Eski ramazan değince,çok da eskiler gelmiyor aklıma.Sadece geçen sene Babacıgım vardı.Masayı hazırlar.Dama çıkardım.Babam damda yatar.dıSıcaga dayanamadığı için.Başına gider seslenirdim."Babaaa uyan,sahur oldu".O da kalkar fırına gider sıcak ekmek alırdı."Sen her gece bu saate kadar oturuyor musun kızım" derdi.
İftar vakti gelir,kapıdan bir şey lazım mı derdi.Yok baba her şey tamam.derdim.Şimdi de sorsalar bana herşey eksik.her şey yarım...Ekmeği gündüzden ,bazen ben bazen abim alıyor.Ekmek soğuk da yeniyor ama Babasız sofranın tadı olmuyor.Eski Ramazan,eski bayram eski olan ne varsa BABAM...
boğazım düğümlendi. Mekanı cennet olsun...
Ben küçükken babam yıllık iznini hep Ramazanda kullanırdı, o kadar mutlu olurdum ki. İftara kadar top oynardık arkadaşlarla. Ezan okunmasa biz hala devam ederdik oynamaya. Her gece anneme tembih ederdim gece beni de kaldırın diye ama küçüğüm diye kıyamaz kaldırmazlardı. Tekne orucu derlerdi öğlene kadar tuttuğumuz oruç hazırlığına. İlkokul 3. sınıftan sonra artık sahura kaldırılmaya ve oruç tutmaya başladım. Sahurda incir uyutma, komposto, bazlama ve hamur işi çörekler...Sonra iftar davetleri başlardı. Bazen aynı gün 2-3 komşu çağırınca komşu darılmasın diye birine babam diğerine abim bir diğerine de ben giderdim...
Teravih bizim en güzel eğlencemizdi. Küçük oldugumuz için arka saflarda olurduk, biz ciddiydik ama aradan bir çocuk gülünce tüm arka saf kikirdeşmeye başlardı, bizde tabiii
Eskiden, ben küçükken gerçekten ramazanın geldiğini takvimden, tv den değil havasından anlıyorduk, güzel günlerdi...