Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 15 Haz 2014 12:02:39
"Babam ve Ustam" - Haydar Ergülen

 ~~Babam Kel Hasan Usta'ya~~

 "Babam ve Ustam" : Çıraklıktan yetişen iki mektup
 pulsuz, zarfsız, kâğıtsız
 birbirine emanet iki çocuk
 bir çift adam her yere yetişmeye
 hayatı onarmaya, acıyla uslanmaya,
 kırılıp katlanmaya bir çift kanat
 sırtında ev, gönlünde iyilik, omuzlarında hayat
 anladım ki ustam kırılanla kırılmak değil
 marifet kırılanı onarmak

 Haydar Ergülen

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 Haz 2014 14:34:23

Aslolan hayattır !
Bir akvaryumu yazmak ,
Akvaryumda yasamaktan kolaydır.
Bu yüzden her dize biraz eksik ,
Her şiir biraz yalandır...

Yılmaz Odabaşı

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.253
  • 230.563
  • 29.253
  • 230.563
# 15 Haz 2014 14:58:10

AKINCI TÜRKÜLERİ

Tuna boylarında sıra selviler
Tan yeri estikçe sessiz ağlarmış;
Gül bahçelerinde baykuşlar öter;
Şu virânelikler eski bağlarmış.

Namazgâh bir otluk, kalmamış taşı;
Çeşmelerden akan, kanlı gözyaşı...
Orda bir güzel var, çatılmış kaşı;
Ak alnına kara çatkı bağlarmış...

Kırık minârelerden duyulmaz ezân...
Hep ocaklar sönmüş, devrilmiş kazan.
Bir inilti duydum, sandım bir ozan;
Sesime ses veren karlı dağlarmış.

Söğüt dallarında hasta serçeler
Eski akın destanını heceler.
Tuna ağlıyormuş bazı geceler;
Göğsünde kefensiz şehitler varmış.

Bozulan bağların üzümü acı;
Asi köle kesmiş eski haracı;
Yine yedi kral giymişler tacı,
Şahin yuvasını kargalar basmış.

Haydi eski ozan, al sazı ele,
Düşmanlar içine düşsün velvele;
De ki: Hor bakmayın bu durgun sele
O, yetmiş bir kavme akın çıkarmış...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.253
  • 230.563
  • 29.253
  • 230.563
# 15 Haz 2014 18:20:09
Beni Unutma

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için su yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma

'Ümit Yaşar Oğuzcan'

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Haz 2014 21:13:12
Kendinden birşeyler kattın
Güzelleştirdin ölümü de
Ellerinin içiyle aydınlattın
Ölüm ne demektir anladım

Yer değiştiren ben değildim
Farklılaşan sendin
Sendin bana gelen aynalarla
Sendin bana gelen sendin

Artık ölebilirdim
Bütün İstanbul şahidim
Ben kandan elbiseler giydim
Bundan senin haberin var mı..

Sezai Karakoç..

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Haz 2014 22:15:59
HÜZNÜMSÜN

Sen benim hüzün yanımsın.
Güneşin vurmadığı gölgede kalan yanım.
Kimselerin bilmediği kendime sakladığım.

...En çok ayazda kalmış olup da rüzgara savuramadığım alıp alıp defalarca sineme sardığım yanımsın.
En çok kanayan yarama sarmaya çalıştığımsın.
Sardıkça kanayan kanadıkça sardığımsın… Sen benim hüzün yanımsın.
Her doğan günle bir kez daha ümidimi yıkan tarafımsın.

“Olmadı olmayacak” dedirten hain düşmanımsın.
“Ah çıksa gelse şimdi…” diyecek kadar kendimi kaptırdığım saflığımsın.
“Çıksa ve gelse alsa ve götürse…” diye çırpan kanadımsın.

Ve her defasında kendime kırk kez söyleyip kırk kez yanıldığımsın.
Sen benim hüzün yanımsın.
Söküp atamadığım umut çiçeklerini gömdüğüm toprağımsın.

Bahar gelir yeşerir diye yağmur çamur kar kış demeden suladığımsın.
Olur da bir gün açarsın diye beklediğim sevdiğimsin..
Sevda çiçekleri açar mı bilinmez ama umuduna umudumu bağladığımsın
Sen benim hüzün yanımsın.
Sensizken anlamını yitirdiğim hayatımsın.
Bütün kelimelerime yüklediğim anlamsın.
“Sen” diye başlayıp da bitiremediğim üç noktamsın.
““Sen varsan ben varım” dedirtecek kadar kendimi hiçe saydığımsın.
Sen benim hüzün yanımsın.
Bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın.
Özlemim hasretim vuslatımsın..
Olmazsa olmazımsın.
Nefretim öfkem kinim sevincim umudum düşüm rüyam hayalim en çok da ağlayan en çok da ağlatan yanımsın… Sen tarifi imkansız sevdiğimsim...

*alıntıdır*

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Haz 2014 22:17:21
SEVİYORSUN ZANNETTİM

Sana varma niyetiyle düştüğüm yolda
Seni de bulamadım, kendimi de kaybettim
Aklımı bulursan kenara koy da
Bu kadarcık olsun sana zahmetim
Zaten neyime benim böylesi sevmek
Şu kalbimi dağlardım seni taşımasaydı
Sana düşen ancak halime gülmek
Bu kadarcık olsun sana zahmetim
Ne çok kızdım kendime ne çok söylendim
‘Sen nasılsın’ dedin ya, seviyorsun zannettim
E haksız da sayılmam bir de tebessüm ettin
Neyse bu kadarcık olsun sana zahmetim
Şimdi gülsem mi ağlasam mı bilmiyorum ki
Durmuyor kafamda dolaşan şu yüzsüz tilki
Hala ‘git seviyorum de’ diyor, ‘bunda ne var ki’
Ne bileyim işte seviyorsun zannettim
Bir de süslenip püslenip çıktım karşına
Bak aklıma geldikçe hala sinirleniyorum
Tamam tutma kendini gül Allah aşkına
Bir tebessüm miktarınca olsun zahmetin
Bir anlaşma yapalım, ben biraz çalışayım
Şu sevgi konusunda biraz ustalaşayım
Artık ne öğrendiysem gelip sana sunayım
Gülme ne bileyim işte seviyorsun zannettim
Bak kaç satır sohbet ettik sende bir düşün
Sana zahmet yoksa eğer daha acil bir işin
İster şimdi cevap ver istersen kışın
Sev beni olmaz mı, tamam ben ayıbettim
N’olur kusura bakma seviyorsun zannettim…

Mehmet ERCAN

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Haz 2014 23:11:52
Ben;
Benden olgun insan isterim karşımda !
Benden dürüst,
En ufak dalgada,
Arkasını dönmeyecek kadar olgun.
Arkamı döndüğümde,
Sırtımdan vurmayacak kadar güvenilir.
Bir o kadar cesaretli olmalı.
Yağmurdan ıslanıp, fırtınadan kaçmamalı.
Ayağı taşa takılınca kayadan korkmamalı.
İşine gelince sevip,
Zoru görünce bırakmamalı !

Can YÜCEL

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 15 Haz 2014 23:49:17
                                 LİLİ
Gözlerimden kıpkırmızı damlayan hüzündür, Lili
Beni Vâmık'a çeviren bengisu yüzündür, Lili
Cimri davranma, belki de, gelen son güzündür Lili
Hâmil-i sevdâdır içim, senin öksüzündür, Lili
Gözlerini yavaş yavaş gözlerime döndür Lili
Ya gel, parlasın yıldızım; ya nazınla söndür Lili…
 
Ne mihrüvefâdır benim sıkıntılarımı çeken
Ne de ölüm meleğine teslim olup, boyun büken
Sen, yeryüzü kültürümde tatlı bir muammâ iken
Vuslat ankâ yurdundadır,hicran yüreğimde diken
Gözlerini yavaş yavaş gözlerime döndür Lili
Ya gel, parlasın yıldızım; ya nazınla söndür Lili…
 
Nurullah Genç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Haz 2014 23:51:27
DÖN
 
Yakamozun hükmü şafak sökene kadar
Gel-gitlere boğulmadan denizimiz dön
Çöller kaç mecnunun ömrüyle kanar
Gözlerim seraba aldanmadan dön
Gül dahi bülbülün yüklenmiyor sabrına
Yıldızlar diklenmiyor güneşlerin şavkına
Seni bana yar kılan sahibimin aşkına
Şaşkına dönmeden takvimlerim dön
Kader kaç sabaha buluşturur gecemi
Akıl kaç gün daha teskin eder kalbimi
Bıraktığın hasretin tâlân edip gövdemi
Kuru dala çevirip kırılmadan dön
Ahengine düştüysen başka bir manzaranın
Neresinden dönersen kârıdır zararının
Kem gözlerin şerrinden kurtulup nazarının
Kabulü ol duamın bismillah de dön
Taş bildiğim sabrım yenilmeden telaşa
Kaç aşık benim gibi anılır ki aşkıyla
Emir değil buyruk değil bu haşa
Ricasıdır kalbimin kırılmadan dön
Kelimeler seni taşımaktan yorulup
Üç noktalar dağılıp tek noktada buluşup
Ünlem işaretleri sevgime önlem olup
Geçmiş zamanlarımın öznesi olmadan dön
Hece hece yerleş pelesenk ol dilime
Sancıların mesken edilmeden kalbime
Hekimleri çaresiz bırakıpta derdime
Hâkimlere kalemini kırdırmadan dön
Uzattığım elimi boş çevirme bağrıma
Bir an yerimde ol da feryadedip bağırma
Yamacına düşürüp hasretinin dağına
Beni Ferhat etmeden Şirin’im ol dön

Mehmet Ercan

Çevrimdışı sönmeyen ateş

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 38
  • 694
  • 38
  • 694
# 16 Haz 2014 00:02:26
Türk Kızı

Pınar başına geldi
Bir elinde güğümü;
Çattı yay kaşlarını
Görünce güldüğümü,
Bağlamıştı gönlümü
Saçlarının düğümü.
Bilmiyordum bu örgü
Acaba bir büğümü?

Sordum: nerdedir yerin?
Nedir senin değerin?
Yedi kral vurulmuş,
Ne bu ceylan gözlerin?
Hangisine varırsın
Bu yedi ünlü erin?
Şöyle dedi bakarak
Göklere derin derin:

Kıralların taçları
Beni bağlar büğü mü?
Orduları açamaz
Gönlümdeki düğümü.
Saraylarda süremem
Dağlarda sürdüğümü.
Bin cihana değişmem
Şu öksüz Türklüğümü...
 
Hüseyin Nihal Atsız

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2014 00:17:32
SUSKUNLUK

Her yıldız parsellenmişken bir çift aşık tarafından
Ben, kayan her yıldızı sana biriktiren avare
Ve her güle bir anlam yüklenmiş seni anlatamayan
Hüzün her ayrılığa ayrı ayrı hizmet eder
Seni ve beni taşıyan tek duygudur suskunluk… İkimizin halini hesaba katmamış hiçbir alfabe
Bizde sadece göz teması kelimelere yüklenemeyen
Sızını yüklediğim her manzara harabe
Sana niyetlenip gezindiğin her viran şehir, saray
Seni ve beni anlatan tek ihtişam suskunluk… Her seher benden önce uyanıyor sana aklım
Göz açtığım her sabah bıkmadan sana uyanmak
Sana benziyor diye kaç kişiyi vurabilirim
Sen olmadığın halde herkeste senin tebessümün
Seni ve beni haykıran tek feryattır suskunluk… Dilinden dökülen her kelimede yer edinme telaşım var
Cümlelerinin arasında adımı duymak ne devlet
Gözlerinde gezinme hakkım hep on saniye kadar
Hayat, her şeye rağmen sadece gözlerin kadar
Seni ve beni yaşatan tek çaredir suskunluk… Kavuşma ihtimalinin olmadığı tek ayrılıksın
Sana uzanamama gerçeğine sağır ve kör bir kalbim var
Birimiz diğerinde ölmeliyiz ki aşk doğsun
Sende bitmeyen yola düşüren hayata da aşk olsun
Seni ve beni barındıran tek barınak suskunluk… Yitirmediğim tek inanç kader, yaşama zorunluluğumuz
Bilmeden ezberlediğimiz tek yazgı alnımızdadır
Her kul kaderine doğru kaçarken hazin hazin
Bana seni yaşatmayan hangimizin kaderi
Seni ve beni kavuşturmayan kaderimiz suskunluk… Tebessümünü dahi anlatmaktan aciz şarkılar
Boşuna arayışım, seni çerçevelemeye yaratılmış duygu yok
Sana benzetebilmem için yine sana ihtiyaç var
Gözlerime değdiğin günden beri, ruh halimde huysuzluk
Seni ve beni kabullenmenin tek yoludur suskunluk… Her adımın sonunda ecel ihtimali çok yüksek
Sana iç çektiğim hangi nefeste durur soluğum
Sensizliği yaşamanın sonu varmış nihayet
Her gecem sensizliğe gebe, her şafak seni doğurur
Seni ve beni var kılan tek duygudur suskunluk
Seni ve beni doğuracak tek yol var, suskunluk…

 Mehmet Ercan

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2014 09:59:09
HAYAL HANIM

Yeşil imgeli kız! İlkyazım!
hangi harf gül, hangi dal dize?
Bu büyük ağaçtan her ikimize
kalan hangimizdik...
ey hayal hanım?

Yeşil imgeli kız! Biz size
yazılı sevdalar sunduktu
ve döne döne uçurumlar
gibi şiirler...

Şiirlerle örselenmiş yüzü
ve kalbi güllere belenmiş
biriydim ben... ve hangimize
doğru akar suydum,
ey hayal hanım?

Yeşil imgeli kız! ilkyazım!
hangi harf gül, hangi dal dize?
Bu derin ağaçtan her ikimize
kalan hangimizdik...
ey hayal hanım?

HİLMİ YAVUZ

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 16 Haz 2014 12:49:13
Kimse duymasın


Mesele şu
Buna sebep, O
Ona sebep, bu

Velhasılı noktalamak gerek
Ne, nedir, kaynak
Yağmalanmış olmak
Ön yargısız, his

Doldurmak lazım şimdi, yürekten, ele
Damızlık akıtmaları
Geçiştirmeden üslubuyla, kaleme almak
Başlamak en baştan
Yeniden, yenilmeden
Elde var, kocaman bir, bir
İkincisi, deha örneği
Ustalaşmış, kalıba ayak
Üçüncüsü bizden, ekonomik boy
Şimdi dördüncüsü, dikecek kafayı, dama
Siz, yine de, gök anlayın

... Diyecek bu ne
Dur açık vereyim
Kafamın tası attı da,
Cürüm, savaşım
Günaha sokulan kuzu
Meliyor

... Yeter Be

Hani geldik gideceğiz son belli
Yol gibi
Yani şu insan denen, yaratık
Biraz makul olsa
Biraz hoş anlamlı
Zaten sana, bana, dert kalmaz
Herkes kendini sıvazlıyor zaten
Böylece, biter gider, kehanetler
Gider gitmesine de, asıl mesele, açıma sıkışan
Bunlarda değil
Peki ne dersen
Billahi hiç
Ama bunu, onlar bilmiyor
Sandıklarına sebep, bohça dayım
Açılsam, bir türlü
Kapansam, bin türlü

Diyeceksin ki,
Derdin ne
Ne olacak
Çok basit
... Alem

Gizli kapaklı, diş biliyor
Birini çeksem sineye
Öteki paslanıyor
Ben yağcı değilim ki,
Ona sebep bunu
Buna sebep şunu
Halledeyim

Biraz daha yazarsam
Kör görecek
Sağır duyacak
Dilsiz, lavgar, olacak
Sustum
Kimse duymasın
 
 Güler BİRSÖZÜ
 
 

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2014 22:27:54
ANLAR   

 Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, 
İkincisinde, daha çok hata yapardım. 
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. 
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar.



Çok az şeyi ciddiyetle yapardım. 
Temizlik sorun bile olmazdı asla. 
Daha çok riske girerdim, 
Seyahat ederdim daha fazla. 



Daha çok güneş doğuşu izler, 
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. 
Görmediğim bir çok yere giderdim. 
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. 
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. 



Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. 
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. 
Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten. 
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. 



Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, 
Gitmeyen insanlardandım ben. 
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. 
Eğer yeniden başlayabilseydim, 



İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım 
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. 
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, 
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. 
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum,

ÖLÜYORUM... 

   Jorge Luis Borges( 1899 - 1986 )

( Arjantin )



 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK