Lütuf buyurmuş haşmetli bakanımız. Sözkonusu çocuklarımız olunca yazma zorunluluğu hisettim. Nasıl olsa onların çocukları büyüdü ve bir şekilde bir yerlere geldiler. O yüzden başkalarının çocuklarını deneme tahtası gibi kullanmamızda bir sakınca yok mantığı...
Küçük oğlum bu yıl 7. sınıfa gidiyor. İki yıldır dersaneye gidiyor. Zavallı çocuğum sayelerinde hafta sonlarından nefret eder oldu. İki yıldır her cumartesi pazar dersaneye gidiyor. Defalarca sabahın köründe tıklım tıklım insanların doluştuğu otobüslerde kışta kıyamette, yağmurda, midesi bulandığı ve dayanamadığı için inip taksiyle eve geri dönmek zorunda kaldı. Sayelerinde hafta sonlarımız zehir olmuş durumda. Hiç bir sosyal faaliyette tüm aile bireyleri bir arada bulunamıyoruz. Geçen yıl büyük oğlum da dersaneye gidiyordu. Bir yıl istisnasız hafta sonları aynı döneme denk gelemedikleri için birini gönderdim diğerinin eve dönmesini bekledim...
Çocuklarımın kaybolan yıllarını, bir daha asla geri dönemeyecekleri, güzel çocukluk anıları ile bezenmiş olması gereken yıllarını sistemi değiştirseler bile geri verebilirler mi?
...
Katıldığım bir seminerde bir müfettişimiz"Bir doktor hata yaparsa bir kişi ölür, bir öğretmen hata yaparsa bir nesil ölür." demişti. Bunlar sadece bir nesli değil bir kaç nesli birden katletmeyi başardılar.
İlköğretim birinci kademenin 1. 2. 3. 4. sınıftan, ikinci kademenin 5. 6. 7. 8. sınıflardan oluştuğunu ifade eden insanlar bize bakanlık yapıyorsa daha fazla yoruma gerek yok herhalde...
Yazdıklarım yanlış anlaşılmazsa sevinirim. Zira aynı uygulama hangi dönemde yapılmış olursa olsun aynı tepkiyi verirdim. Sadece bir anne olarak duygularımı dile getirmek istedim...