Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 30 Eki 2013 13:21:29
      

        h.n.a.


KARANLIK

Son ışık söneli nice zamandır;
Rüyalar! Yeniden önüme düşün!
Yardan ayrı geçen uzun yıllarda
Hülyası bulunmaz bir anlık düşün.

Yayını kalbime Ayzıt asalı
Başka bir eldenim, katı yasalı.
Burda koskoca bir gönül masalı
Kaybolur içinde bir damla yaşın.

Aşkı için verince bu kadar emek
Varlıktan sıyrılıp ruh olmak gerek.
Ey zaman, ey dünya! Geri gelmemek
Üzere sizler de benimle koşun!..

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 30 Eki 2013 13:27:46
Farkında mısın?

Son günlerde ne kadar da aciz kaldık
Bize ait cümleler kurmaktan
Bırak seni seviyorum demeyi,
Bir günaydını bile çok görür olduk birbirimize

Tükenen, sevgimiz mi,
Yoksa, yoksa dilimiz mi varmıyor?
Ne sen bana iyi misin diyorsun,
Ne ben sana günaydın
Farkında mısın? ağzımızı bıçak açmıyor

Sebepsiz değil yavan kelimelere baş vurmamız,
Saçlarını bile taramıyorsun eskisi gibi.
Benimse içimden gelmiyor tıraş olmak.

Eskiden daha zili çalmadan açardın kapıyı.
Kokunu taa aşağılardan duydum derdin.
Özledim derdin.
Kısar gözlerini, ya sen ya sen derdin.



Öylece sarılıp kalırdık kapı eşiğinde.
Kaç gecedir koltuğun bir kenarında uyuyup kalıyorum.
Öyle arttı ki son günlerde romatizmalarım.
Adeta kar yağıyor geceleri sol omzuma.
Sana ilaçlarımın yerini korkudan soramıyorum.
Ya cevap vermezsen,
Ya git kendin al dersen.
Korkuyorum işte,
Sevginin tükendiğini bilmekten korkuyorum.



Dün, ilk defa kahvaltı etmişsin beni kaldırmadan.
İlk defa çayı dün soğuk ve şekersiz içtim.
Kaç zamandır adımla seslenmiyorsun bana
Bir tabloyu meydana getiren iki unsur gibiyiz.
Senin vurdumduymazlığını,
Benim aksiliğim tamamlıyor.
Sen ayrı odadan kalkıyorsun,
Ben taa uçtaki odadan.
Bir suçlu gibi öne eğip başımızı,
Öylece geçiyoruz yanından birbirimizin.
Hiç umursamadan!



Yok yok bu böyle olmayacak.
Ya sen aç kıza telefon
Ya ben bu böyle olmayacak.
İstersen oğlanları sen ara,
Onlar seni daha bir severler.
Kısaca ya ben gideyim, ya sen
Belki de bir zaman ayrı kalırsak,
Kim bilir belki de özleriz birbirimizi.



Bu günleri hiç düşünmeden,
O hoyrat, o pervasızca harcadığımız,
Aşkımıza nasıl muhtacım şimdi, nasıl! Bilemezsin.
Olsun, bir müddet yemeği dışarıda yerim.
İlaçlarımı masanın üstüne geceden dizerim�
Parmağıma ip bağlarım falan.
Ya da istersen ben gideyim.
Gideyim de nereye.
Galiba yaşlanmamalı insan.
Şuç erkek veya kadın olmakta değil,
Suç dediğim gibi o hoyratça harcadığımız
yılların bir bedeli olmalı.



Dün o filmi seyrederken ağladığını gördüm
Sanma ki fark etmedim.
Sanki ikimizin son dönemi.
Ne kadar açığa vursak ta öfkemizi,
Gem vuramasak ta alışkanlıklarımıza.
Demek ki bazı şeylerin çok geç anlaşılıyormuş değeri.
Bir ara gözüm takıldı, saçlarına karışmış akların.
Benimse kış çoktan oturmuştu şakaklarıma.



Hatırlar mısın ilk yemeğe çıktığımız günü,
Nasılda elim ayağıma dolaşmıştı hani, Hatırlar mısın,
bir mecal kalırcasına gülüğünü,
Şimdi ise bak yüreğimiz bir mecal.
Dağ başı yalnızlıklarına mahkum ettik birbirimizi.
Ne zaman biter bu suskunluğumuz bilmem.
Ya bir ölüm anı çığlığıyla,
Sahi ben ölürsem ağlar mısın?
Bana, bana hiç sorma.
Düşünmek bile acıtıyor içimi.
Cam kesiği ağrılara gark oluyorum.
Hem benim bildiğim önce,
Erkekler ölür.
O zamanda sen,
O zamanda sen kalacaksın yapayalnız.
Ne yapar, ne edersin bu koca şehirde.
Kim getirir her sabah o çok sevdiğin,
Taze fırın ekmeğini.
Kim sular bahçeyi,
Kim budar yediverenlerini.
Ve kim koyar sen daha uyanmadan
Yastığına o en güzel güllerini�
Zor değil mi?
Yaşamın en zor tarafı işte.
Kolay değil alışkanlıklardan,
Bir an için vazgeçmek.
Zaten, zaten benim tek alışkanlığımda sensin.
Yok, yok senden vazgeçemem.
Zaten benim bildiğim,
Erkekler özür dilemeli ilk,
Galiba daha bir yakışıyor
Seni seviyorum demek erkeğe.
Yok yok, bu sabah kalkınca,
İlk işim sana sarılıp ve hiç yüksünmeden,
Ve kırgınlığı bir yana atıp,
Seni seviyorum demeliyim.
Seni seviyorum günaydın demeliyim.
Günaydın bir tanem,
Seni çok seviyorum.


BEDİRHAN GÖKÇE

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.444
  • 177.518
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.444
  • 177.518
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 Eki 2013 21:45:25
Su, kendine sırdaş arıyordu.
Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta.
Gün oldu, sağnak sağnak döktü suyun tüm sırlarını.
Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini.
Bu arada bulut, suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp
kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl
ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.
Sonra nehire verdi su sırrını.
Nehir aldı suyun sırrını, çekip gitti.
Dereye verdi sırrı. Dere biraz daha yavaş olsada nehirden
o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze.
Çağlayanlar, şelaleler, akarsular..
Hepsi kayboluyordu bir anda.
Sonra birgün su takip etti dereyi.
Dere okyanusa kavuşunca farketti su,
bütün sırlarının akarsularda, çağlayanlarla,
ırmaklarla okyanusa taşındığını karar verdi su.
Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten.
Tüm sırlarını okyanusa verdi. Artık suyun sırrını
okyanustan başkası bilmiyordu.
Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı
suyun sırrını, ne de kurudu..
Geçenlerde karşılaştık suyla.
Bir bardaktaydı. Suskundu.
Çok uğraştım konuşturamadım.
Ben tam giderken “Dur ! ” dedi su. Durdum !

“Okyanus yürekli dostlar bulmadan
sakın konuşma ! Taşıyamazlar, kaldıramazlar
senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar..” dedi...

Çevrimdışı duyguaydın

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 5.436
  • 126.904
  • 5.436
  • 126.904
# 30 Eki 2013 22:55:16
 
İstanbul`u Dinliyorum

İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul`u dinliyorum.

Orhan Veli Kanık
 

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 31 Eki 2013 18:27:37
Acaba

Uyuyan göllere ay ışığında
Sevginin resmini çizsem kim anlar?
Tomurcuk ayrılıp, gül açtığında
Yağmurun saçını çözsem kim anlar?
*
Bir mekân kaplamış ne varsa nerde
Kendi ötesini saklar her perde
Sonsuzluğun sona erdiği yerde
Huduttan bir kulaç kazsam kim anlar?
*
Aşk, kömür beyazı; kin, süt karası
Eklenir yarama her dost yarası
Et oldum bıçakla kemik arası
Cellatla ahdimi bozsam kim anlar?
*
Doğumda yalan var, ölümde gerçek
Bir şeyler anlatır balık, kuş, çiçek
Kırık gönülleri toplayıp tek tek
Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar?
*
Gün geldi zamanı gömdüm kabire
Dağ oldu aklımın verdiği fire
Bağlasam telaşı çelik zincire
Sabrın derisini yüzsem kim anlar?
*
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlâssız çözülmez işin düğümü
Aklımdan geçeni, düşündüğümü
Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?

(Gökçekimi)
Abdurrahim Karakoç
 

Çevrimdışı HARIKAN

  • Aktif Üye
  • **
  • 13
  • 45
  • 13
  • 45
# 31 Eki 2013 19:31:47
Acımadın , içimdeki acı senden kaldı
Gözyaşlarımın o kadar aktı ki
Bu kadar suyun kaynağını sormaya başladım
Ama bu kaynakta her kaynak gibi sonunda tükendi
Bütün gözyaşlarımın senin için aktı ve bitti ,
Keşke hepsini  kullanmasaydım ,
Belki de hiç bitmez  zannetmiştim
Ama  bitti işte
Şimdi bu kadar ağlatan sen mi ,
Yoksa gözyaşlarını bilinçsizce kullanan ben mi suçluyum ?
Artık ağlayamıyorum 
Ve yokluğun beni bir daha hiç güldürmeyecek …


Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.267
  • 230.651
  • 29.267
  • 230.651
# 31 Eki 2013 19:46:19
Ne İnsanlar Gördüm

Âah ah... Ne insanlar tanidim hey!
Hep hikaye roman çikti.
Kimi dedim agir bir sey,
Tarttim baktim gram çikti.

Kimi beni veli yapti,
Kimi beni deli yapti.
Kimi yigit rolü yapti,
Emdigi süt haram çikti.

Kimi ates duman tütmez,
Gövde saglam, güç müç yetmez.
Gel gelelim iflah etmez.
Mayasinda verem çikti.

Kimi kirli, pasli idi,
Kimi süslü, püslü idi,
Kimi sahte asli idi,
Kimi sahte kerem çikti.

Hele hele en çok yandiklarim
Kabuguna kandiklarim
Ak alinli sandiklarim
Yüzü gözü krem çikti.

Eksik oldu biraz tarif,
Kimi kaba, kimi zarif,
Hepsi böyle degil ARIF;
Kimi çôk muhterem çikti.
 
                     Ozan Arif
 

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 01 Kas 2013 10:57:05
Kolayıma Gelmedin, Zoruma Gittin 
 
Bir kâğıda sığar mı bir yürek?
Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt?
Daha sana yaralarımı göstermedim.
Kaldı ki ben,
Senden önce kendime tehlikeyim.

Üşüme diye çıkartmıyorum ceketimi.
Astarında paylaşmıştık ortak bir aydınlığı.
Gitmeseydin gözlerimin içinden okuyabilirdin adını.

Biriktirme unutacaklarını!
Oyuncak tabancalar kadar yalan,
Hüzündür yakama iğnelediğim yamam.
Hangi çığlığıma anahtar olabilirdin?
Beni bir gülle bıçakladığın zaman…

Gitmişsin işte çekiştirip durma adımı.
Tülden bekleyişler kımıldanıyor ardın sıra bil!
Ey gözlerimin arka bahçesi!
Bu dağa tırmananlar düşer,
Seyredenler değil.

Yitik bir aşkta uyuyakalmış,
Kırıp kırıp büyüttüğün yüreğim.
Meğer aşkı yazıp yazıp satırlara sıkıştırmışım.
Öyle durulup durulup.
Oysa ölmek ve düşmek ne güzeldi,
Yârin gözleriyle vurulup…

Bir rüzgâr esse senden, geçmişim üşüyor.
Sesin kulağımdan düşüyor.
Ben sadece,
Gidişine dayanabilecek kadar ayaktayım.
Daha fazlasını verme!

Ey yar
Böyle çok çorak bekledim.
Kolayıma gelmedin,
Zoruma gittin...
 
Kahraman Tazeoğlu 

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 01 Kas 2013 16:17:49
AKAN SUYU YAKALAYIP DURDURMAKTIR MEÂL

 kimse tanımasın için onları
 şairler kimi sözcüklerini yok ettiler

 bütün öyküleri yazıp tüketti
 bir kendi öyküsü kaldı dışarda

 kuşluğun son kuşu çekilirken
 sular uzaklaşır kıyı genişler

 işaret tırnağım boyandı, çıkmaz
 bir kölenin gövdesine döndü gövdem

 en ağır sınavdan en saf olan geçer
 öder, geçer...

 G.AKIN

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Kas 2013 21:41:19
  AŞKIM İSYANDIR BENİM   
 
 Yanarım; öyle bakma yüzüme yağmur gibi
 Dağıt kalbini saran hasret bulutlarını
 Damlasın gözlerine sonsuzluk usaresi
 Dalgınlık evlerinin en güzel melikesi
 Sevemem; tozlu raflar arasına girmeden
 Çöllerim kandır benim
 Sevemem; karanlığı bir daha devirmeden
 Aşkım isyandır benim 

              NURULLAH GENÇ

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Kas 2013 21:43:13
   AŞK ÖLÜMCÜL BİR HÜLYADIR 
 
 Hülya tatlı bir andır
 Süzülür dibine selvi ağaçlarının
 Zambakların, sevda çimenlerinin.
 Dağlarda duman duman tütüyor sıla
 Sıla da garibin omuzlarına
 Güvercin gibi konan
 Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
 Saçları darmadağın
 Bitişik bir hicrandır.
 Ne fettan sarayların
 Bitişik cilvekar yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
 Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır.
 Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
 Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
 Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
 Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler.
 Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
 Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
 Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
 Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
 Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
 Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır.
 Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
 Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.
 Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
 Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
 Bir sayeban altında yürür hazinesine
 Kah takılır uzaktan bir belanın sesine
 Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
 Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla'nın
 Oysa aşk,karanlıkta ölümcül bir hülyadır. 

                           NURULLAH GENÇ

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Kas 2013 21:48:34
DERİNDESİN RÜYA KADAR DERİNDE   
 
 seni bir kilimin nakışlarında
 devlerin şimşekli bakışlarında
 kanı sevgi olan hatıraların
 göklere uzayan yokuşlarında
 bulamaz ayağı prangalılar

 yayını terkederken kırılan bir ok gibi
 doğarken ölen bir çocuk gibi
 çekingen çeşmelerin suyunda eriyen güz
 yorgun patikalarda sevda arayan öksüz
 bulamaz izlerini tilkiler kurt ininde
 yağmur hala murada ermedi teninde

 mağrur bir kıvılcım görünce seni
 başın alıp gitmiş karanlıklara
 mehtabı beklemiş seneler boyu
 yüreğinde duymuş hep o korkuyu
 ardına bakınca gamlı bir akşam
 duymuş tenhalarında çalan şarkıyı

ceviz sandık bomboş ; kapılar kırık
 senden artakalan mor bir hıçkırık

 okunmamış esrarlı bir öykünün
 memnu satırları gibidir yüzün
 vuslatın eflatun gecelerinde
 uykusunu kaçırmışsın gündüzün
 oysa ne yerdesin , ne gökyüzünde
 derindesin rüya kadar derinde 

                                  NURULLAH GENÇ

 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Kas 2013 21:50:01
  BENİ YAKIŞINA   

O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
 Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi.
 Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı.
Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut.
 Bülbülün küllerine konan puhum da yandı.
Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile.
 Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı.
Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım,
 Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.
Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme.
 Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
 Ülkem yıkıldı heyhat!
 Ordugâhım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
 Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O'ndan başka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı. 

                     NURULLAH GENÇ

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 01 Kas 2013 22:37:07
PAYLAŞABİLİR MİSİN


Güneşi koklayınca çatlayan bir tohumu
Irmağın yüreğinde çiçeklenen yangını
Her akşam yanlızlığı uyandıran toprağı
Her sabah bir gölgeyi sevindiren yaprağı

Paylaşabilir misin


Sen benimle gökleri paylaşabilir misin
Hani salkım saçaktır bulutlarda sevgiler
Hani bir turna gibi üryan olunca yürek
Bahçesinde umuda kanatlanır serviler
Sen benimle yağmurun nefesini
Sen benimle tomurcuğun sesini
Bir hülyanın dalgın avuçlarında
Gölgesini arayan bir kuşun kafesini

Paylaşabilir misin


Her limanda bekleyen benim yanlızlığımdır
Her geminin demir attığı yerde
Parçalanan kalbin çığlıklarıyla
Dağılan kırmızı benim yanlızlığımdır
Gemilerin güvertesinden sızan
Tayfaların masum bakışlarında
Kelepçeler vurulan benim yanlızlığımdır
Denizin kollarında uyurken kadırgalar
Zıpkınlanan balığın gözlerinde kıvranan
Benim yanlızlığımdır
Sen benimle karanlık gecelerde
Alabilirmisin avuçlarında
Denizin dibindeki bir ateş çiçeğini
Sen benimle kumlara gömülmeyi
Sen benimle ölürken de gülmeyi

Paylaşabilir misin


Yosunlarda ağlayan yitik bir defineyi
Dalgalara tırmanan kalbin çüzgilerini
Yıldızlara gül kokusu taşıyan
Kaptanları ağlatan aşkın ezgilerini

Paylaşabilir misin

Rıhtımları kıskanan benim ayrılığımdır
Karaya çıktığında vurulan her askerin
Kanıyla ıslanan benim ayrılığımdır
Kurşunlanan deniz fenerlerinin
Kapanan gözkapakları ardında
Acıların heykelini yontan el
Benim ayrılığımdır
Sen benimle rüzgarı tutuşturan alevi
Kasırgayı, tayfunu, suları yutan devi

Paylaşabilir misin


Benim ruhum kuşların öldüğü anda biter
Senin ruhun kuşları öldürürken dirilir
Benim ufuklara baktığım yerde
Yorgun savaşçılar seferden döner
Senin her umudu yıktığın yerde
İçimizde yanan kandiller söner
Şimşekler susunca tükenir sesin
Bulutlar tutunmuyor kanlı kirpiklerine
Sen bir yanardağı sevecek kadar
Mavi değilsin
Martılardan, mürekkep balığından
Suları sevmeyi öğrenmelisin
Adımların öylesine karanlık
Bana doğru yürüdüğün her sabah
Ansızın akşam olur
Senin o kızıl dudaklarında
Unuturum çiçeklerin adını
Artık duymalısın uykuda bile
Kervanları gördüğün mesafeden
Çöllerin feryadını
Benim intizarımdır çölde kum fırtınası
Bedevi bir infilaktır susuzluk
Her serabın ortasında bunalan
Her mecnun yüreğinin beyaz kıvrımlarında
Leylayı arayan benim intizarımdır
Hani bir ahunun can damarından
Kelebekler uçar sılaya doğru
Hani arslanları avlayan bir yiğidin
Bir vahşinin pençelerinde solan
Karanfili güvercindir ansızın
Kelebeğin kanadında büyüyen
Güvercinin renklerinde uyuyan
Benim intizarımdır
Sen benimle bir yılan derisini
Bir akrebin gözlerinde ölümü
Bir zakkum türküsünü
Bir kaktüsün süsünü

Paylaşabilir misin


Sen benimle kumlara gömülmeyi
Sen benimle ölürken de gülmeyi
Hani mum ışığında gölgeler de gariptir
Evlerin duvarında gezinir çaresizlik
Ağıtlar parçalanır içimizde köz gibi
Bir yudum suya bile karışır da hüznümüz
İncecik bir perdedir mutluluk, yanar gider
Bilmez misin ki, umut bir kuştur konar gider
Çoğalır kuşkuları tuzağa düşenlerin
Hani bir ısırgandır güzel yüzlü han kızı
Örümcek yuvasına bırakır ellerini
Gergefinde laleye benzetir ahımızı
Sen benimle mevsimlerin ardında
Kımıldayan bir ihtilal gülünü

Paylaşabilir misin


Samerre’da hu çeken dervişin sızısını
Hakan sarayında bir alınyazısını
İstanbulda uyuyan devlerin rüyasını
Erzurumda hüma kuşunun yuvasını
Tanrı dağlarında çiğdemin sevdasını

Paylaşabilir misin

Sen benimle gökyüzünde koşmayı
Sen benimle ölürken buluşmayı

Nurullah Genç

Çevrimdışı hayat1sahne

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 343
  • 1.279
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 343
  • 1.279
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Kas 2013 00:13:01
..

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK