Tam
Adı batasıca "adamın biri'ne" göre söylenmiş.
kendinize haksızlık etmeyin öğretmenim. insan pişmanlık duymadan ders alamaz hayatta. gerçek anlamda hayatı öğrenmek demek; pişman olmak, "keşke" demek, darbe almak... gerçek hayat bunlardır zaten.
bir hikaye vardı, hatırladığım kadarıyla aktarmak isterim:
zamanın birinde bir yerde bir büyü dükkanı varmış. bu büyü dükkanına giden herkesin öyle veya böyle istediği, dilediği şeyler gerçekleşirmiş. orta yaşlı bir adam bu büyü dükkanına gitmiş, bir isteği varmış. gençliğine, geçmişe dönmek. büyü dükkanına girmiş, istediği şeyi ordaki büyü dükkanındaki kişiye söylemiş, tabi gerekçesini de. amacı yaptığı hataları düzeltmek, hayatı farklı yaşamakmış. büyü dükkanındaki adam dinlemiş ve "peki" demiş. "isteğini yerine getireceğim. ama tek bir şartla. seni geçmişe götürürken anılarını da sileceğim.yani her şeyi baştan yaşayacaksın. düşün ve kararını ver!..."
adam düşünmüş, düşünmüş... ve büyü dükkanındaki adamın ne demek istediğini anlamış. ve bu düşüncesinden vazgeçmiş. adam büyü dükkanından çıkınca kendi kendine gülümsemiş ve şöyle düşünmüş. "gerçekten de buraya gelen herkesin istediği şey oluyormuş" ve bundan sonraki hayatını pişmanlık duyarak değil de yaşadığı pişmanlıklardan çıkardığı dersler sonucu hata yapmamaya çalışarak geçirmiş.
umarım yaptığı şeylerden dolayı kimse pişmanlık duymaz, "keşke" demez....