Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 03 Eki 2013 00:27:31
Kül Yangını

nasıl yoruldum bilemezsin.
ayaklarımdan değil
yollardan belli
yollar ki tuz basılmış.
yine de cihana değer hayali
ya tan vakti hatırımdasın
ya batarken güneş

nasıl yoruldum bilemezsin.
çalı çırpı toplamak değil
ateşi körüklemek yok muydu
o ateşi.
gölgen olmasa her yer kuytuydu
is, duman, kül yangını gözlerim

nasıl yoruldum bilemezsin
acizlikten değil
etten, kemikten, merhametten.
seni yeniden yeniden
sevmekten.
unutup tuz yarığı tabanlarımı
unutup kalelerimi küllerden.

nasıl yoruldum bilemezsin
yaşamaktan değil
yaşama sadık kalmaktan.
düşsün artık ay denize korkmadan
ve yıldızlar tek tek sönsün.

nasıl yoruldum bilemezsin.

Nurdan Ünsal

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 03 Eki 2013 00:32:57
YAR YÜREĞİN YAR
elmayı ikiye böldüler
içinden kurt çıktığın gördüler
ağacı lime lime dildiler
böceğin halinden bildiler
ferman padişahınsa dağlar bizimdir denildi
dağların bağrı deşildi
çözüldü mevsimlerin sırrı yaprak yaprak
yedi kat yerin dibinden haber getirdi
gözünü sevdiğim tohum, gözünü sevdiğim toprak
kılı kırka yardılar oğul
suyun sudan gizlisi kalmadı
suyun sudan gizlisi kalmadı
buğdayın macerası meydanda
yıldızların sırrı aşikar oldu
arı gözümüzün önünde sızdı balını
karanfil alevini
kırlangıcın alınyazısı
penceremzin önünde yazıldı
bir sensin gizlenen oğul
ağlarsın gizli gizli
seversin gizli gizli
ölürsün gizli gizli
çatlarsın arzudan, iştihadan
yer yarılır yere geçersin
söyleyemezsin
yar yüreğin yar vakit tamamdır
neler aldın dünyamızdan bunca zamandır
yar yüreğin yar gör ki neler var
belki seyyar kuşların ömrü kadar sade aydınlık
belki vişne çiçekleri kadar beyaz ılık
belki çürümüş yılanlar kadar mundar
belki mahzende yıllanmış şarap kadar lezzetli
bir aşktır fışkırıp çıkacak
ne çıkarsa bahtımıza
yar yüreğin yar bölüşelim
beraber ağlayalım dertleşelim
yar yüreğin yar yarmağa değer
bir insan tanımak oğul, bir cihan tanımağa bedel...
  BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
 


Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eki 2013 00:39:27
MONA ROSA 

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.

Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.

Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. 


Sezai KARAKOÇ

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.550
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eki 2013 00:44:22
Hıçkırıklar

Saatler bitmiyor yapayalnızım
Gülmek istiyorum,gülemiyorum
Sensiz olmak mıdır hep alınyazım
Bilmek istiyorum,bilemiyorum.

Esirgedin nazlı,hilal kaşını
Harap ettin çiçek kokan başını
Yüreğime akan gözüm yaşını
Silmek istiyorum,silemiyorum.

Sanki her şey efsaneydi,masaldı
Ayrılık ruhumu elimden aldı
Gözlerim yollara takılıp kaldı
Gelmek istiyorum,gelemiyorum.

Göğüs germek için acılarıma
Titreyişlerime,sancılarıma
Seni bir kez olsun avuçlarıma
Almak istiyorum,alamıyorum.

Saçılan bir köpük olmak dilinde
Boğulmak saçının ince telinde
Sır gibi sonsuza değin kalbinde
Kalmak istiyorum,kalamıyorum.

Unutuyor beni sırlı gözlerin
İçimde bir yara işliyor derin
Kulakların,dudakların,ellerin
Olmak istiyorum,olamıyorum.

Bölerek uykunu rüyalarına
O kucak dolusu hülyalarına
Gece gündüz uçup aynalarına
Konmak istiyorum,konamıyorum.

Deli gibi aşık olsa da güle
Kim acır çöllerde öten bülbüle
Bir gün alev alev yanıp da küle
Dönmek istiyorum,dönemiyorum.

Hıçkıra hıçkıra ağlamaktansa
Başına karalar bağlamaktansa
Bu yüreği her gün dağlamaktansa
Ölmek istiyorum ölemiyorum.

Nurullah Genç

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.268
  • 230.666
  • 29.268
  • 230.666
# 03 Eki 2013 20:07:31
DUYGULAR VARDIR;
Kalemden kâğıda lehçe dökülen,
Benlikten kaçırıp meçhule götüren...

GÖNÜLLER VARDIR;
Değirmen misali kalbi öğüten,
Kaktüsü kurutup güller büyüten...

HAYALLER VARDIR;
Bir kırık bacakla yine de yürüten,
Her gece kaynayıp sinede tüten...

AYRILIKLAR VARDIR;
Baharın yüzünü kışa çeviren,
Bir garip firari kuşa çeviren...

DUALAR VARDIR;
Arz-ı halleri Rahman’a bildiren,
Derinden titreyen ruhu dindiren...

HASRETLER VARDIR;
Bekleyiş içinde aklını yitiren,
Vuslatı başlatıp, firakı bitiren...

Kadim Dolunay

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.268
  • 230.666
  • 29.268
  • 230.666
# 04 Eki 2013 18:37:11
Çağrı Çıkar SÛzidil

yaşadığın O Şehrin, Kapısını Açık Tut
çağrı Çıkar SÛzidil, Ötelerden Duyayım
ışıklara Yönelen, Pervaneler Nasılsa
yöneleyim Yoluna, Yola Azık Koyayım
sevgi Olsun Azığım; Aşayım Da Dağlardan
yari Mavi Marmara, Gözlerine Doyayım
yaşadığın O Şehrin, Kapısını Açık Tut

....

söyleyecek Sözüm Var, Neler Neler Birikti
daha Henüz Aşk İçre, Söylemedim Son Sözü
dediklerim Sadece, Dibaceydi Dilimden
destanımı Dinle Gör, Çıkar Kalbimden Özü
payitahtın Ortası, Saray Olsa Küçüktür
öte Yaka Şehirden, Beklerler İkimizi
söyleyecek Sözüm Var, Neler Neler Birikti

...

erguvanlar Açmıştır, Şimdi Rüy Şehrinde
erguvanÎ Renklerden, Has Kokular Dereyim
topkapı'dan O Şehre, Fatih Nasıl Girdiyse
sevgileri Kuşanıp, Bende Öyle Gireyim
bedel Sunmak Gerekse, İstanbul'un Üstüne
canı, CÂnanı Bütün; Seve Seve Vereyim
erguvanlar Açmıştır, Şimdi Rüy Şehrinde

...

sığamayız Bu Şehre, Sokakları Dar Gelir
düşlerini Çıkın Et, Öz-ülkeye Gidelim
türküsünü Eylülün, İki Yürek Birlikte
söyleyelim Orada, Düğün-bayram Edelim
niyet Halis Olursa, Kalp Duası Tez Tutar
maveranın EfsunkÂr, Müjdesini Tadalım
sığamayız Bu Şehre, Sokakları Dar Gelir

celalettin Kurt

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 04 Eki 2013 22:05:46
 
      h.n.a.


BAHTİYARLIK
 

 Bahtiyarlık ne zafer kısrağına binmektir;
 Ne yaşarken dünya uçmağına inmektir.
Şekli olmaz, rengi yok, belirsizdir ve tektir.
 Bahtiyarlık: Ömründe bir kere sevinmektir.

Bir karanlık geceye akıyorken bu varlık
 Bulunur mu dünyada ebedi bahtiyarlık?
 Mükafatın, yapsan da en büyük bir yararlık
 Nihayet zafer adlı bir kısrağa binmektir.

Dört hecelik söz olan “bahtiyarlık”… O bir sır…
Bilmeyecek insanlık bunu daha bin asır.
 Bilgi, bolluk, din, para… Hepsi boş, hepsi kısır…
En fazlası bir dünya uçmağına inmektir.

Her şeyin bir şekli var, her derdin bir ilacı…
Türlü türlü yemişler verir dünya ağacı.
Zafer çetin, ilim güç, bozgun kötü, aşk acı.
Halbuki bahtiyarlık: Belirsizdir ve tektir.

Bahtiyarlık: Boraca yüce dağları aşmak
 Varılmadan ölünen uzak yerlere koşmak,
 Tanrı’nın sofrasında mest olarak konuşmak
 Ve ömründe bir kere, bir kere sevinmektir…

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 04 Eki 2013 23:52:03
Ne Farkı Var Farkımızın? 

Aynam olman için, “aynım” olman gerekmiyor ki...
Seni seviyorum!
Ben, içimi görüyorum “içine” baktığım gözlerinden...
Ben, sana bakıp hatta,
Kendime-çeki düzen veriyorum! ..

Aynı buluttan dökülmüş olduktan sonra...
Ve aynı fincanda “bir”leşebildikten sonra;
Ne farkı var farkımızın? ..

Seni seviyorum!

Sonra, sorular zorlaşıyor...
Anlıyorum ki, iyice düşünmem lazım;
kumbara mı değerli olan, yoksa içime düşen sen mi? ..

Düşünmen lazım senin de;
Yazılmışsam... Ortasından öpülüp, ucundan yakılmışsam...
Ve konmuşsam içine;
Adresimden başka bir gideceğin yer var mı?..

Bilemiyorum...

Sanıyorsun ki; seni deliler gibi sevmem için, tıpatıpın olmam gerekir.
Yanılıyorsun!..
Bunu deliler bile biliyor. Söylüyorum; duymuyor musun?..

“Gördüm... Dokundum... Ve dedim ki: Seni seviyorum...”
İşte bunu, düşünmeden söylüyorsam yanlış oluyor; ama bilirsem, bil ki yalan söylüyorum!..
Sana benzemem gerekmiyor seni sevmem için...
Seni görmem, sana bakmam, sana dokunmam da gerekmiyor...
Ben, gözlerinden baktığım zaman içine; içimi görüp, kendime çeki düzen veriyorum...
Seni seviyorum...

Ve işte söylüyorum:
Aynam olman için, “aynım” olman gerekmiyor ki...

Ve üstelik bir de aynı buluttan dökülüp, aynı kapta birleşeceğimizi de bildikten sonra;
Ne farkımız kalıyor ki birbirimizden?..

Ve hangi yol kalıyor ki;
Sevmekten başka?..
Muammer Erkul

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.240
  • 5.138
  • 24.240
# 05 Eki 2013 00:25:17
Gönül

Ben sana uymazsam ağrımaz başım,
Sayende gülecek yüzüm yok gönül.
Nereyi yıkmadı benim gözyaşım,
Nerede hıçkırık izin yok gönül.

Yeni bir afet mi girdi düşüne?
Hadi Allah versin çek git işine,
Bir fettan gözlünün düşüp peşine,
Derbeder olmaya luzüm yok gönül.

Ne bana cilve yap, ne yalvar yakar,
Yerimde kim olsa usanır bıkar,
İstersen karşıma huriler çıkar,
Vallahi billahi gözüm yok gönül.

Son diye söz verdin her seferinde ,
Vefa yok ,ne Aynur, ne Ayfer’inde,
Hayırsız Nur’unda Nilüfer’inde,
Emelim ,özlemim, arzum yok gönül .

Seni çöle çevirmeye mahkumum,
Ne bir gülüm olsun, ne bir zakkumum,
Çoktandır başladı ,yaprak dökümüm,
Takvimde baharım,yazım yok gönül.

Nerede görülmüş ,güldüğüm nerde,
Nerede başımı sokmadın derde,
Her aşkta hüsranla kapandı perde,
Artık o tarakta bezim yok gönül.

Kapandı sevdanın dönemi bence,
Kalmadı Leyla’nın önemi bence,
Gene mi özendin gene mi gence,
Sana söyleyecek sözüm yok gönül.
 
Cemal Safi

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 05 Eki 2013 00:39:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Gönül
 

Son diye söz verdin her seferinde ,
Vefa yok ,ne Aynur, ne Ayfer’inde,
Hayırsız Nur’unda Nilüfer’inde,
Emelim ,özlemim, arzum yok gönül .

 
Cemal Safi

   Şiir güzel amma velâkin isimde problem! Doğru ismi bulsa imiş doğru sevdiceğini de bulmuş olacakmış şair!!!

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Eki 2013 00:41:12
sustum 

Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
Yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime, kimse duymuyor...

Sustum!
Bin ah sürüp dudaklarıma, ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Sustu benimle deniz... Sustu deli dalgalar... Sustu martılar...
Umutlarımı sarıp rüzgarlara, uzaklara savuruyorum her gece....
Yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne, kimse görmüyor...

Sustum!

Tam acılarımı haykıracaktım ki, sustum...
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Bir çığlık kanıyor demedim en derininde yüreğimin...
İçimdeki volkanları boğarak sustum!
Açmadım kimselere yüreğimi ...
Hançeri sadece kendime sapladım, sapladım ve sustum!
Hüznü yüzümde, acıları gözlerimde topladım sustum!

Sustum!
Sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir...
Yaraları yalayan rüzgar, sokaklarında kahrolduğum şehir...
Gözlerim konuşuyor yalnız...
Saçı ağarmış hayaller nemli kirpiklerle bulutlandığında...

Gözlerim gökte şimşek olup çakıyorum, kimse görmüyor!

Sustum!
Tuz basıp yaralarıma, ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
İçinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi...
Yaslanıp yalnızlığın duvarına, gül döküp kalabalıklara her gece ...
Kimsesiz geziyorum gönül ülkemi, kimse bilmiyor...

Sustum!
Tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum...
Sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
Acılar konuşuyor şimdi yalnız...
Yaralı gönlümün sızıları konuşuyor...
Tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir ...
Atıyorum uçurumlardan, kimse görmüyor!

Ne zaman dudaklarından öpmeye kalksam hayatı...
Saçlarını koklasam rüzgarların...
İçimde incecik bir sevgi ürperiyor...
Sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme...
Gelmiyor beklediğim bahar, yaralar merhem tutmuyor...
Gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara...
Kimse silmiyor... Yağmur dinmiyor... Sevdiğim bilmiyor...

Sustum!
Sustu benimle sarı sabır, Sustu hasret, sustu zaman...
Yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata, kimse duymuyor!

Sustum!
İçimde dalgalar kabardıkça volkanlar gibi sustum!
Sustu dudağımdaki şiir, gözlerimdeki nehir, gönlümdeki yara...
Bulutlar haykırdı isyanımı, şimşekler haykırdı...
Sadece ben duydum, sadece ben!

Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat...
Ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi...
Yaralar merhem tutmuyor, geceler avutmuyor...
Ben sustum, acılarım konuşuyor yalnız...
Yaralı gönlümün sızıları konuşuyor...

Ben sustum!
Susmuyor yüreğimi kavuran kasırga ,pencereme vuran yağmur damlaları
Susmuyor dışarda inleyen rüzgar
Yıldızlar küs... Ay üzgün...
Yağmur dinmiyor...
İçimde binlerce şiir kanıyor her gece...
Kimse bilmiyor... Kimse duymuyor...

Sustum!
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu hayat, sustu zaman...
Acılar konuşuyor yalnız... Acılarım konuşuyor...
Kimse duymuyor...
duymuyor...
duymu...
duy...

Nuri CAN

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.240
  • 5.138
  • 24.240
# 05 Eki 2013 00:46:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Şiir güzel amma velâkin isimde problem! Doğru ismi bulsa imiş doğru sevdiceğini de bulmuş olacakmış şair!!!
Bilemiyorum hocam, belki de hayatından geçenlerin isimleridir, yoksa bu kadar ismin ardarda gelmesi pek tesadüfi olamaz diye düşünüyorum :)

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.240
  • 5.138
  • 24.240
# 05 Eki 2013 00:57:46
Gönül Nikahı

İlk görüşte başlar, kalplerde telaş
Çok erken kıyılır gönül nikahı
Sevgiyi yudumlar, göz yavaş yavaş
Bakarken kıyılır gönül nikahı...

Beklenen karşına çıkar bir sabah,
Belki yeşil gözlü, belki simsiyah,
Daha ilk gürüşte yürekten bir ah,
Çekerken kıyılır gönül nikahı...

Neler uydurursun gör daha neler
Nice mazaretler, ne bahaneler
Kederli gözlerden billür taneler,
Dökerken kıyılır gönül nikahı...

Alnında sevecek yazdıktan sonra
Eninde sonunda senindir sıra
Bir vesile olur kibrit sigara
Yakarken kıyılır gönül nikahı

Düşürür sevdaya yaşı onücü
Tanımaz günahı, kanunu, suçu
Gururun belini sevginin gücü
Bükerken kıyılır gönül nikahı...
 
Cemal Safi

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.240
  • 5.138
  • 24.240
# 05 Eki 2013 01:07:02
Bizim Türkümüz

Bizim türkümüzde gurbet var artık.
Hasret var, yürek var, toprak var balam
Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar
Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar.

Kerkük'te kurşunlar ansızın bizi vurur
Sürüklenir sokaklarda başsız cesetlerimiz
Zulüm bir hançer gibi içimize oturur
Bir mağara devrinden arta kalan insanlar
Kerkük'te kan kusturur...

Uzar gider bir sessizlik içinde
Bir uçtan bir uca Türkistan toprakları
Beyaz altın dediğimiz pamuk tarlalarına
Çöreklenir yedi başlı kızıl yılan
Baş kaldırsa esarete yeni bir Osman Batur Han
Bebekler bile vurulur beşiklerinde
Kana boyanır Türkistan.

Basmış kanlı çizmeler toprağına bir defa
Çiğnenmiş kara kalpaklar, temiz duvaklar
Susmuş minarelerinde mübarek ezan
Prangaya vurulmuş bir mahkûm gibi çaresiz
Boynu büküktürkülerde güzelim Azerbaycan.

Bir kanlı ağıt söylenir şimdi Kırım'da
Biz duyarız Kırım'ın öldüren feryadını
Bir büyük destanla birlikte yeniden yazacağız
Kırım topraklarına Kırım Türkünün adını.

Balkanlarda büyük, öksüz kubbeler
Minareler, şadırvanlar, kervansaraylar
Bizi söyler, anlatır Mimar Sinan'dan beri
Üsküp'te, Estergon'da, bir atar damar gibi
Davullar, zurnalar ve serhat türküleri...

Yüzyıllardan beridir Altaylardan Tuna'ya
Bizim türkülerimizdir söylenen
Konuşan dil, bizim dilimizdir
Renk renk, nakış nakış uzayan toprak değildir
Kilimlerimizdir...

Yine bir dağ gibi, bir dev gibi doğrulacağız
Yeni bir ruh doğacak toprağımızdan
Tanıyacak bizi dünya yeniden heyecanla
Burma bıyığımızdan, kalpağımızdan.

Bizim türkümüzde gurbet var artık.
Hasret var, yürek var, toprak var balam
Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar
Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar.

Yavuz Bülent Bakiler

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.240
  • 5.138
  • 24.240
# 05 Eki 2013 01:09:34
Sivas'ta Yoksul Çocuklar

Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!

Hükümet konağının yanında biri
Bir kemik kalmış bir deri...
'Boya cila yimbeş, boya cila yimbeş' diye ağlıyor
Ve daha fırça bile tutamıyor elleri.

Garipler Pazarı'nda körpe çocuklar
Yorgunluktan güzelim yüzleri al al...
Öldüren bir çığlık dudaklarında:
-Boş hamal!boş hamal!boş hamal!

Nane satan su satan yetim çocuklar
Şarkı söyleyemediler güneşe aya...
Biliyorum ne masal dinlemeye doydular
Ne oyun oynamaya...

Bezirci'de, Yüceyurt'ta Altıntabak'ta...
Çocuklar var incecik yüzleri nurdan
Ama toz toprak içinde elleri ayakları
Oyuncakları çamurdan...

Ve günahkar çocuklar, suçlu çocuklar
Mahkeme salonunda bakarım dizi dizi
Bu suç bizim suçumuz, bu günah bizim
Affedin bizi.

Gökteki yıldızlar kadar sayısız
Ah yurdumun kimsesiz ve yoksul çocukları
Anladım farkınız yok koparılmış başaktan!
Alın bu gözleri benden, alın bu yüreği artık
Utanıyorum yaşamaktan.

Yavuz Bülent Bakiler

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK