3. sınıf 41 kişi... ilk sınıfım, ilk senem çok tecrübeli değilim ama eklemek isterim...
ben sınıfta ses seviyesi yükselmeye başladığı zaman gece diyorum hepsi sıralarına kapanıyorlar gündüz dediğimde başlarını kaldırıyorlar... (10 sn. bile sürmez) bir anlık dikkatlerini dağıtıyorum o an başka bişeye yönlendiriyorum yani... özellikle etkinlik yaparken sınıfta kendilerini kaptırıyorlar... gece gündüz oyunu işe yarıyor sınıftaki gürültü seviyesi bir anda düşüyor... orada zaten biraz sessiz olun diyorum... etkinlik bitene kadar devam ediyoruz artık... çok fazla ses çıkarıyorlarsa gece dediğimdeki sessizlik anından faydalanıp kendimde kısık sesle konuşmaya başlıyorum... herkes fısltıyla konuşmaya geri dönüyor... ilk başladığımda sesimi duyan elini kaldırsın diyordum ki bu yöntemin en önemli yararlarından birisi (hocamız söylemişti) öğrenciyi 'x sus artık' diyerek rencide etmemek... şimdi tıp oyununa dönüştürdüm kolum yoruluyor diye... (sesimi duyan elini kaldırsın derken bende kaldırıyorum
hatta öğrencilerim siz artık hiç bunu demiyorsunuz öğretmenim diyorlardı geçen... tıp daha iyi gibi... o anda ses hemen kesiliyor çünkü... 1, 2, 3 diye sayarken zaten çocuklar anlıyor... kendileri de biliyorlar aslında... öğretmenim gece deyin diyorlar bana bazen... (özellikle görsel sanatlar dersinde çok iyi oluyor çünkü herkes kendi çalışmasına dalmışken gürültü fazla oluyor) bu tekniklerin hepsi aslında genele hitap ettiği, bir kişiyi rencide etmediği için daha insancıl... uygulaması da çok basit..
oturma düzenlerini de buna göre ayarlamanız daha iyi... birbiri ile çok konuşan arkadaşların sıralarını uzak tutmaya çalışıyorum... birde derse girmeden önce yorucu olmayan görevler verin... siz derse girdiğinizde herkes onunla uğraşıyor olsun... bu tenefüsü alın demek değil sadece zil çaldıktan herkes yerine oturduktan sonra onlara uğraşacakları bişey vermek... bazen ben bile korkuyorum acaba müdür bey mi girdi sınıfa diye... türkçe kitabında bir dolu etkinlik var boyama, bulmaca falan... bizim 12 dersimiz türkçe olduğu için en fazla onunla uğraşıyoruz..
birde kurallardan ödün vermemek ve koyduğunuz kuralı birkaç kez uygulamak... sene başında nasıl parmak kaldırılırı açıkladım ve ve böyle yapmayanı kaldırmayacağımı söyledim... ilk gün zorlandılar onlara yanlışlarını söyledim... ayakta kaldırılmaz vs. diye... ilk ay sonunda ara ara unutsalar da öğrendiler... öğrencilerde bir süre sonra nerede yanlış yaptığını anlıyor.. heyecanla parmak kaldırırken öğretmenim diye ağzından kaçıran bir öğrencim benim ona baktığımı görünce hemen parmağını indirmiş tamam tamam öğretmenim biliyorum demişti... çocuğun bunu kendi fark etmesine sevinmiştim... şimdi artık onlar kendi kendini denetliyor ben uğraşmıyorum bile... kraldan çok kralcı oldular... güzel parmak kaldıranları da övmeliyiz... ben ramazan ne güzel parmak kaldırıyor deyip onu seçtikçe (diğerlerinden önce seçtikçe diyeyim yoksa diğerlerine de şans verin...) diğerleri de öğrendi.. şimdi andımız okunurken bütün okul ben ben diye kalkmak isterken benim sınıfım bu alışkanlığını bozmuyor bile... öğrendiler sanırım...
2 haftada bir gelmesin diye dua ettiğim kulüp çalışmasında ise fısıltı tekniğini uyguluyorum... sınıfta ses seviyesi düştüğü için herkes herkesin dediğini duyabiliyor böyle olunca herkes kendini kontrol ediyor... ama yinede zor... zaten 15 günde bir görüyoruz birbirimizi tam anlamıyla oturtmak bu alışkanlığı çok zor... o 1 ders hiç bitmiyor...