Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 23 May 2011 10:30:29
İçe Kapanış

Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülere sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten kimine gam.

Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte;
Toplasın acı meyvesini nedametin
Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.

Bak göğün balkonlarından, geçmiş seneler
Eski zaman esvaplarıyla eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan.

Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.

Charles Baudelaire

Çevrimdışı liff

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 23 May 2011 12:32:40
-ALINTI-

Bir dua düşüyor yüreğine.
Anne üstüne...
Aşk üstüne...
Kardeşlik üstüne...
Amin! diyor;
Aleviisi,sünnisi,
Amin!...
Koskoca bir el,
Milyonlarca yüzü okşuyor,
Amin ! üstüne...
Irkını şaşırıyor kelimeler,
Bukalemun misali.
Siyah'ı seçse,beyaz öksüz kalıyor,
Beyaz'ı seçse,siyah yetim...
Esmer hayaller kuruyor,
Sarı sevdalar dolduruyor göğsüne,
Kardeşiz diyor...
Aynı güneşi paylaşıyorsak,
Aynı havaya muhtaçsak,
En güçlüsü,en güçsüzü.
Kardeşiz...
Güller kurşunları vurmalı bu gün.
Çiğdemler düşmeli yaprağına.
Hani;kardeşiz diyor ya!
Gökkuşağının yedi rengi,
Yedi kıtaya...
Aynı topraktan alıyoruz ya mahsul'ü.
Kardeşiz işte...
Aynı mehtapta coşuyor aşklarımız.
Ayrıda olsa dilimiz,
Ayrıda olsa rengimiz,
Aynı feryadı basıyor ilk sesimiz...
Aynı renkte kanıyor yaramız...
Aynı cennettten kovulduk...
Kardeşiz...
İnkar edip kin katsakta sevgimize.
Çekiştirsekte insanlığı sağa-solaa,
Hep ortada,toprakta biter sevdamız.
Kardeşiz...
Bir sonu yok diyorum kavganın,
Kardeşlik var sonsuzluğun içinde...

Çevrimdışı octoberr

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 67
  • 272
  • 67
  • 272
# 23 May 2011 12:53:16
HADİ GİT..

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.

Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.

Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.

Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.

Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.

Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!

Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.

Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.

Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!

Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!

Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!

Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!

Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.

Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...

Cemal SAFİ

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 23 May 2011 13:04:04
Dilin Yalan Söylüyor

Tohumdun yüreğimde fidan oldun büyüdün,
Ağaç idin bağımda, çınar oldun yürüdün.

Nasıl söküldün öyle, çatır çatır içimden,
Köklerin yüreğimde kan revan oldu birden.

Çalı çırpı bıraktın giderken yüreğimde,
Hepsi bir kıymık gibi beynimin her yerinde.

Dilin ne derse desin, gözün öyle demiyor,
Seni sevmedim derken, dilin yalan söylüyor.

Burası Ulus parkı, karşımız Anadolu,
Gönlümün öbür yanı ondan böyle sır dolu.

Yalnızım bu şehirde, hem de yapayanlızım,
Boğuluyorum gitme, şair olur bir yanım.

Yok böyle demiştim ben, yanlış anladım hemen,
Bunun hepsi hikaye, baştan komiğiz zaten.

Kendimizi kandırdık, kargalar güler buna,
Birde ciddiye aldık, karganın papuç damda.

Bu koca alemde biz, varla yok arasıyız,
Olmasak da olurdu, varsak yaşamalıyız.

Olmayacak duaya amin demeyelim biz,
Herkes kendi yoluna biz hep böyle gideriz...
 
Bedirhan Gökçe
 

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 23 May 2011 13:09:57
Canım’a
İğne yüreğimde duruyordu zaten
Kahve ısmarlamamış sevdalar dilimi yakarken
Batıyordu aşk diye çarpan kalbime
Yarin platonik sözleri
Aşk adımı vurdu
Kimsesizliğimi fırsat bilerek
Bilmedi aşk yalnız hayallere adanmış rüyaları
Ve bilmedi adımın yalnızlıktan aşkı anladığını
Hayat çevirir yapraklarını ömrümün
Güle nispet kokar aşk! aşk!
Yaşam cevabını vermez tutkunun
Ey gözleri görmeyen dili lal
Yaşamazsan eğer
Aşk şarabı vurur seni
Ve bir gün ararsan kendini
Tam aşk karşısında bağdaş kurmuş
Derviş misali
Allah’a emanet sevdalarım var
Uyumadan az önce düşünüp
Uyuduktan hemen sonra gördüğüm
Sonra yürek yarası kahrolası
Çilelerim
Ah neredelerim
Keşkelerim var
Mevsimi geçen saksı çiçeklerim
Aşka hüsran
Acıya üryan
Abı_hayat bitmiş hiç dolmayan
Ve olmayan huzurlarım var benim
Ey gözlerimden öpenim eksik
Aslında kaderin adı uğur
Onunda elinden gelen budur
Onunda Vedaları
Sevdaları eksik…

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 23 May 2011 13:16:38
BEN SENİ SEVDİM Mİ ?

Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta icime oturttum seni
Aldim, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini

Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikce tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan; gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim

Ben seni sevdim mi? Sevdim,
En büyük en solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde

Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim,
Ya sen beni?

ÜMT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 23 May 2011 14:21:29
Türküler Dolusu

Kirazın derisinin altında kiraz
Narın içinde nar
Benim yüreğimde boylu boyunca
Memleketim var
Canıma ciğerime dek işlemiş
Canıma ciğerime
Sapına kadar.
Elma dalından uzağa düşmez
Ne yana gitsem nafile.
Memleketin hali gözümden gitmez
Binbir yerimden bağlanmışım
Bundan ötesine aklım ermez.

Yerliyim yerli olmasına
İlmik ilmik, damar damar
Yerliyim.
Bir dilim Trabzon peyniri
Bir avuç tiftik
Bir çimdik çavdar
Bir tutam şile bezi gibi
Dişimden tırnağıma kadar
Ressamım.
Yurdumun taşından toprağından şurup gelir nakışlarım
Taşıma toprağıma toz konduranın
Alnını karışlarım.
Şairim şair olmasına
Canım kurban şiirin gerçeğine hasına
İçerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum
Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter
Eğri büğrü, kör topal kabulüm
Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım
Şairim
Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum
Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim
Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm.

Hey hey, yine de hey hey
Salınsın türküler bir uçtan bir uca
Evelallah hepsinde varım
Onlar kadar sahici
Onlar kadar gerçek
İnsancasına, erkekçesine
"Bana bir bardak su" dercesine
Bir türkü söylemeden gidersem yanarım.

Ah bu türküler
Türkülerimiz
Ana südü gibi candan
Ana südü gibi temiz
Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla
Köyümüz, köylümüz, memleketimiz.
Ah bu türküler,
Köy türküleri
Dilimizin tuzu biberi
Memleket ahvalini onlardan sor
Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i
Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni...
Ben türkülerden aldım haberi.

Ah bu türküler, köy türküleri
Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
Hilesiz hurdasız, çırılçıplak
Dişisi dişi, erkeği erkek
Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara
Biçağı bıçak.
Ah bu türküler, köy türküleri
Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi
Kiminin reyhasından geçilmez
Kimi zehir, kimi zemberek gibi.

Ah bu türküler, köy türküleri
Olgun bir karpuz gibi yarılır içim
Kan damlar ucundan, mürekkep değil
İşte söz, işte ses, işte biçim:
"Uzun kavak gıcım gıcım gıcılar"
İliklerine kadar işlemiş sızı
Artık iflah olmaz kavak ağacı
Bu türkünün yüreğinde sancı var.

Ah bu türküler, köy türküleri
Ne düzeni belli, ne yazanı
Altlarında imza yok ama
İçlerinde yürek var
Cennet misali sevişen
Cehennemler gibi dövüşen
Bir çocuk gibi gülüp
Mağaralar gibi inleyen
Nasıl unutur nasıl
Ömründe bir defa
Kazım'ın türküsünü dinleyen...



Bedri Rahmi Eyüboğlu

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 23 May 2011 16:01:08
Ceviz Ağacı

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı gazili0606

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.560
  • 15.400
  • 6.560
  • 15.400
# 23 May 2011 17:08:16
Unutulmuyor İşte 
 
Unutulmuyor nice sevdalar bekliyorda
Gitmeye yürekmi kaldı söylesene
Gözlerinde içimi törpülediğim kadın
Şimdi insanlara bakıyorum
Çoğunun bekleyeni ,ömrüne bir ömür daha ekyeni var
Diyorlar ki küsme aşka daha kimler gelecek kimler gececek
Bilmiyorlar ki en son giden herşeyimi götürdü..
Bilmiyorlar ki en son giden daha sonra gelecekleri bile götürdü....
Şimdi ben bu eskitilmiş gençliğimle
Yaşımı tersden yazıp öylece giden bir senin ardından
Kime hangi sevgimi vadedecem söylesene silinmiş harfim benim
Ellerimi tutana bulaşacak kokun
Soluğumu paylaşan harflerini yutacak
Oysa ben yutkunamayacağım bile
Kurudu boğazım sen gideli
Ki sana aldığım son buket bile kurumamıştır daha
Çürümedi vurduğum yer
Gözle görünmez darbeleri gidişinin
Öyle bir yer kanıyor ki içimde kanım var her damlanın içinde
Senle aldığım nefesleri vermedim daha
Senle aldığım nefesleri, sensiz verdiklerimle sıvamaya çalışıyorum
Tıkanıyorum işte ,soluğum kesiliyor
Giderken bir zamanlar bendeliğini de götürseydin ya
Yada zıttı olmayan bişey yapsaydın sen gibi
Tanıyorum ben seni geldesem gelmezsin
Gidersin git desem
Ve gidersem bigün neylersin
Hiç birsey söylemeden benden bir nefes duymadan kalsam
Sen hiç susmasan ben çıt duymasam
Kalsan neylerim
Yıkımdan çoğaltırımda seni bütün enkazlardan sağ çıkarırım bizi
Ey yar görüyorsun ya sonunda yine aşk kaybediyor
Hayat kazanıyor..
Sen benim susuzumluğumu dindirecek yağmuru bulamadın
Ben senin yağmurunu yağdıracak o bulutu
Düş/tün kalkma sakın bu ayaklanış
Sana ölümden yakın
Ben yaşarım sen yokken
Ya ben sende sandığından çoksam
Ben varım senin yokluğun kadar dünyadaki yerim
Sen kendini bulursan eğer yaşarken olmayacak
Sen dilediğince varım de bende yerin kalmıyacak
Seçtiğin yaşamın son sayfasını okur gibi oluyorum
Ve yaşamın son sayfasını,yaşamanın ön sözüne gururla bakıyorum
Elimi uzatırken tutmaya vaktin yoktu
Bize bir adım varken gelecek gücün bitti
Mutluluğu sığdıracak yüreğini arıyorken
Tutkumun o kör gözü,o yağlı ipi çekti
Şimdi farkına bile varamayacaksın bu ölümün
Öyle derin bi uyku bekliyor ki seni
Uykundan düşünü calsalar haberin olmayacak
Hep susmayı istiyordun işte sana dilsiz bir göç
Gün olurda uyanırsan beni değil kendini seç
Tadın damağımda,acın içimde hala
Ne için aglasam gözlerimden akan
Sen gittikten sonra biriktirdiğim yaşlar
Öyle bir bittikki biz
Öyle bir gittik ki bu şehirden
Ama ,ama unutulmuyor işte
Ellerinin dokunulmazlığı
Gözlerinin bakılmazlığı
Seninle geçen her anın başa alınmazlığı
Unutulmuyor işte..
 
Kahraman Tazeoğlu 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 May 2011 18:43:31
AHRET    
Bu garip dünyada ben yadırgadım yerimi...
Yıllardan sonra bir gün görüp çektiklerimi,
Tanrım, bir meleğine emredecek: -Yetişir!
Gözlerimi o saat sessiz kapayacağım.
Beni bekleyedursun artık ılık yatağım,
Bütün yorgunluğumu alacak bir teneşir
Bir yükü atmış gibi sırtımda bir hafiflik,
Oraya geçmek için aşacağım bir eşik.
Başım bir defa olsun dönmeyecek geriye.
Bir el gözlerimdeki perdeyi sıyıracak.
Onları bulacağım!.. Ve annem şaşıracak:
“Görmeyeli ne kadar büyümüş oğlum” diye.
ZİYA OSMAN SABA

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 May 2011 18:48:26

SEN SEN SEN

Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter...
 Yavuz Bülent Bakiler

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 23 May 2011 18:53:53
...

Işığı gördüm, korktum.

Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı ögrendim.
......
Karanlığı gördüm, korktum.

Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladim sevdiklerimi. ..

Ağladım.

Yaşamayı ögrendim.

Dogumun, hayatın bitmeye başladığı an oldugunu;

aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar oldugunu

ögrendim.

Zamanı ögrendim.

Yarıştım onunla…

Zamanla yarışılmayacagını,

zamanla barışılacağını, zamanla ögrendim…

Insanı ögrendim.

Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler oldugunu…

Sonra da her insanın içinde

iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim.

Sevmeyi ögrendim.

Sonra güvenmeyi…

Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı oldugunu,

sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kuruldugunu

ögrendim.

İnsan tenini ögrendim.

Sonra tenin altnda bir ruh bulundugunu. ..

Sonra da ruhun aslında tenin üstünde oldugunu ögrendim..

Evreni ögrendim.

Sonra evreni aydınlatmanın yollarını ögrendim.

Sonunda evreni aydinlatabilmek için önce çevreni

aydınlatabilmek gerektigin ögrendim.

Ekmeği ögrendim.

Sonra barış için ekmegin bolca üretilmesi gerektigini.

Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,

bolca üretmek kadar önemli oldugunu ögrendim.

Okumayı ögrendim.

Kendime yazıyı ögrettim sonra…

Ve bir süre sonra yazı, kendimi ögretti bana…

Gitmeyi ögrendim.

Sonra dayanamayıp dönmeyi…

Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi…

Dünyaya tek başına meydan okumayı ögrendim genç yaşta…

Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardım.

Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektigine aydım.

Düşünmeyi ögrendim.

Sonra kalıplar içinde düşünmeyi ögrendim.

Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yikarak düşünmek

oldugunu ögrendim.

Namusun önemini ögrendim evde…

Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu;

gerçek namusun, günah elinin altindayken, günaha el

sürmemek oldugunu ögrendim.

Gerçegi ögrendim bir gün…

Ve gerçegin acı oldugunu…

Sonra kararında acının, yemege oldugu kadar hayata da

lezzet kattığını ögrendim.

Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının

hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.

Olur ya …

Kalp durur …

Akıl unutur …

Ben dostlarımı ruhumla severim.

O ne durur, ne de unutur …

Hz.Mevlana

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 May 2011 18:57:01
Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel
Dumanı dağıtacak yıldız-poyraz başladı
Bahar yakın demek ki mevsim böyle kışladı
Bu fırtına yarınki sütlimanlara bedel
Hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel

Tekliyor işte çağın çarkına okuyan çark
Ve durdu muydu birgün bu kör, avara kasnak
Bir zincir yitirenler bir dünya kazanacak
Sen de o dünyadansın sınıfın bil safa gel
Hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel

Köylükler uykusunda döndü dönüyor sola
Güne bakıyor bebek büyüyen yumruğuyla
Başaklar gövderdi bak başkoydular bu yola
Şaltere uzanıyor allaha açılmış el
Hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel
Can YÜCEL

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 23 May 2011 19:13:53
Bir umut

Yorgunsun, uzaklardan gelmişsin;
Yitirmişsin neyin varsa birer birer.
Bir sağlık, bir sevinç, bir umut...
Onlar da neredeyse gitti gider.

Dost bildiğin insanların yüzleri
Aynalar gibi kapkara.
Suyu mu çekilmiş bulutların?
Dönmüşsün kuruyan ırmaklara.

Taşlara düşen saat gibi,
Ne artı, ne eksi.
Bir sağlık,bir sevinç,bir umut
Hikaye hepsi.

Cahit Sıtkı Tarancı

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 23 May 2011 19:16:06
BU ATEŞİ NİYE YAKTIN BAĞRIMA..?

Elâ gözlerine kurban olduğum,
Bu ateşi niye yaktın bağrıma..?
Ağlayarak geldim işte kapına,
Bu ateşi niye yaktın bağrıma..?

Dümdüz eder şu dağları bakışın,
Yüreğime sular gibi akışın.
Ceylan gibi ürkek,ürkek kaçışın,
Bu ateşi niye yaktın bağrıma..?

Kaşların yay gibi,kipriklerin ok,
Sol yanıma batar,sancılarım çok.
Sanırmısın bu garibin canı yok.!
Bu ateşi niye yaktın bağrıma..?

Madem girdin yüreğimde kal artık,
Gönül ile yapılmaz/ki pazarlık.
Haydi gir koluma göster bir varlık,
Bu ateşi niye yaktın bağrıma..?

Sanma ki ben seni silip atarım,
Avcı sensin,ben yaralı ceylanım.!
Kaçar sanma hep yoluna yatarım,!
Bu ateşi niye yaktın bağrıma..?

Yapma elâ gözlüm,çektiğim yeter,
Söylesene bu hasret ne zaman biter.?
Bu garib her daim boynunu büker,
Bu ateşi niye yaktın bağrıma..?

DURAK’ın derdini yoktur ki soran,
Perişan hallerim,tipi ve boran.
Çek ipimi öldür,yada ver aman,!
Bu ateşi niye yaktın bağrıma..?

Durak YİĞİT


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK