Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ara 2016 00:00:30
GÖZLERİN İSTANBUL OLUYOR BİRDEN

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.

YAVUZ BÜLENT BAKİLER

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ara 2016 00:03:07
Zindandan Mehmet'e Mektup

Zindan iki hece Mehmetim lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Birde geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed' im!
Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yolda tutuktur hapse düşeli...
Git vegel... yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak

Bir alem ki, gökler boru içinde!
Akıl almazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu sus mu unut mu, , ?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, Bir kaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler bu gün 'maruzat'!
Çatık kaş... Hükümet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...
Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, Bir yırtıcı zil;
Sayım var, Maltada hizaya dizil!
Tek yekün içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemiyet
Urbalarla kemik, Mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, Nara ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yüzünde şevkat;
Beni kimsecikler okşamaz madem;
Öp beni anlımdan, Sen öp seccadem!

Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, Duman duman erisin!

Peykeler duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
gömülmüş duvara, baş baş gölgeler
Duvar katil duvar, yolumu biçtin!
kanla dolu sünger... beynimi içtin!

sükut... kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez Dünyadan nazar.
Yerinde mi acep ölü ve mezar
yer yüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç varda kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelirki elde kader bu emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünya ya kapalı, Allah'a açık.

Dua dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;
Karanlığındanur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!

Mehmed'im sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu teker kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
 
Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ara 2016 00:04:27
          Hıçkırıklar

Saatler bitmiyor yapayalnızım
Gülmek istiyorum,gülemiyorum
Sensiz olmak mıdır hep alınyazım
Bilmek istiyorum,bilemiyorum.

Esirgedin nazlı,hilal kaşını
Harap ettin çiçek kokan başını
Yüreğime akan gözüm yaşını
Silmek istiyorum,silemiyorum.

Sanki her şey efsaneydi,masaldı
Ayrılık ruhumu elimden aldı
Gözlerim yollara takılıp kaldı
Gelmek istiyorum,gelemiyorum.

Göğüs germek için acılarıma
Titreyişlerime,sancılarıma
Seni bir kez olsun avuçlarıma
Almak istiyorum,alamıyorum.

Saçılan bir köpük olmak dilinde
Boğulmak saçının ince telinde
Sır gibi sonsuza değin kalbinde
Kalmak istiyorum,kalamıyorum.

Unutuyor beni sırlı gözlerin
İçimde bir yara işliyor derin
Kulakların,dudakların,ellerin
Olmak istiyorum,olamıyorum.

Bölerek uykunu rüyalarına
O kucak dolusu hülyalarına
Gece gündüz uçup aynalarına
Konmak istiyorum,konamıyorum.

Deli gibi aşık olsa da güle
Kim acır çöllerde öten bülbüle
Bir gün alev alev yanıp da küle
Dönmek istiyorum,dönemiyorum.

Hıçkıra hıçkıra ağlamaktansa
Başına karalar bağlamaktansa
Bu yüreği her gün dağlamaktansa
Ölmek istiyorum ölemiyorum.

                    Nurullah Genç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ara 2016 00:06:26
Zamana Benzedik

Hayatın sürgüleri var.
(Daracık ömrümüzde geniş sıkıntılar)
Mutluluğun geniş kapılarında

Usul gülüşlerimizde hüzün lekeleri
Küçük ayrıntılara yöneldik nicedir.
(İçedönük duygulu karamsar)

İki yüzümüz vardı iki güzelliğimiz
Umut ve Sevgi, kırmadan aynaları
(Alın kırışığımızda aynı suçun izi var)

Yalnızlık biricik benzerliğimiz oldu
Payımıza düşen o yanlış ilişkilerden.
(Herkese acısı kadar)

Ne konuşmalarımızda bir tat
Ne susmalarımızda bir hikmet
(Hep aynı boşluğa açıldı dar kapılar)

Olur olmaz şeylerden alınır kırar olduk
Zamana benzedik iyice, çekilmesi zor.
(Aynaların ardında aynı kirin pası var)
 
                                  Şükrü Erbaş

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ara 2016 00:09:30
             Aşk Hikayesi

Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!

Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!

Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!

Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!

             Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ara 2016 00:10:45
           Aynaların Ötesi

Her ne kusur varsa geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
El olur Leylalar ela gözlü yar

Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün...
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar

Estikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, ela gözlü yar

Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahirete gider kalpteki yara...
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar ela gözlü yar

Vakit dolar, nakit biter kasanda...
Sevda bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da...
Kapanır sayfalar ela gözlü yar

           Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 19 Ara 2016 07:57:31
Bir yazıdır yazı getiren , bir yazıdır bizi bize getiren ...
İnsan bazen hiç yakın olamayabiliyor istediği şeylere ...
Uzağında kalmanın zorluğu bir yana , kalbe söz geçirememenin yorgunluğu ekleniyor bir de ...
Senin hiç 13 harflik bir savaşın oldu mu ? 13 harf sevmek için yetiyordu .

Hayat cümlelerden ibaret , en güzeli sana en çok yakışanıdır belki de ..
Seni seviyorum demek için bazen insanın yüzü kızarır , oysa ortada bir ayıp yoktur , belki de sevmek en büyük ayıptır .

Ben seni sana atamadığım , senin okuyamadığın mesajlarda sevdim .
Ben seni içimde tuttuğum cümlelerde sevdim .
Hani öyle bir an gelir bazen ; ne bir adım geri ne de ileri .
Tam senlik bir halim var .
Sana yakışan , bana uzaklaşan ...

Ben sana gelirken kendimden vazgeçmeye razıyım da , sen beni sevmek için neye razısın ?
Ben ben olup sana gelirken , sen kim olup benden kaçıyorsun ?
Biraz yoruldum sanki , savaşmaya halim yok , zaten 13 harflik savaş olmaz .
Her şeyi bir yana bırak
sen hiç uyurken sabaha kadar sevildin mi ?
Bence sevildin . Nerden mi biliyorum ? Kendimden ..

 Ahmet Batman'

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 19 Ara 2016 10:06:07
Korkuyorum Bir daha hiç göremem diye

Adının baş harflerinden yollar buluyorum kendime
Nereye baksa gözlerim
Sen oluyor her şey
Umut işte,
Yaşamın yegane tutulacak dalı
Bir defter arasında kurutulmuş
Yahut unutulmuş bir çiçek gibi dursam da hayatta
Sana her zaman yeşil
Her zaman ümitli bekleyişlerdeyim
Korkuyorum
Bir daha hiç göremem diye
Bu korku yüzünden her gün ölmekteyim..
 
Seçil Oğuz

Çevrimdışı OKANKOÇ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 451
  • 4.040
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 451
  • 4.040
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ara 2016 11:00:56
Dili başka gözü başka söylüyor
Seviyorum diyor kalbini saklıyor
Bir tebessümü çok görüyor
İlk kez yıkılmaya bu kadar yakınım

Gitti sanki kalbimi de aldı
Beni yalnızlıkla yalnız bıraktı
Dertlerim bile yanımda kalmadı
İlk kez yıkılmaya bu kadar yakınım

Firar var bugün içimden
Bir bir kaçıyor sözler dilimden
Hiçbir şey gelmiyor elimden
İlk kez yıkılmaya bu kadar yakınım

Çevrimdışı pisi1308

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 89
  • 732
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 89
  • 732
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Ara 2016 11:18:27
....

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 19 Ara 2016 15:58:11



         h.n.a.


SONA DOĞRU

Bilsin cihan ki ben bu cihanın nesindeyim:
Bir ülkünün mehabetinin zirvesindeyim.
Dünya denen mezellete dalsın her isteyen;
Ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
Herkese bir özleyişle yaşar…
Ben de öylece Altaylar’ın ve Tanrıdağ’ın çevresindeyim.
Merdanelikle şöyle bakıp ayrılıklara,
Son menzilin hüzün dolu kaşanesindeyim.
Artık veda zamanına pek fazla kalmadı;
Yorgun ve kimsesiz ölümün bahçesindeyim…

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 21 Ara 2016 09:56:58
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkis'in
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikârsın sen bellisin.
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Sezai KARAKOÇ

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.812
  • 227.461
  • 28.812
  • 227.461
# 21 Ara 2016 19:28:44
Aşk ayağa düştü
Nefret ocağa
Sevgi uzağa düştü
Kavga sokağa

Yalan dolana düştü
Ataş yuvaya
Baba oğula düştü
Oğul toprağa... (B.Gökçe)

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 22 Ara 2016 11:51:48
Ölümün ve göçün dokunmadığı tek nesne
var mıdır
ölüm yok eder göç değiştirir
kendisi kalamaz kimse
sarp ve suskun ninelerden başka
onlar kimi zaman sırtlarında
kimi zaman sımsıkı kucak
hâlâ evin bebelerini avutmada

kimse kendi gibi kalmamıştır
o seven sevilen amca
döner bir gün apansız, bırakılan kente
herkesin doğduğu evi haraç mezat
açmıştır izinsiz eski sandığı
artık başkasının olan evin avlusunda
tüccarı değildir bilemez nesi kaç para
sedef nalın, oyma kutu
fildişi tahta kehribar
tarak toka
mum bebeği kızın, armağan çıngırak, ilk elbise
(naylon girmemişti daha saf hayatımıza)

sonra görülecektir
birinin evinde mor fanussuz lâmba
ötekinde mor fanus (ah yağma)
arar lâmbayı fanus fanusu lâmba
uzağında sahibinin
kirlenir porselen kırılır sırça

mor ipekten kenarıydı bir kırlentin
moru solmuş ipek ezilme derdinde
anılarından utanan çocuk
yaşlanınca şaşar kendine
sözcükler dizerek barışır diliyle
söyler, anlaşılır

Gülten Akın

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Ara 2016 13:47:51
ELLERİM ORADA ASILI.

Şimdi ben,
Söz etmeliyim pişmanlıklarımdan
Zamanı değil, biliyorum
Ama, ellerim hep orada asılı
Tül gibi süzülüp çıkıyor hayatımdan
Çıkınımda güzel şeyler yok
Umut, bir boyalı kuştu
O mavinin muştusunda
Gökyüzüne uçtu..

Uzatma,
De haydi..
Şimdi yağmur zamanı mevsim kış
Baharsız toprağında çatlarken ayazın
Kıymetini bilmedin kar beyazın..
O çılğınca esen rüzğarda
Oynak bir türkü gibi savrulup
Görkemli zevklerin eteğinde
Neler yitirdin, bir düşün..
Ne farkına varabildin esen meltemin
Ne de duydun feryadını bu günlerin..
Zaman mum gibi eridi ateşinde
Gün görmemiş binlerce kelimenin
Şiire dökülen coşkusuyla
Serpildin gecelere yıldız diye..

Utanma,
De haydi..
Kimse tanımaz seni
Şimdi bir garip adem sin, ötesi yok..
Gururunda bir kara leke gibi duran
Rüzğar estikçe savrulan
Erik bahçelerinde bıraktığın sevgiler
Masum gözyaşlarında kahır gibi
Közü alev olan ateşlerin
Toz dumanı içindesin
Gönül defterinde on/ larca isim
Peki,
Peki sen nerdesin?

BANA MASAL ANLATMA!
Bütün renklerini bilirim kasımpatıların
Her dilde tanırım sevdanın kokusunu
Hem maviyi severim, hem kırmızıyı
Düşkünüm gün batarken akşamlara
Kırılıp dökülüyor sayfalarda anılar
Cazgır bir suskunluktur ruhunu kemiren
Empayiye dayanamam, kıskanırım
Senin eteklerinde savrulurken aşk
Ben bir yerlerde unutulmuş baharım..

DE HAYDİ !
Gözünün elifini sevdiğim ömür
Deli Dumrul gibi bekleme başımda
Sıyrılır çıkarsam tenimden
Bin parça zehir olup saçılır
Yüzlerce dertli çıkar bedenimden...

Ali SÖNMEZ

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK