Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 10 Eki 2016 21:59:39
bu sabah olmak istediğim kadın uyandırdı beni
sesi cetvelle çizilmiş
“neden gelmedin” dedi bana
“hala geliyorum, topallar gecikir” dedim

bu sabah olmak istediğim kadın
gökyüzünü yere indirip boğazıma doladı
yıldızlar şah damarımı kesti
“Allah kimseye böyle ölüm nasip etmesin”
olmak istediğim kadın mıhladı beni
ambulansa bindiğimde bir fatihayla yüzümü gözümü ovuşturdu hemşire
doktor röntgeni kaldırıp bakınca
kayan yıldızlar gördü

bu sabah olmak istediğim kadın
cenazemde ne çok ağladı bilsen
direksiyonsuz arabayla takip ediyordum onu kaç yıldır
kendimle olmak istediğim kadın arasında
milyonlarca kaza vardı
milyonlarca kere
cepleri sargı bezleriyle dolu tuzaklara çarptım

ölünce
not defterimin içinde kıvrılıp uyuya kaldı yapacaklarım3
ölünce
şiir için topladığım malzemeler kıldı namazımı
hoca onlara:
“nasıl bilirdiniz bu hatunu” dedi bir ara
“topaldı” dediler
AYŞE SEVİM,   TOPAL
 

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 10 Eki 2016 22:07:50
 
 KIZLAR, SİZİN ANNENİZ ŞİİR YAZARDI

bir fotoğrafa bakınca saçlarını düzeltenler adına
buradayım
ismimle lekeliyor nefesimi herkes.
zaman aktıkça değişmeyen ve değillere boğulan her gül
sayılarla değerlendi.
ben her açıdan mağlup sayılırdım
karşınıza geçtiğimde
yaşım aşağı yukarı
bilmem kaç kez düşmüş yere
oradan alıp duvarlara çalınmış
şifa gelmiş, hoş gelmiş
azap olmuş, gitmiş bir kuş
bir fotoğrafa bakınca,
kalbini düzeltenlerin yeriydi ayağımın altı
bir semtle gününü gün eden,
eskilerden bahsederken kitapları deviren
hoşçakallarınızla dağladım, şu son şarklıyı…
yirmi bir yıllık bedenime hak ettiği
yirmi birinci kilidi de vururken,
bu hapishaneyi bir kez daha belliyorum.
sağa sola not düşüyorum.
“yirmi bir yıllık bir hapishanedeyim.”
hayır, Path gibi düşünmüyorum.
balonlar sığmıyor ciğerlerime
arabalar olağanüstü
şiirler dizilere meze…
niye?
Allah’ım biraz konuşabilir miyiz?
kullarınla anlaşamıyoruz da
bir fotoğrafa bakınca mor olan
kuzgunların hakkı için rüyamı veririm!
gülleri güllerle tartacak
kimse yok ki
aaaaaaaaaaa! (bir sesim var benim)
hâlâ yok!
size bir sesten aşağı nasıl düşülür,
onu anlatacağım .
size tam düşecekken tutunduğumuz her neyse,
onun iki kez daha sağlam düşürdüğünü anlatacağım.
siz anlamayacaksınız.
Allah’ım anlamıyorlar
lütfen lütfen lütfen konuşabilir miyiz?

âh meryem’im
âh senâ’m
âh güzel kızlarım koyun başınızı dizime
bitti bu delilik.
MERYEM SENA METİN
 

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 11 Eki 2016 00:26:30
Ve Bir De...

Ben gül atan insanları sevemedim hiç;
Yapmacık sevdalara da inanmadım.
Can atan canları sevdim hep;
Yüreğiyle geleni
Ve bir de seni...

Ruhsuz aşklara inanamadım hiç,
Ne de zahmetsiz vuslatlara.
Özlemleri, intizarları sevdim hep;
Kavrularak geleni.
Ve bir de seni...

Duygusuz insanlara ısınamadım hiç,
Ne de kalpsizlere.
İçinde ummanlar coşanları sevdim hep;
Taşaraktan geleni.
Ve bir de seni...

En çok da ülkemi sevdim, bilirsin.
Yurdumu, yani Türkiye’mi.
Onun yufka yürekli, bağrı yanık insanlarını
Hepsini, ama hepsini.
Ve bir de seni...
 
Ali Şeyh Özdemir

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 11 Eki 2016 00:59:31

         h.n.a.

YOLLARIN SONU

Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.

Gidiyorum: Gönlümde acısı yanıkların…
Ordularla yenilmez bir gayiz var kanımda.
Dün benimle birlikte gelen tanıdıkların
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağı’na.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Degişilir topu da bir sokak kaltağına.

İster düşün… Kendini ister hayale kaptır…
Uzar, uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışşın, gördüğün bir seraptır
Sevimli bir hayale açılırken kolların.

Ey doğunun alnımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularim bir oktur, aşar ulu dağları,
Düştüğü yer uzakta dilek adlı bir saray.

O sarayda bulunca Tanrı’laşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür Şad” uzatarak elini:
“Hoş geldin oğlu ATSIZ, kutlu olsun” diyecek.

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 11 Eki 2016 08:03:09
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı,
yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir
engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür
hanım?


Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı
görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek
kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan,
umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi gör-
meden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz dü-
şünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış,
böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir
anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa
başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tut-
mak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı
aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların
sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik
olur tükenmek değil de?


Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin
boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz
bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gi-
diyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar ka-
tından?

Şükrü Erbaş'

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 11 Eki 2016 21:39:38
Çocuklar

Şimdi bütün çocukların elma bahçelerinde
Dağıtır saçlarını bir serin rüzgâr.
Ve gider sanki sesleri uzak iklimlere kadar
Salıncaklar sallanın.
Artık karanlığı hiç sevmiyorum.
Aydınlıkta çocukların masal gibidir gözleri,
Ve bir avuç suya benzer ince yüzleri
Işıklar yanın.
Bir beyaz sandal nasıl güzelse bir denizde
Çocuklar da öylesine güzeldir uykularında…
Sayıklayınca sanki güller açılır sularda
Anneler, babalar, uyanın.

Yavuz Bülent Bakiler

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
# 11 Eki 2016 21:42:34
Uçurumun kenarındayım hızır
Bir dilber kalesinin burcunda
Vazgeçilmez belaya nazır
Topuklarım boşluğun avucunda
Derin yar Adımı çağırır
Kaldım parmaklarımın ucunda

Uçurumun kenarındayım hızır
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni ha itecek

Uçurumun kenarındayım hızır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gözleri bir ret, bir davet
Gülce uzak uzak dolanır
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce semavi bir afet

Uçurumun kenarındayım hızır
Gülce bir beyaz sihir
Canıma bedel bir haz
Nur
Nar ve nurdan bir zehir
Gülce araf'ta infaz
Bir tek bakışıyla suyum ısınır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır

Uçurumun kenarındayım hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Cahil cesaretimi alem tanır
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetül arz'dan
Deccal'dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum gülce'den
Ödüm patlıyor gülce'ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum

Uçurumun kenarındayım hızır
Bir dilber kalesinin burcunda
Vazgeçilmez belaya nazır
Topuklarım boşluğun avucunda
Derin yar Adımı çağırır
Kaldım parmaklarımın ucunda

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Eki 2016 22:20:01
Kuyuya düşmektir kaderi Yusufların
Kuyu mekteptir
Kuyu zindan
Kuyu yalnızlığı âşığın

Herkese nasip değil yanmak
Tek başına zindanlarda kalmak
Pişman olamaz her insan
Öteleri soramaz
İçindeki korkunç mahlûk “Haydi” derken
Yusuf olan durur da
Kabil olan duramaz

Dünyayı gurbet bilin
Aşka düşeni garip
Sığmaz elbet maddeye
Yusuf yola koyulmuş
Çilesini gönlüne sarıp

Güzelliğini sabrından almış
Yüzü ay Yusuf’un, kederi gece
Öyle sevdik biz onu
Sular ay ışığını nasıl severse

Yüreğinde taşır neşesini
Ağlamaz ki Yusuf kuyuda
Yes’e kapılmaz, inancı sarsılmaz
Gördüğü müjdeli düşü anar da

Yoludur adam eden yolcuyu
Menzili sadece derdin müptelası biliyor
Dosdoğru bir yol çizmiş yâri
Baş açık, ayak yalını
Yusuf dağlar aşıyor

Yusuf alın terimiz
Emeği insanlığın kâinat tarlasında
Günahsızlığımız o bizim
Daha beyaz, yağan kardan da

Hatice Eğilmez Kaya

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 12 Eki 2016 09:48:49
Sanki biraz sonra ağlayacakmışsın gibi sürekli,
hani yağdın yağacaksın,
ama yüreğin böyle hep bulutlar,
bulutlar.

Cahit Zarifoğlu

mahyel

# 12 Eki 2016 22:20:28
Hayat seni,
Sevmediğinle seviştirir,
Sevdiğinle savaştırır.

Kalbinin sahibi ile değil,
Mecburiyetin izniyle evlenirsin.
Gönlünün hayır dediğine evet der dilin.

Ömrünün geri kalanını,
Aynı evde, aynı odada, aynı masada, aynı yatakta,
Ama sana dünyalar kadar uzak olan biriyle yaşarsın.

Kalbini kürtaj ettirmiş bir mahkum gibi,
Dolanır durursun kendi içinde.
Etrafın "elalem ne der" telleri ile çevrilmiştir.

Kendi hayatını uzaktan seyreden,
Mutsuz biri olursun zamanla.
Ve kimse seni duymaz sen kaderine bağırırken.

Gözün gibi baktığın tenin,
Ve herkesten sakındığın gözlerin,
Acımasızca yağmalanır her gece.

Sular yıkamaz,
Gözyaşın olmadan,
Üzerine sinen kiri.

Çünkü,
İnsan ait olmadığı insanın yatağında sürgündedir.
Ve ait olmadığı insanın hayatında rehindir...

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.335
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.335
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 13 Eki 2016 14:13:15
    AY KARANLIK 

    Maviye
    Maviye çalar  gözlerin,
    Yangın mavisine
    Rüzgarda asi,
    Körsem,
    Senden gayrısına yoksam,       
    Bozuksam,
    Can benim, düş benim,
    Ellere nesi?
    Hadi gel,
    Ay karanlık...

    İtten aç,
    Yılandan çıplak,
    Vurgun ve bela
    Gelip durmuşsam kapına
    Var mı ki doymazlığım?
    İlle  de ille
    Sevmelerim,
    Sevmelerim gibisi?
    Oturmuş yazıcılar
    Fermanım yazar
    N'olur gel,
    Ay karanlık...

    Dört yanım puşt zulası,
    Dost yüzlü,
    Dost gülücüklü
    Cıgaramdan yanar.
    Alnım öperler,
    Suskun, hayın, çıyansı.
    Dört yanım puşt zulası,
    Dönerim dönerim çıkmaz.
    En leylim  gecede ölesim tutmuş,
    Etme gel,
    Ay karanlık...

                           Ahmed ARİF

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.815
  • 227.468
  • 28.815
  • 227.468
# 13 Eki 2016 15:27:17
        ACABA
Uyuyan göllere ay ışığında
Sevginin resmini çizsem kim anlar?
Tomurcuk ayrılıp, gül açtığında
Yağmurun saçını çözsem kim anlar?
*
Bir mekân kaplamış ne varsa nerde
Kendi ötesini saklar her perde
Sonsuzluğun sona erdiği yerde
Huduttan bir kulaç kazsam kim anlar?

Aşk, kömür beyazı; kin, süt karası
Eklenir yarama her dost yarası
Et oldum bıçakla kemik arası
Cellatla ahdimi bozsam kim anlar?
* ****
Doğumda yalan var, ölümde gerçek
Bir şeyler anlatır balık, kuş, çiçek
Kırık gönülleri toplayıp tek tek
Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar?
*
Gün geldi zamanı gömdüm kabire
Dağ oldu aklımın verdiği fire
Bağlasam telaşı çelik zincire
Sabrın derisini yüzsem kim anlar?
*
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlâssız çözülmez işin düğümü
Aklımdan geçeni, düşündüğümü
Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?

Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı canbaba

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 565
  • 5.876
  • 565
  • 5.876
# 13 Eki 2016 16:03:16
SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

Yahya KEMAL BEYATLI

Çevrimdışı tiCon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.205
  • 3.193
  • Müdür Yetkili
  • 1.205
  • 3.193
  • Müdür Yetkili
# 14 Eki 2016 00:55:00
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sustum!
Sustum!
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
kimse duymuyor...
sustum
sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir
yaraları yalayan rüzgar
sokaklarında kahrolduğum şehir
gözlerim konuşuyor yalnız!

sustum!
bin ah sürüp dudaklarıma
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
sustu benimle deniz,
sustu deli dalgalar, sustu martılar...
umutlarımı sarıp rüzgarlara
uzaklara savuruyorum her gece
yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
kimse görmüyor...

saçı ağarmış hayaller
nemli kirpiklerle
bulutlandığında gözlerim
gökte şimşek olup çakıyorum
kimse görmüyor...

Sustum!
tuz basıp yaralarıma!
sustum
içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
yaslanıp yalnızlığın duvarına
gül döküp kalabalıklara
kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece
kimse bilmiyor...

sustum!
sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
acılar konuşuyor şimdi yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
atıyorum uçurumlardan
kimse görmüyor

sustum!
saçlarını kokluyorum rüzgarların
dudaklarından öpüyorum hayatı
içimde incecik bir sevgi ürperiyor
sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
gelmiyor beklediğim bahar
yaralar merhem tutmuyor
gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
mendil silmiyor
yağmur dinmiyor
sevdiğim bilmiyor

sustum
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman
sustum
yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
kimse duymuyor

sustum!
İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
sustum
sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım
sustu gözlerimdeki şiir
gönlümdeki nehir
bulutlar haykırdı isyanımı
şimşekler haykırdı
sadece ben duydum
sadece ben

ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
yaralar merhem tutmuyor
geceler avutmuyor
ben sustum
acılarım konuşuyor yalnız

ben sustum!
susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
pencereme vuran yağmur damlaları
susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar
gelmiyor bahar
kuşlar sevinmiyor
yıldızlar küs
ay üzgün
güneş doğmuyor
acılar dinmiyor
içimde binlerce şiir kanıyor her gece
kimse bilmiyor

sustum!
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
sustu hayat
sustu zaman
acılar konuşuyor yalnız
acılarım konuşuyor
kimse duymuyor...
duymuyor...
duymu...
duy...

Nuri CAN
Yine, yeni, yeniden..  SUSTUM...

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 14 Eki 2016 07:45:26
    Üzümde unutma beni zeytinde unut
     ben tenhayım bağa
     Sütünü bende sakla acıdan taşmış
     bir incir gibi içliyim sana
     Gazelimi al aşktan güze say beni
     say ki yaprak olup düştüm dalına
     Gamda tutma beni cam odada tut
     ben küçüğüm dağa

   Adaya sığınmış rüzgâr gibiyim
     gökte tütüyor kayığım
     bu sefer ruhuna çek beni
     anne, içine değil!

   Aramızdan hiç geçmeden gitti
     hepimiz gölgesi eder miyiz bir ikindinin?

Haydar Ergülen'



 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK