Özür Durumunda İl Ve İlçe Emri Kaldırıldı.

yanlış bir düşünce olduğunu düşünüyorum...herkes için geçerli değil bu durum... eşim Şırnak ta asker 8 yıllık öğretmenim ve 3 yıldır ayrıyız.. inşallah tayin fırsatımız olursa meb tarafından,  bu yıl çocuğum babasına kavuşacak inşallah.

eş durumu ataması yapmadıkları için mi ayrısınız hocam anlamadım açıkcası:(

her gün yeni bir şeyler çıkarıyorlar yok ya olmaz böyle bir şey diyoruz ama bizim sesimizi duyan yine biziz

   Değişik açılardan yapılan son uygulamayı değerlendirmek istiyorum;
1.   İl ve ilçe emrine atanma umuduyla beklenti içinde olan öğretmenlerimizin yerine koyduğum zaman kendimi çıkmazlara giriyor ruhum. Sonuçta bu yaz kavuşma hayaliyle yaşarken, birden bire böyle bir uygulamayla karşılaşınca, kontenjan kapanına kısılıyor hayallerim.
2.   Çalıştığı yerden çeşitli sebeplerden memnun olmayan ve eş durumu atamasıyla bir an önce yer değiştirmek isteyen meslektaşlarımı düşündüğüm zaman bu yeni durum kâbustan öte bir şey değil.
3.   Öğrencilerin gözünden bakıyorum bir de olaylara. Öğretmenlerine henüz alışamamışken dönem ortasında öğrencilerini terk edip giden öğretmeni çok da sevemiyorum açıkçası. Hem bu onların değiştirdiği bilmem kaçıncı öğretmen. Daha biriyle doğru dürüst tanışamadan ısınmak zorunda kaldıkları öğretmen sayısı arttıkça çok da hevesleri kalmıyor açıkçası okuma adına. ( Dönem ortasında her ne sebeple olursa olsun (çok istisnai durumlar hariç) öğretmenlerin yer değiştirmeleri devletin eğitim politikası adına son derece olumsuz bir durumdu.)
4.   Devletin yerine koyuyorum kendimi. Benim bir eğitim politikam var ve bu politikamı öğretmenler marifetiyle gerçekleştirmeyi düşünüyorum. Öğretmen atamaları yapıyorum. Maliyenin izin verdiği ölçüde tüm okulların öğretmen ihtiyacını elimden geldiğince karşılamaya çalışıyorum. Ve öğretmenler kendilerine göre haklı gerekçelerle en yakın fırsatta yer değiştirip benim politikamın tam olarak gerçekleşmesi için bana yardımcı olmuyorlar.

Bence esas sorgulanması gereken ve terazinin kefelerinde olması gerekenler şunlar; önemli olan devletin gerçekleştirmeyi düşündüğü eğitim politikası mı yoksa öğretmenin aile bütünlüğü mü?

Görüşlerine çok değer verdiğim ve bulunduğum ilde on beş yıl teftiş kurulu başkanlığı yapmış birinin sözü aslında birçok şeyi anlatıyor; ‘Buraya yılda 500 öğretmen gelir 400 öğretmen buradan gider. Hal böyle olunca buradaki eğitim seviyesi de doğal olarak hiçbir zaman yükselmez.’ Çalıştığım yerin eğitim seviyesinin bir türlü yükselememesi mi öncelikle düşünülmesi gerekendir yoksa buradan çeşitli sebeplerden giden öğretmenlerin aile bütünlükleri mi? (Ya da kendi şahsi çıkarları mı?)

Hâsılı, öğretmenlerin çok sık yer değiştirmeleri ve bir an önce memleketlerine gitmeyi düşünmeleri en doğal insani hakları iken aynı durum, kaliteli eğitimin bekası açısından son derece sancılı bir durumdur.  Ve devletin bunu düzenlemeye çalışması da bence normal karşılanmalıdır.
Hiç kimsenin şahsi çıkarı bu devletin çıkarlarından üstün değildir. Nasıl ki atandığı yeri beğenmeyen öğretmeni görevlendirme saçmalığıyla merkeze almak yanlış bir uygulamaysa daha görev yerinde üçüncü yılına başlamadan öğretmenin yerini değiştirmek de o kadar yanlıştır.
Devlet ebed-müddettir anlayışı milletin tümünün zihinlerine sirayet etmedikçe devletin çıkarları her daim göz ardı edilecektir.
(Bu yazı sadece ve sadece bu uygulama açısından değerlendirilmeli, sanki her şey halledildi de bir tek bu mu kaldı gibi düşüncelere yol açmamalıdır.) (Ve en hazin olan durum, eş durumundan ataması gerçekleştirilmeyecek öğretmenlerin, kaldıkları yerlerde gösterecekleri olumsuz davranışların olma ihtimalidir. Ne kadar ekmek o kadar köfte zihniyeti günahsız yavruların körelmesinden başka bir işe yaramayacaktır.)

ben cizredeyim burada 1800 öğretmen var her sene yarısı gidiyor ancak benim emniyette ve taburda arkadaşlarım var onlar da bir sıkıntı yok çünkü sağlıklı işleyen bir sistemleri va gelecekleri günü gidecekleri günü lojmanı tazminatı var tamam çalışma koşulları zor ama şu saydıklarım onları burada tutmaya yetiyor
Bizde sürekli değişen yönetmelikler var
 geldğin gün belirsiz gideceğin gün belirsiz
 lojman yok
 tazminat yok
 yok yok yok

ben cizredeyim burada 1800 öğretmen var her sene yarısı gidiyor ancak benim emniyette ve taburda arkadaşlarım var onlar da bir sıkıntı yok çünkü sağlıklı işleyen bir sistemleri va gelecekleri günü gidecekleri günü lojmanı tazminatı var tamam çalışma koşulları zor ama şu saydıklarım onları burada tutmaya yetiyor
Bizde sürekli değişen yönetmelikler var
 geldğin gün belirsiz gideceğin gün belirsiz
 lojman yok
 tazminat yok
 yok yok yok

İştee budur...

eşlerinden ve ailelerinden ayrı olan arkadaşların durumunu çok iyi anlıyorum.ancak olayın bir de şu boyutu var ki il emrine verilen öğretmenler adeta torpil yarıştırarak o ilin en güzide okullarına gelmek için uğraşıyorlar.bu durumda o ilin kırsal okullarında yıllarca çalışan ve il içi tayin bekleyen öğretmenler için büyük bir sıkıntı yaratıyor.

eşlerinden ve ailelerinden ayrı olan arkadaşların durumunu çok iyi anlıyorum.ancak olayın bir de şu boyutu var ki il emrine verilen öğretmenler adeta torpil yarıştırarak o ilin en güzide okullarına gelmek için uğraşıyorlar.bu durumda o ilin kırsal okullarında yıllarca çalışan ve il içi tayin bekleyen öğretmenler için büyük bir sıkıntı yaratıyor.

İldışından gelemeyenlere lüzum yok sanırım...

Herkes olaya bireysel ve tek yönlü baktığı için bizim eğitim camiası hiç bir zaman hak ettiklerini alamaz...

Kahretsin, bugün yine altüst olmuş durumdayım. önce kadro için 4 sene bsio şartlarında bekledim, sınava çalıştım heryıl, 2010 da aldım kadroyu ama sevinemedim ;çünkü uzaaaaak bir köy okuluna bsio olarak atanmıştım. sonra 2 sene daha çalıştım, okulumun kapanacağı kararı geldi,bsio'dan kurtuluyorum dedim ama ona da sevinemedim;çünkü nişanlıyım ve ancak eş durumuyla bir araya gelebileceğim eşimle, bu karardan sonra bir araya gelemeyeceğimi anladım. Gel de şimdi sabah kalk okula git ve büyük bi heyecanla ders anlat, verim bekle.

Beni şu an ayakta tutan tek şey inancım, Rabbim hayırlısını versin inancı. Ama Rabbimiz de otur,bekle,hakkına razı ol demiyorki! ara hakkını,rızkının peşinde koş,sonra bana havale et diyor. Bu dağ başında da internet dışında nasıl olur bu iş bilmiyorum.

herkes işine nasıl geliyosa öyle düşünüyor olayı.insanoğlu çiğ süt emmiş derler ya hakikaten doğruymuş.yıllardır ildışı tayin bekleyen eşinden ayrı olanları düşünün biraz.en azından aynı ilde çalışanlar hafta sonlarıda olsa birlikte vakit geçirebiliyorken il dışında olup aylarca görüşemeyen eşleri düşünün.

Şunu söylemek istiyor puanın tercih ettiğin kurumlara yetmezse ücretsiz izne çık.
Peki puanım yetmediği için ücretsiz izne çıktım diyelim ücretsiz izne çıkınca çalışmayacam puanım artmayacak gelecek yıl yine aynı puanla aynı yerleri tercih edecem tabiki puanım artmadığı için yine tayinim çıkmayacak bu her yıl böyle devam edecek.Yani ben ömür boyu ücretsiz izinde kalacam, öğretmenlik yapamayacam.
MEB DEMEK İSTİYOR Kİ: KARDEŞİM SENİN PUANIN YETMEZSE BEN SENİ EŞ DURUMUNDAN ATAMAM
SEN ÖĞRETMENLİĞİ BIRAK.
Bu yaz eş durumundan atama bekleyenlerden biriyim kendi durumumu anlatmaya çalıştım.Atama isteyeceğim yer Türkiye'nin sayılı tatil beldelerinden birisi bu puanla il ve ilçe emri  kalkarsa benim oraya atamam çıkmaz.
İki tercih hakkım var ya eşinden ayrı kalacaksın yada hep ücretsiz izinde kalacaksın.

bunları Allah'a havale ediyorum.

Önce elimizden geleni yapalım da, sonra Allaha tevekkül edelim en güzeli

   Değişik açılardan yapılan son uygulamayı değerlendirmek istiyorum;
1.   İl ve ilçe emrine atanma umuduyla beklenti içinde olan öğretmenlerimizin yerine koyduğum zaman kendimi çıkmazlara giriyor ruhum. Sonuçta bu yaz kavuşma hayaliyle yaşarken, birden bire böyle bir uygulamayla karşılaşınca, kontenjan kapanına kısılıyor hayallerim.
2.   Çalıştığı yerden çeşitli sebeplerden memnun olmayan ve eş durumu atamasıyla bir an önce yer değiştirmek isteyen meslektaşlarımı düşündüğüm zaman bu yeni durum kâbustan öte bir şey değil.
3.   Öğrencilerin gözünden bakıyorum bir de olaylara. Öğretmenlerine henüz alışamamışken dönem ortasında öğrencilerini terk edip giden öğretmeni çok da sevemiyorum açıkçası. Hem bu onların değiştirdiği bilmem kaçıncı öğretmen. Daha biriyle doğru dürüst tanışamadan ısınmak zorunda kaldıkları öğretmen sayısı arttıkça çok da hevesleri kalmıyor açıkçası okuma adına. ( Dönem ortasında her ne sebeple olursa olsun (çok istisnai durumlar hariç) öğretmenlerin yer değiştirmeleri devletin eğitim politikası adına son derece olumsuz bir durumdu.)
4.   Devletin yerine koyuyorum kendimi. Benim bir eğitim politikam var ve bu politikamı öğretmenler marifetiyle gerçekleştirmeyi düşünüyorum. Öğretmen atamaları yapıyorum. Maliyenin izin verdiği ölçüde tüm okulların öğretmen ihtiyacını elimden geldiğince karşılamaya çalışıyorum. Ve öğretmenler kendilerine göre haklı gerekçelerle en yakın fırsatta yer değiştirip benim politikamın tam olarak gerçekleşmesi için bana yardımcı olmuyorlar.

Bence esas sorgulanması gereken ve terazinin kefelerinde olması gerekenler şunlar; önemli olan devletin gerçekleştirmeyi düşündüğü eğitim politikası mı yoksa öğretmenin aile bütünlüğü mü?

Görüşlerine çok değer verdiğim ve bulunduğum ilde on beş yıl teftiş kurulu başkanlığı yapmış birinin sözü aslında birçok şeyi anlatıyor; ‘Buraya yılda 500 öğretmen gelir 400 öğretmen buradan gider. Hal böyle olunca buradaki eğitim seviyesi de doğal olarak hiçbir zaman yükselmez.’ Çalıştığım yerin eğitim seviyesinin bir türlü yükselememesi mi öncelikle düşünülmesi gerekendir yoksa buradan çeşitli sebeplerden giden öğretmenlerin aile bütünlükleri mi? (Ya da kendi şahsi çıkarları mı?)

Hâsılı, öğretmenlerin çok sık yer değiştirmeleri ve bir an önce memleketlerine gitmeyi düşünmeleri en doğal insani hakları iken aynı durum, kaliteli eğitimin bekası açısından son derece sancılı bir durumdur.  Ve devletin bunu düzenlemeye çalışması da bence normal karşılanmalıdır.
Hiç kimsenin şahsi çıkarı bu devletin çıkarlarından üstün değildir. Nasıl ki atandığı yeri beğenmeyen öğretmeni görevlendirme saçmalığıyla merkeze almak yanlış bir uygulamaysa daha görev yerinde üçüncü yılına başlamadan öğretmenin yerini değiştirmek de o kadar yanlıştır.
Devlet ebed-müddettir anlayışı milletin tümünün zihinlerine sirayet etmedikçe devletin çıkarları her daim göz ardı edilecektir.
(Bu yazı sadece ve sadece bu uygulama açısından değerlendirilmeli, sanki her şey halledildi de bir tek bu mu kaldı gibi düşüncelere yol açmamalıdır.) (Ve en hazin olan durum, eş durumundan ataması gerçekleştirilmeyecek öğretmenlerin, kaldıkları yerlerde gösterecekleri olumsuz davranışların olma ihtimalidir. Ne kadar ekmek o kadar köfte zihniyeti günahsız yavruların körelmesinden başka bir işe yaramayacaktır.)

Arkadaşım vatan millet sakarya nidalarını bırak..devlet dediğin olgu nedir..kimden oluşur..? haleti ruhiyesi bozuk adam etrafına ne verebilir hangi çocuk hangi gelecekten bahsediyorsun ? Beden sınıfa girip akıl başka yerde olan adam devletin politikasına zerre katkı sağlamaz..Bilakis insaoğlu papaza kızıp oruç bozar..Senmisin benim aile saadetimle oynayan deyip daha çok mesleğinden soğuyacak..Sizede bir iki lafım olacak..Cenaze evinde düğün yapılmaz.Yaşınız itibariyle bu haksızlıkların hiçbirini tatmadınız görmediniz..O yüzden şimdi çıkıp benim gözümle olayı değerlendiremezsiniz en azından ben yemem bunu..Kusura bakmayın yazınız gereksiz olmuş

Çok çok çok çok üzüldüm...Ben de 2 yıl önce il emri ile geldim şu an bulunduğum ile eş durumundan.İl emri olmasaydı rüyamda görürdüm burayı.Çünkü benim verildiğim okula il dışından tercih ile gelen öğretmenin puanı benim puanımın 2 katıydı.Bu da demek oluyor ki ben 3-4 yıla ancak gelirdim buraya...

Umarım sona erer bu saçma karar.Aileler bir araya gelmezse hakikaten öğretmen çöker.E kafası karışık bir öğretmenden sen gel verim bekle.Velilerin,öğrencilerin düşünüldüğü kadar asıl önemli parçayı-öğretmeni- da düşünseler keşke...Dualarım sizlerle.Umarım düzeltilir bu durum....

Öğretmenler görev yaptığı yerdeki öğrencileri bırakıp eşinin bulunduğu ile gidince eğitim öğretim aksıyor ve kalitesi düşüyormuş. Peki öğretmen üç yıla kadar ücretsiz izin alıp evinde oturunca eğitimin kalitesi yükselecek mi?