Çoğu zaman öğretmen olmayanların haksız eleştirilerine maruz kalıyoruz. Tatilse evet, yaptık iki ay paşalar gibi... Seminerse yazıldık, gittik, katıldık. Sen mesaini akşama kadar sigaraydı, çaydı, kahveydi, muhabbetti diye doldururken, ürettiğin sadece belki ömrü birkaç senelik ürünken ya da bilgisayar ekranındaki rakamlarken, ben insanla uğraşıyorum. Senin geleceğini çiziyorum. Otobüste ayakta kalma diye, yaşlandığında sana saygı duyulsun diye çalışıyorum. Hesaplarının içi boşaltılmasın, berber saçını doğru kessin, çöpçü çöpünü düzgün toplasın diye uğraşıyorum. Bunları da sadece 1600 lira + maksimum 450 liraya yapıyorum. Sorsam çok para diyebilirsin. Eğer bazı meslektaşlarımı görmüşsen, işini eksik yapan ya da önemsemeyen ; herkesi öyle sanmamalısın. Uzaktan anca "liseli" diye geçip gittiğin ya da "bırak Allah'ın ergenini" dediğin çocukla hiç 45 dakika konuştun mu? Hayata onun algılama penceresinden baktın mı? Yolda elinde sigara ile etrafındakilere tehditkar tavırlar sergilendiğinde üzüldün mü hiç? Hayatta 40 tane insanı karşına alıp, yaşlarının da 13-14 olduğunu bilmene rağmen onlara saygı duydun mu hiç? Ağızdan çıkan her şeyi kaydeden bu dimağlara karşı sorumlu olmayı hiç yaşadın mı?
İmkan yok kardeşim, kimse kusura bakmasın... Maaşının 600 lirası vergi olarak kesilen bir meslek yapalım, hala "yata yata para kazınıyorsunuz" deyin. Bunun adı yatmaksa, evet yatıyorum arkadaşım!!! Var mı itirazı olan