Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eki 2010 18:59:50
 
Manolyalar, Zaman ve Yüzler

yok artık eski sesler yok ömrümüzde
birer birer gitti manolyalarda önümüzden
değişti biçim değiştirdi renkler gibi seslerde
uzanacak o gökyüzüde kalmadı yeryüzünde

sırtımda kırbacı kanar ve uçar gider kuşlar
mavi lekelerde solgun kalmış çocukluklar
büyütür hüzünleri,sevdalar giderken teker teker
zaman gibi akıp gider

akıp gider

gider...

gitmeler tesellisinde

tik tak tik tak

tik

tak...

akreple yelkovan düzleminde



kuşlar, sesler, çocukluklar
tam ortasından ayrıldı dünya gibi onlarda
beyazlar arasında en yalnızı
beyazlar içinde en mahuru
manolyaların bana anlattığı
zamanın bana dayattığı

kurgular

ucuz hayatlar

silinir bir anı tüneği olan dünümüzden


her şeyi kolay

kolay olanı her şey sanmanın

garip bir tezahürü bu mesel

kendimin kendinde unuttuğu

unutulanların sahipsizliğin

renksiz bir duruşu bu mesel


zaman...

bu yaz döngüsü...

küçük bahçe ardı sessizlik...

manolyalardaki yurtsuzluk...

açarken solup giden hüzün

aslında yalnızlık

ben de bıraktığın eski yüzün

kaç git artık geçmiş gibi

hızlanıp duyulmayarak

tik tak tik tak

tik

tak
...
...
...
 
Hakkı Tunçkol
 
 
 
 
 
 
 

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eki 2010 19:03:23
Benim bile bilemediğim kadar çocuk;
Islak bir kuş görsem ağaç dalında,
Meleklere yağmuru şikayet ederdim..
Yağmura küserdim.
Çünkü siyah değildi
Maviydi düşlerim
Çünkü ben çocuktum..

Şimşek çakınca gözlerimi yumar;
Sonra;
Minicik dedikleri parmaklarımın arasından
Şimşeğin geçtiğini görürdüm,
Sevgimin yanında ellerim küçücüktü
Yinede siyah değildi,
Maviydi düşlerim,
Çünkü ben çocuktum..

Kin tutmazdım..
Gururu benimle kim tanıştırdı
Bugün de bilmiyorum,Kaynakwh webhatti.com:
Bir şeker;
Islak kirpiklerimin kurumasına yeterdi
Veya bir söz.. Güldürürdü beni,
Her şeye gülerdim ama korkardım da,Kaynakwh webhatti.com:
En çok da sert sözden ve sert yüzden
Yanımda bir büyük ağlasa ben de ağlardım..
Ve oyuncağımı verirdim gülsün diye..
Evet siyah değil,
Maviydi düşlerim,
Çünkü ben çocuktum..

Göz yaşını bana mahsus sanırdım,
Çiçeklerin güldüğüne inanırdım çünkü,
Yıldızların gülerek göz kırptığına,
Güneşin her sabah gülücükler dağıttığına inanırdım..
Yağmur yağınca insanlar gülmüyor diye..
Gökyüzünün ağladığını sanırdım.
Çünkü siyah değildi
Maviydi düşlerim
Çünkü ben çocuktum..

Her çocuğun bir annesi olduğunu bilirdim..
Onu seven,koklayan,koruyan,
Akşamları yolunu gözlediği bir babası olduğunu..
Rüyalarımda öksüz çocuk görmedim,
Yetim çocuk uğramadı dünyama..
Çünkü siyah değildi
Maviydi düşlerim;
Çünkü ben çocuktum..

Çevrimdışı van65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 243
  • 979
  • 243
  • 979
# 29 Eki 2010 21:10:47
Yüreğim
Islaktır benim
Kuytularda ağlamaktan
Ve hafif uçuktur rengi
...Kurusun
Diye kaç kez
Güneşe asılmaktan… Sunay AKIN

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eki 2010 22:55:18
AKDENİZ YARAŞIYOR SANA

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk havladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize

 CAN YÜCEL

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Eki 2010 23:00:05
SENİNLE SENSİZ YAŞAMAK-2       

Esir güneş pervanedir hürriyet gecesine
Yakamozlar göz kırpmaz, öldürürsen şarkımı
Kulak verir kâtiller, kurbanının sesine
Umut mudur ellerin, avuçların korku mu?
Esir güneş pervanedir hürriyet gecesine...

Demin akrep boğuldu, şimdi susuz yelkovan
Ya gel de bengisu ol, ya deryaya dalsana
Sen zamansız ölüsünü, kalbimde senli zaman
Ölümsüz saatlerde aşk türküsü çal bana
Demin akrep boğuldu, şimdi susuz yelkovan...

Rüyamda rüzgâr eser, ben öldürdüm kuşları
Kanlı yola hediyen, mâsun ayak izlerim
Gözlerin işlese de alnımdaki suçları
Celladım sen olursan, söz adını gizlerim
Rüyamda rüzgâr eser, ben öldürdüm kuşları...

Aşk nakışlı bûseyi yeter ki ver giderim,
İsyankâr gecelerin en hüzzam şafağında.
Gözlerinde dalıp da belki bir 'âh' ederim,
Hicran sözlü yolların nihâvent sokağında.
Sende bir 'sen' olmayı, sensizlikle öderim,
Aynalarda sen varsın, ben yokluk otağında.
Devâsâ bir sevdâya elvedâdır kaderim,
Seni sensiz yaşamanın, müebbetlik çağında...

Serdar Tuncer--

Çevrimdışı -adin-

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 475
  • 1.598
  • 475
  • 1.598
# 30 Eki 2010 10:02:06
ELDE VAR HÜZÜN

Söyleşir
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha Kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
Hicrana düştük bugün

Ah nerde gençliğimiz
Sahilde savruluşları başıboş dalgaların
Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
Elde var hüzün

O şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
Çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
Sırılsıklam âşık incesaz
Kadehlerin mehtaba kaldırılması
Adeta düğün
Hayat zamanda iz bırakmaz
Bir boşluğa düşersin bir boşluktan
Birikip yeniden sıçramak için
Elde var hüzün

A.İLHAN

Çevrimdışı adatepe1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Eki 2010 11:01:13
Hiç şaşmaz kardır arkası...
Seni alırda karşıma yosun yeşili
   Gözlerine dalar giderim.
Yitirdiklerimi ararım maviliğinde.
   Yollar,beller kapalıdır artık,
      Deniz bile kar altındadır.
                Rıfat ILGAZ

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 30 Eki 2010 11:34:54
SOKAK


Durmadan değişen bir kentte selvilerin
anılarıyla uğuldayan bir sokaktı
Yüksek ve külrengi yapıların tepesinde ikindi
sarı bir ışıkla vururdu pencerelerin donuk ve sessiz
krater gölcüklerine
Orada yaşlılar otururdu tozlu iğne yastıkları ve güz
sararmış martıların eğri yağmurlarıyla gelir tarardı
yüzlerinde unutulmuş sepya boşluğu
Karınlarına ölümün tohumlarını ekerdi aşağılarda
hafif bir lağım kokusuyla karışık kahve
ve anason çiçekleri satılan
küf rengi ırmakların sokağında ehliyetli kurbağalar
safa pezevenkleri ve geçmiş kaçakçıları
Arada inatçı arnavutların
durmadan yenilediği kaldırımlardan
gülleri örselenmiş kadınlar geçerdi farkedilmeyi
bekleyen erken kararmış lidya gümüşleri genç kızlar
Kanlı bayrakların yelkeniyle arada
tersane işçilerinin kadırgaları geçerdi ilkyardıma doğru
Siren sesleri sivaslı kapıcıların granit belleğine
bulanık izler bırakırdı

Günlük işlerin bittiği saatlerde yani geceleri
sokak bir kerhane gibi işlerdi bahriye gediklileri
denizi ve orospuları aynı anda gören evlerin
duvarına arabesk bir savaşın tarihini yazarlardı: Aşk
Binliklerin mor jileti çalışırdı kapılarda titreyerek ve derin
bir yarıkla açarak feodal zamanın surlarını
sabahın eteklerine ulaşırdı

Oradan başıboş çocuklar çıkardı yaşamın çöpçüleri
doğulu çocuklar plastik ayakkapları ve kendi gövdelerindeki
ölü ana sıcaklığına sarılan kollarıyla
süpürürlerdi gecenin artıklarını
Solgun iğneleriyle ilk ışıkların dikerdi ağırbaşlı halk
kentin zarını yeniden ve gün
başlardı

Orada sevdim seni
Sokağı denize bağlayan geçitte orada
geceyi gökkuşağına bağlayan günlerin saçını hızla örerdi zaman
Sevecen sorgulu uysal yüreğin
bir çimen türküsüyle açardı soyağacının gizli bahçelerini
çılgın bir büyücüye, orada kan ırmağından
geleceğin şarabını çıkardım ve yanan günlerden altın
bir şiir çıkardım güzelliğinin kapalı yapraklarından
bozkır ortasında ırmak kuyu dibinde gökyüzü bir özgürlük
esintisi zindanlarin avlularindan

Unutma ben yokolunca değişince kent ve bir yoksulun
o günlerden
sana bağışladığı söz ülkesi yitip gidince
sonsuz ve isimsiz bir deniz kalacak bir de çamagacı
benim sularımla öpüşen.
 
onat kutlar

Çevrimdışı samurai

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 Eki 2010 14:49:50
Gözlerin...

Gözlerin gözlerin gözlerin,
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
Antalya tarafında ekinler seher vakti.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
kaç defa karşımda ağladılar
çırılçıplak kaldı gözlerin
altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
sevinçli bahtiyar
alabildiğine akıllı ve mükemmel
dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat İstanbul.

Gözlerin gözlerin gözlerin,
gün gelecek gülüm, gün gelecek,
kardeş insanlar birbirine
senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
senin gözlerinle bakacaklar.


1956

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 30 Eki 2010 16:58:02
Hasretinden Prangalar Eskittim

Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...

Ahmed Arif

 

Çevrimdışı van65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 243
  • 979
  • 243
  • 979
# 30 Eki 2010 17:11:18
Ah Müjgan Ah

sevgimizin bir tanesiydin müjgan.
saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür,
...elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü.
öyle bir sevdim ki müjgan’ı,
dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim,
evleniriz gibi geldi bana.
evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar,
fakir soframız kurulur gibi geldi.
sahil bahçesinde gazoz içerekten
gizli gizli mal-ü hülya kurardık.
sonrada çarşılara giderdik.
eşya beğenirdik elden düşme;
aynalı konsolumuz
topuzlu karyolamız bile olacaktı.
müjgan’ın her an her bi daim yanında olacaktım
ama olmadı gitti.
nereye mi ?
paraya gitti abicim paraya

"nasılda sevmiştim yıllarca ben seni
her akşam bekledim yollarını
elbet bir gün biz yuva kurarız derken
duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle
zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın"

nikah resimlerimizi de çektirdiydik.
sonra karpuzcu raşit ağabeyinin
kayınbiraderine borç ederekten
nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık.
ama müjgan takmadı bunu
takamadı uçuverdi elimden.
meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine.
müjgan’ın gelinliğini hususi diktirmişler,
benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar yani
öyle sevindim ki.
mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim hergece
sonramı ne oldu
müjgan gibi bende
birbirimize ettiğimiz sözleri
ettiğimiz yeminleri unuttum.
bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi.
bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler.
senede birkaç ay zaten avrupa’daymış dediler.
zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler,
unuttum bende unuttum
hiç aklıma gelmedi.
hatırlamıyorum Müjgan’ı
hatırlamıyorum şimdi
Bu şiiride ben yazmadım zaten
Unuttum abi bende unuttum
Hatırlamıyorum şimdi
Müjganın gözleri ne rekti...

Sadri Alışık

Çevrimdışı -adin-

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 475
  • 1.598
  • 475
  • 1.598
# 30 Eki 2010 22:47:26
Sen yoksun

deniz yok

yıldızlar arkadaşım

ya bu gece harika bir şeyler olsun

yahut bir bomba gibi

infilak edecek başım.



Ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım

İstanbul minareler odamda gibi

gökyüzü temiz ve parlak

işte kol kola girmiş en mesut günlerimiz

muhalif bir rüzgâr karşı sahilden.



Fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir deniz

havada kanat sesleri

ve çılgın kokular.



Deniz yok

yıldızlar uzaklaşıyor

ben yine yalnız kalıyorum

İstanbul minareler kaybolmuş

SEN YOKSUN...

(atilla ilhan)

Çevrimdışı wanted1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 3.442
  • 3.859
  • 3.442
  • 3.859
# 30 Eki 2010 22:57:01
Ben Türk'üm, Türk esir olmaz.
Ben Türk'üm, Türk Devletsiz olmaz.
Ben Türk'üm, Türk Bayraksız olmaz.
Ben Türk'üm, Türk Ezansız olmaz.
Ben Türk'üm, Türk Hürriyetsiz olmaz.

 

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 31 Eki 2010 09:45:53
  SUSKUNUM SANA
Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
...Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde

Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
Ve susuyorum
Oysa haykırabilsem
Işık yumağı bir pınar olur soluğum

Hangi türküye uzansam suskunum sana
Ağıt ağıt, özlem özlem suskun
Tut ki vurulmuşum
Aşktan ve kandan bir damla olmuşum
Bir saçlarının rüzgarına
Bir de ağzının kıyılarına konmuşum
Hangi dalga silebilir beni senden
Hangi kasırga koparabilir
Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
Coşkuların her şahlanışında
Sana deprem deprem susmuşum
Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum


-Adnan YÜCEL-

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 31 Eki 2010 09:49:27
Kalbimi sarıp sarmaladım bir gece;
Gömdüm ıslak toprağına karanlığın.
Şahdamarımdan akıttım bir damla kan,
Suladım dört yanını gizlice.
Sonra bir beyaz bulutu,bir mavi kıvrımı,
Güneş parçası bir damla yaşı dumanlı gözlerimden,
Ve duygularımı.Ah!onlar..ki her biri,
Ayrı bir aşkın rüzgarında darmadağın.
Topladım onları yorgun -argın ellerle,
Bir akşam yeniden sardım kalbimi.
Her yapmak bir dugunun sıcaklığında...
Bıraktım çocuk ellerine,ki ellerin,
Bir eşi görülmemiş güzelliğinde
Bie bulutu,bir damla kanı,bir gözyaşını,
Yoğurup sihirli şarkılarla geceler boyu,
Yeniden gömdüler toprağın ıslak derinliklerine.
Sonra yağmurlar yağdı;güneşler doğdu;
Ilık rüzgarlar esti o tenha saatlerde.
Nihayet o en güzel zamanda,şafakta
Usulca kımıldadı,büyüdü,çatladı kalbim.
Çaresizliğin sınırında açıldı bir çiçek;
Kıpkırmızı;maviden,mordan,yeşilden uzak.
Adı:Gül.Kalbim gibi,sevdalı ve sıcak.

(alıntı)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK