SIRÇA HEYECAN
Parmaklarından geçen rüzgarın yalnızlığı.
Avuçlarında kıvranan utangaç bir soluk,
Koşuyorsun ardında annenin sözü
Yok oluşun gölgesinde güneş,
İbadete durmuş sokak lambası gibi ışıl ışıl,
Süpüremediğin karanlığınla.
Kuş kanatları doluşmuş,
Yapraklar hışırtılı dallar arasında,
Papatyaların siyaha açan dargınlığı,
İncitmekten korkarak dinliyorsun denizi.
Islak sırtını örtüyor kokular
Karışarak ürkekliğin toprağa,
Dalgınlığın ikindinin yaralı dili,
Gözleri ayaklarında yürüyen dualarla
Avuçlarında yuvarlanıyor bilyeden heyecan.
Salyası dudağında kurumamış,
Caddelerden geçiyorsun.
Kolların şarkılarla dolu,
Tomurcuğa durmuş dal gibi terli avuçların,
Serçeler yemleniyor parmaklarından,
Yağmurdan kaçan karıncalar dizlerinde.
Uçurtmalar alçalarak,
Rüyalarını fısıldıyor kulağına yeniden.
Paslı bir oyuncağın etine geçmiş sesinden,
Sokakların loş gülüşünü topluyorsun.
Ve ırmaklara yazgılı kayıklara dönüşüyor ellerin.
İçinden geçen masalların suskunluğu.