Okullardaki Ahlaki Çöküntü Ve Nedenleri.

 kısa yazmaya  özen göstereceğim.

Az kitap okuyup, çok  televizyon seyretmek
Ayıp,İffet,Utanma,Erdem vb.. kavramların toplumda yeterince değerinin kalmaması
Görsel Medyanın sorumsuzluğu
çocuğun örnek alacağı rol model eksikliği
Son yıllarda Ailenin ve Toplumun duruşunu kaybetmesi
toplum kültürü ve Toplum moralinin düşük seviyeleri teknolojik şartlar ve hızlı bilgi akışı
Ahlaki görgü ve uygulamaların aile ve toplum içinde uygulanabirlik oranlarının düşüklüğü

 Sonuç olarak ;Aile -Okul- Toplum zincirinin halkalarının zayıf ve kopuk olmasıdır.

Kastamonu'da lise talebelerinden bir kısmı yanıma geldiler. "Bize Hâlıkımızı tanıttır; muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyorlar," dediler.

Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisân-ı mahsusuyla, mütemâdiyen Allah'tan bahsedip, Hâlıkı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz.

Anne en iyi muallim olmalı, baba da alim gibi olmalı: Allah için, livechillah için, lieclillah için çalışan anne ve babalar olacak, sonra böyle muallimler olacak ve doğal olarak talebeler olacaktır. Ahkama göre değil ahlaka göre yaşamak herkesin boynunun borcu; yalnız her şeyde Cenab-ı Hak tefekkür edilmeli ki dürüst insan bile kötülük yapıyor, ahlaksız dedirtmiyeceğiz, güzel ahlaklı çocukları karşımızda görebileceğiz. Her olumsuzluğun sebebi halkın diyanetsizliğinden olduğunu bilmede fayda var.

Kastamonu'da lise talebelerinden bir kısmı yanıma geldiler. "Bize Hâlıkımızı tanıttır; muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyorlar," dediler.

Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisân-ı mahsusuyla, mütemâdiyen Allah'tan bahsedip, Hâlıkı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz.

Anne en iyi muallim olmalı, baba da alim gibi olmalı: Allah için, livechillah için, lieclillah için çalışan anne ve babalar olacak, sonra böyle muallimler olacak ve doğal olarak talebeler olacaktır. Ahkama göre değil ahlaka göre yaşamak herkesin boynunun borcu; yalnız her şeyde Cenab-ı Hak tefekkür edilmeli ki dürüst insan bile kötülük yapıyor, ahlaksız dedirtmiyeceğiz, güzel ahlaklı çocukları karşımızda görebileceğiz. Her olumsuzluğun sebebi halkın diyanetsizliğinden olduğunu bilmede fayda var.

Yazdıklarınızın altına bir de tercümesini yazsaydınız keşke.

Öğretmenlik anlayış olarak hızla derse gir çık algısına girmekte , birilerine  yaptıklarının yanlış olduğunu ortaya koyduğunda ise" sanane " istediğini yapar bir durumla karşılaşılmakta iken bazı şeyler çökmüş çökmemiş kimsenin umrunda olmaz . Eğitim sadece okullara bağlanamayacak kadar ciddi bir iştir .Ve bu eğitim öncelikle ailede başlar . Ailede de devam eder . Bireylerin okula başlaması sorumluluğu aileden almaz .

İyi çalışmalar

özellikle okullarda karşılaşılan bir durum değil ki bu...
toplumdaki ahlaki çöküntü okullara yansıyor...

İlk eğitim elbette ailede başlar, bence önlem daha bebeklikten itibaren alınmalı. Ahlak eğitimi hiç almamış bir öğrenciye değerlerimizi öğretmeye çalışmak kömürü elmas yapmaya çalışmak oluyor.

siz milli eğitim olarak
"çocuklar saçlarını kesmeseler de olur.
isteyen istediği kıyafeti giysin" derseniz,
öğretmen öte git dese 147'yi arayan şımarık öğrenci ve onun - ilgisiz ama kel ölür sırma saçlı olur- velisi olduğu müddetçe,
milli devletin gençlerin ahlakını korumak yerine "ahlaksız, seviyesiz dizilere izin vermesi, bunun özgürlük olması

ve sonuç ortada...

devletin olmadığı yerde illegal örgütler cirit atar.

   Herkes bir şeyler yazmış..Tekrara gerek yok.

   Ben değişik bir gözlemimi yazacağım. Son 10-15 senede böyle bir rüzgâr estiğinden , insanlarda sözde bir muhafazakâr eğilim var. Özellikle benim çalıştığım yerde.

   Çocuklara uydurma veya gerçek dini isimler verme...Tercihen iki isim olacak. Kübranur Aleyna veya Talha Emir tarzında...
    Evde Şevkat Tepesi falan izleme..

   Ama iş çocuğa belli değerleri aşılama olunca yan çizme.
   Anasınıfına giden çocuk ,öğretmenine küfür edince sevinenler var. Ya da çocuğu yırtık, kavgacı olsun isteyenler.İşini bilen...Gerekirse kestirme yolları kullanmaktan çekinmeyen...


   Çocuklar kendilerini dünyanın merkezi sanarak yetişiyorlar.
    

Hiçbir şey olmasa bile tv. dizileri yetiyor.Buna çizgi filmler de dahil.
Belki katılmayabilirsiniz ama bolluk, her istediğinin yapılması, küçük yaşlarda cep telefonu, tablet gibi ürünlere sahip olmak ve bunların yanlış kullanılması da ahlaki çöküntünün başında geliyor.

Çocuklar saksıda yetişmiyor. Aileler doyumsuz ve bencil yetiştiriyor. Öğretmenleri de bakıcı olarak görüyorlar.

Her istediğini önüne seriyoruz.Televizyonu parasız bakıcı gibi kullanıyoruz.Para şan şöhret gibi terimler yerine ahlak dürüstlük barış gibi erdemlerden söz etmiyor,yaptığı her aşırı tavrı '' ay bu hiperaktif,çok zeki olcak''diye pekiştiriyoruz.Halbuki hiperaktivite bir zeka belirtisi değildir.Evde anneye babaya şiddet bile uygulayan ilkokul öğrencileri var.Okula gelince melek olmasını bekleyemezsiniz.Ev düzenini devam ettirince doğan problemlerle mücadele eden öğretmeni şikayet edenler olunca yapacağımız pek bişey kalmıyor.

Şu anda silah ve bağırıp çağırma olmayan bir kanal ve dizi söyleyin.Yok.İyi yaşam özentisi var.Bizim okulda fazla ödev veren öğretmeni hemen müdüre şikayet ediyorlar.Sebep:Öğrencilerin ödevleriyla uğraşmaktan diziler kaçıyormuş

 İki veli dertleşiyordu: Performans ve proje ödevleri yüzünden daha fazla çocuk yapmak istemiyorlarmış.

  Bu çöküntü Hababam Sınıfı adlı filmin ortaya çıkışıyla başladı ve Çocukerkil aile
 yapısının ortaya çıkışıyla büyüdü..Alo 147 ile zirveye ulaştı..Bu üç temel nedeni deşiştirirseniz...Bütün nedenlerin bu üç temel nedene dayandığını tesbit edersiniz...

  Bu çöküntü Hababam Sınıfı adlı filmin ortaya çıkışıyla başladı ve Çocukerkil aile
 yapısının ortaya çıkışıyla büyüdü..Alo 147 ile zirveye ulaştı..Bu üç temel nedeni deşiştirirseniz...Bütün nedenlerin bu üç temel nedene dayandığını tesbit edersiniz...

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Güzel ahlakın zirvede olduğu, peygamberimizin yaşadığı Medine toplumunda bile ahlaksızlığın arttığından şikayet edenler olmuştur.
İnsanlık tarihinin istisnasız her döneminde ahlaksızlığın arttığını ifade eden belgeler vardır.

Bu nedenle ahlaki çöküntü ile ilgili bir başlangıç tespiti yapmak doğru olmaz kanaatindeyim.
Toplumlardaki gelişmeye bağlı olarak, değişimlerin yaşanması kaçınılmazdır.
Toplumlar ilelebet anaerkil, ataerkil kalamaz.
BUNUNLA BİRLİKTE günümüzde çocukerkil aile tipinin yaygın olmadığı görüşünü paylaşanlar da vardır.

Toplumda yaşanan problemleri tespit etmek için bir çok yöntem kullanılmaktadır.
Toplumda yaşanan problemlerinin tespitinde teknolojiden yararlanılması, problemlerin daha kısa sürede çözülmesine vesile olmaktadır.

Telefon hatları ile şikayet sistemlerinin verimli olduğu kanaatinde değilim.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] türünde teşhire yönelik şikayetler daha etkili olmaktadır.

BUNUNLA BİRLİKTE ahlaki problemlerin çözümünde teşhirin faydadan çok zarar getireceğine inanıyorum.