAYGILAR VE SEVGİLERİMLE BAHAR

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 11 Oca 2007 16:37:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dün sabır noktası ile alakalı bir yazı yazmıştım.bugün yine içim el vermedi bir almalarına aynı sorulardan sözlü yaptım ve tam bir saat sınıfa girmedim.BU İŞ ANLADIM Kİ BANA GÖRE DEĞİL.emeğimin karşılığını beklemek hakkım olsa gerek.çocukların durumunu bilmelerine rağmen öğretmeni suçlamaları çok zoruma gidiyor.yetmezmişgibi sanki kendileri öğretmen olmadılar müfettişlerin de suçu bizde aramaları büyük haksızlık.
             eğer gerçekten ben yapamıyorsam devletten para almanın anlamı ne hak etmedikten sonr.bana haram gibi geliyor eğer hak etmezsem.
           4 aydır uyuyamıyorum.sabrım taştı.BEN MESLEĞİ BIRAKIYORUM.BİRÇOK KEZ ŞUBE MÜDÜRÜM ENGEL OLMUŞTU AMA DAYANAMIYCAM.4 AYDIR BİRŞEY VEREMEDİYSEM ÇABALARIMA RAĞMEN,BEN ÇEKİLİYORUM ARKADAŞLAR.PEK BİR FAYDAM DOKUNMADI SİTEYE BELKİ AMA SİZİN BANA OLAN KATKILARINIZDAN DOLAYI BEN TEŞEKKÜR EDERİM.SAYGILAR VE SEVGİLERİMLE BAHAR
   Sayın Öğretmenim,elbette siz birşey vermemiş gibi kendinizi hissediyorsunuz ancak çok şey verdiğinizi ileride göreceksiniz,ki sizde biliyorsunuz en zor işi bizler yapıyoruz,insan yetiştirmek ve topluma faydalı hale getirmek,bunun eseri sanırım bizleriz.Bizleride yetiştiren öğretmenlerimiz azmı uğraşmadı bizlerle,,şunu da söyleyeyimki bakış açımızı öğretim yönünden değil de EĞİTİM yönünden ortaya koyarsak daha da zevk alırız.Üniversite bitirmiş olanlar bile hala affedersiniz "tükürebiliyorsa" bumu onun için siz bir eğitici olarak bakınız vede o zaman daha da mutlu olcağınızı sanırım.Saygılarımla.

Çevrimdışı bahar

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 102
  • 96
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 102
  • 96
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Oca 2007 17:01:28
aslında bir açıdan haklısınız.mutlu olunabilicek birçok nokta var belki.ama insanların aynayı kendilerine tutmamalarına sinir oluyorum.kötü giden birşeyi sürekli karşı tarafta aramak bana saçma geliyor.aslında bu hareketi yapması gereken insanlar yapmayınca bunu yapmak bana düştü.aynayı kendime tuttum demekki borun bende olabilir.e ben beceremiyorsam devam etmeninde anlamı yok gibi.KAFAM KARMAKARIŞIK..............

Çevrimdışı hrrmsltn

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 75
  • 32
  • 75
  • 32
# 11 Oca 2007 17:21:36
bahar öğrtmenim
benim pek bir tecrübem yok  ama ben de birşeyler yazmak istedim (benim ilk yılım)
ilk haftalarda herkes matematik yapsın herkes her soruyu çözsün istiyordum
ama bir süre sonra bunun imkansız olduğunu gördüm
kendimden pay biçtim ben matematikçiyim sözel dersleri pek beceremem sayısal kadar
öğretmenlerim çok uğraştılar ama olmadı
zaten zeka türleri war biliyorsunuz ki...


aksa öğretmenimizin de dediği gibi eğitim yönünden bakarsam daha mutlu oluyorum
dönem başında bazı öğrencilerimin olumsuz davranışlarının bireysel görüşmelerimle,veli görüşmeleriyle,diğer öğretmen arkadaşlarımın da yardıyla düzeldiği görüyorum,önemli olan da bu değil mi zaten...


Çevrimdışı ERGENEKONCELAL

  • Uzman Üye
  • *****
  • 418
  • 770
  • Okul Müdürü
  • 418
  • 770
  • Okul Müdürü
# 11 Oca 2007 18:52:35
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dün sabır noktası ile alakalı bir yazı yazmıştım.bugün yine içim el vermedi bir almalarına aynı sorulardan sözlü yaptım ve tam bir saat sınıfa girmedim.BU İŞ ANLADIM Kİ BANA GÖRE DEĞİL.emeğimin karşılığını beklemek hakkım olsa gerek.çocukların durumunu bilmelerine rağmen öğretmeni suçlamaları çok zoruma gidiyor.yetmezmişgibi sanki kendileri öğretmen olmadılar müfettişlerin de suçu bizde aramaları büyük haksızlık.
             eğer gerçekten ben yapamıyorsam devletten para almanın anlamı ne hak etmedikten sonr.bana haram gibi geliyor eğer hak etmezsem.
           4 aydır uyuyamıyorum.sabrım taştı.BEN MESLEĞİ BIRAKIYORUM.BİRÇOK KEZ ŞUBE MÜDÜRÜM ENGEL OLMUŞTU AMA DAYANAMIYCAM.4 AYDIR BİRŞEY VEREMEDİYSEM ÇABALARIMA RAĞMEN,BEN ÇEKİLİYORUM ARKADAŞLAR.PEK BİR FAYDAM DOKUNMADI SİTEYE BELKİ AMA SİZİN BANA OLAN KATKILARINIZDAN DOLAYI BEN TEŞEKKÜR EDERİM.SAYGILAR VE SEVGİLERİMLE BAHAR
eğitim uzun vadeli yatırımdır bahar hocam hemen dönüt alamıyoruz ne yazık ki başarısız olduğunuz kanısı her öğretmenin içinde olduğu gibi sizdede var şu bir gerçek ki biz ne kadar birşeyler öğretsekte herzaman daha fazlasını isteyeceğiz sabırlı olunuz lütfen sizin gibi bir annenin böyle düşünebileceğini hiç düşünmemiştim gerçekten şaşırdım !bir sorum olacak kendinizi başarısız hissetmenizin ölçütü ne?

Çevrimdışı bahar

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 102
  • 96
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 102
  • 96
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Oca 2007 20:14:23
tabiki öğrencilerin durumu.1.sınıftan var birtane kız tamamen sorunlu harfleri durmadan baştan veriyorum bir gün boyunca itti yazdı ertesi gün yazamıyor.ailesi ile konuşsam beni suçlu buluyor.4.sınıflara tam bir ay basamakları anlattım her türlü şekilde hemde bir takla atmadığım kaldı.müfettiş geldi sorunca yapamadılar.müfettiş bana kızdı.anlattım anlamıyor ki müfettiş,öğretmensin ya ben borunluyum.yeni de atanınca herkes üstüme geldi.anasınıfı öğretmenine bile laf geçmiyor.ders saatinde oturmaya gidiyor hemde işi kılıfına uydurarak.demekki ben de sorun var.
        ben biraz safım yüze gülene inandıkca darbesini yedim.zaten bırakma kakrarına anne olduğum için verdim.ben olayları çok kafaya takarım vurdumduymaz değilim.öğrencilerimin geleceğini oğlumun gelecei gibi görüp kafama taktım.hemde çok.eve gelince oğluma enerjim kalmadı.e benim oğlumun durumu malum.
           ben hassas oldukça insanlar gaddarlaştı.insan çabasının da karşılığını göremeyince doğal olarak yıkılıyor.işte bunlar başarısızlığın ölçütü değil mi?
         

Çevrimdışı elest

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 319
  • 1.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 319
  • 1.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Oca 2007 22:05:57
BAHAR HOCAM SİZİN GİBİ DÜŞÜNDÜM ÇOK ZAMAN. KEDERİMDEN , EMEĞİMİN KARŞILIĞINI ALAMAMAKTAN SINIFTA, ÖĞRENCİLERİMİN ÖNÜNDE AZ AĞLAMAMIŞIMDIR. AMA HOCAM ERGENEKON CELAL HOCAMIN DA DEDİĞİ GİBİ BİZİM DÖNÜTLERİMİZ KISA VADELİ DEĞİL.SIKMAZSAM Bİ ANIMI ANLATACAĞIM. GÖREVE BAŞLADIĞIM İLK SENE BİR KÖY OKULUNDA ÇALIŞIYORUM. YENİ OKUL YAPILIYO . BİTMEK ÜZERE....SINIF YETERSİZ. BRANŞ ÖĞRETMENLER DAHA GELMEDİ, GÖREVE BAŞLAMADI. BİZ BİRKAÇ SINIF VE BİRKAÇ BIRANŞ ÖĞRETMEİN(BEN SINIF ÖĞRETMENİYİM) SABAHLARI 2. KADEMEYİ ÖĞLENLER 1. KADEMEYİ OKUTUUK.BİRKAÇ HAFTA...SONRA YENİOKULA TAŞINDIK.ÖĞRETMENLERİMİZ DE GELDİ. VE BEN 3. SINIFA GİRMEYE BAŞLADIM. AMAN ALLAHIM.DERSE GİRMEK İSTEMİYORDUM. ÇOCUKLAR HİÇBİŞEY ANLAMIYORLARDI. ORTA OKULLAR ÖYLEMİYDİ OYSA....HATTA MATEMATİK ÖĞRETMENİNİ HİÇ SEBMEMİŞTİM.O GELDİ DE BEN SINIFA GEÇTİM DİYE.....
YANİ HOCAM O ZAMAN ANLADIM Kİ İLKOKUL ÖĞRETMENLİĞİ AĞAÇ YETİŞTİRMEK, BRANŞ ÖĞRETMENLİĞİ OT YETİŞTİRMEK!BRANŞ HOCALARIM YANLIŞ ANLAMASIN
KİMSENİN YAPTIĞI İŞİ KÜÇÜMSEYEMEM.AMA İLKOKUL DA VERİLEN EMEK YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKIYOR. TIPKI AĞAÇ GİBİ....SAKIN UMUTSUZLUĞA KAPILMAYIN.....BU ÖĞRENCİLERİN DE ÇOCUĞUNUZ KADAR ŞEFKATLİ BİR ANNA ELİNE İHTİYACI VAR....SÜRÇ-İ LİSAN ETTİYSEK AFFOLA.....

Çevrimdışı elest

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 319
  • 1.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 319
  • 1.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Oca 2007 22:17:28
OT YETİŞTİRMEK VE AĞAÇ YETİŞTİRMEK KELİMELERİNİ DEYİM OLARAK UZUN VE KISA VADE ANLAMINDA KULLANDIM. LÜTFEN KİMSE YANLIŞ ANLAMASIN. HEPİNİZİN TÜM ÖĞRETMENLERİN EMEĞİNE, NEFESİNE SAĞLIK.......

Çevrimdışı ERGENEKONCELAL

  • Uzman Üye
  • *****
  • 418
  • 770
  • Okul Müdürü
  • 418
  • 770
  • Okul Müdürü
# 11 Oca 2007 22:19:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
OT YETİŞTİRMEK VE AĞAÇ YETİŞTİRMEK KELİMELERİNİ DEYİM OLARAK UZUN VE KISA VADE ANLAMINDA KULLANDIM. LÜTFEN KİMSE YANLIŞ ANLAMASIN. HEPİNİZİN TÜM ÖĞRETMENLERİN EMEĞİNE, NEFESİNE SAĞLIK.......
ben anladım hocam ne demek istediğinizi yanlış anlaşılmalar olmaz
Saygılarımla....

Çevrimdışı kurt22

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 167
  • 78
  • 167
  • 78
# 11 Oca 2007 22:50:34
Bahar öğretmenim bende henüz yolun başındayım ve bir oğlum var. Çoğu zaman sizin gibi düşündüm. Prensip olarak bir insanın zeka özrü yoksa eğitilebileceğini savunanlardanım. Ama yinede çoğu zaman strese girmiyor değilim. Bir gün bir öğrencimle soru çözüyordum. Arkadaşlarına göre zayıf bir öğrencimdi. Soru üzerinde yaklaşık 20 dk ona yardımcı oldum daha basit örnekleri yaptırdım ve soruya geri döndük. Soruyu çözdü ve onun sevinçiyle vücudununbir silkelenişi vardı ki... O hazzı anlatamam. Hatamı o gün anladığımı düşünüyorum. Evet Öğrencilerimizin hazırbulunuşluk düzeyleri birbirlerinden farklı ve eğitim ortamımız Birleştirilmiş Sınıf Olunca bu farklılıklar artıyor. Her öğrenciye seviyesine uygun çalışma hazırlamamız gerekiyor. Bu da çok yorucu bir çalışma gerektiriyor öyleki çoğu zaman sevdiklerimizi ihmal etmek durumunda kalıyoruz. Dedim ya bir de yolun başında olduğumuzdan olsa gerek diye düşünüyorum onlardan beklentilerimiz fazla. Beklentilerimizi de iyi ayarlamamız gerekiyor. Bence öğretmenlik yetişmesi gereken müfredat a, bizi zorlayan müfettişlere uykusuz gecen gecelere zor doğa şartlarına karşın yine de çok güzel bir meslek umuyorum ki yanlış bir karar vermezsiniz.

Çevrimdışı kurt22

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 167
  • 78
  • 167
  • 78
# 11 Oca 2007 22:56:16
ve bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Zamanın Birinde Yaşayan Mutsuz Bir Adam Varmış...

Bir zamanlar bir tepenin üzerindeki villada bir oğlan çocuğu yaşarmış.
İyi de yaşarmış. Köpekleri ve atları, otomobilleri ve müziği severmiş..
Yüzmeye gider, futbol oynar, güzel kızlara bayılırmış...

Bir gün Tanrı'ya "Büyüdüğüm zaman neler istediğimi buldum, uzun uzun düşünüp" demiş...

"Neler"... demiş Tanrı...

"Bir büyük evde yaşamak isterim. Ön kapısında heykeller olsun. Arka kapıda iki St. Bernard köpeği...

Uçsuz bucaksız bir bahçe içinde... Uzun, çok güzel ve çok müşfik bir kadınla evlenmek isterim.
Siyah saçlı, mavi gözlü, gitar çalan ve tatlı tatlı şarkılar söyleyen..."

"Üç güçlü oğlum olsun isterim ki, onlarla futbol oynayabileyim. Büyüdüklerinde birisi büyük bir bilim adamı, öteki senatör, üçüncüsü de milli santrafor olsun."

"Ben bir seyyah olayım... Okyanuslara yelken açayım, dağların zirvelerine tırmanayım, insanları kurtarayım.

Bir Ferrari kullanayım, yollarda..."

 

"Ne güzel bir hayal bu" demiş, Tanrı...
"Mutlu olmanı dilerim..."

 

Bir gün oğlan futbol oynarken ayağını incitmiş. Ondan sonra değil dağlara, ağaçlara bile tırmanamaz olmuş.
Okyanuslara yelken açmak da hayal olmuş tabii...
Bunun üzerine pazarlama okuyup, tıbbi malzemeler dağıtan bir şirket kurmuş.

Bir kızla evlenmiş, çok güzel ve çok müşfik. Ama uzun değil kısaymış. Saçları siyahmış ama, gözleri mavi değil, ela imiş. Gitar çalamaz, şarkı söyleyemezmiş ama, harika yemek pişirir, olağanüstü güzel kuş resimleri yaparmış.

İşi dolayısı ile kent dışında bir villada değil, kentte bir apartmanın teras katında oturmak zorunda kalmış, ama evinin deniz manzarası gene harikaymış.

İki St.Bernard besleyecek bahçesi yokmuş ama, evinde harika tüylü bir Ankara kedisi varmış.

Üç kızı olmuş. En küçükleri tekerlekli sandalyede yaşamak zorundaymış, ama en güzelleriymiş. Üç kız da babalarını çok severlermiş.
Onunla futbol oynayamazlarmış ama birlıkte denize, parklara giderlermiş. Uçurtma uçurdukları da olurmuş, bazen. En küçükleri hariç tabii. O gölgede bir ağacın altında oturur, gitarı ile şarkılar söylermiş.

İyi para kazanmış ama öyle kırmızı bir Ferrarisi olmamış.

 

Bir sabah uykudan üzüntü içinde uyanmış ve en iyi arkadaşına koşmuş...

"Ben" demiş "Hiç mutlu değilim..."

"Neden"... demiş, arkadaşı...

"Çocukken siyah saçlı, uzun boylu, mavi gözlü, gitar çalıp şarkı söyleyen bir kızla evlenmek isterdim.
Oysa karım uzun değil, ela gözlü, gitar da çalamıyor."

"Karın çok güzel" demiş, arkadaşı... "Harika resimler yapıyor, enfes yemekler pişiriyor üstelik."

Adam dinlememiş bile onu...

 

Bir gün karısına "Hiç mutlu değilim" diye dökmüş içini...

"Neden" demiş, karısı...

"Çünkü büyük bir bahçe içinde bir villada yaşamayı düşlerdim, oysa 47. katta bir apartman dairesine tıkıldım. İki St. Bernard'ın yaşayacağı bir bahçem olsun isterdim, hani nerede..."

"Konforlu bir apartmanda yaşıyoruz" demiş, karısı... "Oturduğumuz yerden okyanus görünüyor.
Gülüyor, eğleniyor, birbirimizi seviyoruz. Kedimizi okşuyor, güzel kuşların resimlerini yapıyoruz... Üç de harika çocuğumuz var."

Adam dinlemiyormuş bile...

 

Ruh doktoruna koşmuş bir gün...

"Ben mutlu değilim" diye...

"Niye" demiş, doktor...

"Çünkü ben bir gezginci olmak, okyanuslara açılmak, dağlara tırmanmak, insanları kurtarmak isterdim. Oysa masa başı işim ve sakat bir dizim var şimdi..."

Ama sattığın tıbbi malzemeler yığınla hayat kurtarıyor" demiş, doktor...

Adam dinlememiş bile. Doktor da ona 100 $ vizite yazıp yollamış.

 

Bir gün muhasebecisine "Ben çok mutsuzum" demiş...

"Neden" demiş, muhasebeci...

"Bir kırmızı Ferrarim olsun isterdim hep... Ve dünya umurumda olmasın. Oysa işe metro ile gidip geliyorum. Bir yığın da sorunlarım var."

"İyi giyiniyor, en iyi restoranlara gidiyorsun. Bütün Avrupa ve Amerika'yı gezdin" demiş, muhasebeci. 

Ama adam dinlemiyormuş bile. Muhasebeci adama 100 $ danışma ücreti fatura edip yollamış.

Onun da hayalinde kırmızı Ferrari varmış çünkü.

 

Adam, rahibe "Çok mutsuzum" demiş...

"Neden" demiş, rahip...

"Üç oğlum olsun isterdim. Biri politikacı, biri bilim adamı, biri sporcu. Oysa üç kızım oldu. Birisi yürüyemiyor bile..."

"Ama çok güzel ve çok zeki üç kızın var" demiş, rahip... "Seni çok seviyorlar. Başarılı da oldular. Biri hemşire, biri sanatçı, biri de müzik hocası..."

Ama adam dinlemiyormuş bile...

 

Öyle mutsuzmuş ki hasta olmuş sonunda. Bir beyaz hastane odasında, etrafı beyaz giyinmiş hemşirelerle dolu yatıyormuş. Vücuduna bağlı teller hastaneye kendi sattığı kalp cihazına gidiyor, kollarına bağlı serumlarla besleniyormuş.

Fena halde mutsuzmuş adam şimdi. Ailesi, dostları ve rahibi yatağının başına toplanmışlar. Onlar da üzüntü içindeymiş.

Mutlu olanlar sadece ruh doktoru ile muhasebecisi imiş.

 

Bir gece adam hastane odasında Tanrı ile yalnız kaldığında

"Tanrım" demiş...
"Hatırlar mısın, çocukken sana yalvarmış ve istediklerimi sıralamıştım."

"Hatırladım" demiş, Tanrı...
"Güzel bir hayaldi."

"Peki, niye onların hiç birini vermedin bana" demiş, adam...

"Verebilirdim" demiş, Tanrı...
"Ama sana istemediğin şeyleri vererek bir sürpriz yapmak istedim."
"Bak neler verdim sana..."
Bir güzel, sevecen eş, iyi bir iş, yaşanacak güzel bir ev.
Üç tatlı kız evlat...
Bir araya getirdiğim en güzel yaşam paketlerinden biriydi bu."

"Evet" demiş, adam...
"Ama bana benim gerçekten istediklerimi vereceksin sandım."

"Ben de senin, benim gerçekten istediğimi vereceğini sandım" demiş, Tanrı... 

"Sen ne istedin ki" demiş, adam hayretle... Tanrı'nın da bazı şeyler isteyeceğini hiç düşünmemişmiş hayatında.

"Sana verdiklerimle mutlu olmanı istemiştim" demiş, Tanrı...

 

Adam karanlık odasında sabaha kadar düşünmüş. Sonunda yeni bir hayal kurmaya karar vermiş. Yıllar önce kurduğu hayalin yerine
"Keşke bunu hayal etseydim" dediği bir hayal...

Bu defaki hayalinde, zaten sahip olduğu şeyler varmış hep.

Adam kısa zamanda iyileşmiş, 47. kattaki dairesinde çok mutlu yaşamış. Kızların şen şakrak sesleri, eşinin derin ela gözleri ve harika kuş resimleri arasında mutlu olduğunu hissedermiş bütün gün...

Geceleri de okyanusa yansıyan kentin ışıklarının dalgalar üzerinde oynaşmasına bakar, gülümsermiş...

 

Sınır tanımadan büyük düşünmek...
Hayal gücünü sonuna kadar zorlamak...
Ama elde ettikleriyle de mutlu olmayı bilebilmek...
Tanrı'nın insana verebileceği en büyük iki nimet bu olmalı...
Bakın bakalım, size neler vermiş Tanrı...

 

Loren Seibold'ın
büyükler için yazdığı çağdaş bir masal....

Çevrimdışı azmi

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 171
  • 386
  • 171
  • 386
# 12 Oca 2007 00:03:28
Paylaşımınız için çoook teşekkürler kurt22 öğretmenim....

Çevrimdışı bahar

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 102
  • 96
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 102
  • 96
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 12 Oca 2007 19:40:27
kurt22 hocam hikaye mükemmel.fazla olmasada biraz beni yansıtıyor,bennde evlenmeden eşimin hayalini kurardım asla balık burcu olmayacaktı ama eşim şu an balık burcu.ve bir çocuğum olursa ona anne karnında eğitim verip,birçok teknik uygulayıp devlet okullarına değil özel okula yollayıp büyük bir adam olmasını sağlayacaktım.gerçekten de anne karnında eğitimine başladım.hakkaten özel okula gidiyor on aylık olmasına rağmen.amao bir ÖZÜRLÜ denilen gruptan.bende mutsuzlugumu haykırdım herkese.dağ taş duydu okul yolundaki feryadımı.ama şuan mutluyum.şanslı hissediyorum kendimi.böyle çocuk her ailede yok sadece bende var...........teşekkürler

Çevrimdışı braveturks

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 12 Oca 2007 21:55:31
dua etmeyi denedinizmi hocam sorunların çözümü için.

Çevrimdışı satiye1

  • Üye
  • *
  • 17
  • 2
  • 17
  • 2
# 12 Oca 2007 22:35:32
Bahar Hocam üzüntünüzün asıl sebebini  şimdi anlıyorum.Gerçekten zor ve sabır isteyen bir durum; fakat hayat zıtlıklar üzerine kurulu değil mi?İyi-kötü, acı-tatlı, güzel-çirkin, hastalık-sağlık...Ama bunlar hep insan için aslında.İnsansak ve yaşıyorsak her duruma hazırlıklı olmalıyız.Size ahkam kesmek istemem ama her şeyin hayırlısını isteyin Allah'tan.İNŞALLAH yavrunuzla mutlu olursunuz.Zorlukların üstesinden gelebilirsiniz diye düşünüyorum sizi tanımıyor olsam da.Bir gün mutluluk kapısının nerden ve na zaman açılacağını bilemeyiz.O kapının sizin için açılması dileğiyle...Allah yardımcınız olsun.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK