Sevdiğiniz Şiirler

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 31 May 2009 11:03:49
 
 
Gülüm

Saçlar ağardı; sanmaki yaşlanmışız gülüm
Vallahi neyse sendeki hoşlanmışız gülüm

Yıllar geçtikçe gönül uslanır sanıp
Düşmüş büyük hatalara aldanmışız gülüm

Gel ağzı süt kokanlara yaklaşma zevki yok
Onlar gibiyken aşkı oyun sanmışız gülüm
 
Mehmet Çınarlı
 
 
 

Çevrimdışı sevde5

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.377
  • 6.716
  • 2.377
  • 6.716
# 03 Haz 2009 14:54:02
Sen bugüne özel bir dünya..
Ben o dünyanın icinde, sana yabancı bir sehir..

Sehrimin ısıklarını sönduruyorum, sana ragmen…
Seni ögütüyorum kalbimde, keskelere yer vermeden…!

Sana ölüyorum, yeniden dogmak adına!

Bir kez daha olmayacak!
Alıstır benden gelen son cümlelere kendini…
Ben diye birsey yok sende…

Şimdi, seni bitiriyorum her nefeste…

Bil ki;

Seni ‘’sana’’ hapsediyorum, bana ragmen…

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 03 Haz 2009 15:54:43
h.n.a.


ESKİ BİR SONBAHAR

Sonbahardı... Seninle geçiyorduk o yoldan;
Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu.
Bize yaklaşıyordu.
Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu.
Rüzgarların değildi bu musiki, bu hüzün;
Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu...
Havada bir serinlik...
Tatlı bir hayal gibi...
Toprak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi?
O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.
Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin;
Yapraklar gibi yere dökülüyordu senin;
O nağme mesafeyi, zaman aşıyordu.
O bir beste değildi:Kuşlar ağlaşıyordu.
En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır.
Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır.
Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak
Belki veda etmektir sana birkaç satırla...
Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen
Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla!..

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 03 Haz 2009 16:49:26
Geç kaldım sana

--------------------------------

Ben sana hep geç kaldım sevdiğim..
Ya geldiğimde teknen çoktan sulara kapılmıştı..
Ya da gittiğimde sen iskeleye yanaşmış
Başka teknelerle dostluk kurmuştun.

Hep başkalarını seçtin yanına yoldaş olarak..
Hep başkalarının sevdiğini sandın sularını..
Oysa yaşamak demek üzerinde gezindiğin deniz demekti benim için..
Karası görünmeyen sularda korkmadan yorulmadan yüzebilirdim..
Evet yaşam suyumdun benim..
Hayat veriyordun bana.
Ama sen hep başkalarını yaşatmayı sevdin..

Ya da korktun boğulmamdan..
Korktun yorulmamdan.
Belki de girdaba kapılmamdan..
O yüzden seni yakalayamamamı sağladın belki de..

Bak yine geç kaldım sana sevdiğim..
Geldim ve uzaktan da olsa gördüm seni..
Sen o engin denizinde
Ben olduğum yerde..
Yine yetişemedim sana.
Yine göz göre göre kaybettim seni..



Çevrimdışı ankara76

  • Uzman Üye
  • *****
  • 434
  • 239
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 434
  • 239
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2009 22:06:08
 TATLI
 Tatlı bir dile tatlı bir düşünce,
 Tatlı bir yüze, hoş bir gülümse,
 Tatlı bir göze bir başka tatlı göz çarptığında...
 
 Tatlı bir dilde yılana ne gerek,
 Yalan söyleyen dilde yüze ne gerek,
 Tatlı yalanlar seyreden göze ne gerek,
 Dinlemeye alışmış kulakta söze ne gerek...

Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2009 22:06:56
HİKÂYE

Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!

Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!

Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!

Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!

Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgârları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!



Cahit KÜLEBİ

Çevrimdışı sevde5

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.377
  • 6.716
  • 2.377
  • 6.716
# 03 Haz 2009 22:12:34
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
HİKÂYE

Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!

Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!

Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!

Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!

Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgârları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!



Cahit KÜLEBİ



öğretmenim nerden buldunuz bu şiiri bir anda eskilere götürdü beni enterasan...teşekkürler

Çevrimdışı deva35

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 7.396
  • 11.766
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2009 22:17:48
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
öğretmenim nerden buldunuz bu şiiri bir anda eskilere götürdü beni enterasan...teşekkürler

rica ederim öğretmenim.ben de eskilerden bilirim.güzle şiirdir.

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.098
  • 23.854
  • 5.098
  • 23.854
# 04 Haz 2009 15:38:03
AŞK HİKAYESİ

Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!

Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!

Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!

Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!

 ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 04 Haz 2009 15:51:14
h.n.a.



KÖMEN

Analım Tunga Er efsanesini;
Duyalım geçmişin erkek sesini.
Bürüyüp Tanrıdağ`ın çevresini
Yine Gök Türk olalım, El kuralım.

Ötüken-Yış durak olsun da bize
Yürüsün ordular ordan denize.
Çinli baş vermese, gelmezse dize
Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.

Anlatılmaz, yüce bir erdem olan
Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
Günü geldikçe de bizden sorulan
Kan ve can vergisi olsun...Verelim!

Ülkü uğrunda gönüller delidir.
Kişiler ülkü için ölmelidir.
Tanrı’nın insana değmiş elidir
Şu ölüm adlı güzel şey... Saralım.

Hiç düşündün mü niçindir yaşamak?
Bir görev yapmak içindir yaşamak.

Er kişiysen görevin neyse, başar.
Zevke, eğlenceye hayvan da koşar.

Görüyorsun nice hayvan yığını
Ki yapar sadece hayvanlığını.

Fakat onlar bile kendince yine
Tükürürler Kardeş`in itlerine.

O nasıl olmalı bir ruhu ölü,
Ya da bir canlı, fakat kahpe dölü

Ki sanar durduğu yer it inidir,
Oysa bir şanlı şehitler sinidir.

O fuhuş uzmanı çikletli dişi,
Dişinin en kötü, en köhnemişi,

Kaplamış ruhunu çirkef yosunu,
Hiç umursar mı şehit ordusunu?

Var mıdır onca tivistin ötesi?
Adı üstünde: Köpek sosyetesi!

Yok sayıp sen de bu ruhsuz sürüyü
Kılavuz yap ebedi Gök Börü’yü.

Çıkarıp Ergenekon’dan ulusu
Türk`ü kılsın yine dünya ulusu.

İzleyip Gök Börü’nün gölgesini
Gezelim gel o Kömen ülkesini.

Gönlümün özlemi yerdir orası,
Gürler ufkunda yiğitlik borası.

Orda erdem gözükür, başkası çıkmaz alana.
Kapanıktır kapılar her kovu, her bir yalana.

Orda erler: Kimi arslan, kimi pars`ın eşidir.
Orda kızlar: Güneşin kendi, ayın onbeşidir.

Uğramaz ufkuna asla o yerin yüz karası;
Orda yoktur ne siyaset, ne fikir maskarası.

Yaşamaz öyle bir ortamda küçüklük, kötülük;
Bir alaydan daha üstün savaşır orda bölük!

Sungurun uçtuğu yerlerde barınmaz yarasa;
Ve bütün dirliğin üstünde yürür sade yasa...

Bir düşün başların üstünde kağanlık tuğunu,
Ruh duyar orda ölürken bile Türk olduğunu;

Ölümün zevkini bir süs gibi gönlünde taşır.
Dirilerden daha çok orda şehitler dolaşır.

Bu şehit ordusu varken kuramaz kimse pusu,
Yurt için kan dökülür orda denizler dolusu.

Günümüzden, düşünüp birçok asırlar geriyi
Analım bin kere ölmüş o ölümsüz çeriyi:

Ebedi yiğit!
Adı yok şehit!

Kefenin: Vatan...
Tabutun: Cihan...

Yaşıyor ünün.
Düşünüp övün,

Damarında kan
Bir alev midir?

Yaşaman: Roman;
Ölümün:Şiir.

Sana yok ne taş,
Ne de bir mezar.

Bu hayat: Savaş!
Ebedi uzar.

Eşit olduğun
Şu güneş: Tuğun.

Tabutun: Vatan,
Mezarın: Cihan.

Adı yok yiğit!
Ebedi şehit!..

Onu anmakla görür Türk soyu gökçek Kömeni:
Doludizgin yarışan Tanrıkut’un dört tümeni...

Bin asır geçse de rastlanmaz onun bir eşine,
Buyruk aldım diye ok fırlatıyor evdeşine...

Bidev atlarla kılıp her yolu bir günde yarı
Yıldırımlar gibi dağlardan aşan orduları...

Saygı olsun bu çelik atlıların gök tuğuna,
Tuğu kaldırmış olan orduların başbuğuna.

O nasıl bir yürüyüştür, ne yiğitler katarı!
Kun`u, Gök Türk`ü, Oğuz-Uygur`u, Kırgız`ı, Tatar`ı...

O batırlar ki basıp bağra kucaklar ölümü.
Özgelerden sakınıp kendine saklar ölümü.

Her zaman öyle ağırdır ki yiğitlik kefesi,
Kahramanlar gibi ölmek o günün felsefesi...

Onların sanki başak canları... Durmaz, biçilir...
Toprağın içkisidir kanları, al al içilir.

Tarihin bir olağanüstü ve şahane işi
Kür Şad`ın, Kül Tegin`in, Çağrı Beğ`in ok çekişi...

Şubat 1964

Çevrimdışı ayl52

  • Uzman Üye
  • *****
  • 347
  • 249
  • 347
  • 249
# 04 Haz 2009 18:53:29
SİYAH GÖZLERİNE BENİ DE GÖTÜR

 

Daha dokunmadan kurudu irem

çöllere bir türlü yağamıyorum

yeni bir koşunun başlangıcında

biraz deprem sonrası

biraz şehir hülyası

bir kalp yangınından geriye kalan

siyah gözlerine beni de götür

artık bu yerlere sığamıyorum.

 

Pembe uçurtmalar yolladığından beri

sarardı tiryaki menekşeleri

sonbaharın tozlu kafeslerinde

sevgi turnaları yakalıyorum

turnalar gidiyor;ben kalıyorum

avareyim,asudeyim,yorgunum

bilmiyorum neden sana vurgunum

Erzurum garında banklar üstünde

uyku tutmuyor karanlıkları

yitik düşlerimi kovalıyorum

gölgeler gidiyor;ben kalıyorum.

 

Binbir türlü kokuyorsa yaylalar

siyah gözlerine beni de götür

baharın koynundan koparıp sana

ipek bir mendile sardığım yüreğimle

şehzade gülleri gönderiyorum

umutlar kalıyor;ben gidiyorum.

 

Bütün yelkenlileri,deniz fenerlerini

kaptanları sorgulayan

yanından geçen küheylanların

korku tufanına yakalandığı

siyah gözlerine beni de götür

güneş ülkesinden gelen yiğitler

benzeri olmayan bir dünya kursun

cellat,ayrılığın boynunu vursun.

 

Usul usul intizarı çürüten

bu hercai diken,bu çılgın arzu

sürüklüyor imkansız muştuların

eşiğine gönül vadilerini

bir ağaçtan düşen yapraklar gibi

düşüyorum tanyerine

ya topla yaralı kırlangıçları

ya da bu vefasız şarkıyı bitir

özgürlüğe giden tutsaklar gibi

siyah gözlerine beni de götür.
 Nurettin GENÇ

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 09 Haz 2009 03:02:59
m.a.e.



KOSOVA

"Üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk,
Bak nasıl doğranıyor? Kalk, baba, kabirinden kalk!
Diriler koşmadı imdadına, sen bari yetiş...
Nerde olsam çıkıyor karşıma bir kanlı ova...
Sen misin, yoksa hayalin mi vefasız Kosova!
Yoksa yanlış mı? Hayır, söyleme, bildim... Bildim!
Basacak mıydı, fakat, göğsüne Sırb'ın çarığı?
Serilip yerlere binlerce şehidin sarığı,
Silecek miydi en alçak neferin çizmesini?
Dürtecek miydi geçen, leş gibi her limesini?
Ya şu üç parçalı bayrak dikilirken tepene,
Niye indirmedi, kim çıktı bu halkın önüne?

Çevrimdışı sevde5

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.377
  • 6.716
  • 2.377
  • 6.716
# 10 Haz 2009 16:13:36
Orkestra Sesleri

Üfül üfül poyraz, buğulu sisler,
Bulutlarda yattım sanki bu gece.
Burcu burcu esti lale nergisler,
Sonsuzluğu tattım sanki bu gece.

Sessizlik yayıldı oh perde perde,
Rengârenk tüllendi gül bahçelerde,
Musiki sesleri hemen her yerde,
Ötelere gittim sanki bu gece.

Kurbağa, çekirge öten dostlarım,
Fareler, pireler zaten dostlarım,
İpek böcekleri keten dostlarım,
Sırça köşkte yattım sanki bu gece.

Ne bir riya vardı ne de gösteriş,
İlahi bir koro sihirli barış,
Orkestra müthişti coştu yalvarış,
Aşkla pervâz ettim sanki bu gece.



Ömer Ekinci Micingirt

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 10 Haz 2009 19:41:05
UTANMAZ

Kalemim kirlendi her bir satırda
Yazarım,yazarım sözler utanmaz!
Gönülde her mısra bir yer bulurda
Gezerim,gezerim gözler utanmaz!

Yerimden doğrulup ayağa kalksam
Bu yaşlı gözlerle aynaya baksam
Aynadan gönlüme çığ olup aksam
Sızarım,sızarım izler utanmaz!

Baktıkça kendime içim burkulur
Umutlar kaybolur,anılar kurur
Gözyaşım gönlüme,akar kor olur
Yakarım,yakarım közler utanmaz!

Yanınca bu yürek,coşar sel gibi
Her satır yürekte,koşar yel gibi
Dört mevsim saçıma,yağar kar gibi
Akarım,akarım yazlar utanmaz!

Yüreğim coştukça,kalem koşuyor
Koştukça kalemim,beni aşıyor
Her mısrayla belki,binler yaşıyor
Bakarım,bakarım yüzler utanmaz..!

M. Levent ÖZGEÇ

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 11 Haz 2009 14:13:08
BANA BİR ŞARKI SÖYLE...



Özledim sesini ne olur konuş

Bir gül açtır zamanların ötesinden

Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel

Gök mavisinden, deniz mavisinden

Bana bir şarkı söyle

İçimde birşey kımıldıyor

Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum

Bir baksana ne haldeyim deli divane

Yaralıyım, çaresizim, umutsuzum

Bana bir şarkı söyle

Bütün renkleri kat birbirine

Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan

Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi

Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan

Bana bir şarkı söyle

Bazan kar nasıl hazin yağar bilirsin

Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı

İşte öyleyim, kapkarayım bugün gel

En hüzünlü sesinle, en dokunaklı

Bana bir şarkı söyle



Ümit Yaşar Oğuzcan 
   

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK