Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 07 Kas 2016 11:58:27
…Ve güz geldi Ömür hanım. 
Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. 
İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. 
Yağmur ha yağdı ha yağacak. 
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. 
Hüznün bütün koşulları hazır. 
Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. 
Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı… 
Ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, 
yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir 
engebeler atlası. 
Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?

Şükrü Erbaş

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 07 Kas 2016 12:56:10


          h.n.a.



KÖMEN

Analım Tunga Er efsanesini;
Duyalım geçmişin erkek sesini.
Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini
Yine Gök Türk olalım, El kuralım.

Ötüken-Yış durak olsun da bize
Yürüsün ordular ordan denize.
Çinli baş vermese, gelmezse dize
Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.

Anlatılmaz, yüce bir erdem olan
Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
Günü geldikçe de bizden sorulan
Kan ve can vergisi olsun…Verelim!

Ülkü uğrunda gönüller delidir.
Kişiler ülkü için ölmelidir.
Tanrı’nın insana değmiş elidir
Şu ölüm adlı güzel şey… Saralım.

Hiç düşündün mü niçindir yaşamak?
Bir görev yapmak içindir yaşamak.

Er kişiysen görevin neyse, başar.
Zevke, eğlenceye hayvan da koşar.

Görüyorsun nice hayvan yığını
Ki yapar sadece hayvanlığını.

Fakat onlar bile kendince yine
Tükürürler Kardeş’in itlerine.

O nasıl olmalı bir ruhu ölü,
Ya da bir canlı, fakat kahpe dölü

Ki sanar durduğu yer it inidir,
Oysa bir şanlı şehitler sinidir.

O fuhuş uzmanı çikletli dişi,
Dişinin en kötü, en köhnemişi,

Kaplamış ruhunu çirkef yosunu,
Hiç umursar mı şehit ordusunu?

Var mıdır onca tivistin ötesi?
Adı üstünde: Köpek sosyetesi!

Yok sayıp sen de bu ruhsuz sürüyü
Kılavuz yap ebedi Gök Börü’yü.

Çıkarıp Ergenekon’dan ulusu
Türk’ü kılsın yine dünya ulusu.

İzleyip Gök Börü’nün gölgesini
Gezelim gel o Kömen ülkesini.

Gönlümün özlemi yerdir orası,
Gürler ufkunda yiğitlik borası.

Orda erdem gözükür, başkası çıkmaz alana.
Kapanıktır kapılar her kovu, her bir yalana.

Orda erler: Kimi arslan, kimi pars’ın eşidir.
Orda kızlar: Güneşin kendi, ayın onbeşidir.

Uğramaz ufkuna asla o yerin yüz karası;
Orda yoktur ne siyaset, ne fikir maskarası.

Yaşamaz öyle bir ortamda küçüklük, kötülük;
Bir alaydan daha üstün savaşır orda bölük!

Sungurun uçtuğu yerlerde barınmaz yarasa;
Ve bütün dirliğin üstünde yürür sade yasa…

Bir düşün başların üstünde kağanlık tuğunu,
Ruh duyar orda ölürken bile Türk olduğunu;

Ölümün zevkini bir süs gibi gönlünde taşır.
Dirilerden daha çok orda şehitler dolaşır.

Bu şehit ordusu varken kuramaz kimse pusu,
Yurt için kan dökülür orda denizler dolusu.

Günümüzden, düşünüp birçok asırlar geriyi
Analım bin kere ölmüş o ölümsüz çeriyi:

Ebedi yiğit!
Adı yok şehit!

Kefenin: Vatan…
Tabutun: Cihan…

Yaşıyor ünün.
Düşünüp övün,

Damarında kan
Bir alev midir?

Yaşaman: Roman;
Ölümün:Şiir.

Sana yok ne taş,
Ne de bir mezar.

Bu hayat: Savaş!
Ebedi uzar.

Eşit olduğun
Şu güneş: Tuğun.

Tabutun: Vatan,
Mezarın: Cihan.

Adı yok yiğit!
Ebedi şehit!..

Onu anmakla görür Türk soyu gökçek Kömeni:
Doludizgin yarışan Tanrıkut’un dört tümeni…

Bin asır geçse de rastlanmaz onun bir eşine,
Buyruk aldım diye ok fırlatıyor evdeşine…

Bidev atlarla kılıp her yolu bir günde yarı
Yıldırımlar gibi dağlardan aşan orduları…

Saygı olsun bu çelik atlıların gök tuğuna,
Tuğu kaldırmış olan orduların başbuğuna.

O nasıl bir yürüyüştür, ne yiğitler katarı!
Kun’u, Gök Türk’ü, Oğuz-Uygur’u, Kırgız’ı, Tatar’ı…

O batırlar ki basıp bağra kucaklar ölümü.
Özgelerden sakınıp kendine saklar ölümü.

Her zaman öyle ağırdır ki yiğitlik kefesi,
Kahramanlar gibi ölmek o günün felsefesi…

Onların sanki başak canları… Durmaz, biçilir…
Toprağın içkisidir kanları, al al içilir.

Tarihin bir olağanüstü ve şahane işi
Kür Şad’ın, Kül Tegin’in, Çağrı Beğ’in ok çekişi...

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 07 Kas 2016 22:33:30
Şarkıların ansızın başlaması,
Sağnak yağmurları da çağırır yardıma.
Hayatım tenha bir sokak arası,
Kimseler yetişemez imdadıma.

Meydanlarda salaş ve yorgun,
Şehrin meczubu gibi geziyorum.
İçimde bir çocuk, nehirlere vurgun,
Öksüzüm sensiz, inadına susuyorum.

Sustukça birikiyor kalbimde adın,
Adın hüzünlü bir hikayenin başlangıcı.
Son dileği kimbilir bir idamlığın,
Kör bir kuyunun bocurgatı.

Sarsılmakta gövdem kapımı kapat,
Sanki yürümekteyim üzerinde Sırat'ın
Yardım et artık, zordayım, elini uzat,
Kurtar beni içinden, bu zorlu girdabın. .

İlhami Atmaca

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
# 07 Kas 2016 23:03:31
Ne kadar dönüp dolaşsam, yine de
Hep o çıkmaz sokaktayım çaresiz
Bir umut kırıntısı gözlerimde
Yürüyorum durmadan, dalgın, sessiz

Sokak o sokak, bense ben değilim
Sanki bin yıllar geçmiş aradan
Boşlukta bir şeyler arıyor elim
Belki de mahşere dek bulunmayan

Yitirdiğim neydi, aradığım ne
Çöken ne yüreğime kurşun gibi
Tanrım! ben mi değiştim söylesene
Yoksa bende zamanlar mı eskidi

Bir yerlere varmadan, nasıl böyle
Hiç durmadan akıp gidiyor günler
Yaşam diye verdiğin bu mu söyle
O mu sırtıma sapladığın hançer

Bir çıkmaz sokağın sonunda, işte
Suskun ve tek başına seninleyim
Fanilikten ölmezliğe geçişte
Bilmiyorum, söyle bana, ben neyim

Sevdimse; verdiğin yürekle sevdim
Sen açtın bu ufku karşımda sonsuz
Yürüdüm bir yolun sonuna geldim
Yıkık, üzgün ve paramparça onsuz

Ölüm buysa, Tanrım buysa yaşamak
Sil alnımdan yazdığın bu yazgıyı
Ya bir yere çıksın artık bu sokak
Ya da öldür içimdekini!..

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 08 Kas 2016 09:17:56
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ulu dilber kalesinin burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Dikildim parmaklarımın ucunda
Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenarındayım Hızır
Civan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır

Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce bir afet
Peri değil
Huri değil
Gülce beyaz sihir
Gülce ölümcül naz
Buram buram zehir
Yar yüzünde infaz

Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarz'dan
Deccal’dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce’den
Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum

1981
 
Ömer Lütfi Mete

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 08 Kas 2016 23:30:17
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI

...Ve güz geldi Ömür hanım.
Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde.
Yağmur ha yağdı ha yağacak.
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır.
Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı...
ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı,
yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası.
Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?



Yağmur yağıyor Ömür hanım...
gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...
Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum.
Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?


Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir,,
beni konuşmaya zorlama ne olur.
Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum.
Geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde, Kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük..
Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi karanlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım...
Sularım toprağa sızıyor bak.
Yüzümü geceler örtüyor.
Binlerce taş saklanıyor içimde.
Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle?


Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde.
Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim.
Ürperiyorum..
Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını.
İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek.
Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş,
yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?

Şükrü Erbaş

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 09 Kas 2016 08:11:44
   
bir bir yitiriyorum sevdiklerimi
ellerimden kuşlar gibi
uçup uçup kuşlar gibi
        uzak dağlar ardına

çivilenmiş gözlerime kiminin
            o yalvaran gözleri
yakıyor kollarımı kiminin kanı
            kimi sitem sitem vuruyor beni
dövünmek tepinmek neye yarar ki
       neyi kurtarır ki üzmek şu canı
her bahar yenilense de dallarda tomurcuklar
o bahar gitti gider

kolay değil ozanın ağlamaması
         gülmesi kolay değil
bulutlar her zaman yağmur getirmez
        şimşek gülmez bulutlardan herzaman
bulut var ki yaz yağmuru güzelim
         geçip gider gül kokulu yel gibi
bulut var ki taş başına yoksulun
       orman söken köy göçüren bir karabasan

tam da başlamışken sevmeği öğrenmeğe
tam da başlamışken bal doldurmağa
           özlem denen peteğe
bir bir uçup gidiyorlar canlarım
gidiyorlar kopar gibi acılı kollarımdan
           dönülmez karanlığa

dövünmek tepinmek neye yarar ki
dağbaşında tek ağaç
fırtınada bir tekne
uçurtması kopup gitmiş bir çocuk
bakıyorum yalnızca
şaşkın ve umarsız gözlerle arkalarından


Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 09 Kas 2016 09:41:54
Yargı


öldürenle katiliz çalanla hırsız
tümümüz sanığız tümümüz savcı
tümümüz suçlu tümümüz yargıç

kimi aklar kimi suçlarız
kimi bağışlar kimi asarız
kendimizi başkasında

her gün bıçak saplı
birinin arkasında
vurulan da biziz vuran da


Bülent ECEVİT

Çevrimiçi munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2016 21:42:04
SEN YİNE GELMEDİN GÜLÜM

Gün doğarken gecelere,
Sen yine gelmedin gülüm!
Attın beni acılara,
Sen yine gelmedin gülüm!

Kaderim oldu sokaklar,
Her gece beni kucaklar,
Saçlarıma düştü aklar,
Sen yine gelmedin gülüm!

Güneş cihana doğarken,
Yağmur toprağı döverken,
Mevsimler yıla sığarken,
Sen yine gelmedin gülüm..

Başıma ne haller geldi,
El tutmaya eller geldi,
Aylar geldi, yıllar geldi,
Sen yine gelmedin gülüm...

Bir acayip yurda düştüm,
Gurbette namerde düştüm,
Ozan ERHAN derde düştüm,
Sen yine gelmedin gülüm...

Ozan Erhan ÇERKEZOĞLU

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimiçi munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Kas 2016 22:07:41
  SEN NE ANLARSIN

Aşkın, bu canıma pranga oldu,
Aşka esir oldum, sen ne anlarsın!
Güzel gözlerine ömrümü verdim,
Yaşadım ve öldüm, sen ne anlarsın!

Adarken canımı senin canına,
Nasıl girdin, can verenin kanına,
Birisi beddua ettiyse bana,
Ben belamı buldum, sen ne anlarsın!

Gözlerin birine düşsün seninde,
Ahımı bulursun O gün yanında,
Arsız arsız gülüşlerin önünde,
Öyle donup kaldım, sen ne anlarsın!

OZAN ERHAN nedir bu aşkın şekli?
Sevilen mi haklı, seven mi haklı?
Sevdam şiirimde, sazımda saklı,
Ben sazımı çaldım, sen ne anlarsın!

Ozan Erhan ÇERKEZOĞLU

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Kas 2016 19:13:48
En iyi değilim, en kötü de.
En cömert değilim, en cimri de.
En kibirli değilim, en mütevazı de.
Hiç kimseyi kandırmamış değilim, herkesi aldatmış da.
Kimseyi yarı yolda bırakmamış değilim, herkesi satmış da.
Hep iyiliğimden kaybetmiş değilim, kötülük yapa yapa kazanmış da.
Çok başarılı olduğum günler de oldu, dibe vurduğum da.
Sevgi dolu değilim, nefret dolu da.
Barışçıyım, biraz da savaşçı.
Biraz güçlüyüm, biraz zayıf.
Biraz iyiyim, biraz kötü.
İyi..  kötü... İnsanım

~ Shakespeare ~

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.814
  • 227.465
  • 28.814
  • 227.465
# 10 Kas 2016 19:20:14
Görmediğim bir bambaşka durum var
Sizin şehrin kızlarında savcı bey!
Yaklaşanı tâ yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey!

Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte faul bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey!

Kaş yaparken, göz çıkarır elleri
Çok silâhtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki hâlleri,
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey!

Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey!

Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı...
Bir yol göster, haksız mıyım, haklı mı?
Yorulmayım izlerinde savcı bey.
 
Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.784
  • 5.086
  • 23.784
# 10 Kas 2016 20:34:30
ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE..

Sözde senden kaçıyorum dolu-dizgin atlarla
Bazen sessiz-sedasız… ipekten kanatlarla.
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun en serin İmbatlarla
Adını yazıyorsun, bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla…
Baş başa kalıyorum, sonunda heyhatlarla
Sözde, senden kaçıyorum dolu-dizgin atlarla.

Ne olur, bir gün beni, kapında olsun dinle
Öldür bendeki beni, sonra dirilt kendinle
Çarpsan kara sevdayı, en azından yüz binle
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle.
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle
Ama her defasında geri döndüm seninle…
Hangi düğüm çözülür, nazla, sitemle, kinle…
Ne olur, bir gün beni kapında olsun dinle.

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki, nemsin?
Bazen kız kardeşimsin, bazen öp öz annemsin.
Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin…
Orada ufuk çizgim, burada yanım yöremsin
Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin
Çaresizim, çaremsin
Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki nemsim?

Yavuz Bülent BAKİLER

Çevrimiçi munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Kas 2016 10:38:02
A...
 
Geceler kurşun gibi iner üstüme birden
Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma
Sonra yüreğimi bir kara sevda tutar
Ama sen duymazsın duyduğumu A...

Ne bir türkü söylersin gizlice ağlayarak
Ne bir akşam içinde bir yara göz göz açar.
Ne efkar basar seni akşamları ansızın
Ne uykuların kaçar.

Konuşsam bir türlü, sussam bir türlü
Yıllar yılı yüreğimde büyüyen sırsın
Bir sigara dumanına uzanır gibi usulca
Dokunsam saçlarına, kırılırsın.

Kaçtım şehir şehir çok uzaklara
Boşuna gurbet acısı tattım.
Oyalandım durdum seni unutmak için
Kendimi boşuna aldattım.

Anladım faydası yok uzak kalmanın artık
Seni kader çizgisiyle alnıma yazan haktır.
Unutmak ne mümkün gözlerinin rengini,
Seni çılgın gibi sevmek yaşamaktır.

Bir serin rüzgarsın yüzüme vuran
Yüreğimi yakan bir avuç korsun.
Gökler biliyor sevdamı, taş duvarlar biliyor
Sen bilmiyorsun.
 
Yavuz Bülent Bakiler

Çevrimiçi munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Kas 2016 10:39:01
TUT ELLERİMDEN
 
Sırat’tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden
 
Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden.
 
Birleşmek üzredir şafakla gurûp
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden.
 
Çağır hayallerin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden.
 
Hatırla kaybolan hatıraları
Elmastan ışıklı, altundan sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden.
 
Şüphe “başlangıç”tır, karar “nihayet”
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden.

Abdurrahim Karakoç

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK