Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2011 21:28:25
Zamanı oy ,sesini sakla...unutulmasın
Tarih düşür her yazdığının altına
Aynaya bak,yüzünü göm...unutulmasın
Bir gün küllerin savrulur nasılsa

Bence sen bir günlük tutmalısın
Solgun güller kurutarak yapraklarında
Yağmurda yürü,izini koru...unutulmasın
Toprağı eşeleyen çocukların avuçlarında

Şimdi kentlerin yalın-kılıç yalnızlığındasın
Geçtiğin kırmızı, durduğun yeşil...unutulmasın
Dimdik önündesin bir fotoğraf karesinin
O fotoğrafta hiç sarı kullanılmasın

İyi çocuk ol,acınla büyü...Unutulmasın...

Ahmet ERHAN

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2011 01:42:31
Eski Şiirlerim

Kapılarını yıllardır çalmadığım
Eski dost evleri gibi
Eski şiirlerim
Kitaplarda
Bekler beni...
Girip dinlendiğim olur
İçlerinde
Bir kahve içimi
Çıkıp giderim sonra
Buruk bir hüzün
Bırakıp geride...

Ataol Behramoğlu

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 18 Ağu 2011 01:46:43
merhaba balım,
merhaba hayırsızım,vefasızım
karanlık gecemi aydınlatan tek yıldızım
bak yine sana yazıyorum
ben ancak seni düşününce duygulanıyorum.
sana ağlıyorum,karanlık gecelerde
ve hep senin ismin geçiyor şiirimdeki hecelerde

merhaba balım,
merhaba hayırsızım,vefasızım
beni sensiz bırakıp gidenim
gidince birdaha dönmeyenim
beni aşkına esir edenim
bir ben başaramadım senin gibi olmayı
bir ben başaramadım,arkama bakmadan çekip gitmeyi
şimdi ne söyleyebilirim ki;sana
hangi kelimeler anlatır yüreğimdeki acıyı
içimdeki nefreti
ve hangi vuslat bitirir
bitmek bilmeyen bu bekleyişi

merhaba balım
merhaba hayırsızım,vefasızım
aşkı bilenim değil,bildirenim
derdi çekenim değil çektirenim
sonrada arkasına bakmadan çekip gidenim
sevgimi yeni bir hevese terk edenim

elvada balım,
elveda hayırsızım,vefasızım
anladım ki acılar insanı olgunlaştırırmış
ve insan çok sevince aldatılırmış
hangi seven bu cefayı yaşatır
demek ki senin sevdan yalanmış
beni benden çok sevişin
sensiz olamam deyişin
hepsi oyunmuş oynanmış
bana vurduğun her darebe sevgimi yitirdi
geriye kalan ufacık izi de
işte bu "ELVEDA" bitirdi

yazan:arkadaşın biri

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.444
  • 177.518
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.444
  • 177.518
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2011 01:48:49
Ey sürüden arkaya kalmış yiğit!
Arkadaşın gitti yetiş sende git!
Bak ne diyor ceddi şehidin işit:
Durma git evladım uğurlar ola!
[ MEHMET AKİF ERSOY ]  

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 18 Ağu 2011 09:20:35
                 Son Bir Kere Daha

Eski bir gemiye yükler gibi ayrıldım duygularımdan
Vedalaşmak çok zor inan ümit vaad eden yarınlarımdan
Herşeye sünger çektim bir seni çıkartamadım aklımdan
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.

Ekmeğin tadı yok mavi gökyüzü kayıp
Belki hiç umursamadın beni yanlış tanıyıp
Mesafeleri çiğneyip de gururunu arkana alıp
Bir kere daha konuş benimle son bir kere daha.

Eskimiş toka gibi fırlatıp attın hislerimi
Herhangi bir taş gibi ezip geçtin düşlerimi
Bir mahkumun son arzusu gibi yerine getir isteğimi
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.

Hayallerim pusu kurup aklımı tuzağa düşürse de
Bu hatıra seni yaşatıp beni hergün bitirse de
Çok sıkılabilirsin canın gitmek istese de
Bir kere daha kal yanımda son bir kere daha.

Mesela eski bir para kadar değersizim senin için
Mesela başımın tacı bir yudum suydun benim için
Düşünki sana hayat borcum olsun insanlık için
Bir kere daha tut ellerimden son bir kere daha.

Eskimiş toka gibi fırlatıp attın hislerimi
Herhangi bir taş gibi ezip geçtin düşlerimi
Bir mahkumun son arzusu gibi yerine getir isteğimi
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.

Çevrimdışı temisss

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 432
  • 772
  • 432
  • 772
# 18 Ağu 2011 10:58:31

ZiNDANDAN MEHMED’E MEKTUP

Zindan iki hece.Mehmed’im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam,boynunda yafta…

Halimi düşünüp yanma Mehmed’im!
Kavuşmak mi?..Belki ..Daha ölmedim!

Avlu… Bir uzun yol… Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli…

Git ve gel… Yüz adım…Bin yıllık konak
Ne ayak dayanır buna ,ne tırnak!

Bir alem ki, gökler boru içinde.
Akıl almazların zoru içinde
üstüste sorular soru içinde.

Düşün mü,konuş mu, sus mu ,unut mu?
Buradan insan mı çıkar,tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı.
Geçti gitti,birkaç günlük fasıldı

Ondan kalan,boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil…

Müdür bey dert dinler,bugün”maruzat”!
çatık kaş…Hükumet dedikleri zat…
Beni Allah tutmuş kim eder azat?

Anlamaz;yazısız,pulsuz,dilekçem…
Anlamaz!ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi,bir yırtıcı zil
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekun içinde yazıl ve çizil!

Insanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik,mintanlarla et.

Somurtuş gibi bıçak,nara gibi tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat…
Yalnız seccademin yönünde şefkat

Beni kimsecikler okşamaz madem
öp beni alnımdan,sen öp seccadem!

çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim,senelik paydan!
Zindanda dakika farksız aydan

Karıştır çayını zaman erisin
Kopuk kopuk,duman duman erisin!

Peykeler,duvara mihli peykeler
Duvarda,başlardan yağlı lekeler
Gömülmüş duvara,bas bas gölgeler…

Duvar,katil duvar yolumu biçtin
Kanla dolu sünger… Beynimi içtin

Sukut…Kıvrım kıvrım uzaklık uzar
Tek nokta seçemez dünyada nazar
Yerinde mi acep,ölü ve mezar?

Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç varda ,kalan biz miyiz?

Ses demir,su demir ve ekmek demir…
istersen demirde muhali kemir.
Ne gelir ki elden,kader bu,emir…

Garip pencerecik,küçük daracık;
Dünyaya kapalı,Allah’a açık

Dua,dua eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla,hep yoncalanmış

Bir soluk,bir tütsü,bir uçan buğu
iplik ki incecik,örer boşluğu

Ana rahmi zahir ,şu bizim koğuş
Karanlığında nur,yeniden doğuş….
Sesler duymaktayım;Davran ve boğuş!

Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed’im,sevinin ,başlar yüksekte!
ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir

Necip Fazıl KISAKüREK

Çevrimiçi AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.087
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.087
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2011 11:21:29
Yağmurun Ellerinden Tutmak Gibiydi ‘SENİ’ Hissetmek ………
çekip aldığında kendini benden
gözü kara bir başkaldırı sürgüne gönderildi
geçti üstümüzden sular
şehrin gürültüsü içinde…
koyu renkli perdeler ve tozlu camlar ardındayım
hadi,beni anla
ve
çal kapımı bu gece yarısı …kıskanarak
yada,gene çek git…beni bırakarak ardında
gözlerine perde düşmüş hüzünlü bir yüz ile
gece karanlığı fikirlerini de al git..

eriyen zamana boyadım gül gülüşlerimi…selam olsun Sana
gözyaşlarımı gönderiyorum
hüzünlü sonbahar yüreğimden akan…
uyku tutmaz gecelerimde yaşıyorum Seni biteviye
daha ne kadar sürecek bu film gibi geceler;
sen sürekli olmayacak,
ben devamlı Seni bekleyecek…
en iyisi,
vur beni bitsin bu film
hadi,
vur beni..!
zaten ölmüşüm yokluğunda
yokluğun ateşten mavi gömlek…
yada,
çık,gel..!
gell…yanında rüzgârların barındığı yüreğimi de alarak…gellll…
yolun yıkıldığı yamaçta diz çökmüşken
ışıl ışıl kehribar gülüşe asarak sevdanı gün batımlarında
yada hüzne durmuş gölgelerin raksındayken
hadi…gel..!
artık yokluğunda çikolata kaplı hüzünlerim…
bak,yalnızlık ekiyorum kokularına
işgal edilmiş kentler gibi boyun eğişim hasretine

Yoksun ama
bilesin,
gene de
Senin sularında sürüklenmek dingin hayata yeğdi
yağmurun ellerinden tutmak gibiydi Seni hissetmek

Süleyman Altunbaş

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2011 11:43:40
SABAHLARI SEVERİM OLDUM BİTTİM

Kalktım sabahı dinledim
4.20 bir yaz günü sabahı
Evlerin yüzü ağardı
Ağaçlar yeşile çıktı
Ben sabahları severim oldum bittim
Sabahları çocukları bütün başlangıçları

Kalktım sabahı dinledim
Kente giren caddelerde köylülerin
Geceden yola çıkan sebze arabaları
-Fırınların kepenkleri nedense hep aralıktır-
Çıplak ampul ışıklarıyla karışır sabahlara
Taze ekmek kokuları

Kalktım sabahı dinledim
Hanların önünde geceleyen
Koca koca kamyonlar kalktı
İşçi kahvelerinde çaylar demli
İstasyonlarda salepler dumanlı

Kalktım sabahı dinledim
Analar uğurladı çocuklarını
-Her serüvenden ilk sayfa-
Üstlerinde henüz yatakların doyulmamış sıcaklıkları
Bakışları otobüslerin trenlerin soğuk camlarında
-Hep ansıyacaksınız bundan sonra-
Ayrılıklar izleyecek ayrılıkları

Kalktım sabahı dinledim
Dudaklarımda okuldan kalma bir şarkı
Hani yorgundum yeniktim çaresizdim
Döndü - Evet dün
Dün bir kentti geride kaldı
Bu sabah bir başka kente indim

Necati Cumalı

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2011 11:47:51
Bu Vatan Kimin

Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır;
Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir...

Tutuşup: kül olan ocaklarından,
Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından,
Alnına ışıklar vuranlarındır...

Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır...

İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir...

Tarihin dilinden düşmez bu destan:
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı bir yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir...

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlısında görenlerindir...



Orhan Şaik GÖKYAY


Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2011 12:06:28
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
Korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak…

Can Yücel

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 18 Ağu 2011 15:54:43
LEYLA

Bir sabah çıksam kaybolsam
Dönmesem kalsam anılarda
Belki bir sevda türküsünde vurulurdum
Gel künyemi al dağlardan

Aşk nedir söyle, kayboldum
Belki bir düşte unutulmak
Her sabah bir dev masalında uyanınca
Hep çocuk kalmak kurtulmak

Kar yağıyor bu gece
Öyle beyaz ki şehir
Anlamak bir ömür sürer
Hayat niye kirlenir

Karlı bir gece sen buldun
Kaldırımlarda kalbimi
Al götür rüzgarlara savur, hadi durma
Ver benim eski yarimi

Ben kimim söyle kayboldum
Dönmedim kaldım anılarda
Her sabah bir çöl masalında uyanırdım
Belki de yanlış bir Leyla
  
                     Ezginin Günlüğü

Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.098
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.098
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Ağu 2011 16:10:48
İÇİMİZDEN EKSİLDİ

Artık heyecanlandırmıyor beni
garlar, peronlar, benzin istasyonları,
uykulu mola yerleri, yabancılıklar,
bilmediğin dağ rüzgarlarıyla ürpererek uyanmak
bir gece vakti, dalgın bakışmalar
sonra uykusuz sabahlarda indiğin sahil kasabası
daha gövdene uyanmadan serin tuz, kıştan kalma dalgalar

bir yerlerde beklediğini sandığımız büyük rüyalar
galiba artık heyecanlandırmıyor kimseyi
nicedir eksildi içimizden o çekip gitme duygusu
eski neşesine bir türlü kavuşamayan kalbim
saçıp savurdu buraya gelene kadar
içindeki şarkıları
şimdi gündelik hayatın sade gürültüsü, kuru düzeni kuşatırken
sessizliğimi
ardına saklandığım kelimeler
kadar bir hayat
ölmeden önce okunacak, yazılacak birkaç kitap.

MURATHAN MUNGAN

Çevrimdışı melike 82

  • Uzman Üye
  • *****
  • 567
  • 1.641
  • 567
  • 1.641
# 18 Ağu 2011 16:19:33
Kimine Göre Kadın..!
Pembe yanaklı al dudaklı bir karım olursa eğer..
Olursa 24 ayar ahlaklı..
Anama ba...kar gibi bakar..
İlaha tapar gibi taparım..!

Ama...!
Kalleş çıkarsa karım..
Anam avradım olsun bir teneke benzin döker yakarım...!

Kimine göre kadın..!
Soğuk kış gecelerinde sarılıp yatmak içindir..

Kimine göre kadın..!
Sıcak harman gecelerinde zil takıp oynatmak içindir..

Kimine göre kadın..!
Ömür boyunca omuzumuzda taşıdığımız..
En büyük sevabımız ve en büyük vebalimizdir..

Ama sen KADINIM..!
Benim için sen..
Ne o..
Ne bu..
Şusun sen..!
Benim can yoldaşım kavga arkadaşımsın...

NAZIM HİKMET....

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 18 Ağu 2011 16:41:38
                   AKŞAM   SEFASI
Ne vakit dolandı saçlara bu fısıltılı rüzgâr
iki rüya arası medcezirdi ruh duvarlarına çarpan
ve mumlar sönene kadardı uykular…
iklimleri koynuma alalı değişmez oldu zaman
kırık sandal eşi kayıp kürekti kesişmeler
ve ben denizi hep ellerimde sevdim
gözlerimi vermeden önce derin dalgalara…
çocukluğu anımsatan yılları saklayalı müzik kutusuna
dünyanın sesini duymaya başladı içimdeki k/adın
çığlık ve çirkinlikler Pandora’nın kutusunda…
şahlanıp koşsa yelelerimde aşk uygun adım
bacağında kırılan umuttu tek kurşundu sonu
hiç böyle susmadım ağlamadım da yağmurlarla
unutmadım da dudağımın yanmasını
ki açana kadar akşamsefası çiçeği kendi renginde.
neye uzansa ellerin açlığı siyaha dokundu
beyazken yüzün duvağı ağarmamışken saçları
isli pencere pervazında kaldı yüzün sıcaklığı…
ilk imgeyi cebime koyduğum günlerdi hayat
bilmeden sözün sandığını karıştırdı dilin yanığı
her söz alev her anlam biraz küldü
yanmadan anlamıyor insan yüreğin acısını…
her aldanış gerçekle yer değişeli
ne varsa gömeli arsız tutkuları kehanet çukuruna
örerken ağlarını saatler huzur duvarında
gölgesiyle sevişen iki ışık
yeniden doğan güne merhaba…


                                            Neslihan YAZICILAR


Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 18 Ağu 2011 18:15:25
Ben Seninle Ağlamak İstiyorum 

Ben seninle ağlamak istiyorum
Öyle arkandan yana yakıla değil
Hüzünle, kahırla değil
Ben seninle ağlamak istiyorum
Öyle sensizliğe yanıp sabahlara kadar değil
Ben seninle ağlamak istiyorum
Omzunda ki değmeli yanaklarımdan
Birkaç tuzlu damla omuzlarına
Tadını hiç bilmediğim dudaklarını öperken
Ağlamak istiyorum ki hiç bilmediğim tadı
Değsin gözyaşlarımın, dudaklarına
Ve bir an gözlerini aç ki ben kaybolayım
Doğada olmayan mavilikteki gözlerinde
Ben seninle ağlamak istiyorum
Öyle bir ağla ki benle okyanusunda kaybolayım
Öyle sensizliğe, hayata değil
Benimle olduğun için
Bir gece sabaha kadar
Seninle ağlamak istiyorum
Öyle yanında falan değil
Gözlerinin okyanusuna bakarak
İçinde son kulacımı atana kadar
Ben seninle ağlamak istiyorum
Ama sen ayçiçeği gibisin
Gündüz güneş açınca oh..
Hep yanımdasın gündüzleri
Ama boynum bükülür her gece
Söz verdiğin saatte gidersin çünkü. 

Ceyhun Yılmaz

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK