Sabırlı Olmak

Çevrimdışı bombom12

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 384
  • 1.128
  • 384
  • 1.128
# 22 Ara 2012 23:52:11
Her söz için doğruluk, her doğruluk için iş, her iş için de sabır gerekir. Hatim-i Esam

Çevrimdışı bombom12

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 384
  • 1.128
  • 384
  • 1.128
# 23 Ara 2012 17:05:45
Hoşlanmadığına sabretmedikçe, hoşlandığını ele geçiremezsin. (Hz.İsa a.s.)

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 25 Ara 2012 10:02:43
SABIRLI OLMAK, O'NUNLA OLMAK


Allah'ın sevgisini, her dem O'nunla birlikte olmayı kim istemez?

“Allah sabredenleri sever”, “Allah, sabredenlerle beraberdir” ayetlerinin muhatabı olmak ne büyük lütuf!

Öyleyse bu acelemiz, telaşımız, saldırganlığımız niye?

Yüce Mevlâ, rızasına ulaşabilmemiz için kendimizi kontrol etmemizi, aceleciliğimizi, öfkemizi dizginlememizi emrediyor. Yeri gelince bizim olandan, hakkımız olandan -öyle olduğunu zannettiğimizden- bile hiç çekinmeden vazgeçmemizi istiyor. Sabırlı olanları seviyor, onların yanında oluyor, rahmetini onlardan eksik etmiyor.

Gerçek böyle, ama insanın bozuk gözü, sabredenlerin kaybedip acelecilerin, saldırganların, haksızlık yapanların kazandığını zannediyor.

Elbette ki bu yanlış bir kanaat. İnsanın kendisi dahil her şey Allahu Tealâ'nın mülkünde iken, kim O'nun mülkünden bir şeyi sahiplenebilir, ün sahibi olabilir, varlık iddiasında bulunabilir ki? Bu sadece bir yanılgıdır. İnsanın tek kazancı Rabbi'nin yakınlığı, rızasıdır. Rabbi'ne yönelen için de sabır kolaydır.

Haksızlığa sabırla karşılık

Gavs-ı Bilvanisî k.s. Hazretleri, bir sohbetlerinde şöyle buyuruyorlar:

“Odunculukla geçimini sağlayan, fakir, kendi halinde bir köylü, omuzunda bir ip, gecenin son vaktinde evinden ayrılıyor. Köyün yakınındaki köprüyü geçip suyun başında abdestini alıyor. Vakit girdiğinde önce sabah namazının sünnetini kılıyor, şafak iyice sökünce de farzını eda ediyor. Namazdan sonra oturup zikriyle meşgul oluyor. Güneş doğduktan sonra ormana girip odun toplamaya başlıyor.

Bir müddet sonra topladığı odunları sırtlayıp yola koyuluyor. Tam köprünün üzerine geldiğinde, öbür taraftan da bir atlı çıkıveriyor. At, odun yüklü adamdan ürkerek sırtındaki süvariyi yere düşürüyor. Yere düşen süvari çok sinirleniyor, atını ürküttüğü için oduncuya hakaret ediyor, saldırıyor. Odunlar bir tarafa, oduncu bir tarafa yığılıveriyor.

Süvari atına atlayıp gideceği esnada oduncu koşarak atın dizginlerini yakalıyor ve:

- Benim yüzümden attan düştün. Üstün başın toz toprak oldu. Özür dilerim, beni affet, diyor ve hakkını helal etmezsen vallahi atını bırakmam, diyerek sıkı sıkıya dizginlere yapışıyor.

Süvari şaşırıyor, adamın ısrarı üzerine de:

- Bırak atımı! Tamam helal ettim. Allah müstehakını versin, deyince oduncu atı salıyor. Atlı yoluna devam ederken, oduncu da odunlarını toplamaya koyuluyor.”

Gavs k.s. Hazretleri, fakir oduncunun hikayesini anlattıktan sonra şöyle buyuruyorlar:

“İşte Allah yolu böyledir. İnsan sabırlı olmalı. Kendisine zulmeden olursa onu Allah'a havale etmesi daha makbuldür. Allah'ın kuvveti insanınki gibi değildir. Affetmek çok büyük bir meziyettir. Bakın Alemlerin Rabbi, affedici davrananları nasıl methediyor: ‘O takva sahipleri, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.' (Bakara 134)”

Seven sabreder ve sevilir

Oduncuyu böyle sabırlı yapan şey neydi peki?

Fakir oduncu, rızkını temin etmek için geceden yola çıktı, abdest aldı, namaz kıldı. Ama nasıl?

Karanlıkta abdest aldı, göreni yalnız Rabbi idi.

Namaza durdu, karşısında Allah vardı. Yani onu yaratanı, yoktan var edeni, onu seveni, ihsanlarda bulunanı, en yakını, en dostu, en sevgilisi...

O'nunla konuşuyordu. Her bir zerresinde O'nun yaratmasını hissediyordu. Huzurunda rukûya eğiliyor, secdelere yüz sürüyordu. Ellerini açtığında her şeyin ve herkesin sahibine dokunuyordu ve yalnız O'ndan istiyordu.

Oturup zikrini yaptığında, adını söylediği uzakta değildi. Kendinden bile yakın olanı kalbinden zikrediyordu. Her “Allah” dediğinde, o ezeli ve ebedi sevgilinin bütün rahmet ve şefkatini benliğinde hissediyordu.

Böyle bir kula sabırlı olmak zor değil.

Peki bizi hikayedeki oduncu gibi olmaktan alıkoyan nedir? Namazımızı oduncu gibi kılmaya, secdelere kapanmaya, zikretmeye engel olan şey... Kılmakta olduğumuz namazın son namazımız, vardığımız secdenin son secdemiz olabileceği idraki ile namazımızı kılmaya engel nedir ki, kendimizde bir varlık, bir büyüklük iddiası olsun da haksızlık edelim, haksızlık karşısında sabırsız olalım?

Gaye Allah... O, hepimize sesleniyor:

“(Rasulüm) kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin çağrısına karşılık veririm. O halde (kullarım ) karşılık vermem için bana yönelsinler ve bana inansınlar ki doğru yolda gitmiş olsunlar.” (Bakara, 186)

O'na inanmak, O'na yönelmek, O'na seslenmek... Oduncunun emsalsiz sabrının ardında bu vardı. İbadetlerini böyle bir ruhla yapıyordu. Hayatını bu ruhla yaşıyordu.

Uzakta değil, çare kendimizde, içimizde...

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 25 Ara 2012 10:10:12
Felaketlere Sabırlı Olmak...


 

 

 

Müslüman, başına gelen her olayda bir hikmetin bulunduğunu, ilk bakışta aleyhine görünen hususlarda bile, Allah'ın kendisi için hayır murat ettiğini düşünmelidir.Bu konuda; "Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilemezsiniz." buyurmaktadır.

''Mü'minler, başlarına gelecek açlık, kıtlık, mal mülk ziyanı, tabiî afetler, salgın hastalıklar gibi sıkıntılar karşısında imtihan geçirebilirler.'' Müslümanlar, sabır ve metanetleri, Allah'a olan güvenleri ile bu ağır sınavı kazanmak durumundadırlar.

Bu hususta Allah şöyle buyuruyor: "Mallarınız ve canlarınız hakkında imtihan olacaksınız. Sizden evvel kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a ortak koşanlardan da çok incitici sözler duyacaksınız.Eğer sabreder sakınırsanız, işte bunlar yapmağa değer işlerdir."

SABRETMEYEN İNSAN HUZURSUZ OLUR:

Maruz kaldığı felaketin acısının üzerine, bir de isyanı sebebiyle günaha girer ve sabır sevabından mahrum olur.Bunun karşılığında maddi olarak, hiçbir şey de elde edemez. Çünkü; ölenler ölmüş, kaybolanlar kaybolmuştur. Bunları geri getirmek mümkün değildir. Ancak insan sabrederse, gerekli tedbirleri alır. Allah'a dua ederse, Allah'ın gösterdiği bir yola tâbi olursa sevap kazanır ve Allah'ın yardımına mazhar olur.

Musibetlere sabır oldukça zordur: Bu sebeple sevabı da çoktur.

Allah sabredenlerin müjdelenmesini Hz.Peygamberden istemektedir.Şu ayet felaketler karşısında müslüma'nın nasıl davranması gerektiğine işaret edilmektedir:

"Ey Muhammed! Sabredenleri müjdele. Onlara bir musibet isabet ettiği zaman; "Biz Allah içiniz ve biz O'na döneceğiz" derler. "Biz Allah içiniz ve O'na döneceğiz" gerçeğini, müslüman daima akılda bulundurmalıdır. Kur'an, musibetler karşısında teslimiyet gösterip Rablerine sığınanlara, mükafatların en güzeli olan Rablerinden bağışlanma ve sabredenlere mükafatlarının hesapsız verileceğini bildirmektedir.

Musibetlere sabır; ''mü'minlerin Allah katında derecelerinin yükselmesine vesile olur.'' Hz. Aişe, Peygamber efendimizden naklen şunları söylemiştir: "Mü'minlere bir diken ve ondan daha küçük bir şey isabet etmez ki, bu yüzden Allah onların mertebesini bir derece yükseltmiş ve bir günahını silmemiş olsun." Bir müslümana bir diken hatta daha küçük bir şey batsa, Allah onu bu yüzden bir derece yükseltir ve onun bir günahını affeder.

Müslümanların başına gelen her türlü sıkıntı ve musibetlerin, hatalarının keffareti olacağı Hz. Peygamberin şu sözüyle ifade edilmiştir: "Mü'mine isabet eden her hastalık, yorgunluk, üzüntü ve keder mutlaka günahlarına kefaret olur."

Bu konuyu Sevgili Peygamberimizin bir başka hadisi ile noktalayalım:

"Ne acaiptir müminin işi! Gerçekten onun her işi hayırdır. Bu hal, müminden başka hiçbir kimse için böyle değildir. Eğer ona sevinç verici bir şey isabet ederse şükreder. Bu da kendisi için bir hayır olur. Eğer ona zarar ve ziyan verecek bir şey isabet ederse sabreder, bu da kendisi için hayır olur".

DUA...

Deprem gibi felaket anlarında yapılması gereken en önemli işlerden birisi de Cenab-ı Hak'ka dua etmektir. Dua; Hz. Peygamberin ifadesiyle "ibadetlerin özü"dür.Dua, sınırlı varlık olan insanın mutlak güç sahibi Allah'tan yardım istemesidir. Dua, isteme anlamlarının ötesinde, kulluk espirisi içinde, Allah'ın rablık ve ilahlık hakikatine en köklü bir sığınma hadisesidir.Deki,"Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!" ayeti buna işaret eder.

Güzel ülkemiz, bir taraftan kanlı terör örgütü ile mücadele ederken, bir taraftan Van ve çevresine aniden gelen deprem felaketi ile karşı karşıya gelmiştir.Güçlü bir devlet olduğumuz kadar, çok güçlü bir milletiz. Allah'ın izni ile kardeşlerimizin bu geçirdiği felaketinde üstünden geleceğiz.

Kardeş olarak, onların acıları bizim acımızdır.Ekmeğimizi paylaşıp, gönüllerimizi birleştirip,bu felaket'ten zarar gören kardeşlerimiz de selamete kavuşuncaya kadar yanlarındayız, biriz, beraberiz.

Böylece hayatını kaybeden kardeşlerize Allah'tan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar dilerken, Rahim ve Rahman olan Allah'ım, Vatanımızı ve Milletimizi bu gibi görünmeyen afetlerden emin ve muhafaza buyursun...



Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 Ara 2012 22:34:54
"Hedeflerinizi gerçekleştirme süreci diktiğiniz ağaç tohumunu yetiştirip büyütme sürecine benzer. Bu işi sadece sabredebilenler başarır." Dr. Muhammed Bozdağ

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 31 Ara 2012 23:06:11
"Açlığa sabredersin adı "oruç" olur.
 Acıya sabredersin adı "metanet" olur.
İnsanlara sabredersin adı "hoşgörü" olur.
Dileğe sabredersin adı "dua"olur.
 Duygulara sabredersin adı "gözyaşı" olur.
Özleme sabredersin adı"hasret" olur.
Sevgiye sabredersin adı "AŞK" olur..."


Hz.Mevlana(k.s)

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 02 Oca 2013 23:07:43
Sabredin!
 
Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz . . .
 
Abdülkadir Geylani (K.s.)

Çevrimdışı bombom12

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 384
  • 1.128
  • 384
  • 1.128
# 04 Oca 2013 00:12:14
Yezidi Rekkasi der ki:

 - Kul kabre girince kıldığı namazlar sağına, ve vermiş olduğu zekatlar soluna dikilir. Yapmış olduğu öbür iyilikler onu gölgesi altına alırken sabır ona göğüs gererek diğer koruyucularına “eğer onu koruyabilecekseniz mesele yok; fakat eğer koruyamayacaksanız çekilip yerlerinizi bana bırakınız da onu azaptan koruyayım” der.[

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 05 Oca 2013 23:38:29
Ve sen yine sınandığında…
ve yine kalbin daraldığında…
ve yine bütün kapılar yüzüne kapandığında…
ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde…


Uzun uzun düşün ve
ve hatırla Yaradanını!



“ALLAH(cc) kuluna kâfi değil mi?”

-Zümer/36-

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Oca 2013 00:38:04
"Şehvetler karşısında sabr etmek iffet, gazab hususunda sabr etmek yiğitlik ve musibetler karşısında sabr etmek ise sakınmadır."

"Sabır iki çeşittir: Bela karşısında sabr etmek iyi ve güzeldir. Ondan da güzeli haramlar karşısında sabr etmektir."

"Dert ve sıkıntılara karşı sabretmek insanın fırsatlar elde etmesine sebep olur."

Hz.Ali(r.a.)

Çevrimdışı bombom12

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 384
  • 1.128
  • 384
  • 1.128
# 07 Oca 2013 01:08:23
Sabır, imanın yarısıdır. Hadis-i Şerif

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 09 Oca 2013 18:35:09
Susmak ''Ya Sabır'' diye bilmektir, öyle bir dua'dır ki yürekte çınlar... Konuşsam dilim yanar, sussam kalbim...

Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 11 Oca 2013 13:00:08
Dedim ki: "Çok yalnızım."
Dedi ki: ... فَإِنِّي قَرِيبٌ "Ben ki sana çok yakınım." Bakara-186


Dedim ki: "Evet biliyorum, sen bana yakınsın ama ben senden uzağım, keşke ben de sana yakın olabilseydim.
Dedi ki:

وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَ دُونَ
 الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ
"Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret." Araf-205
 
Dedim ki: "Bu da senin yardımını ister."
Dedi ki: أَلَا تُحِبُّونَ أَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ "ALLAH'ın sizi bağışlamasını istemez misiniz?" Nur-22
 
Dedim ki: "Tabii ki, beni affetmeni çok isterim."
Dedi ki: >وَاسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ  "(Öyleyse) Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin.  Gerçekten benim rabbim, esirgeyendir, sevendir." Hud-90

Dedim ki: "Çok günahkârım, bu kadar günahla ben ne yaparım?"
Dedi ki:    أَلَمْ يَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْعِبَادِهِ
"ALLAH'ın, kullarının tövbesini kabul edeceğini ve ALLAH'ın tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâlâ bilmezler mi?" Tevbe-104.
 
Dedim ki: "Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum, artık yüzüm kalmadı."
Dedi ki:    اللَّهِ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ  غَافِرِ الذَّنبِ وَقَابِلِالتَّوْبِِ   
"ALLAH aziz ve bilendir, o günahları bağışlayan ve
 kullarının tövbesini kabul edendir." Ğafir-2/3.
 
Dedim ki: "Bunca günahım var, hangisinin tövbesini yapayım?!"
Dedi ki: إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا  "ALLAH bütün günahları bağışlayandır." Zümer-53.
 
Dedim ki: "Yani, yine gelsem, yine beni bağışlar mısın?"
Dedi ki: وَ مَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُ 
"ALLAH'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur." Ali İmran-135.
 
Dedim ki: "Ne kadar güzelsin ALLAH'ım! Bilmiyorum bu sözlerin karşısında niçin böylesine içim içime sığmıyor ve erimeye başlıyorum, seni çok seviyorum."
Dedi ki: إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَ يُحِبُّالْمُتَطَهِّرِينَ
"Şüphesiz ki ALLAH tövbe edenleri ve temizlenenleri sever." Bir de "İlahım ve Rabbim, benim senden başka kimim var" dedim.
Rabbim de: أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ
"ALLAH kuluna yetmez mi?" (Zümer-36) dedi.
 
  Dedim ki: "Sen ki, beni bu kadar çok seviyorsun ve bana karşı bu kadar iyisin ben ne yapabilirim?
Dedi ki: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْرًاكَثِيرًا
وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا  هُوَ الَّذِي يُصَلِّيعَلَيْكُمْ
وَمَلَائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ
وَكَانَبِالْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا
   "Ey iman edenler!
   ALLAH'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah - akşam tesbih edin. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen Odur.
   Melekleri de, size istiğfar eder. ALLAH, müminlere karşı çok merhametlidir." Ahzap-41/43.


 

Kendi kendime dedim ki:

"ALLAH'ım seni çok çok çok seviyorum."

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 12 Oca 2013 20:56:24
İman iki eşit parçadır.Yarısı sabır , yarısı şükürdür...
 
Hz. Muhammed (sav)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.898
  • 228.040
  • 28.898
  • 228.040
# 12 Oca 2013 23:46:44
SABIR;ince iğneyle kuyu kazmak

Nefsine ağır gelenleri kabullenmek

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK