Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı senol38

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 174
  • 1.785
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 174
  • 1.785
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 Kas 2013 22:53:56
                MEVSİMSİZ KAR
olaki yürürüm bir başka aşka
ya da yürürüm mavi olmayan bir gülüşe
unutma ki tek aşk olduğum sensin
aşık olduğum değil

karanlıkla süzülüyor içime yıkım
dur diyorum yıkılıyorum
uçurumları başucuma koyuyorum sonra
okşuyorum saçlarını rüzgarda
sıcak ılık bir koku siniyor yüreğime
gitme diyorum gitme düşüyorum
sonra beni soroyorlar bana
tanımıyorum diyorum daha hiç karşılaşmadık
aynı çizgide bilge susu mu dinliyorlar ben sustukça
yazık bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar
önce bir bir sonra hepsi
sonra mı bir ben kalıyorum bir de yalnızlık
uçurumlar yıkımlar ben ve yalnızlık

zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi yatıyoruz yanyana
öpüşüyoruz sevişiyoruz da hatta
herşey oyunun yasaklarına uygun bir yasak oluyor sonra
tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz telli kanlı düğün işte

üşüyor saçlar biliyorum dargın mısın
bu baharda mayısa bıraktığım gibi misin hala
vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün
hala kaçıyor musun gözlerini bırakarak birilerinde
hala ellerinden tutup sevgileri dipsiz kuyuya salıyor musun ağlayarak
küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyor musun
kendin kadar aklımdasın
hala öyle savruk bir gök
hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi
ve aşkını şaşırmış bir tanrı
çoğalan sızısıyla mutlu bir yara

öyle misin mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım
öyle bıraktığım gibi misin
gerçeği yakmada hala usta mısın
yoksa çırak mı yanarken yalanda
saçlarıma dolanan aydınlığımsın
somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirede
anlattıkça eksilen tek anlam
anlattıkça eksilen tek anlam
hala bıraktığım gibi misin
yoksa beni bıraktığın gibi mi
kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma
kaç mevsimsiz kar düştü benim toprağıma
hala bıraktığım gibi misin

Çevrimdışı lebalev

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 29
  • 133
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 29
  • 133
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Kas 2013 23:42:44
AYNALARIN ÖTESİ
Her ne kusur varsa, geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar elâ gözlü yâr.
Mecnunlar Mevlâ’yı bulursa canda,
El olur Leyla’lar elâ gözlü yâr.

Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar elâ gözlü yâr.

Eştikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliği hasret yer sevda göçünde.
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, elâ gözlü yâr.

Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahirete gider kalpteki yara
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar elâ gözlü yâr.

Vakit dolar, nakit biter kasanda
Sevgi bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da...
Kapanır sayfalar elâ gözlü yâr.

Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 19 Kas 2013 09:30:43
_EN Bİ-ÇARE_




Takvimin güncesinde yaz havası eserken
Zangır zangır titreten gecedeki esrarmış
Civarda kimler varsa seslerini keserken
Ufkunu sınırlayan yalancı itibarmış


Huzur dolu anlara muhtaç iken yaşamda
Yasakları çiğnemiş asileşen yanları,
Bir dikişte haramı içtikleri akşamda
Vampir gibi emmişti demek şeytan kanları


Nefsin dizginlerini akıntıya bırakıp
Nerede durur diye arkasından bakarlar
Başka yol yokmuş gibi yanlış tarafa bakıp
Peşinden ağıtların nicesini yakarlar


Haddi aşsa da güven, henüz tutarken dizler
Bir yelle ecel gelir kimden ne kalır geri
Bir daha açılır mı kapanmış ise gözler
Tasavvur etmek ne zor güneş doğmayan yeri


Boynunda onca vebal makbere nasıl sığar
Ve nasıl kavrulmaz iç, nârı gösteren yönde
Geceden daha gece kabre nasıl nur yağar
Mümkün mü, en bi-çare oldukları o günde.....

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 20 Kas 2013 14:22:30
     

        h.n.a.


TOPRAK  / MAZİ

 Gel arkadaş, gel seninle az dertleşelim:
 Okuyarak hayat denen koca kitabı
Gönüldeki yaraları biraz deşelim.

Gömdüm kara topraklara melekten iyi,
 Perilerden nazlı, güzel bir sevgiliyi.
 Derin derin sızlıyor gönlümde yaram,
 Bana artık her saadet olmuştur haram.

Beni sardı kefen gibi mazinin tülü,
 Yere batsın bu toprakla bu korkunç mazi!
 Orda çünkü sevgilimle sevgim gömülü…
Hey arkadaş sözünü bil, hem kendine gel,
 Bahtiyarlıklara olmaz ölümler engel.
 Bir sevgili kızı senden aldıysa toprak
 Bun a katlan, toprak için çünkü bu bir hak!

Hem yaratan, hem büyüten topraktır bizi,
 Üzerinde işitiriz ilk ninnimizi;
 Fışkırttığı serin sular bize can verir;
 Ormanları gönlümüze heyecan verir.

Hey arkadaş sende insaf duygusu yok mu?
 Sana her şey veren, seni büyüten toprak
 Senden bir tek kız aldıysa acaba çok mu?

Doğup ölmek… Millet için bunlar bir hızdır,
 Toprak bizim beşiğimiz, mezarımızdır.
 Toprak bizim anamızdır… İnsan yasına
 Kapılarak nasıl söver öz anasına?

Hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
 Ne suların şairane serinliğinde…
Aristonun mantığında zerresi yoktur,
 Pisagorda, Eflâtunda nebzesi yoktur.
 Mefkûreler âleminde olunca kıtlık
 Kafaların içerisinde başlar çıfıtlık:
 Bir budala “zulüm yeter!” diye haykırır,
 Bir it çıkar “proleter” diye haykırır!

Bir hayvanda hâkim olur cinsî heyecan,
 Froyt denen yahudiye gider verir can…
Kimi kördür… Kendisine büyük gelir pek
 Lenin denen o maskara vatansız köpek…

O ne felsefe ne de “din”in “hiç”inde,
 O, toprağın asırlardan beri içinde…
Hakikati bulmak için onu eşmeli,
 Yükselmekten bir şey çıkmaz, derinleşmeli…
Göğe doğru yükselenler bir gün yorulur,
 Derinleşen hakikati toprakta bulur.
Şu ne başı, ne de sonu olmıyan toprak
 Gömdüğümüz vücutlardan gıda alarak
 Bize hayat verir, bize tarih, mazi yaratır.
 Mazi köhne kitap değil, şanlı bir satır…

Mazi ırkın yarattığı çoksun bir seldir,
 Mazi bizim alnımızı göğe yükseltir,
 Geçmişlerin gecesinden ışık alırız…

Bir düşünsen mazideki olan işleri
 Hâdisatın büyüklüğü seni şaşırtır.
İstersen gel yadedelim o geçmişleri…

Kaynar elbet damarında halis Türk kanın,
 Damarında çünkü kanı var “Atilâ”nın,
 Avrupa'nın her ırkından toplanan ordu
 Onu Galya ovasında zorla durdurdu.

İradesi yenilmeden sinirle ete
 Vatan için karısını bırakan “Mete”
Yasa için kardeşini öldüren “Çingiz”

Yeryüzünde bırakmadan küçücük bir iz
 Geçip giden milyonlarca adsız kahraman,
 Ki her biri bugün bize vermektedir şan,
 Bu erlerin cisimleri toprakta kaldı,
Hangisini hangisinden üstün tutmalı?
Her birisi bu toprağın, bu ırkın malı…
 “Tonyukuk”un gizlenmiştir dehâ kanında,
 Bismark onun at uşağı olmaz yanında…

“Alp Arslan”la “Kılıç Arslan” şanlı bir fasıl
 Avrupa'yı rezil eden “Yıldırım”… Nasıl?

Düşünsene ne biçim bir kahraman erdir
 Ankara'da Yıldırımı eriten “Demir”…

Bu kadar mı? Bu saydığım ancak bir kaçı!
“Katerin”le neler yaptı acaba “Baltacı”?
Anafarta cephesinde kim durdu en son?
İlk dayağı kimden yedi kuduz Napolyon?

Sevdiğin kız şu toprağa eğer girdiyse,
 Sen toprağı eskisinden fazla benimse.
 Bil ki toprak ebediyen senin olmuştur.

Bu dünyada bizim bir genç kızı sevmemiz
 Filhakika gayet doğru, hem de çok temiz
 Bir gayedir… Fakat bunun hududu dardır…
Sevgiliden sevgili bir mefkûre vardır.
 Biz kız solar, yahut senin tükenir aşkın,
İnsan kalmaz uzun zaman neşeli, taşkın…
Ya mefkûre? Ebediyet onunla birdir,
 Kişioğlu müebbeden ona esirdir.

En mukaddes iki “Var”a böyle söversen,
 Toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
İleriye bakamazsın, gözün kamaşır.
İstikbali kucağında bu mazi taşır…
Arkasında olmasaydı şanlı bir mazi
 Bu milletten çıkar mıydı bir büyük “GAZİ”?
Kara toprak yine bizden gıda almasa
 Kalır mıydı aramızda türe yasa?
 Mazi bizim atamızdır, toprak anamız,
 Biri bizi yetiştirir, biri verir hız.
 Bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü
 Ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.

Yabancılar bir gün yine akın ederse,
 Ve zaferi kendisine yakın ederse,
 Sevgilimi aldı diye bu kara toprak
 Tarihin ün meydanında uzun kalarak
 O toprağın uğruna sen can vermez misin?

Bu maziyle bu toprağa küfürden sakın,
 Kendine gel, iradeni üstüne takıl!
 Savaşları, türeleri, yasalarıyla
 Zaferleri, bozgunları, tasalarıyla
 Mazi ırkın yarattığı bir şaheserdir…

Hey arkadaş, sapıtmışın, doğru yola gir;
 Hakkı neyse ver maziyle kara toprağın…
Onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!

Bu ikisi ebediyen kutlanacaktır…
Ve bunları inkar eden, bil ki alçaktır…

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Kas 2013 15:00:16
Konuş sesin durmasın
 Gün doğdu ve battı kuşluğu atladık
 Uzun kuşluğumuzu, sen gelmeden önce
 Ceylan, yavrusuna bastı karanlıkta
 Suyun gözesine düşen sarı yaprak
 Dönendi dönendi akıp gidemedi
 Deniz kabarmayı boşuna bekledi
 Kumlar boşuna bekledi

 Konuş, sesin durmasın
 Uzun bir kuşluğu muştulayan sesin
 Susup dinlemeye girdi rüzgar
 Ağaçlar kulak kesildi ormanda
 Tedirgin bekliyor tuzaklar
 Sözlerin mavzer kurşunu
 Kentin delip geçiyor duvarlarını
 Dağlar çoğaltıp dağıtıyorlar
 Konuş, sesin durmasın

 Gülten Akın - Konuş

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Kas 2013 19:55:07
Bendedir

Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,
Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,
Süslenmiş gemiler geçse açıktan,
Sanırım gittiği diyar bendedir.

Yaram var, havanlar dövemez merhem;
Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem.
Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem;
Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir.

 Necip Fazıl Kısakürek

1936

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.240
  • 5.138
  • 24.240
# 20 Kas 2013 23:42:41
HANTEPE'NİN KARA TAHTASI...

Bir Kur'a çektik torbadan,sanki ölümü denk,
'Alnımızda bilgilerden bir çelenk'
Düştük Hantepe'nin yollarına,binbir ümitle
Nereden bilirdik,kahpece karşılaşacağız birkaç.'le
Cuma öğretmen Nesrin Bacı'ya sevdalıydı,
Uğur öğretmen daha bir aylık nişanlı.

İçmeye başladılar besmeleyle çorbayı
Bir sofra muhabbeti doldurmuştu odayı
Kapıları çaldı'Yardım'istercesine
Dördü birden ölüme gitti tam er'cesine
'Kim O'derken,konuk ağırlamaktı,niyetleri:
Ya da yardım etmekti bir hastaya.

Yüzleri gün gibiydi arkadan vurdular onları,
İlim dünyasının denizine karıştı şehit kanları,
Tepenin yamacında yükseldi acı bir 'Ah! '
Sonra heceleşti dudaklarında'Lailaheilallah! '
Dördünü susturdular(!) Vakit bir akşamdı;
Onların cansız bedeni bile,bilgi abidesi gibi ihtişamdı

Yoksuldu bizi okutanlar,bizim için saçını süpürge etti,
Vurulan bilgiydi Hantepe'de,sanma kemikle et ti.
Bilir misin yıldızlar yol gösterir gece insana
Günü gün yapan güneştir, anlasana!
Onca masum Hantepe'de cehaletten paslanırken
Şahadet vardı dudaklarında kurşun yağmurunda ıslanırken.

Sen silah taşırsın,kurşun sıkarsın
Ben de bilgi yüklüyüm;
Senin kurşununla değil,benim kalemimle çözülür bu KÖRDÜĞÜM!
Sen öğretmenim!
Selanik'ten bu toprağa akan 'asil kansın'
Söğüt'ten doğan 'Güneş'
Hantepe'de arslansın!
'Kız kardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü'yle gömdük sizi toprağa
Yazdık adınızı kalbimize,gömdük sizi 'Aydınlık çağa'
'Çırpınırdı Karadeniz bakıp Türk'ün bayrağına'
Yüzelliiki şehid verdik biz,bilgi toprağına.

Lazı,kürdü,azerisi bir dal,gövdemiz Türk'tür,
Şehidim'Hantepe'nin Kara Tahtası'ndaki ATATÜRK'TÜR!
Öğretmenim! Ata'nın açtığı yolda bıraktın bayrağı,
Körpecik fikirlerinle kucakladın toprağı.
Aydınlıktı Hantepe'nin Kara Tahtası
Yüreğim kanıyor,içim yanıyor şehidim;
Bu hafta 'ÖĞRETMENLER HAFTASI'

Muharrem Çetinkaya

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
# 21 Kas 2013 09:48:16
Elimden tut yoksa düşeceğim ,
Yoksa bir bir yıldızlar düşecek.
Eğer şairsem beni tanırsan ,
Yağmurdan korktuğumu bilirsen ,
Gözlerim aklına gelirse ,
Elimden tut yoksa düşeceğim ,
Yağmur beni götürecek yoksa beni.

Geceleri bir çarpıntı duyarsan ,
Telaş telaş yağmurdan kaçıyorum ,
Saray burnun dan geçiyorum ,
Akşamsa eylülse ıslanmışsam ,
Beni görsen belki anlayamazsın.
İçlenir gizli gizli ağlarsın.
Eğer ben yalnızsam yanılmışsam ,
Elimden tut yoksa düşeceğim.
Yağmur beni götürecek yoksa beni.

- Atillâ İlhan -

Çevrimdışı guraykaragoz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.567
  • 12.016
  • 1.567
  • 12.016
# 21 Kas 2013 13:36:13
GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME 
Gün biter gülüşün kalır bende 
anılar gibi sürüklenir bulutlar 
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır 
yarım kalan bir şiir belki de 
   
Aykırı anlamlar arayıp durma 
güz biter sular köpürür de 
kapanmaz gülüşünün açtığı yara 
uçurum olur cellat olur her gece 
   
Her gece yeniden bir talan başlar 
acı ses olur, ses deli bir yağmur 
eski bir eylüle gireriz böylece 

Sığındığım her yer adınla anılır 
ben girerim, sokağı devriyeler basar 
bir de gülüşün eklenir kimliğime
  AHMET TELLİ   
(Belki Yine Gelirim) 

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.265
  • 230.646
  • 29.265
  • 230.646
# 21 Kas 2013 17:13:45
Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmış akışında,
Bir garip rüya rengiyle
Uyumuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.

Başım sükutu öğüten
Uçsuz, bucaksız değirmen;
Içim muradıma ermiş
Abasız, postsuz bir derviş;

Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim

                                      A.H. TANPINAR

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.240
  • 5.138
  • 24.240
# 21 Kas 2013 22:15:45
YİNE BUGÜN HATIRIMA SEN GELDİN

Yıllar önce açılmıştı aramız
Yine bugün hatırıma sen geldin
Kabuk tutmuş, küllenmişti yaramız
Yine bugün hatırıma sen geldin.

Ne bir mektup ne bir haber bekledim
Sır diyerek sevgimizi sakladım
Şöyle geçen yıllarımı yokladım
Yine bugün hatırıma sen geldin

Yaşım yüz olsa da, ister yüz elli
Gönlüm unutmamış seni temelli
Hasretin içimde çıkmıyor belli
Yine bugün hatırıma sen geldin.

Ayrılık treni gelip geçerken
Sevda dağlarını delip geçerken
Herkes kendisine bir yar seçerken
Yine bugün hatırıma sen geldin.

Garip Bektaş der ki: hayalde düşte
Akıldı bırakmadı bu sevda başta
Dört mevsim içinde baharda kışta
Yine bugün hatırıma sen geldin

Aşık Garip BEKTAŞ

Çevrimdışı gertosun

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 259
  • 762
  • 259
  • 762
# 21 Kas 2013 22:24:11
ÜŞÜYORUM

Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum…
Muhsin YAZICIOĞLU


Çevrimdışı özisa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 21 Kas 2013 22:26:59
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi.
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki...
                           Cemal Süreya

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.265
  • 230.646
  • 29.265
  • 230.646
# 22 Kas 2013 22:40:51
BENİ KANDIRMIŞSIN ÖĞRETMENİM

Beni kandırmışsın öğretmenim
Hayat bana öğrettiğin gibi değilmiş
Çok zor geldi yaşamak bana
Çok zarar gördüm inan
Uyamadım öğretmenim
Uyamadım kurallara

Beni kandırmışsın öğretmenim
İnsan olmayı öğretmiştin
İnsan ol demiştin
Doğru değilmiş öğretmenim
Ben denedim yetmedi
Bana tohumlar ektirmiştin
Bitmedi
Bana fidanlar diktirmiştin
Tutmadı
Ahhh! öğretmenim

İki kere iki beşmiş öğretmenim
En yüksek dağ everest değilmiş
Atom parçalanmış, insanlar ölmüş
Uzaylılar gelir olmuş dünyaya
Her doğru biraz daha eğilmiş
Bana öğrettiklerin
Eskilerde kalmış öğretmenim

Sev demiştin öğretmenim
Her şeyi sev
Dağı, taşı
Otu, ağacı
İnsanı sev
Sevdim öğretmenim
Ben sevdikçe çirkinleştiler
Aşk gözümü kör etmişti sanki
Neden sonra gördüm öğretmenim

Yalandan uzak dur demiştin                                                                     
Doğrudan şaşma
Doğru değişkenmiş öğretmenim
İnsanlardan insana
Çıkardan çıkara değişken
Sahi doğru nedir öğretmenim

Paylaş demiştin
Acıyı paylaş
Mutluluğu paylaş
Acı paylaştıkça küçülür
Mutluluk paylaştıkça büyür
Keşke demeseydin
Büyümedi öğretmenim

Bana konuşmayı öğretmiştin
İnsanlarla aynı dili konuşmadım
Anlaşamadım eskiyle de, yeniyle de,
Niye yanlış yaptın öğretmenim

Oku demiştin ne bulursan
Okudum hep okudum
Buda yanlış öğretmenim
Okumamışlar tutmuş köşe başlarını
Ağlama demiştin
Ağlamadım
Ama tutamaz oldum göz yaşlarımı

Bu vatan cennettir demiştin
Dağıyla, ovasıyla
Ne cenneti öğretmenim
Bir gün dağında insan ölür
Bir gün ovasında
Hiç kimse mutlu değil yuvasında
Bu ne biçim iş öğretmenim?

Dost ol demiş
Koy yüreğini ortaya
Sevenlerine gölge olsun demiştin
Ben dost oldum öğretmenim
Lakin dostlar yüreğimi çaldılar
Hala kayıp, arıyorum
Arıyorum öğretmenim

Çalışkan ol, ibadettir demiştin
Çalıştım öğretmenim
Sonra baktım yalnızım
Bir yalnış var bir yerde
Ya başkalarında öğretmenim
Ya sende, ya bende

İnan demiştin
Tüm kutsallıklara inan
İnandım, inancım tam öğretmenim
Yalnız inancımı kullananlar var
Sonra beni yargılayanlar
Her şeyi sahiplenenler var
Ya onlar, yaaa onlar öğretmenim

Bunca yanlışa rağmen
Hala yolundayım öğretmenim
Hala ayaktayım
Güven duygusunu sen vermiştin bana
Direnmeyi sen
Bakmayı sen öğretmiştin
Görmeyi sen
Herşeye rağmen sevmeyi sen
öğretmenim

SENİ NE KADAR ÖZLEDİM BİR BİLSEN....

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.723
  • 2.105
  • 12.723
# 23 Kas 2013 19:25:11
KUM

Sen kum nedir bilmezsin
Deniz Görmedin ki.
Yum gözlerini, zamanı düşün, ...
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir.

Sen taş nedir bilmezsin
Dağa çıkmadın ki
Yürü ufuklara doğru,
Dağ bir ayağında
Taş bir ayağındadır

Sen kül nedir bilmezsin
Ateş yakmadın ki,
Uzat ellerini gökyüzüne,
Ateş bir elinde
Kül bir elindedir

Sen kan nedir bilmezsin
Ölmedin, öldürmedin ki,
Yat toprağa boylu boyunca
Ölüm bir yanında
Kan bir yanındadır

Sen aşk nedir bilmezsin
Beni sevmedin ki
Ağla, ağlayabildiğin kadar
Bütün güzellikler sende
Aşk bendedir

         Ümit Yaşar Oğuzcan

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK