çok iyi anlıyorum arkadaşlar yaşadıklarınızı. bulunduğum ilçeye ilk geldiğim yıl pantolon serbestisinin verildiği yıldı.
burada da kadınlar çarşıya pazara çıkamazdı o yıllarda.
çok değil 6-7 yıllık mesele.namaz vaktini bekleyen cami cemaati yaşlı amcaların bizi boydan boya süzüp yüzümüze karşı
' şunların hallerine bak, çoluğumuzun çocuğumuzun aklına girecek kafirler.bacaklarında pantolon gözlerinde bi karış boya tüü size defolun gidin de namusumuzla yetiştirelim çocuklarımızı.'' dedikleri günleri gördük.
hatta kızlarla erkekleri sınıfta karma oturttuk diye okula kavgaya gelen kız babalarıyla uğraştık. ama yılmadık arkadaşlar.
camımız taşlandı,kapımızın öünde ateşler yakıldı,asker uğurlamaları bizim evin çevresinde yapıldı,dükkan köşelerinde güya dostça olan vaazlar tavsiyeler dinledik,gece kapılarımız zorlandı,tehditler aldık...
yılmadık.
çünkü biz ATATÜRK öğretmeniyiz görevimiz aydınlığa örnek olmak.
bu süreçte elbette yıprandık ama artık ilçe kadınları çarşıda hangi dükkanlar var pazara nerden gidilir biliyorlar.
Evet öğretmenim, zaten bir tek bu yönüne seviniyor insan. Biz başımıza çok kötü birşey gelmeden bu dönemi atlattık ama başına kötü şeyler gelen arkadaşlarımın olaya bu kadar olumlu bakabileceğini sanmıyorum. Yine de karanlıkların aydınlığa çıkmasında yanan parça da olsak umutlu bir şekilde geleceğe bakmak gerekiyor.