Hocam, merhaba.Ben de mesleğe yeni başlamış bir yoldaşınızım. Aralıktaki ek atamada 21. tercihle at-(IL)-andım.Doğudaki bu köyümüze annemle birlikte geldim. Babam çalıştığı için bizle kalamadı. Geldiğim günden itibaren batıdan geldim diye, Türkiye'ye aşığım diye, en önemlisi de onlar olamamış, çocukları bari adam olsun istiyorum diye yapmadıklarını bırakmadılar. Tabi, iki bayan yalnızız ve jandarma da çok uzak olunca kendilerini ağa sanıyor hepsi. Üstelik hepsi terör yanlısı.
Bir gün velinin teki evimi basıp beni dövmeye kalktı. Sebebi de davranış bozukluğu olan çocuğunu niye azarlamışım?...Parkinsonizm ve panik atak hastası olan annem gördüğü dehşetten krize girdi. Araç yok, olsa da -ölseler- götürmezler zaten.Mevsim kış, yollar kapalı.Telefon bile çekmiyor.Hayatımın en zor günüydü. İlaçlarını verip yatırmaktan başka elimden bir şey gelmedi. Neyse ki bir iki gün sonra iyileşti. Ama korkudan hala uyuyamıyor o günden beri.Jandarmanın olaydan çok sonra haberi oldu. Ardından gene birkaç veli gelip beni sindirmeye çalıştı. Etmedikleri kötü söz, atmadıkları iftira kalmadı. Müfettişler, ben başlayalı daha 1 ay olmadan geldiler. Çocukların durumu vahimdi belki ama düzelmeye başlamışlardı. Olumlu gelişmeler oluyordu. Ama 1. sınıflarım geldiğimde harfleri bile bilmiyordu.2ler ve 3ler yarı yarıya harfleri biliyordu. 4-5ler okuma biliyordu, yazmaları yarım yamalaktı. Geldiğim andan itibaren, (bugün bile) okul bittikten sonra her gün 3 saat daha ek ders verdim çocuklara.2 ay içinde hepsine okumayı-yazmayı öğrettim. Seviyelerine uygun olarak sayı basamaklarını ve diğer müfredattaki tüm konuları öğrettim. Mevcut 15 olduğu için birebir ilgilendim. Öğrencilerimden biri sağırlığı olmamasına rağmen hem konuşma, hem yürüme engelli. Okulda ben taşıyorum, sürekli konuşarak konuşturmaya çalışıyorum. Bir öğrencimin de tek gözü görmüyor, özel ilgi bekliyor. 3 öğrencimde davranış bozukluğu var. Tüm bunlara rağmen çocuklarım için en iyisini yapmaya çalışıyorum. Anne-babaları her ne kadar bana sürekli zarar verseler de...Ama müfettişler geldiklerinde tüm bu özverilerime rağmen,bunların durumu ne diye bir güzel azarladılar, SEN BURAYA ÖĞRETMENLİK YAPMAYA GELDİN, YATMAYA DEĞİL dediler...O kadar çalışmamın ödülü bu sözdü işte. Müfettişlere beni dövmek istediklerini, ellerinden zor kurtulduğumu anlattım, dinlemediler bile.
Her sabah uyandığımda acaba bugün veliler bana ne yapacak diyorum.En kötüsü de benim eğitimime,kişiliğime,öğretmenliğime dil uzatmaları.
Ama dayanmak lazım sevgili öğretmenim. Bu güzelim mesleği bugün ya da yarın iyi bir şekilde icra etmek, yaşamımızı anlamlı kılmak için dayanmalı....
Dayanmalıyız ki, tüm kötü sözlere, kırgınlıklara, hayal kırıklıklarına rağmen "Ben bir öğretmenim,bugün olmasa da yarın başaracağım" diyebilmek; bunun mutluluğunu bebeğimize gülümseyebilmek aktarabilmek için...
Saygılarımla...