Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 25 Ağu 2011 17:28:52
   h.n.a.

YOLLARIN SONU

Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize

Gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların...
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topuda bir sokak kaltağına.

İster düşün... Kendini ister hayale kaptır...
Uzar uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
Sevimli bir hayale açılırken kolların.

Ey doğunun anlımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
Düştüğü yer uzakta “DİLEK” adlı bir saray.

O sarayda bulunca Tanrılaşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür şad” uzatarak elini;
“Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun! ” diyecek.
1932
 
 

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.719
  • 2.877
  • 3.719
# 25 Ağu 2011 17:39:54
MERAK


İçimde bir merak öyle bir merak
Ölümümden bir ay sonra bir güncük yaşamak
Ve dostu düşmanı
Suçüstü yakalamak


        Aziz NESİN

 :D


Çevrimdışı sayin19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.555
  • 6.715
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.555
  • 6.715
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ağu 2011 22:58:47
Gün biter gülüşün kalır bende !
 
anılar gibi sürüklenir bulutlar 
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır 
yarım kalan bir şiir belki de 
   
Aykırı anlamlar arayıp durma 
güz biter sular köpürür de 
kapanmaz gülüşünün açtığı yara 
uçurum olur cellat olur her gece 
   
Her gece yeniden bir talan başlar 
acı ses olur, ses deli bir yağmur 
eski bir eylüle gireriz böylece 
Sığındığım her yer adınla anılır 
ben girerim, sokağı devriyeler basar 
bir de gülüşün eklenir kimliğime

ahmet arif

Çevrimdışı persa.spes

  • Uzman Üye
  • *****
  • 301
  • 806
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 301
  • 806
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ağu 2011 23:46:37
Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye,
Biliyorum


Sen de bir daha dünyaya gelsen
Yine beni sevmezdin
Kahrımdan öleyim diye...

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ağu 2011 23:56:04
DESEM Kİ
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin bahçemde bahar
Ve soframda en eski şarap
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Cahit Sıtkı TARANCI

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2011 00:47:09
YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte,  yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! 
 
Adnan YÜCEL

Çevrimdışı vguney

  • Uzman Üye
  • *****
  • 759
  • 1.459
  • 759
  • 1.459
# 26 Ağu 2011 01:03:13
Tutunayanlardan biri olarak 600 mısralık şiirden 3-5 cümle
............................. .
- Bu yol nereye çıkar Olric?...
- Hiçbir yere efendimiz...
- Hiçbir yer neresidir Olric?...
- Doğru yerdir efendimiz...
- Gidelim mi?..
- Vardık efendimiz......
.........

 Kolundaki yaralar efendim ?
- Tutunurken öyle oldu Olric..

- Ya"Yüreğindeki yaralar..." Efendim ?
- Tutulurken öyle oldu Olric..!

- Peki ya gözlerindeki suskunluk ; Ne Efendim ?
...- Hiç dokunma..! Sus Olric!..
- Sustum Efendim...
.............................
-Biliyor musun Olric?
Artık yalnızlığı bile çok seviyorum
Sırf onun eseri diye..
...................

-Sevelim mi Olric?...
-Sevmek nedir efendimiz?
-Sevmek vazgeçmektir Olric..
-Vazgeçtiyseniz sevelim efendimiz..
........

Sen acıyı biriktirmeyi seversin Olric…
Sen biriktirmeyi seversin....hadi devam et şimdi …kuru yaprakları...
Deniz taşlarını… gözyaşını… sorulamamış soruları …
Senden kalan sesleri… yaşanamamış paylaşılmışlıkları…
Birlikte harcamak üzere kalbinde biriktirilmiş zamanları ve hüznü…
Ve özlemi biriktirmeye…
............
İnsanın en iyi dostu kimdir Olric?
-Hayattır efendim.
-Peki ya o niye?
-Ölene kadar insanı yalnız bırakmaz da ondan efendim.
-Tamam Olric sus yalnız kalmak istiyorum.
.............

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2011 01:13:25
SIRASI GELİNCE

acının vergisini verdik, gülün haracını ödedik
hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra

sen ki eyvan ağıtlarda
sürekli ve ahşap bir gülümseme gibi durdun
gözlerin bozkırdan devşirme
yolların bozgundan derlenmiş
karanlık yolcusu turnaların ve kurdun
ey hüzünlere reâyâ olan derviş

acının vergisini verdin, gülün haracını ödedin
hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra

tarlalarla uzar gider al kısrak
gökçe çiçek tozar durur sılalarla
oysa ölüm, bir uçtan bir uca
bir uzun kervansaraydır ki
savrulur günü saati gelince
yıkılır yırtıla yırtıla

Hilmi Yavuz..

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2011 01:16:28
SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM TÜRKÜ


Benim bin canla sevip bin özlemle andığım
Bari gölgeni bırak bana
Su çiçeklerinin en güzel yanı budur
Giderken gölgelerini verirler suya
Güz akşamları dal kıpırdamazken
Suda halkalanan gözleridir
Sen de gölgeni bırak bana

Gönlümün bin güzelliğiyle inanıp sevdiğim
Güzelliğini burada ince ince aratma
Bir kıyıya bir gün inen fırtına
Gibi birdenbire bir şeyler bırak
Bir şeyleri soğut bir şeyleri yak
Dağıt bir şeyleri bir şeyleri kur
Kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma

Kafamın her yanıyla bir şeyler öğrendiğim
Sonsuza uzanan sevinç güzele vurgun tasa
En az bin yılda arayıp bulduğum
Bana aşk şiirleri yazdırma artık
Beni burada gölgen gibi bırakma


Afşar TİMUÇİN

Çevrimdışı dvrmbtl

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.649
  • 179.415
  • Türk Dili ve Ed.
  • 7.649
  • 179.415
  • Türk Dili ve Ed.
# 26 Ağu 2011 02:32:25
EĞER

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

Can YÜCEL

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2011 02:33:02
İNSAN ve KADİR Gecesi

Çoğu günahları defterden silmek
Sonra huzur ile kendini bilmek
Rahmet denizinde bak! İlmek, ilmek
Çözülür her insan KADİR gecesi.

Daim su i zanla kalıp azılır
Anı ihya eden tuğra kazılır
İtinayla arşa ismi yazılır
Süzülür her insan KADİR gecesi.

Yaşanan nefeste nefse saldıran
Ağlayarak gönlü aşka daldıran
Huşuyla ellerin göğe kaldıran
Sezilir her insan KADİR gecesi.

Rahatlar taşıyan biter şelekler
Hazır vaziyette durur felekler
Kıskanırlar seni cümle melekler
Dizilir her insan KADİR gecesi.

Çabalar dururum sonsuz gayemle
Takılmaz giderim nur-i âlemle
Hey Ademin oğlu altın kalemle
Çizilir her insan KADİR gecesi.

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2011 02:37:04
RÜZGAR SAATLERİ

Gel benim ruhumun gerçek sesi gel
Yıllardır sönmeyen alevim, korum
Gel benim ömrümün hikayesi gel
Şiirim, sonsuzum, gerçeğim, zorum
Gökle yerin birleştiği kavşakta
Seni bulup bulup kaybediyorum.

İlkin rüzgar değil sanki nefesti;
Bir kez başlayınca estikçe esti...
Sonra bir upuzun karanlık bastı;
Sürdü hep aynı düş, hep aynı yorum
Şimdi duraklarda her akşam üstü
Seni bulup bulup kaybediyorum.

Yitiksin baharlar, güzeller içinde
Resimler,baharlar, sözler içinde
Bazen bir iz görüp izler içinde
Cevap umusuyla titriyor sorum
Sonra en tanıdık yüzler içinde
Seni bulup bulup kaybediyorum...

Bekir Sıtkı Erdoğan

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2011 02:41:26
Karşılıklar
-Yaşıyor muyum,yoksa öldüm mü
Diye sordu biri ötekine
-Ben neden yaşadığımı sormaktayım
Yıllardır kendime

-Beni gerçekten seviyor musun
Diye sordu ilk yaz kırlangıca
-Bir gün kendimi öldüreceğim
Dedi adam yargıca

-Öğleye ne yemek pişireyim
Diye sordu kadın kocasına
-Tüm okyanuslarda yüzmek isterdim
Kahrolası sınırlar olmasa

-Adamı neden öldürdünüz
Die sordu yargıç katillere
-Seviyorum seni ey yaşam
Bütün hücrelerimle...
(1980)
Ataol Behramoğlu
 

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2011 02:46:13
Hıçkırıklar

Saatler bitmiyor yapayalnızım
Gülmek istiyorum,gülemiyorum
Sensiz olmak mıdır hep alınyazım
Bilmek istiyorum,bilemiyorum.

Esirgedin nazlı,hilal kaşını
Harap ettin çiçek kokan başını
Yüreğime akan gözüm yaşını
Silmek istiyorum,silemiyorum.

Sanki her şey efsaneydi,masaldı
Ayrılık ruhumu elimden aldı
Gözlerim yollara takılıp kaldı
Gelmek istiyorum,gelemiyorum.

Göğüs germek için acılarıma
Titreyişlerime,sancılarıma
Seni bir kez olsun avuçlarıma
Almak istiyorum,alamıyorum.

Saçılan bir köpük olmak dilinde
Boğulmak saçının ince telinde
Sır gibi sonsuza değin kalbinde
Kalmak istiyorum,kalamıyorum.

Unutuyor beni sırlı gözlerin
İçimde bir yara işliyor derin
Kulakların,dudakların,ellerin
Olmak istiyorum,olamıyorum.

Bölerek uykunu rüyalarına
O kucak dolusu hülyalarına
Gece gündüz uçup aynalarına
Konmak istiyorum,konamıyorum.

Deli gibi aşık olsa da güle
Kim acır çöllerde öten bülbüle
Bir gün alev alev yanıp da küle
Dönmek istiyorum,dönemiyorum.

Hıçkıra hıçkıra ağlamaktansa
Başına karalar bağlamaktansa
Bu yüreği her gün dağlamaktansa
Ölmek istiyorum ölemiyorum.

Nurullah Genç

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ağu 2011 02:47:43
Sen Geliyorsun

Sen geliyorsun; kuşlar geliyor bahçelerden
Papatya kokusu bir de, sen gelmeden önce

Nasıl tanıyorum bilsen geçtiğin sokakları
Biraz mahmur oluyor bakışları, fersiz, çaresiz
Ölü kelebekler görüyorum sokak köşelerinde
Duvar diplerine bırakılmış acılar
Yorgun ihtiyarlar bir de, gençliğini arayan

Sen tüm sokaklardan geçmişsin meğer
Hangisine baktıysam rengi bembeyaz
Bir dokun bin ah işit pencereden
Bir asker ağlıyor kenarında sessizce
Yavuklusunun adını unutmuş gözlerinde
Ne zaman biteceğini askerliğinin
Nereye gideceğini, kim olduğunu

Aklının karıştığı mahzenlerde
Bir adam izlerine bakıyor delice
Şimdi sen geliyorsun, biliyorum
Hayallerim geliyor, umutlarım, mutluluğum
Hiçbir şeyi görmüyor gözlerim
Gireceğin kapıdan başka

Nurullah Genç

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK