Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı muhars

  • Uzman Üye
  • *****
  • 531
  • 3.605
  • 531
  • 3.605
# 09 Eyl 2011 00:24:02
DAĞ YOLU

Benden kısadır boyun
bir köy otobüsünün
dağa tırmanması
gibi uzanırsın
dudaklarıma

katılmaz oldu nicedir yolum
tozu dumanına

Sunay Akın

Çevrimdışı atasay15

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.485
  • 10.707
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.485
  • 10.707
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Eyl 2011 00:40:48
                        NASIL KURTARDIK

İstiklâl Harbi'nde biz bu vatanı
Başı başa vere vere kurtardık
İnanmazsan git konuştur atanı
Kara günler göre göre kurtardık

Hiç unutma emeğini Ata'nın
Deden yok mu senin şehit yatanın
Bütün çevresine nurlu vatanın
Cesetten ağ öre öre kurtardık

Türk kadını koştu kazma kürekle
Mermi çekti kucağında bebekle
Kara barut ile dolma tüfekle
Topa karşı dura dura kurtardık

Devletlerle açılmıştı aramız
Döğüşmekten başka yoktu çaremiz
İlâçsız doktorsuz kendi yaramız
Gömlek yırtıp sara sara kurtardık

Pes etmedik devletlerin birine
Nöbet tuttuk subayından erine
Top, tüfek, mermi ve süngü yerine
Değneğinen vura vura kurtardık

Sırrımızı yad ellere açmadık
Candan geçtik yurdumuzdan geçmedik
Kurşundan, süngüden dönüp kaçmadık
Göğsümüzü gere gere kurtardık

Yedi iklim, dört köşede, her yanda
Kim duymamış Türk'ü ulu cihanda
Kars'ta, Erzurum'da, Bitlis'te, Van'da
Yüz bin şehit vere vere kurtardık

Mehmetçik çarığı çekti sılada
Kaldı düşmanların başı belâda
Sakarya, İnönü, Çanakkale'de
Nice çember yara yara kurtardık

Girmek isteyeni sokmadık yurda
Set olduk döğüştük kıy'da kenarda
Afyon'da, İzmir'de, Dumlupınar'da
Üçer beşer kıra kıra kurtardık

Bu Kocaman Türk'ün aslı nereli
Fatih, Yavuz, Alparslanlar sıralı
Hedefimiz Akdeniz'dir ileri...
Domuzları süre süre kurtardık

Âşık Abdülvahap Kocaman

Çevrimdışı parames_syum

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.381
  • 15.883
  • 1.381
  • 15.883
# 09 Eyl 2011 02:16:02
    ÖĞRENDİM

Zor oldu; ama öğrendim!
Verdiğim değeri haketmeyen insanları silmeyi,
Arkama dönüp bakmamayı..
Hiç kimse için kendime saygımı yitirecek bir şey yapmamayı..
Gözyaşlarımın değerini bilmeyi
Ve onları üç kuruş bile etmeyen insanlar için harcamamayı...
Ben izin vermeden kimsenin beni üzemeyeceğini,
Kendimin her şeyden önemli olduğunu…
Zor oldu,
Geç oldu, Ama öğrendim…

Çevrimdışı ozlemo26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 396
  • 959
  • 396
  • 959
# 09 Eyl 2011 02:25:52
Birşey Var Sende


Bir şey var sende bir şey, bulamıyorum
Beni nasıl bu hale getirdin, anlamıyorum
Yüzümde bir gülücük, içimde sonsuz enerji,
güne keyifle başlayıp, keyifle bitiriyorum
Aşka küskün yüreğimde yeniden kelebekler uçuyor
Neredeyse yaz bitecek ama ben sanki baharı
daha yeni yaşamaya başlıyorum

Bir şey var sende adını koyamıyorum
Nereye baksam seni görüyorum
Kiminle konuşsam sen oluyorsun
Sen olunca, başka hiçbir şey umurumda olmuyor
Senin adını heceliyorum
Yanımdasın, değilsin fark etmiyor
Her anımda seni yaşıyorum

Bir şey var sende, nedir bilemiyorum
Seninleyken bile seni özlüyorum
Yollarım hep sana çıkıyor, ben sana yürüyorum
En güzel çiçekleri toplayıp demet demet sana vermek istiyorum
Gökkubbenin en hoş sedası olup
dünyaya sadece senin adını haykırmak,
sadece sana duyduğum hayranlığı anlatmak istiyorum

Bir şey var sende, bir türlü anlayamıyorum
Uçsuz bucaksız, masmavi bir deryasın sanki
ve ben yüzlerce fırtınayla savaşmış geminin
yorgun kaptanı gibi senin kıyılarına vuruyorum
Maviyi bir tek sana yakıştırıyorum
Sen mavi oluyorsun, ben sana bakarken kendimi kaybediyorum
Sessizlik dağılıyor, sesin kulaklarımdan yüreğime akıyor,
bütün şarkıları sana armağan ediyorum

Bir şey var sende, dilimin ucunda,
söyleyemiyorum
Yalnız gecelerime inat,
şimdi karanlığı milyonlarca yıldızla aydınlatıyorum
Her yıldız sensin,
gecemin yıldızı,
kalbimin yıldızı,
sevdamın yıldızı,
ömrümün yıldızı oluyorsun
Yoksan, kaldırıyorum başımı göğe,
senden milyonlarcasını görüyorum
Her gece yıldızlarla sevişiyorum

Bir şey var sende, soramıyorum
Seni kimse görmesin, kimse bilmesin istiyorum
"Bana kal, benim ol" diye adaklar adıyorum
Yalancı aşkları, tükenmiş sevdaları kendi tarihimin sayfalarına gömüp
yeni bir defter açıyorum,
bir tek seni yazıyorum
Yaz yaz bitmez öykülerin kahramanı oluyorsun,
senin maceralarını anlatıyorum

Bir şey var sende, tanımlayamasam da
işte ben o şeyi arıyorum
Seni,
sevdaya uyanan sabahlara,
bitimsiz günlere davet ediyorum
Gel benimle, aşkın da, tutkunun da en koyusunu yaşayalım
Bir kalbi keşfetmenin hazzına yeniden varalım
Bir tende erimek neymiş, hatırlayalım
Menzilimiz olmadan, nereye varacağımızı sormadan,
aşkın rehber olduğu bir yolculuğa çıkalım
Buradayım,
yolun başında
Bekliyorum

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Eyl 2011 12:05:02
Yazıl(ma)mış şiirlerim vardı ve söylen(me)miş türkülerim.
Sana yakılmış ağıtlarım vardıNe gelirse O’ ndandı.
Sonbahardı, kışa ramak kaldı. Bu bir düştü, belki de bir düşüştü.
Züleyha’ ydı, Leyla’ ydı Elif'ti yani olmayandı, bulunamayandı.
Âşıktı. Maşuktu. Karakalem yazdı bunları. Karanlıktaydı.
Sustu önce susuştu.
Sûrete sîret gerekti ya! Dile de sûkut düşerdi. Lâl olmuştu kalem, silgi ve her nicesi…
Küçük yüreğim büyük ayrılıkları kaldıramadı.
Büyük sevdalar sığmadı sığamadı küçük yüreğime.
Benim suçum muydu yüreğimin küçük olması! Söylesene..!!

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.240
  • 5.138
  • 24.240
# 09 Eyl 2011 15:59:09
MEKTUP

Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum
Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar
Zühre bir aşkı tutturmuş Bâbil’ de kalan
Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır
Bir Hârût’la Marut bir de ben dinliyorum
Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi
Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına
Senin namına yıldızları kıskanıyorum.
Kim bilir kaç ışık yılı uzakta
Öfkeyle kollarını çeviriyor yalancı fecir
İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir
Ve taksim gazinolarında trahomlu şairler
Mısra arıyorlar masaların altında
Kanını içiyorlar bilmeden “Cennet atları” nın
Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum
Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum
Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde
Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at
Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda
Sıcak solukları yalarken alnımı
Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda.

Sana bu mektubu evimin balkonunda yazıyorum
Sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne
Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum
Ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerinde
Bir yerinde demirden dağlar eriyor
Atlas yelkenli gemileri unutmuş birkaç levent
Viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor
İstediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum
Üstünde Kabe resmi ve anamın duaları var
Ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum.
Yine biliyorsun ki , Sevmedim ülküden başkasını
Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları
Bir de Çankaya yokuşunda rüzgara tutulmuş saçlarını
Önce Allah, sonra genlerim şahit.
Sevgimi üçbin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından
Elleri fahişelerin karanlık saçlarında
Benim kalemimden kan değil süt damlıyor
Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
Bir de seni çok seviyorum
 
Dilaver Cebeci

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.719
  • 2.877
  • 3.719
# 09 Eyl 2011 17:21:46
SANA BAKMAK


Göğe bakmak gibi bir şeydi anlaşılan
Açık mavi bir göğe, gündüz yıldızları olan

Sana bakmak gölde kayık olmaktı
Kış günü köy evinde soba olmaktı bir de
Yaz günü bir ağacın gölgesinde uyumak
Elma soymak gibiydi, kavun kokusu
İçimdeki hastaneden taburcu olmak
Sana bakmak bana hep iyi geldi
Sanki saç örgüsüydün salkım söğütte
Sana bakmak güzel olan her şeydi

Sokak kedisine şefkat, baltalara merhamet
Sana bakmak ağaçlardan yana olmak demekti
Bahçe mahkemesinde nergisin tanıklığı
Yoksul öğrencilere defterlerdi, kalemdi

Heyecanını yitirmiş istasyondum belki de
Gelen hiçbir tren beklediğim değildi
Yalnızlığa sarılmaktan kurtuldum
Çünkü yüzüne baktım çünkü yüzün ay
Işıtıverdi birden içimdeki geceyi

Sana bakmak yastan çıkıp dörtnala
Lunapark şenliğine geçmekti bir bakıma

Teneffüs zili kadar sevimli derslerdi yüzün
Çiçekten karneyle eve dönmekti
Bitmiş gibi konuştum, şaşkınlıktandır
Sana bakmak iyi değil, pekiyi



    Abdülkadir  BUDAK


Çevrimdışı thefalcon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 260
  • 1.109
  • 260
  • 1.109
# 09 Eyl 2011 18:34:05


Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır ,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor ,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini ,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim ,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını ,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm ,
Sende tattım yemişlerin cümlesini .

Desem ki sen benim için ,
Hava kadar lazım ,
Su kadar mübarek ,
Nimettensin ,nimettensin !

Desem ki ...
İnan bana sevgilim inan ,
Evimde şenliksin , bahçemde bahar ,
Ve soframda en eski şarap .
Ben sende yaşıyorum ,
Sen bende hüküm sürmektesin .
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini ,
Rüzgarlarla , nehirlerle, kuşlarla beraber .
Günlerden sonra bir gün ,
Şayet sesimi fark edemezsen ,
Rüzgarların , nehirlerin , kuşların sesinden ,
Bil ki ölmüşüm .
Fakat yine üzülme , müsterih ol ,
Kabirde böceklere ezberlettim güzelliğini ,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede ,
Hatırla ki mahşer günüdür ,
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum ...




Cahit Sıtkı TARANCI

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.196
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.196
  • Müdür Yardımcısı
# 09 Eyl 2011 22:49:27

Basit biri değilim..
 Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var,
 Kahkahalara sarılmış anılarım..
 Herkes kadar dertli, bazılarından fakir, çoğundan zenginim.
 Bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim,
 Gidene beddua edemeyen bir dilim var..

"Yüreğimi korkak büyütmedim ben.
 Kaybettiklerim, dağıttığım servetimdir..."

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 09 Eyl 2011 22:57:33
GİDERAYAK
Giderayak işlerim var bitirilecek,
                                                    giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
                                                    giderayak.
 

                                                                    Haziran 1959


NAZIM HİKMET RAN

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 09 Eyl 2011 23:09:41
NE KADINLAR SEVDİM ZATEN YOKTULAR

Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Yagmur giyerlerdi sonbaharla bir.
Azicik oksasam sanki çocuktular,
Biraksam korkudan gözleri sislenir.
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemistir.
Hayir, sanmayin ki beni unuttular.
Hala arasira mektuplari gelir.
Gerçek degildiler, birer umuttular
Eski bir sarki, belki bir siir
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular.
Yalnizliklarimda elimden tuttular
Uzak fisiltilari içimi ürpertir.
Sanki gökyüzünde birer buluttular,
Nereye kayboldular simdi kim bilir.
Ne kadinlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemistir.

Atilla İLHAN

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Eyl 2011 23:44:58
Düşüncelerimin Başucunda

Hasretimin yıllardan beri bel bağladığı...
İste odur düşüncelerimin başucunda.
O, göğsünun taşkın hareketi avlucunda,
Gözlerinde rüyaların gülüp ağladığı.

Kendi bahçesidir onun içinde gördüğüm.
Yollar yine her günkü gibi yaz uykusunda
Ve yaban çiçeklerinin buruk kokusunda
Her ikindi günlük rüyasını gören mürdüm.
Onun da dudaklarında bir eskiye dönüş,
O da yüzmede bir ses yığını üzerinde.
Bin hatırayı bir anda duyan gözlerinde
İnsana ruhlar dolusu haz veren düşünüş.
Sonra kızlık kadar temiz, aydın bir açılma:
Evine giden toprak yolda o yine çocuk,
Yine uykuyla başlayan alemde yolculuk
Ve taptaze sabahlar kayısı dallarında.
Hasretimin yıllardan beri bel bağladığı...
İste odur düşüncelerimin başucunda.
O, göğsünun taşkın hareketi avlucunda,
Gözlerinde rüyaların gülüp ağladığı.

Orhan Veli Kanık

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 10 Eyl 2011 01:32:29
Bir eşi olmalı insanın:
Bakarken yüreğinin kabardığı, gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı... Âşık olduğu bir eşi olmalı! Sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp, şükürler etmeli Yaradan’a. Koklamalı saçlarını uyuyan eşine şefkatle bakıp, usulca dokunmalı yüzüne,
Bir eşi olmalı insanın:
Varlığını hissedebilmek için parmakları titremeli, incitirim korkusuyla. Sürekli çağlayan bir pınar olmalı gönlü. Kramplar girmeli midesine, onsuzluk aklına geldikçe!
Bir eşi olmalı insanın:
Rüzgâr onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini. Elleri yanmalı ellerini tutabilmek için. Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği. Kelebekler gibi olmalı insanın kalbi. Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken eşi. Beklemek asırlar gibi uzun gelmeli. Gelişi ile sonsuz bir nur dolmalı içine.
Bir eşi olmalı insanın:
Yüzüne baktığında, konuşmadan anlamalı derdini, tasasını, öfkesini, sevincini, coşkusunu... Güven duymalı, her şeyiyle. Başını göğsüne koyup, huzurla uyuyabilmeli, tüm düşüncelerinden arınmış olarak. Babası, abisi, arkadaşı, dostu, sırdaşı, anası, çocuğu olmalı...
Şımarabilmeli yanında. Kıskanılmalı zaman zaman da...
Bir eşi olmalı insanın:
Sabah yolcularken işine, içi acımalı, daha yollarken özlemeye başlamalı. ‘Seni şimdiden özledim.’
Bir eşi olmalı insanın:
Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla. Gözleri yollarda kalmalı ve kapıyı çalmadan açmalı. Aşkla karşılamalı, hasretle sarılmalı boynuna, özlemle koklayıp öpmeli, yıllarca uzak kalmışçasına!
Bir eşi olmalı insanın:
Her günü bir başka güzel olmalı yaşamın; bir başka özel, bir başka soluklanmalı her anında. Verdiği hiç bir şeyin yeterli olmadığını düşünüp, kahrolmalı, daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeli.
Bir eşi olmalı insanın:
Cennetten köşe almışçasına: Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı. Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı. Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın.
Can Yücel

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 10 Eyl 2011 01:36:45
BİRGÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 10 Eyl 2011 01:37:47
şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim,
ki bu yaşlar;
utangaç boynunun kolyesi olsun..
bu da benim sana;
ayrılırken hediyem olsun..
...
soytarılık etmeden güldürebilmek seni,
ekmek çalmadan doyurabilmek,
ve haksızlık etmeden doğan güneşe,
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi;
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi;
bir bir yargılayıp asıyorum..
bu son olsun.. bu son olsun!
yusuf hayaloğlu

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK