Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.259
  • 230.599
  • 29.259
  • 230.599
# 09 May 2014 22:20:10
DÖNMÜŞ
Karalar giymişsin, yasta mı başın?
Sevdalın mı öldü, yoksa kardeşin!?
Derdini dökmeye, yok mu sırdaşın?
Gözlerinden akan, ummana dönmüş...

Ahın depreştirmiş, cevri, belayı,
Bakışların deler, en sert kayayı.
Mecnun, çöllerde aramış, Leylâ’yı,
Sonunda iklimler, gülşene dönmüş.

Ahmet Günbay Yıldız

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 09 May 2014 23:10:26
SEN Kİ ANLARSIN

Kendini bir suyun akışında
Ve suları kendi bakışlarında
Bulabilenler bilir bu türküyü.
Sen ki anlarsın
Bir türkü uğruna
Çileler çektin yıllar boyu.
Soluğunda
Yaban menekşelerinin kokusu.
Gözlerinde
Serin pınarların uğultusu.
Dağlar seni yaşardı her gün
Ormanlar sıcak dostluğunu.

Ne zaman çatlasa bir kaya
Bir çığlık düşse sulara
Irmaklar
Adını çizer toprağa.
değil mi ki
Hep o yangınların adına
Adına belasına
Özlemi duyulunca özgürlüğün
Öfkesini göklere çalan
Bir şimşek gibi dalardın yaşama.

Sen ki anlarsın bu yaşamı
Aşklar şimdi hücrelerde tutsak
Düğünler kelepçeli
Doğumlar
Ve çocuklar zindanlarda.
Bunları nasıl anlatayım sana
Bu türküleri nasıl çağırayım
Bu ninnileri nasıl.
Ölüme
Kapkara bir kaygu değil artık
Bembeyaz
Bir kitap diyoruz koltuğumuzda.
Kitapların göğüslerinde kan
Bu kanı nasıl okuyayım sana.
Şimdi devleşen bir öfkenin
Ve sınırlar ötesi bir özlemin
Bildirisi okunurken her gün
Her saat, her dakika,
Can çekişen
Bir çağı yaşıyoruz dünyada.

Sen ki anlarsın bu yaşamı
Okul yolunda telaşlı bir öğrenci
Bir grev sözcüsü işyerinde
Okunan kitap
Yazılan defter
Yükselen bilinç
Ve eriyen cevher
Şimdi sabahın ala şafağında
Doludizgin
Bir at gibi giriyor sulara.





Adnan YÜCEL

Çevrimdışı s.kahya

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.773
  • 33.613
  • Müdür Yardımcısı
  • 8.773
  • 33.613
  • Müdür Yardımcısı
# 10 May 2014 10:10:26
Nefs ü şeytâna uyarsan,
Nice olur hâlin ey gâfil?
Bir gün olur kim duyarsan
Nice olur hâlin ey gâfil?

Fikrinden dünyâ gitmez mi?
Hakk kelâmın işitmez mi?
Ölenler ibret yetmez mi?
Nice olur hâlin ey gâfil?

Gidenleri görmez misin?
Yer altına girmez misin?
Hakk katına varmaz mısın?
Nice olur hâlin ey gâfil?

Tâat kapusın kaparsan
Doğru yolundan saparsan
Nice bir mala taparsan
Nice olur hâlin ey gâfil?

Mâsivâdan firâr eyle
Bâb-ı Hakk'da karâr eyle
Tâatı ihtiyâr eyle
Nice olur hâlin ey gâfil?

Aç gözün gafletten uyan
Nâdim olur nefse uyan
Bâtılı kor Hakk'ı duyan
Nice olur hâlin ey gâfil?

Mâsivâdan yumup gözü
Kâdir Allah'a tut yüzü
Hüdâyî'den gûş et sözü
Nice olur hâlin ey gâfil?

Aziz Mahmud Hudayi

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2014 11:54:24
Kusuruma bakmayın benim, dostlar,
bağışlayın beni.
Ben davullara, bayraklara aldırmayan
bir padişahın yoluna düşmüşüm,
deli divane olmuşum.
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben,
çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.
Ama yok da sayılmam hani,
var olan bir şeyim ben.

Haydi ben bensiz geleyim,
sen sensiz gel.
Ne varsa şu ırmağın içinde var,
soyunalım iki can,
dalalım şu ırmağa, hadi.
Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.

Bu ırmakta ne ölmek var bize,
bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.

Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır, dostum,
senin şânına sadece gelmek yaraşır.

Mevlana Celaleddin Rumi

Çevrimdışı yelizgülsüm

  • B Grubu
  • 272
  • 857
  • 272
  • 857
# 10 May 2014 12:56:43
sen bir oksuz ben bir garip alayim seni
alayimda gurbet elde sarayim seni

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 10 May 2014 13:04:09
   an’lar anlar | m. cafer topçuoğlu
***************
bazı an’lar demeyeydim

diyesim gelince

koca koca insanlar ellerimde incelince


ve her sabah leylakların boynu uzayınca

pencereme elleri şemsiyeli

ve de kravatlı küfürler dizilir boğazıma

ki ben hep yeni doğmuş gibi bakarım dünyaya

köpeğimin gözlerindeki insanlığa doyunca

hem suyun en saf hali ile temizlerim dimağımı

hem ya kalemden ya dilimden damlar

kan evvelce de demiş idim yumazlar

kanı kanla başlangıçlar ve sonlar gibi

iki guruba ayrılırlar

karalar ve daha da karalar

 

şimdi ya Rab!

eşref saatine denk gelsin bu duam

bana kalp kırmadan

gerçeği haykıracak bir dilin varlığını göster

ve ben kırmadan baharın dallarını uzanıp

pencereden sütün helal olan kısmıyla

nasıl onca düşmanlığı barıştırayım

bana barıştıran bir maya gönder


her eli kalemli

yada kılıçlı

minik kahramancıklar

elleri nasırlı ve de aç onca zalime nasıl güç yetirecekler

şehir halkıdır bunlar deyip geçemem

ve bilmesinler zaten toprağın bağrına düşmeyi bilmesinler

bozulur tüm simyası ve sihiri gölgesi düşer de

maazAllah muzadarip eder yıkanıldıkça temizlenen nehiri

o an’lar demeyeydim iyiydi dediğim

hiç an’ım yoktu benim çünkü

onlar hep kara şapka takanlardılar

şapkalar kara kendileri de kapkaraydılar…

Çevrimdışı beyazgelincik

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 401
  • 2.117
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 401
  • 2.117
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2014 13:11:21
Yangındım..
Yakmaktan Korktum, Seldim Boğmaktan...
Rüzgardım Durdum. Üşür Diye...
Çığlıktım Sustum...
İlla Sustum.
Gitme Dedim. Gidemedim...
Çatal Çatal Yüreğime Saplanırken Ağlamadım.
Sar Dedim Saramadım.
Gittim...
Sadece Gittim.....

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2014 17:12:55
Nereden Bileceksin

O eski hülyaların sahile vurduğunu
Yakama bir muamma taktığım gün hatırla
Gurbetin mahşerimde bir sıla bulduğunu
Dağlar gibi eriyip aktığım gün hatırla

Nereden bileceksin, şehrin sokaklarında
Kaybolan ışıkların gözlerim olduığunu
Her seher yüreğimde açan karanfillerin
Her akşam ellerimde sararıp solduğunu
Nereden bileceksin

Kim bilir, belki bir gün kapıma geleceksin
Siyah tüylü martılar yorgun pencerelerde
Benimle ağlayacak benimle güleceksin
Göğsümde ızdırabı Deniz fenerlerinin
Hayatımdan fışkıran hüzne gömüleceksin

Her şairin bir gülle bahtiyar olduğunu
Bir sana bir göklere baktığım gün hatırla
Gönlümün kahrın ile ihtiyar olduğunu
Sigaramı sessizce yaktığım gün hatırla

Bilemezsin içimde bir denizdir yaşamak
Sen denizin en uzak noktasında şen şakrak
Ben kırgın dalgalarla avunurum derinde
Gemilere yosunlu mendiller bağlayarak

Nereden bileceksin fesleğen köklerinin
Hercai bulutlardan bıkıp usandığını
Ansızın kayıveren yıldızların ardında
Vuslatı bekleyen bir kalbin yandığını
Nereden bileceksin

Yağmura boyun büken susuz topraklar gibi
Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Sinesinde bi-vefa bir sırrı saklar gibi
İnfazına yürüyen ölü tutsaklar gibi
Gözlerinin hicranlı yaşını sileceksin

Tatlı bir rayihanın göklere dolduğunu
Irmaklara karışıp aktığım gün hatırla
Gölgelerin ruhumu görüp kaybolduğunu
Mavi bir şimşek gibi çaktığım gün hatırla

Gülümse ve uzaklaş çünkü anlayamazsın
Bu kopan fırtınayı Yusuf'un yüreğinde
Koyu bir çaresizlik ayinidir yalnızlık
Züleyha'nın menekşe büyüyen gözlerinde

Nereden bileceksin kayalara tutunan
Devlerin birer birer vurulup öldüğünü
Rüyaları süsleyen eşsiz mücevherlerin
Bir dervişi görünce yere döküldüğünü
Nereden bileceksin

Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Kollarında rüzgarlı bir deprem karanlığı
Kapı aralığında sessizce gireceksin
Işıldayan bu gönül şahikası önünde
El pençe divan durup sen de eğileceksin

Bülbülün lalezardan neden kovulduğunu
Bu hayal zindanını yıktığım gün hatırla
Balığın susuz kalıp suda boğulduğunu
Acılar evreninden çıktığım gün hatırla

   Nurullah Genç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2014 17:15:27
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır

Hülya tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın
Bitişik bir hicrandır.
Ne fettan sarayların
Bitişik cilvekar yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır.
Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler.
Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır.
Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.
Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
Bir sayeban altında yürür hazinesine
Kah takılır uzaktan bir belanın sesine
Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla'nın
Oysa aşk,karanlıkta ölümcül bir hülyadır.

                                            Nurullah Genç

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 10 May 2014 21:08:10
AŞKA DAİR

Eğer;

Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine
ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla
O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz...
ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
Onunlayken pervaneleşen yelkovanlar
Onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine bir akrep kadar hain...
sınıfta büroda yolda yatakta içiniz içinize sığmıyor
Ondan söz edilince yüzünüz sizden habersiz
mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor mahcup somurtuyor ya da muzip sırıtıyorsa
ve O her durduğunuz yerde duruyor
her baktığınız yerden size bakıyor
siz keyiflendikçe gülüp
hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri Onun yaşadığı yer
en güzel kokusu bedenindeki ter
en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat Onunla güzel ve onsuz müptezelse...
elmalar pembe kiremitler pembe gökyüzü yeryüzü Onun yüzü pembeyse
kışlar ilkbaharsa yazlar ilkbahar güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan Oysa...
her filmin kahramanı O...
her roman Ondan söz ediyor
her çiçek Onu açıyorsa...
bir anlık ayrılık bir ömür gibi geliyor
ve gider gitmez
özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa
iştahınız kapanıyor iştahınız açılıyor iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız
hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor
işaret parmağınızla ha bire Onu tuşluyor
dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde her çalan telefona O diye atlıyor
vitrindeki her giysiyi Ona yakıştırıyor
konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan
sureti gözünüzden sesi kulağınızdan
teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi
sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
Onsuz geceler ıssız sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme
vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse
alev alev öfke de;
bunca tavır bunca sabır ve nihayetsiz kahır
hep Onun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel gidilmeyecek yol vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa
nedensiz küsüyor
sebepsiz affediyorsanız
ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu kavuşma sevincinden ağır basıyorsa
ve aşk gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı
bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
 
Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa
ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız
sabırsız sınırsız doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde yarın sizin gününüz!..
"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.
 
Can Dündar

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2014 22:10:59
GeL...Bir Bakara suresi al beni gözlerine...
Fetih gibi dikelelim kalk hayatın karşısına..
Toplayalım kalan kırıntılarımızı yerden,
Sayfa sayfa, cüz cüz tut elimden...
Kevser kevser sürsün yalnızlığımız...
Ve gülüşün geceme dolunay gibi,
Sebeb-i meddi dir hayatımın...
GeL Hatmedelim MUTLULUGU defalarca...

Çevrimdışı paptyaeylüler

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2014 22:19:15
KÜSMEK NEDİR BİLİR MİSİN?

KÜSMEK nedir bilir misin ,.?
Küsmek DÜRÜST’ LÜKTÜR ,…
Çocukçadır ve ondan dolayı SAF’ TIR ,…
YALANSIZ’ DIR ,…
Küsmek ; SENİ SEVİYORUM’ dur ,…
Vaz geçememektir.
Beni anlatır KÜSMEK ,..
KIZDIM ama hala buradayımdır , gitmiyorumdur , gidemiyorumdur ,…
KÜSMEK ; nazlanmaktır , yakın bulmaktır , benim için değerlisindir ,…
KÜSMEK ; sevdiğini SÖYLE demektir ,… Hadi ANLA demektir ,…
KÜSMEK ; umuttur , acabaları bitirmektir , emin olmaktır ,…

Yani, diyeceğim o ki :
BEN SANA KÜSTÜM ,…!!!

Nazım Hikmet

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2014 22:41:29
 Cebeci Istasyonu Ve Sen

 Cebeci Istasyonunda bir aksam üstü
 Incecikten bir yagmur yagiyordu yollara
 Yeni bastan yasiyorduk kaderimizi
 Sicak bir kara sevda
 Yüregimizin basinda bagdas kurup oturmustu; Acimsi, buruk.
 mühürlenmisti agzimiz bir sessizlik içinde
 Sessizligi üstümüzden atamiyorduk
 Bir saçak altinda kararsiz, yorgun
 Saatlerce duruyorduk
 Kimse görmüyordu bizi

 Cebeci Istasyonunda bir aksam üstü
 Yeni bastan yasiyorduk kaderimizi
 Cebeci Istasyonunda bir aksam üstü
 Bir baska türlüydü bu insanlar
 Sen bir baska türlüydün
 Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi
 Gözlerin gözlerimde erimekteydi
 Bir mermer heykel gibi yanimda duruyordun
 Beni birakma diyordun

 Meyhane sarhoslari gibi sirilsiklam
 Bir yalnizlik duyuyorduk
 Agliyordun, agliyordun...

 Cebeci Istasyonunda bir tren
 Nefes nefese soluyordu
 Gerilmis bir keman teli gibiydik

 Ankara Kalesi'nde bir eski çalar saat
 Bilmem kaça vuruyordu
 Bir yagmur yagiyor inceden ince
 Içimizdeki binbir düsünce
 Harmanlar misali savruluyordu
 Islanmis bir ceylan yavrusu gibi
 Tiril tiril titriyordun
 Gitsek gitsek diyordun.

 Yüregimin atisindan deli gönlümce
 Siril siklam, paramparça, permeperisan
 Türküler söylüyordum
 Agliyordun, agliyordun...

 Simdi, simdi seni düsünüyorum
 Cebeci yollarinda rüzgarlar esiyor, serin
 Paramparça düsmüs gönül ufkuma
 Iki yildiz gibi gözlerin
 Gel Ey cigerime saplanan hançer
 Gel ey yüregime oturmus kursun
 Göçmen kuslar gibi çok uzaklardan
 Gel artik
 Ne olursun


 Yavuz Bülent Bakiler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2014 22:44:30
BELA ÇİÇEĞİ

Alsancak garı'na devrildiler
Gece garın saati bela çiçeği
Hiçbir şeyin farkında değildiler
Kalleş bir titreme aldı erkeği
Elleri yırtılmıştı kelepçeliydiler
Çantasını karısı taşıyordu

Hiç kimse tanımıyordu kimdiler
Gece garın saati bela çiçeği
Üçüncü mevki bir vagona bindiler
Anlaşıldı erkeğin gideceği
Bir şeyden vazgeçmiş gibiydiler
Bir türlü karısına bakamıyordu

Ayaküstü birer bafra içtiler
Gece garın saati bela çiçeği
Şimdiden bir yalnızlık içindeydiler
Karanlık gelmişi geleceği
Birdenbire sapsarı kesildiler
Vagonlar usul usul kımıldıyordu                                  ATTİLA İLHAN

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 10 May 2014 23:33:01
ben ona sıkıntılı güz günlerinde
Yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
Kırmak istememiştim duygu filizlerini
Büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu
Rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine
İncinmesin diye tek
Acıyı bile ters yüz eden
İncelikli bir gülümsemeyle yüzümde

Ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda
Sıcacık bir sığınak olayım istemiştim
İnsanlar içinde üşüdükçe
Güvenle gelebileceği

Kuşların kanatları neden vardır?
Bir insan neden ağlar yarı yaşına gelince?
Bulutlar gökyüzünün yükü müdür, süsü müdür?
Tutsağı mıdır rüzgarın, sevgilisi midir?
Konuşayım istemiştim bir yüreğin dilince
Yanıtı olmayan sorularda boğmak istememiştim

Ben ona sabah olamasam da
Dingin bir ikindi olayım istemişimdir
Herşeyin usul usul durulduğu saatlerde gelsin
Yüzünde uçuk bir gülümsemeyle
Yaslasın yorgunluğunu gövdemin yaşlı çınarına
Serip üzerine yapraklarımın ağırlıksız yorganını
Dinlendireyim istemiştim
Üşütmek istememiştim.

Ben ona ne istemişsem bu yalnızlık aylarında
Gecikmiş... İnce... Güzel ve uzak...
Biraz da kendime istemiştim
Sevgi adına

Şükrü Erbaş

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK