Sabır GÖNLÜM, sabır!
İçine çekerken, zehir gibi gelir tadı, boğulacağını zannedersin.
Kanın çekilir yüzünden, bembeyaz olur sîman;
Yutkunursun, GERİ döner içinde düğümlenenler.
Başını eğmek istemezsin; AMA kaldıramazsın da öyle göklere doğru.
Ağlarsın, GÖZYAŞIN akmaz.
Haykırmak gelir içinden, zangır zangır gürültüler habercisi olur titreyen ellerin.
Konuşursun yalnızca kendinle, dökersin içini; SENDEN başkası duymaz bilirsin bunu.
Sitemlerin dillenir haklı olduğunca, bağırırsın rahatlarcasına,
AMA sadece kendi içinde, AMA sadece YARADAN'la baş başa. Sonra gözlerin.... Gözlerin nihai nokta olmak ister en sonunda. Durur öylece, bakar, BAKAR...
Ve kimseler fark etmez neden donuklaştığını, kimseler anlamaz anlatmak istediği çifte derin mânâyı.
Sonra çekip alıverirsin anlamlı bakışlarını ruhunu bir kenara bırakmışlardan.
Yüzünü çekersin, yalan dünyanın yalancılarından.
Alnındaki kırışıklıkları alıverirsin haberi olmayanların önünden. Doğruca bırakırsın asıl dergâha.
Bağrına cennetler sığan seccadenin secdeliğine.
Ve başlar böylece SABIR maratonun.
Korkma GÖNÜL! Sen hele azmet sabır için, yüreğini koy ortaya, gör ne mânevî hediyeler paketliyor YARADAN..!...