Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2011 11:01:11
El Tutuşa Tutuşa

Ne kadar çok elimiz varmış meğer
İlkin, senin elinle tutuşan benimki
Sonra çocuklarınki
Gençlerinki
Tekel işçilerininki
Sonra, ellerin elleri...
Ne kadar çok elimiz oldu, baksana
Tutuşa tutuşa
Bir orman yangını gibi

Can Yücel

Çevrimdışı thefalcon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 260
  • 1.109
  • 260
  • 1.109
# 30 May 2011 11:54:38
GİTTİĞİNDE ANLAYACAKSIN

hiç bir elbisenin içinde
yanımda olduğun kadar güzel olamayacaksın
ve hiç kimsenin yanında
eskisi kadar mutlu..
bileceksin
ve gideceksin
ama sessizce..

kimseye bana baktığın gibi
içten bakamayacaksın..
aklına geleceğim kesik kesik..
zorlayacaksın..
başaramayacaksın
ama sessizce..

hata yapacaksın bilerek
ne kadar sevildiğini anlamak için
karşıdan ses çıkmayacak..
anlayacaksın değerini
içine atacaksın
ağlayacaksın
ama sessizce..



yanlışlardan gelir büyük hatalar
kusurumun altındaki yanlışı göreceksin..
yeni kazandığın o güvenin geçecek elbet
geçti artıkların içinde boğulacaksın
hıçkıracaksın..
ama sessizce..


tek bedduam
"ömür boyu anlama beni" olacak
ya da sen rahat ol diye tek hediyem
sen gideceksin
bende gideceğim
koyacak elbet
hala seveceğiz belkide
ama sessizce..


(İ.Pınar)

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2011 12:10:19
Bitki Olacaksam
Çayır çimen olayım
Aman baldıran değil
Yol altında kalacaksam
Gelin arabaları geçsin üstümden
Çelik paletler değil
Üstümde çocuklar koşuşsun
Ne kaçan ne kovalayan
Askerler değil
Kerpiç yapacaksanız beni
Okullarda kullanın
Ceza evlerinde değil
Soluğum tükenmez de kalırsa
Islık öttürsünler
Aman ha düdük değil
Kalem yapın beni kalem
Şiirler yazın sevgi üstüne
Ölüm kararı değil
Ölünce yaşamalıyım defne yapraklarında
Sakın ola ki
Silahlarda değil.

AZİZ NESİN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 30 May 2011 12:45:48
SESLERİN AYAK SESİ

Kırlangıçlar dönecek yakında
Açılacak onurlu kapıları
Haziran sabahlarının
Ağırdan

Yer gök deniz nasıl bak
Birbirine karışacak
Çiçekler başı çekecek hey Nice
Sonra çocuklar
Balonlar uçurtmalar bulutlar ellerinde
Ardından
Beyazlar kırmızılar kayıklar
Haydiii
Yeşilde mavilikte

Ayak sesleri var başka işiteceksin
Bizlerin ayak sesinden
Toprağın var suların var ağaçların var
Günlerin gecelerin
Sözlerin biçimlerin ayak sesleri
Ayak sesleri elele
Ayak sesleri kıyamet gibi
Işığın ayak sesi
Gölgenin ayak sesi
Seslerin ayak sesi

Çocuğum ilk ağızda bunları belle







Arif DAMAR


Çevrimdışı galipkudalak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.129
  • 10.547
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.129
  • 10.547
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2011 13:26:49
Biz Bu Hallere Düşecek Adammıydık

duymadıklarımızı Duyduk Görmediklerimizi Gördük.
iki Dirhem Aklımız Vardı Onu Da Yedik Bitirdik. Freni Patlamış Kamyon Gibiyiz,
allah’a Havale Gidiyoruz.
biz Bu Hallere Düşecek Adammıydık.
dalından Kopan Yaprak Misali Bir RüzgÂra Kapıldık Ki Sormayın Gitsin.
kos Kaça 5000 Yıllık Çınar Batının Hızarına Düştü.
feleğin Nazarına Düştü.
yiğit Diye Namım Vardı.
namert Pazarına Düştü.
biz Bu Hallere Düşecek Adamıydık.
ne Batılı Olabildik Ne Doğulu.
iki Camii Arasında Kalmış Beynamaz Gibiyiz. Bizi Biz Yapan, Bize Ait Ne Varsa Her Şeyi Attık,
tıpa Tıp Taklit Ettik, Aslını Yaşattık. Üretmedik, Tükettik, Hazıra Konduk Hep Yattık Hazıra Dağ Mı Dayanır Beyler,
ilimsiz Çağ Yakalanmaz,
ilimsiz Kaldık, Sığ Kaldık, Kaldık Böyle Kıraç. Ciğeri Beş Para Etmeyenlere El Açtık, Ve Kahretsin Yaşıyoruz, Onlara Muhtaç Bu Son Liman,bu Son Gemi Başka Yol Yok Anlayın Artık Anlayın Türk’ün Türk’ten Başka Dostu Yok..
biz Bu Hallere Düşecek Adammıydık.
[yardım Almaya Alışanlar, Emir Almaya Da Alışırlar]
alıştılar Beyim Alıştılar Üç Beş Kuruş İçin
dalınız, Kökünüz Dediler, Açtılar Kıyınız, Köşeniz Dediler, Ortalığa Saçtılar Gururumu Köprü Ettiler, Geçtiler, Öçtüler, Biçtiler Şah Damarımı Kestiler Beyim Kestiler Şerefe Diyerek Haysiyetimi İçtiler Bizler Gölgemizle Oynaşırken
onlar Başımızda Poyraz Olup Estiler.
hürriyetin Tarifini Unuttuk, Çanakkale’yi, Sakarya Yı Unuttuk Unuttuk. Ecdadı, Maziyi Unuttuk, Muhtaç Olduğumuz Kudret Damardaki Asil Kanı Unuttuk, Unuttuk Beyim Unuttuk Unuttukca Musibetlere Gark Olduk Sanki Bu Vatanı Bedava Bulduk,
biz Bu Hallere Düşecek Adam Mıydık?

hey Gidi Asırlar Hey, Ses Verseniz Yürekleri O Günlere Çevirseniz Hey Gidi Üç Kıta, Yedi Deniz Hey Gidi Uçsuz Bucaksız Vatan
vatan İçin Can Veren Şimdi Elin Vatanında Yatan Mezarsızlarımız, Sahipsizlerimiz
gariplerimiz, Yani Aziz Şehitlerimiz
özür Dileriz Özür Dileriz, Özür Dileriz
velhasıl
biz Bu Hale Düşecek Adam Mıydık?

 Mustafa Yıldızdoğan

Çevrimdışı yiğidoğ

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 43
  • 363
  • 43
  • 363
# 30 May 2011 14:21:07
Sonsuz Sevda

Ben seni gözlerin gözlerime,
Ellerin ellerime, tenin tenime
Değmeden, dokunmadan sevdim.
Ben seni görmeden sevdim.
Ben sana, sevdalandım.

Seni ben, uykularımda
Hayalin saclarımı okşarken,
Adını sayıklayarak sevdim.
İsyansız, sessiz çığlıklarda,
Düşlerimde sevdim.

Ben seni, sade sevdim,
Azaplarda ve günahlarda,
Bir dere suyu berraklığında,
Bir bahar rüzgarı ılıklığında,
Zıtlarda, bir karmaşada sevdim.

Gün batımından, gündoğumuna
Seni ben, umutlarda sevdim.
Ben seni, dualarla sevdim
‘Rabbim, ben sevdim sen sabır eyle
Sabrın sonunu hayır eyle'...

Seni ben, susarak sevdim.
Aya bakarak her gece,
Onun huzurunda dilsiz,
Şahitliğinde çaresiz,
Sessiz gözyaşlarımla sevdim.

Ben uzak bir aşk sevdim,
Sormadan, sorgulamadan
Acıtmadan sevdim, yargılamadan
Karanlık aşk zindanında,
Tek başıma, özgür sevdim

Sen, zamansız sevdin,
Beni bensiz, sessiz, sessiz.
Ben seni yasaklı, sürgünde,
Sonu olmayan bir aşkta,
Sonsuz bir sevda ile sevdim.
 

Özkan Tan



Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.860
  • 1.093
  • 11.860
# 30 May 2011 15:50:02

m.a.e.


Üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk,
Bak nasıl doğranıyor? Kalk, baba, kabrinden kalk!
Diriler koşmadı imdadına, sen bari yetiş...
Arnavutluk yanıyor... Hem bu sefer pek müdhiş!
Tek kıvılcım kabarıp öyle cehennem kustu:
Ki hemen kol kol olup sardı bütün bir yurdu.
O ne yangın ki: Ocak kalmadı söndürmediği!
O ne tûfan ki: Yakıp yıktı bütün vâdîyi!
Âşinâ çehre arandım... O, meğer, hiç yokmuş...
Yalınız bir kuru çöl var ki, ne sorsan: Hâmûş!
Âşinâ çehre de yok hiçbirinin yâdı da yok;
Yakılan bunca hayâtın, hani, ecsâdı da yok!
Yoklasan külleri, altından, emînim, ancak
Kömür olmuş iki üç parça kemiktir çıkacak!
Baba! En sevgili annen, o senin öz vatanın
Olacak mıydı fedâ hırsına üç kaltabanın?
Dedemin sürdüğü, can ektiği toprak gitti...
Öyle bir gitti ki hem: Bir daha gelmez ebedî!
Ne olurdun bunu kalkıp da göreydin acaba?
"Meşhed"in beynine haç saplanacak mıydı baba!
Ne felâket: Dönüversin de mesâcid ahıra,
Hırvat´ın askeri tepsin çıkıp üstünde hora!
Bâri bir hâtıra kalsaydı şu toprakta diri...
Yer yarılmış, yere geçmiş, şühedâ türbeleri!


Nerde olsam çıkıyor karşıma bir kanlı ova...
Sen misin, yoksa hayâlin mi? Vefâsız Kosova!
Hani binlerce mefâhirdi senin her adımın?
Hani sînende yarıp geçtiği yol "Yıldırım "ın?
Hani asker? Hani kalbinde yatan Şâh-ı Şehîd?
Ah o kurbân-ı zafer nerde bugün? Nerde o iyd?
Söyle, Meşhed, öpeyim secde edip toprağını;
Yok mudur sende Murâd´ın iki üç damla kanı?
Âh Meşhed! O ne? Sâhandaki meyhâne midir?
Kandilin, görmüyorum, nerde? Şu peymâne midir?
Ya harîminde yatan ,şapkalı sarhoşlar kim?
Yoksa yanlış mı? Hayır, söyleme, bildim... Bildim!
Basacak mıydı, fakat, göğsüne Sırb´ın çarığı?
Serilip yerlere binlerce şehîdin sarığı,
Silecek miydi en alçak neferin çizmesini?
Dürtecek miydi geçen, leş gibi her lîmesini?
Ya şu üç parçalı bayrak dikilirken tepene,
Niye indirmedi, kim çıktı bu halkın önüne?




Hani, milletlere meydan okuyan kavm-i necîb?
Görmedim bir kişi, tek bir kişi meydanda... Garîb!
Hani, haysiyyetinin gölgesi çiğnense eğer;
-Olmadan üç kişinin, beş kişinin, hûnu heder -
Kahraman gayzı yatışmaz, kanı coşkun efrâd?
İşte haysiyyet-i kavmiyye muhakkar, berbâd!
Hani "Nâ-mahreme ben söyliyemem kızlarımın,
Karımın ismini... Hem öldürürüm, sorma sakın!"
Diye, tahrîr-i nüfûs istemiyen er kişiler!
Hani, göstermediler eski celâdetten eser;
Fuhşu i’lâya koşan bir sürü nâ-merd öteden,
Ne selâmlık ne harem dinlemeyip çiğnerken!


Hani, ey kavm-i esâret-zede, muhtâriyyet?
Korkarım, şimdi nasîbin mütemâdî haybet!
Hani, ey unsur-i bî-râbıta, istiklâlin?
Ebediyyen, sanırım, söndü bütün âmâlin!
Hani "Başkım"cıların kurduğu yüksek hülyâ?
Seni yıllarca avutmuş da o mel’un rü’yâ,
Uyumuştun... Ya uyansaydın eder miydi tebâh,
Mülkü, birdenbire âfâka çöken kanlı sabâh?
Karadağ haydudu, sırp eşşeği, Bulgar yılanı,
Sonra yûnân iti, çepçevre kuşatsın vatanı…
Târumâr eyleyiversin de bütün ordumuzu,
Üç sefil ordu çevirsin o metîn ordumuzu,
Bizi kovsun elimizden alarak yurdumuzu...
Kimsesiz âilelerden kimi gitsin bıçağa;
Kimi bin türlü fecâ´atle çekilsin kucağa...
Birinin ırzı heder, dîgerinin hûnu helâl...

İşte, ey unsur-i isyan, bu elîm izmihlâl,
Seni tahrîk eden üç beş alığın ma’rifeti!
Ya neden beklemiyordun bu rezîl âkıbeti?
Hani, milliyyetin İslâm idi... Kavmiyyet ne!
Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyyetine.
"Arnavutluk" ne demek? Var mı şerîatte yeri?
Küfr olur, başka değil, kavmini sürmek ileri!
Arabın Türke; Lâzın Çerkese, yâhud Kürde;
Acemin Çinliye rüchânı mı varmış? Nerde!
Müslümanlık’ta "anâsır"mı olurmuş? Ne gezer!
Fikr-i kavmiyyeti tel’în ediyor Peygamber.
En büyük düşmanıdır rûh-i Nebî tefrikanın;
Adı batsın onu İslâm’a sokan kaltabanın!
Şu senin âkıbetin bin bu kadar yıl evvel,
Sana söylenmiş iken doğru mudur şimdi cedel?


Artık ey millet-i merhûme, sabâh oldu uyan!
Sana az geldi ezanlar, diye ötsün mü bu çan?
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak aç gözünü!
Dinle Peygamber-i Zîşân´ın İlâhî sözünü.
Türk Arapsız yaşamaz, kim ki “yaşar” der, delidir.
Arabın, Türk ise hem sağ gözü hem sağ elidir.
Veriniz başbaşa; zîrâ sonu hüsrân-ı mübin:
Ne Hilâfet kalıyor ortada billâhi, ne din!
“Medeniyyet!” size çoktan beridir diş biliyor;
Evvelâ parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Arnavutlar size ibret olacakken, hâlâ,
Ne bu şûrîde siyâset, ne bu fâsid da’vâ?
Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım, çoğunuz...
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz!
Bunu benden duyunuz, ben ki, evet, Arnavudum...
Başka bir şey diyemem... İşte perişan yurdum!..

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2011 16:17:14
Çığlık

Bir adamı öldürmenin tam sırası kurşunlarla
Çocuğunu öpüp kapıya çıktığında

Ey kanatılmış çiğnenmiş bahar günü
Birden bir çığlıkla kapatır yüzünü

Ezik bir gül gibi çığlık, yitik bir umut gibi
Boğmak boğma bir telle bir insan olmanın sevincini

Kederli yağmur, usulca düşen akşama
Çığlık. Bir çocuk yüzü. Dayalı cama...

Ataol Behramoğlu

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 30 May 2011 18:38:00
Öyle bir hayat yaşıyorumki
Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazılar seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedimki 'söz ver kendine'
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki,
Son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymişki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım...


Şair Nietzsche

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.319
  • 4.164
  • 47.319
# 30 May 2011 19:05:26
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

NAZIM HİKMET

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2011 20:33:43
İçeride

Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mı?
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...

Ahmed Arif

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2011 21:14:34
Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düştü sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum.

Sen kimbilir rüzgarlı eteklerinle kimbilir
Hangi iklimdesin
Ben sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle.

Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime

Yoksa ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim
Sensiz bu sensizlikle.
 
Cahit Zarifoğlu

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 30 May 2011 21:23:48
GiDERAYAK iŞLERiM VAR

Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.

NAZIM HiKMET

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 30 May 2011 21:26:34
GÜNLER

Geçip gitmiş günler gelin
rakı için sarhoş olun
ıslıkla bir şeyler çalın
geberiyorum kederden.

ilerdeki güzel günler
beni görmeyecek onlar
bari selam yollasınlar
geberiyorum kederden.

Başladığım bugünkü gün
yarıda kalabilirsin,
geceye varmadan yahut
çok büyük olabilirsin

NAZIM HiKMET

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 30 May 2011 21:28:42
HAVA SOĞUK

Hava puslu, soğuk
Kırlar koyu, kırmızı
Saman sarısı, ölü yeşil
Kış gelmek üzere oysaki gönül
Kışa girmeye hazır değil

NAZIM HiKMET


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK