Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 29 May 2011 22:08:11
VİSAL

Beni zaman kuşatmış, mekân kelepçelemiş;
Ne sanattır ki, her şey , her şeyi peçelemiş…
Perde perde verâlar, ışık başka nur başka;
Bir ânlık visal başka, kesiksiz huzur başka;
renk , koku, ses ve şekil, ötelerden haberci;
Hayat mı bu sürdüğün, kabuğundan ezberci?
Yoksa göz, görüyorsun sanmanın öksesi mi?
Fezada dipsiz sükût , duyulmazin sesi mi?
Rabbim ,Rabbim , Yüce Rab , âlemlerin Rabbi , sen !
Sana yönelsin diye icad eden kalbi , sen !
Senden uzaklık ateş , sana yakınlık ateş !
Azap varmı alemde fikir çilesine eş?
Yaşamak zor, ölmek zor , erişmekse zormu zor;
Çilesiz suratlara tüküresim geliyor!
Evet ben bir kapalı hududu aşıyorum;
Ölen ölüyor bense ölümü yaşıyorum !
Sonsuzu nasıl bulsun , pösteki sayan deli?
Kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli?
Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır;
Belki de benliğinden kaçabilene hazır.
Hâtıra küpü, devril, sende ey hayal, gömül !
Sonu gelmez visalin gayrından vaz geç, gönül
O visal , can sendeyken canını etmek feda;
Elveda, toprak, güneş, anne ve yâr , elveda !

NFK

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 29 May 2011 22:10:49
Biz Taşra Memurları

Kamyondan indiğim gün, 
Tanıttılar kahve arkadaşlarımı, 
İlk çayı kaymakamdan içtim 
İlk sigarayı tapucudan 
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diye, 
O akşam oynadık ilk prafayı, 
Kapıgı beş kuruştan 
Yemekten sonra çalındı 
En güzel plak şerefime! 
Dert yanarken gazetelerden 
Dört günlük diye en yenisi, 
Almaz oluverdik elimize. 
Bir kasabanın da bulunur kendine göre 
Taze havadisi; 
Akşama doğru, 
Selami Efendiyi dinle yetişir! 
Çok geçmeden bizim de karıştı 
Dedikoduya adımız 
Benim de merhabasını kolladıklarım oluyor 
Yer gösterip kahve ısmarladıklarım. 
Bile bile yenildiğim de oluyor 
Bizim muhasebeciye; 
Maaşımız vilayet bütçesinden, 
Pamuk ipliğine bağli mesken bedelimiz 
Geçinmeye geldik ! 
Girince Ihsan Efendi, 
Şöyle bir doğrulacaksın ister istemez 
Biz seçmezsek de mutemedizdir. 
Defter açmışız dükkânında 
O bilir tutarını maaşımızın, 
Başkandır yüzde yüz bu seçimde 
Arkası dağ gibi kaymakama dayalı. 
Kapı bir komşumuzdur, 
Kurtarır bizim sokağı çamurdan 
Hiç olmazsa köşe başına 
İki fener olsun astırır 
Kaymakam hoş sohbet adam 
İyi bektaşi fıkraları bilir. 
Hoşlanmasak da güldürür bizi, 
Karışmaz girdisine çıktısına kimsenin, 
Bayılır horoz dövüşüne 
Cami avlusunda kazanılmış 
Ne ünlü dövüşler biliriz! 
Kendi havasında Burhan Bey 
Dayanamaz peynirli pideye; 
Kimin yoğurdu kaymaklı 
Kimin yağı kekik kokar, 
Ona sor! 
İşinin ehli adamdır severiz 
Esnafa yıkım olmadan, 
Ayırır akla karayı... 
Şunun şurasında kaç kişiyiz ki, 
İste geldik gidiyoruz, 
Ne çıkar kötülükten! 
Gördün mü sorgu hakimini, 
Dünya umurunda değil, 
Nesine gerek elin beş keçisi. 
Piket tam meslek oyunu 
Kim demiş dut yemiş bülbül diye 
İste çözüldü dilinin bağı, 
Yüzlük kagıt var elinde... 
Bu kahvede geldi Bekir Efendi'nin 
Emeklilik emri... 
Çok iş var daha onda. 
Kim ne derse desin, aznifte yok üstüne 
Bayılır dört koluna bu oyunun. 
Nargilenin marpuçu bir elinde, 
İşte öbüründe domino taşları 
Sor, eliyle koymuş gibi bilir, 
Düşeş kimdedir... 
Hele bak, bir domuzluğu var, 
Hem dübese yirmi beş yazdıracak. 
Hem bağlayacak dört başı 
Kolayına mı usta oldu 
Tavlada ormancımız; 
Altınla ödedi her pulunu teker teker, 
Kendi kapısından iyi bilir, Se-yek kapısını 
Plaka tutmasına 
Hesab-ı cariden fazla yatar aklı 
Banka müdürü'nün. 
Hani Veznedar da yabana atılmaz 
Bakma para sayarken 
İki de bir süngere yapıştığına, 
Sen hüneri kağıt düzerken gör!.. 
Kahveden yönetir nüfusçu'muz 
Doğumla ölümü. 
Can ciğerdir Doktor'la; 
Şüphelidir yediklerinin ayrı gittiği. 
Başkâtibin çayı kıtlamadır, 
Kaymakam'ın gözünün önünde, 
Çay bardağında çeker konyağı, 
Yudum yudum çaktırmadan; 
Küçük yer söz olur! 
Hacizde olsa gerek icracı, 
Bugünde bulunmadı yoklamada, 
Hesabına çek iki çizgi daha, 
Kaldırır 
Köylere çiımış olacak, 
Havalar da soğudu 
Hayvanı çift heybelidir, 
Benzinsiz çıkılmaz yola. 
Hele dönsün, bir âlem yaparız 
Komutan'ın evinde; 
Yeni plaklarımız da var. 
Heybeler boş dönecek değil ya, 
Kızarmış iki tavuk olsun bulunur, 
Arpalıktan dönüyor!


RIFAT  ILGAZ
___________________________

hepinize selam olsun, çayı, suyu, elektriği... eksik olan; dost sohbeti, ana baba yüzü arayan, gurbeti yüreklerine nakış nakış işleyen değerli öğretmenlerim, yakın gelecek yüzünüze gülsün...

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 29 May 2011 22:13:07

KALBİM


Kalbim
Neden hep olmazlarda
Neden hep çıkmaz sokaklarda
Kalbim
Dayanmak artık kolay değil
Bırakacak gibisin yarı yolda
Sevdin olmadı
Bir dünya istedin kardeşçe
Olamadı




    Fikret KIZILOK

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2011 23:15:14
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu nun
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

necip fazıl kısakürek..

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2011 23:18:32
Kız çocuğu

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima´da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2011 23:20:59
Bir ayrılış hikayesi...

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...

Nazim Hikmet

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 29 May 2011 23:33:12
Bir Gün Kapına Gelsem   


Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum

Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum

Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum



Ümit Yaşar OĞUZCAN

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 29 May 2011 23:35:49
Mavi Gece   


Bir mavi gecede başlamıştı sevdamız
Ve maviye çalmıştı bütün umutlarım o gece
Unutturmuştun bana karanlığın siyah olduğunu
Ve gözlerinde farkettim ilk kez
Bütün gecelerin mavi olduğunu

Bir mavi geceydi o
Bütün gecelerden güzel
Bir mavi geceydi o
Benim için ömre bedel

Ve sonra...
Bir gidişin vardı ki
Mutluluğuma inat
Bir gidişin vardı ki
Kırıldı içimde kol kanat

Umutlarımın mavisini alıp gittin
Denizlerimin mavisini çalıp gittin
Masmavi dünyama
Simsiyah bir çivi çakıp gittin...

Gittin,
Ve sen de her yalan gibi bittin...




Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 29 May 2011 23:37:16
Aşk iki Kişiliktir 


Değişir yönü rüzgarın
Solar ansızın yapraklar.
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini,
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten.
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar.
Boşanır keder zincirlerinden
Sular, tersin tersin akar.
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar.
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken.
Çünkü, hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını.
Severken hiçbir böcek,
Hiç bir kuş yalnız değildir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.



Ataol Behramoğlu

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2011 00:30:54
HATRINA DÜŞECEĞİM

Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak.!

Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay'da göz kırpacak
İliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın...!

Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir Şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!

Gönlünden atamadığın gibi kafandan da
Silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!

Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin her şeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!
                  Necip Fazıl Kısa Kürek
 

Çevrimdışı muhars

  • Uzman Üye
  • *****
  • 531
  • 3.605
  • 531
  • 3.605
# 30 May 2011 02:31:20
Yüreğime Ektim Seni

Bardağımdaki çay gibi
Yudum yudum içtim seni
Sigaramda duman gibi
Ciğerime çektim seni

Oysa ki sen yoktun yanımda
Tomurcuk oldun sen dalımda
Düşündümde ben en sonunda
Hayal edip öptüm seni
Yüreğime ektim seni

Öyle çok özlemişim
Öyle çok beklemişim ki
Öyle benimsemişim ki
Benliğime kattım seni


soner arıca

Çevrimdışı muhars

  • Uzman Üye
  • *****
  • 531
  • 3.605
  • 531
  • 3.605
# 30 May 2011 02:32:39
ÖĞRETMENİM

 
Bütün karanlığın ulu güneşi,
Her gece gönlüme dol öğretmenim.
Kim ki çıkmak ister ömür dağına,
Ancak senden başlar yol öğretmenim.


Hep çürüsün sana küfreden diller,
Kökten kopsun sana taş atan eller,
Senden küçük güzellikler, güzeller,
Sendeki bir başka hal öğretmenim.


Satır satır düşüncemde kanımsın,
Kanımın içinde başka canımsın,
Yaradandan sonra küçük tanrımsın,
Sende hikmet, kudret bol öğretmenim.


Adaletin A harfini sen yazdın,
Zorluklaları sen öğrettin, sen çözdün,
Hesabı keşfettin, atomu ezdin,
Sana tüm engeller kul öğretmenim.


Sen ağlarken ya ben nasıl güleyim?
Rehbersiz menzili nasıl bulayım?
Eline, gönlüne kurban olayım,
İşte bir canım var, al öğretmenim.


Mahzuni sızlanır övgüm az diye,
Benden neler çektin, oku, yaz diye,
Gene yatır dizlerine saz diye,
Beni ölene dek çal öğretmenim...


AŞIK MAHZUNİ ŞERİF

Çevrimdışı thefalcon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 260
  • 1.109
  • 260
  • 1.109
# 30 May 2011 10:00:02
ÜŞÜYORUM
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda

Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum

Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey

Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum

Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın

Beton çok soğuk, üşüyorum..




Muhsin YAZICIOĞLU

Çevrimdışı deniz_24

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 351
  • 974
  • 351
  • 974
# 30 May 2011 10:25:26

SUSARAK
Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..
Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..
Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....
Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde .....
 AZİZ NESİN

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2011 10:58:17
 
Ben Ölürsem Akşamüstü Ölürüm

Ben ölürsem akşamüstü olurum
Şehre simsiyah bir kar yağar
Yollar kalbimle örtülür
Parmaklarımın arasından
Gecenin geldiğini görürüm
Ben ölürsem akşamüstü olurum
Çocuklar sinemaya gider
Yüzümü bir çiçeğe gömüp
Ağlamak gibi isterim
Derinden bir tren geçer
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Alıp başımı gitmek isterim
Bir aksam bir kente girerim
Kayısı ağaçları arasından
Gidip denize bakarım
Bir tiyatro seyrederim
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Uzaktan bir bulut geçer
Karanlık bir çocukluk bulutu
Gerçeküstücü bir ressam
Dünyayı değiştirmeye baslar
Kus sesleri, haykırışlar
Denizin ve kırların
Rengi birbirine karışır
Sana bir şiir getiririm
Sözler rüyamdan fışkırır
Dünya bölümlere ayrılır
Birinde bir pazar sabahı
Birinde bir gökyüzü
Birinde sararmış yapraklar
Birinde bir adam
Her şeye yeniden baslar

Ataol Behramoğlu
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK