Süpermeni Beklerken

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
21 Haz 2016 12:07:17
Waiting for Superman / Süpermeni beklerken

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Süpermeni beklerken" Milli Eğitim Bakanlığının 2016 yaz semineri için öğretmenlere tavsiye ettiği filmlerden biridir.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken  Amerika'daki devlet okullarını, bu okulların başarı seviyesini ve nedenlerini incelemeye çalışan 2010 yılı yapımı, ikibuçuk saatlik bir belgeseldir.
Belgeselde en çok eleştirilen husus "Öğretmenlerin sesine" yer verilmemiş olmasıdır.

Belgesel uluslararası ödüller almış olmasına rağmen "Waiting for Superman Behind Inconvenient Truth (Süpermeni beklerken filminin arkasındaki gerçekler)"  ismiyle başka bir belgesel çekilecek kadar tepki görmüştür.
"Waiting for Superman Behind Inconvenient Truth (Süpermeni beklerken filminin arkasındaki gerçekler)" filminin Türkçe versiyonunu bulamadım.
İngilizce versiyonunu izlemek için İngilizcem yeterli değil. Yeterli İngilizce bilgisine sahip forumdaşlarım çeviri yaparlarsa alt yazı dosyası haline getirmek mümkündür.

Belgeselde Amerika eğitim sistemindeki en büyük problemin "öğretmeyen / öğretemeyen" öğretmenlerin sistemin dışına çıkarılmasının hemen hemen imkansız olması vurgulanmaktadır.
Bu sıkıntı sadece Amerika'da değil (Türkiye'de dahil) hemen hemen tüm ülkelerde mevcuttur.

İkinci büyük problem olarak vurgulanan "iyi okulların" kapasitelerinin YETERSİZ olmasıdır.
Bu sıkıntı da sadece Amerika'da değil (Türkiye'de dahil) hemen hemen tüm ülkelerde mevcuttur.

Belgeselde vurgulanan tüm hususların Türkiye için de geçerli olduğunu söylemek mümkündür.
Daha net söylemek gerekirse Türkiye'nin eğitim / öğretim problemleri ile Amerika'nın eğitim / öğretim problemleri AYNIDIR.

Dolayısıyla, çözüm ve çözüm önerileri de AYNIDIR.

Bu konuda filmi izleme imkanı olmayanlar için detaylı bilgiler vererek, düşüncelerimi paylaşacağım.
Katkıda bulunan forumdaşlarım olursa memnun olurum.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Haz 2016 12:09:46
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • Çünkü iyi bir devlet okulunda, talebi karşılayacak kadar yer olmuyor. Biz de adil olanı yapıp çocuklarımızı ve geleceklerini şansın ellerine teslim ediyoruz.(Okula yerleştirme işlemi, başvuran öğrenciler arasında kura çekmek yöntemi ile yapılıyor. Başvuru yapabilmesi için yeterlilik sınavında başarılı olmuş olması gerekiyor.)
  • Sınıf arkadaşın olsam ve sana, "Okul çok sıkıcı, çok fazla ders var. Okulu bırakmak istiyorum." desem. Sen ne derdin bana?  Sıkılacağına derse dikkat et. Öğretmenine bak ve öğrenmeyi eğlenceli kılacak değişik yollar bul, derdim.(Soru ilköğretim öğrencisine soruluyor. Türkiye'deki bir öğrencinin vereceği cevap: Seni öğretmene söyleyeceğim :) )
  • İyi okullar. Hepimizin istediği şey bu.Ama bazen, birilerinin bana bu sözlerin ne anlama geldiğini söylemesini istiyorum. Öyle görünüyor ki, bu konuda hepimizin farklı fikirleri var. Ama yine de hepimiz, en iyi çözümün bizde olduğunu düşünüyoruz. (İyi okul tabiki en yüksek teknoloji kullanan okuldur. Sosyal becerileri iyi, ahlaklı öğrenciler yetiştiren okulları İYİ diye tanımlayacak halimiz yok ya...)
  • Bu ülkenin, bir kez de eğitime önem veren bir Başkan'ı olsun istiyorum. (Bir kez öğretmen kökenli bir Milli Eğitim Bakanımız olsun :) )
  • Kaliteli eğitim verme hedefimiz, kamu harcamalarına duyulan yüksek talep nedeniyle zorlanmaktadır. (En fazla bütçeye sahip bakanlık olarak...)
  • 1971 yılından bu yana, Birleşik Devletlerde öğrenci başına yapılan eğitim harcamaları 4300 dolardan 9000 doların üstüne çıktı. Bu enflasyondan arındırılmış reel rakamdır.( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] Türkiye'de öğrenci başına yapılan harcama 2011 yılında 3819 TL, 2014 yılında 5403 TL)
  • Her bir çocuğa harcadığımız parayı ikiye katladık. Ama parayı ikiye katlamak, daha iyi sonuç alınacaksa geçerlidir. Ne yazık ki öyle olmadı. 1971'den bu yana, okuma başarı çizgisi yatay ilerliyor. Matematik de daha iyi değil.

Çevrimdışı smyi

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.628
  • 34.099
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.628
  • 34.099
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Haz 2016 12:20:38
yorumlarında "tek taraflı ve herşey için öğretmeni suçluyor, bir tane bile öğretmenin görüşüne yer verilmemiş." dense de seyretmekte fayda var.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 22 Haz 2016 09:20:07
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • Ocak 2002'de, onlarca yıllık boş konuşma ve politik çekişmelerin ardından, olmaz denilen şey bir an için olabilir gibi görünmüştü.
  • Biri muhafazakâr Cumhuriyetçi Başkan (George Walker Bush), diğeri Demokrat Partinin liberal kanadının lideri iki adam, Amerikan çocuklarının geleceği için partizan farklılıklarını bir kenara bırakıp,  Amerika, dünyanın tek süper gücü, aya insan indirmiş olan ülke sonunda eğitim sorunlarını çözecekti.
    (Ana muhalefet partisi, iktidar partisinin eğitim politikasına kayıtsız şartsız destek veriyor. Uygulanacak projenin adı : Hiçbir çocuk geride kalmasın.)
  • Büyük ülkemizin vatandaşları, artık ayağa kalkıp, hiçbir çocuğun, Amerika'da yaşayan hiçbir çocuğun geri kalmamasını istemelisiniz.  Önemli bir söz veriliyordu. Bu sözü yerine getirmek için "Hiçbir Çocuk Geri Kalmayacak" projesinin mimarları ülkedeki tüm öğrencilerin BİLGİ DÜZEYİNİ ölçmeye karar verdiler.
  • Anladığıma göre sınava girmek pek eğlenceli değil. Çok kötü. Amerika'daki çocukların temel eğitimi alıp almadıklarını bilmemiz gerekiyor.
  • Şimdi aradan sekiz yıl geçti ve okuma ile matematikte yüzde yüz yeterli olma hedefimize ulaşmaya dört yıl kaldı.
  • Alabama'da 8. sınıf öğrencilerinin sadece yüzde 18'i matematikte yeterli.
    Komşusu Mississippi'de sadece yüzde 14.
    Bu yalnızca güney eyaletlerine özgü bir durum değil.
    New Jersey yüzde 40.
    Connecticut yüzde 35.
    New York yüzde 30.
    Arizona yüzde 26 ve California'da 8. sınıf öğrencilerinin sadece yüzde 24'ü matematikte yeterli.
    8. sınıf öğrencileri, ülke çapında okuma sınavına alındığında, başarı oranının eyaletlerin çoğunda yüzde 20 ile yüzde 35 aralığında olduğu görüldü.
    Okumada en başarısız eyalet ise ülkenin başkenti Washington DC'ydi. (% 12)

  • Bir çocuksunuz ve dördüncü, beşinci sınıfa kadar başarılısınız. Beşinci sınıfla yedinci sınıf arasında, azınlık çocuklarının büyük bir kısmı "B" düzeyi öğrencilikten "D" düzeyine gerilemeye başlıyor. O zaman şu ikisinden biri oluyor. Çocuklar her yıl daha aptallaşıyorlar veya eğitim sisteminde bir sorun var.
  • Ama ben bir çocuğum. 10 yaşındayım ve iyi bir öğrenciyim. 11 yaşındayım, "C" öğrencisiyim. 12 yaşındayım, "D" öğrencisiyim. Bu durumda ne düşünürüm sanıyorsunuz? Şöyle bir bakar ve derim ki "yedinci sınıftayım ve hiçbir yere gittiğim yok."
  • (Siyah ırk bir ilköğretim öğrencisinin sözleri : )Tıp fakültesine veya veterinerlik fakültesine gidip insanlar ve hayvanlarla ilgili eğitim görmek istiyorum. Çünkü gerçekten iyi bir cerrah olmak istiyorum.
  • Daisy'nin tıp fakültesine giden yolu, sekizinci sınıf cebir dersiyle başlıyor.  Stevenson Orta Okuluna başladığında bu dersi de alması gerekecek. Stevenson'u bitirdiğinde, sınıf arkadaşlarından sadece yüzde 13'ü  matematikten başarılı olacak.
  • Stevenson'a gidebilirim. Ablam oraya gidiyor ve çok eğlenceli bir yer, diyor. Ama insanlar çok şey söylüyor orası hakkında.Stevenson'dan mezun olanlar da, Los Angeles'in performansı en düşük okullarından bir olan Roosevelt Lisesine gider.
  • California devlet üniversiteleri sisteminde, dört yıllık bir üniversiteye California devlet üniversiteleri sisteminde, dört yıllık bir üniversiteye kabul edilmek için "A'dan G'ye" adı verilen 15 dersi almış olmanız gerekir.
  • Roosevelt lisesi öğrencilerinin sadece YÜZDE ÜÇÜ, dört yıllık üniversiteye kabul edilmek için gerekli olan dersleri alarak mezun olmaktadır.Daisy'nin sınıf arkadaşlarından yüzde 57'si ise mezun olamayacaktır.
  • Biz, gelecek beş yıl içinde hangi öğrencinin okulu bırakacağını biliriz.  Hangi okullara gideceklerini biliriz. Biraz da dikkat edersek aslında ellerini kaldırıp "imdat" diye bağırdıklarını bile görebiliriz.

"Tıp fakültesine veya veterinerlik fakültesine gidip insanlar ve hayvanlarla ilgili eğitim görmek istiyorum." diyen Siyah ırk bir ilköğretim öğrencisi, Stevenson Orta Okuluna kabul edilmiyor. (Kurada adı çıkmıyor.)
Kendisine bir hedef belirleyip, hedefi için gayret gösteren bir ilköğretim öğrencisi, öğrencilerinin sadece YÜZDE ÜÇÜ, dört yıllık üniversiteye kabul edilmek için gerekli olan dersleri alabilen bir liseye giden yolda ilk basamakta sistemin dışında kalıyor.

Sistemdeki ikinci tek alternatif : özel okul.
Haydi bu sistemi Türkiye'de uygulayalım....

"Hiçbir çocuk geride kalmasın" projesi 12 yıllık bir projedir. (2014 yılında tamamlanmış olması gerekiyor.) 
Projenin hedefi ABD'deki tüm öğrencilerin okuma ile matematikte yüzde yüz YETERLİ duruma gelmesini sağlamaktır.
Sizce hedefe ulaşılmış mıdır?
Başkent Washington DC'de öğrencilerin okuma yeterlilik oranı %12'den % 100'e çıkarılabilmiş midir?
California'daki 8. sınıf öğrencilerinin  matematikte yeterlilik oranı yüzde 24'den % 100'e çıkmış mıdır?

(Belgeselde kullanılan verilerin 2010 yılına ait olduğuna dikkat edelim.)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Haz 2016 08:07:50
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • John's Hopkins üniversitesinden Dr. Robert Balfanz Roosevelt gibi okulları inceliyor. Öğrencilerinin yüzde 40'ı ZAMANINDA mezun olamayan bu okullara "terk etme fabrikası" diyor.
  • Balfanz belli bir yapı olduğunu görmeye başlamış. Kentlerde, varoşlarda ve kırsal alanlarda  yetersiz ilk ve orta okullar yeterli eğitim görmemiş öğrencileri sadece bir iki yıl dayanabilecekleri yerel liselere göndermektedir.
  • Bu araştırması sırasında, iki binden fazla "terk etme fabrikası" saptamış.
  • Los Angeles'teki Locke Lisesi en kötülerden biri. 2008 yılında Steve Barr  okulun yönetimine gelmiş. Bu okulda, dokuzuncu sınıftaki 1200 öğrenciden sadece üç veya dört yüzü onuncu sınıfa geçebiliyor.
  • Yani dokuz ve onuncu sınıflar arasında 800 öğrenci kaybediyoruz.
  • Dokuzuncu sınıfa geliyorlar. Ama bu okuldaki öğrencilerin okuma düzeyi birinci sınıfla üçüncü sınıf arasında bir düzeyde kalmış.
  • Yine de sistemin içinde ilerlemişler. Bu okul kırk yıllık. Sanırım bu kırk yıl içinde 60 bin kişi geçmiş bu okuldan. 60 bin ve bunların 40 bini mezun olamamış.
  • Yani bu kırk yıl içinde, bu OKUL bu bölgeye, böyle bir ZARAR VERMİŞTİR.[/b]
  • On beş yaşında ve okulu terk etmiş. Senaryo yazarı falan olmayacaklar.
  • Sokaklarda dolaşan ve hayattan bir şey beklemeyen milyonlarca çocuk.
  • Okulu terk etmişler, diplomaları yok, bir becerileri yok.
  • Bu okulların bulunduğu yerleri tek tek sayabilirsiniz.
  • Detroit, East Baltimore, Camden, South Central. Bu olay hep böyleydi.
  • Benim çocukluğumdan, hatta çok daha önceden beri.[/b]
  • Uzmanlar kuşaklar boyunca, okulların başarısızlığını o bölgenin geri kalmışlığına bağlama eğilimindeydiler. Ama reformcular bunun tam tersini düşünmeye başladılar. Bölgelerin geri kalmışlık sorunlarını, bölgenin yetersiz okullarına bağladılar.

Türkiye'de  "terk etme fabrikaları" var mı? 12 yıl ZORUNLU eğitim uygulamamız sayesinde kimse okulları terk edemiyor :)
Türkiye'de öğrenciler bir şekilde sistemin içinde tutuluyor. Belgeselin ilerleyen bölümlerinde sistem dışında kalacak çocuklarla ilgili bilgiler mevcut.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Haz 2016 08:32:49
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • Bill Strickland, bu gerçeği kendi mahallesinde gözlemlemiş biri.
    - Burada mı?
    - Evet, Oliver Lisesi burada.
    Pittsburgh'daki "terk etme fabrikası" Oliver Lisesinde okumuş.
  • Çocukların çoğunun hiçbir özlemi yoktu, nereye gittiklerini bilmiyorlardı.
  • Burası da Pittsburgh Eyalet Cezaevi. Arkadaşlarımdan çok var orada. Hayatlarına devam etmek yerine pek çoğu buraya geliyor veya ölüyor. Pennsylvania'daki mahkumların yüzde 68'i liseyi terk edenler.
  • Eyalet, her bir mahkum için yılda 33 bin dolar harcıyor. Bu da ortalama mahkumiyet süresi olan dört yıl boyunca  yapılan harcamaları 132 bin dolara çıkarıyor. Özel okulların ortalama maliyeti ise yılda 8300 dolardır.Yani bir mahkuma harcanan parayla onu ana okulundan 12. sınıfa kadar özel okula gönderebiliriz, üniversite için de 24 bin dolar para kalır. Burası çok pahalı bir otel. Günde üç kez yemek veriyorsunuz. Oyalanma tesisleri kuruyorsunuz, güvenliklerini sağlıyorsunuz. Sağlık giderlerini karşılıyorsunuz. Bu adamlar vergi vermiyorlar, çalışmıyorlar. Tek yöne akıtılan bir para.

Türk insanı, Amerikalılar gibi aptal değil. Gençleri liseden mezun oluncaya kadar sistem içinde takip ediyor. Bu nedenle Türkiye'de küçük yaşta cezevine giren kişi sayısı ABD'de ile kıyaslama bile yapılamayacak düzeydedir.
( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde 01.04.2016 Tarihi İtibarıyla Cezaevlerindekilerin Öğrenim Durumu Dağılımı bilgileri mevcuttur.)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Haz 2016 08:57:16
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • Amerika Birleşik Devletleri bayrağına ve onun temsil ettiği cumhuriyete bağlı olduğuma yemin ederim. Tek bir ulus, tek bir Tanrı herkes için özgürlük ve adalet içinde bölünmez bir bütünüz.(Türkiye'de bir dönem uygulanmış olan ANDIMIZ uygulmasının ABD versiyonu. Faydasını gördüklerine inandıkları için olsa gerek devam ettiriyorlar.)
  • ABD'deki devlet okullarının en kötü örnekleri buradadır diyebilirim. Pek çok bölgenin değişik sorunları vardır. Ama Washington  DC'de bunların tümü var.(Bir ülke başkenti düşünün, ülkedeki -bölgesel problemler dahil- eğitim / öğretim problemlerinin tümüne sahip. Başkentteki problemi çözemeyen /çözmeyen bir sistem...  )
  • - Günaydın arkadaşlar.
    - Günaydın, Bayan Thomas.
    - Bugün yapacağımız şey konusunda heyecanlı mısınız?
    - Evet.
    - Ortaokulun nasıl bir yer olduğuna bakacağız.
    - Kimball İlkokulu zor durumdaydı. Ama bu yıl gelen iyi bir öğretmenle, Anthony de gelişme gösteriyor.
    Gelecek yıl Anthony'nin sınıfı Kimball'dan ayrılıp, ortaokula geçecek.
    - Burası Sousa. Bir ortaokul. Esas olarak bizim mahallenin okulu. Bizim çocuklar Kimball'ı bitirince OTOMATİKMAN Sousa'ya kaydolacaklar.
    Pek çoğu John Philip Sousa'ya gidecek. Washington Post'un "akademik bataklık" dediği okula.
    Anthony de Sousa'ya giderse, liseye geçtiğinde büyük bir olasılıkla üç, beş sınıf geriden geliyor olacak.

Bir okul için "akademik bataklık" tanımlaması yapılabilmesi için okulun ne tür özellikleri olması gerekir?
Türkiye'de böyle okullar var mı?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Haz 2016 09:00:12
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • Her sabah uyandığınızda 46 bin çocuğun size güvendiğini ve bunların pek çoğunun kötü eğitim aldığını biliyorsunuz. Bu konuda bir şeyler yapabilecek durumunuz da var.
    - DC'deki çocukların pek çoğunun kötü eğitim aldığını mı düşünüyorsunuz?
    - Düşünmek değil, öyle olduğunu biliyorum.

    Az önce Michelle Rhee'yi, Columbia Bölgesindeki devlet okullarının Başkanlığına atayan bir Belediye Başkanlığı emrini imzaladım.
    Eğitim dünyası 2007 yılında, Michelle Rhee ve DC. Belediye Başkanı Adrian Fenty'nin, bölge okullarının yapısını değiştirebileceği umuduyla büyük bir heyecan yaşadı.
    Bir yanlış anlama olmasın diye söylüyorum, 37 yaşındayım ve daha önce bölge okulları yöneticiliği yapmadım.
    Fenty, doktorası olmayan, sadece üç yıl öğretmenlik yapmış okul müdürü olmamış ve hiç yöneticilik yapmamış birini seçmişti.
    Ve onun köklü değişiklikler yapacağını söylüyordu.
    Şu anda ülkedeki tüm gözler D.C.'nin üzerinde.
  • Michelle Rhee, D.C.'nin son on yıldaki yedinci bölge okulları yöneticisi. Ondan önce gelenlerin tümü radikal değişim sözleri vermiş  okulların durumunu bu kez iyileştireceklerini iddia etmişti.
    Korgeneral Julius Becton, savaş kahramanlıkları nedeniyle iki Purple Heart ve bir Silver Star madalyası almıştı.
    Washington okullarında reform yapmak kadar zor bir görevle hiç karşılaşmadığını söylüyordu.
    (Göreve başladığında söylediği cümlelerden iki tanesi : ) Unutmayın, çocuklar önce gelir.  Başarısızlık söz konusu değildir.
    16 ay sonra istifa etti.

Amerika'da eğitim / öğretim konularında yerel yönetimlerin yetkileri geniştir.
Yerel yönetimler içinde de eğitim / öğretimden farklı birimler sorumlu olabilmektedir.
Bazılarında valiler sorumluyken, bazılarında belediye başkanlıkları sorumludur.
2007 yılında, başkent Washington DC'de eğitim / öğretimden sorumlu birimin başına 37 yaşında ve daha önce bölge okulları yöneticiliği yapmamış,  üç yıl öğretmenlik yapmış bir kadın yönetici getiriliyor.

ABD'nin eğitim / öğretim problemleri çözmede izlediği / izleyebildiği yöntem bu şekilde.
Belgeselin çekildiği  2010 yılında Michelle Rhee halen görevinin başındadır. Belgeselin ilerleyen bölümlerinde Michelle Rhee'nin yaptıkları hakkında bilgiler mevcut.

Çevrimdışı aretes

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 110
  • 1.295
  • 110
  • 1.295
# 25 Haz 2016 10:17:00
Filmi izlemiştim. İlgi çekici. Amerikan eğitim sisteminin nasıl çıkmaza girdiğini anlatıyor. Belgesel tadında bir film. Röportajlar ve animasyonlar eklenmiş.

Çevrimdışı irish

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.062
  • 1.935
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.062
  • 1.935
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Haz 2016 11:36:43
2 yıl önce izledim. Rezalet ötesi bir belgesel.
Neye hizmet ettiği de çok açık.
Meb' in bu belgeseli tavsiye etmesinin nedeni de çok açıktır.
Fiyasko...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Haz 2016 11:44:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
2 yıl önce izledim. Rezalet ötesi bir belgesel.
Neye hizmet ettiği de çok açık.
Meb' in bu belgeseli tavsiye etmesinin nedeni de çok açıktır.
Fiyasko...
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Belgeselin hangi özelliğini beğenmediniz.
"Rezalet ötesi" tanımlamasını hak eden özelliği nedir?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 26 Haz 2016 08:30:37
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • Aslında kolay olmalı. Sınıfta bir öğretmen, öğrencilerini bilgiyle dolduruyor. Ve onları yollarına gönderiyor. Ama bu işi biz karmaşıklaştırdık.
    Longmeadow, Massachusetts'de yeterlilik sınavını veremeyen bir öğrenci, bir mil güneye gidip Enfield, Connecticut'ta aynı sınavdan nasıl geçebilir?
    Evet, şöyle geçebilir.
    Federal Hükümet yasalar yapar ve eyaletlere para gönderir.
    Ama eyaletler de okullara para aktarıyor ve çoğu zaman diğerleriyle çelişen kendi standartlarını koyuyor.
    Ülkede 14 binden fazla özerk okul yönetim kurulu var.

    Bunlar okulların yönetimini, birbirleriyle çelişen düzenlemeler ve çok farklı gündemlerle karmakarışık bir hâle sokmuşlar.
    Yerel okulların yönetim kurulları var.
    Eyalet Eğitim Bakanlığından yetkililer var.
    Federal Eğitim Bakanlığından yetkililer var.
    Bölge yöneticileri ve bunların çok sayıda elemanları var.
    Okullarımızın daha iyi olması için yaptıklarımız onların iyileşmesini önleyen faktörler hâline gelmiş.
  • Bazen "kitle" olarak adlandırdığımız bu insan grubu bir korku filminden çıkmış gibi, reform çabalarına engel oluyor.
    Bireysel olarak kimse suçlanamasa da bu insanlar topluluk olarak sistemin Golyat'ıdır.
    Sözünü ettiğiniz dev, vergilerden gelen paranın gittiği Genel Merkezdir.
    Ben bu kuruluşu yönetiyorum.
    Yani Genel Merkezi.
    Kent yönetimi, Genel Merkez'e tonla para aktarıyor, değil mi?
    Evet. Kent yönetimi, Columbia Bölgesi devlet okulları Genel Merkezine sizin deyimle tonla para aktarıyor ve Genel Merkez de işleri berbat ediyor.
  • (2007 yılında, başkent Washington DC'de eğitim / öğretimden sorumlu birimin başına getirilen 37 yaşındaki  ) Michelle Rhee'nin ilk icraatı, kendisine bağlı bürokrasinin sorunlarını ele almak olacaktı.
    Bu bölgenin bu duruma gelmesi rastlantıyla olmadı.
    Yapmamız gereken işle ilgili olarak, sistemde mutlak bir sorumsuzluk var.
    İşimiz de çocuklarla ilgili olumlu sonuç almak.
  • Uzun araştırmalardan sonra, pek çok ailenin inandığı bir noktaya geldik.
    O da, iyi bir öğretmenin başarıyı, kötü bir öğretmenin başarısızlığı getirdiği.
  • Eric Hanushek, öğretmenlerin bir birey olarak çocuk grupları üzerindeki etkilerini incelemiş.
    Çok iyi bir öğretmen ile, çok kötü bir öğretmen arasındaki fark her akademik yıl için, bir yıllık eğitim farkı anlamına geliyor.
    Yüksek performanslı öğretmenlerin öğrencileri, düşük performanslı öğretmenlerin öğrencilerinden üç kat hızlı ilerlemektedir.
    Ancak her iki öğretmen tipinin de okula maliyeti eşittir.

    Kötü bir öğretmen, bir ders yılında istenen müfredatın sadece yarısını verirken, iyi bir öğretmen yüzde 150'sini verebilmektedir.

Bürokrasi para yutan bir makinedir. Son 10 yıldır ülkemizde bürokratik işlemleri asgariye indirmek yoğun bir çaba mevcuttur.
20 yıl öncesini bilmeyenler gelişmeyi FARK EDEMEMEKTEDİR.

Performansa bağlı ödüllendirme sistemlerinin OBJEKTİF olması hemen hemen imkansızdır.
Bununla birlikte ABD'de performansa bağlı ödüllendirme yapmak MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Neden mümkün olmadığı belgeselin ilerleyen bölümlerinde açıklanıyor.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Haz 2016 08:12:22
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • Çocuklardan birine bir video kamera vermişler ve o da çantasına koymuş.
    - Evet, bugün ne yapacağız bakalım?
    - Hiçbir şey!
    Çocukların sınıfın arka tarafında zar attıklarını çekmiş.
    Derste gazete okuyan öğretmenleri çekmiş.
    Bir çocuğun kafasını kirli tuvalete sokan bir öğretmen bile var.
    Bizim öğretmen nerede?
    Canlı yayındayım, televizyonu açtılar ve neler olup bittiğini gördüm.
    Sonra biri, " ne yapacaksın" diye sordu, bana.
    "Hepsini işten atacağım," dedim.
    Öğretmenler odanın arka tarafında oturup, şöyle hareketler yapıyor bana.
    "Kimseyi kovamazsın. Böyle bir şeyi söyleyemezsin bile," der gibi.
    Ben de kendimi yönetici sanıyordum.

    Howard Fuller, videodaki en kötü öğretmenleri kovdu.
    Ama öğretmenlerin sözleşmelerinde bulunan ve onlara hayat boyu iş garantisi sağlayan "tenure" denen bir madde uyarınca bir yıllık geçmiş ücretlerini ödeyerek yeniden işe almak zorunda kaldı.
  • "Tenure" uygulaması üniversitelerde başlamıştı. Profesörleri keyfi veya politik nedenlerle kovulmaktan koruma amacını taşıyordu.
    Ancak üniversitelerde profesörler "tenure"ü ancak uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan ve zorlu bir güvenlik soruşturmasından sonra alabilirlerdi ve alamayan da çok olurdu.
    Ama devlet okulu öğretmenleri "tenure"ü otomatikman alıyorlardı.
  • Esas olarak, iki yıl süreyle hayatta kalırsanız "tenür"ü de alabilirdiniz. Çocuklara yardımcı olup olamamanız bunda hiçbir rol oynamazdı. "Tenure"ü aldıktan sonra da, sizi işten atamazdık. Hemen hemen ne yaparsanız yapın, hayat boyu orada kalırdınız.
    Çok kötü bir öğretmen olduğunuz kanıtlansa bile.
  • Bize bir şeyler öğretecek misiniz, yoksa burada böyle oturacak mıyız?
    Canınız ne isterse yapın.
    Öğretmenimden ders öğrenmek istiyorum.
    Onun dışında!
  • Ders verdiğiniz çocukları düşünüyor, hayatlarında bir fark yaratmak onların inançlarını desteklemek istiyorsanız karar alıcı insanların bulunduğu yere gitmelisiniz.
    En büyük iki öğretmen sendikası olan NEA ve AFT birlikte düşünülürse ülkenin en büyük kampanya bağışçılarıdır.
    Son yirmi yıl içinde federal adaylara ve partilerine 55 milyon dolardan fazla para vermişlerdir.

"İyi öğretmen" vasıflarına sahip olmayan kişilerin sistem dışına çıkarılması ABD olduğu kadar olmasa bile Türkiye'de de çok zordur.
Bu konuda yapılan çalışmaların VERİMLİ olacağını düşünmüyorum.
"İyi öğretmen" vasıflarına sahip olmayan kişilerin sistem dışına çıkarılmasının bizzat öğretmenler tarafından yapılacağı bir sistemin uygulamaya konulması zorunludur. (Otokontrol sistemi)
Öğretmene maaşı devletin ödediği bir sistemde, birilerini sistem dışına çıkarmayı öğretmenlerin yapması mümkün olmaz.
Maaş ödeyenin ve sistem dışına çıkaranın öğretmen olduğu bir sistem... çözülmesi çok zor bir problem mi? :)

1980 öncesinde ülkemizdeki sendikalar ülke yönetimini TEHDİT edebilecek bir yapıdaydı.
Günümüzde sendikaların KONTROL altına alınabildiği söylenebilir.
Bununla birlikte ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ yöntem olarak kullanma alışkanlığını devam ettiren sendikalarımız var.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 28 Haz 2016 08:29:39
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Waiting for Superman / Süpermeni beklerken belgesel filminden alıntılar :
  • Demokratik Partinin eğitim politikaları ulusal düzeyde öğretmenler sendikasıyla yüzde yüz örtüşmektedir.(Sendika ile parti anlaşıyorsa halk kaybediyor demektir :) Anlaşmalar, -tarafların ÇIKARLARINA uygunsa- problemlerin devam etmesi noktasında da olabilir. Önemli olan / zor olan ÇÖZÜMDE uzlaşabilmektir. )
  • Ancak pek çok politik karar alınan eyalet düzeyinde Cumhuriyetçi Parti eskiden olduğu gibi günümüzde de öğretmenler sendikasıyla yakın ilişki içinde bulunur. Bize sık sık "çıkar grubu" dediler ama bunun için kimseden özür dilemem. Çünkü bizim çıkarlarımız, eğitim verdiğimiz öğrencilerimizdir. Onlar, elimizdeki tüm silahlarla çarpışmaya değer varlıklardır.
  • (2007 yılında, başkent Washington DC'de eğitim / öğretimden sorumlu birimin başına getirilen 37 yaşındaki  Michelle Rhee'nin sözleri :  ) Karşıma hep aynı sorun çıktı. "Sendikalara danışmadan bir şey yapabileceğimizi sanmam." 
    ...
    Belediye Başkanları konuşmuyor.
    Eyalet Meclisi konuşmuyor.
    Vali konuşmuyor, kimse böyle konuları konuşmak istemiyor.
    Öğretmenler Sendikaları, kendi çıkarlarına olmayan bir tutum içindeler diye düşünüyorum.
    Onlara göre hiçbir öğretmen konusunda ayrım yapılmamalı.
    Öğretmen öğretmendir, o kadar. Bu tüm öğretmenleri değerlendirme yöntemi.
    Profesyonel Performans Değerlendirme Belgesi veya kısaca P- Pep.
    Başarısız bir öğretmeni görevden almak kesin kurallara bağlı.
    23 aşama var.
    Ders yılının başında bir toplantı yapılıyor.
    Söz konusu öğretmene her hafta destek veriliyor.
    Sonra belirlenmiş bir süre gözlem yapılıyor.
    Gözlemden sonra, bir toplantı daha yapılması gerekiyor.
    Okul müdürü, sonraki 90 gün içinde üç gözlem daha yapmalı.
    Bu süreç Ocak ayına kadar bitmezse, bir sonraki yılı beklemek zorundasınız.
    Pek çok form, tarih ve uyulması gereken süre kısıtlamaları var.
    Herhangi bir nedenle tek bir süreye dahi uyulmazsa tüm süreç şikâyet konusu yapılabiliyor.
    Bana çok garip bir oyun gibi geldi.
    Jason Kamras, sadece katı kalpli bir bürokrat değil.
    2005'te yılın öğretmen seçildi.
    Kamras gibi insanlar, bir öğretmenin hayatından daha zor bir şey olmadığını söyler.
  • Ama reformcuların ve uzmanların size genelde alçak sesle söyledikleri bir şey daha var. Gerçek bir reform yapmaya en büyük engelin öğretmenler sendikasıyla yapılan sözleşmeler olduğunu söylerler.
    Çok iyi bir öğretmeni ödüllendirmek isteseniz elinden gelen her şeyi yapan birini, bunu yapabilir misiniz?
    Şu anda geçerli olan sözleşmelere göre öğretmenlere performansları için fazla ödeme yapamıyoruz.
    - Niçin?
    - SÖZLEŞMEDE YOK.

Başarılı öğretmenle, başarısız öğretmeni tespit etmek için OBJEKTİF kurallar geliştirmek hemen hemen imkansızdır. (Başarı çoğu zaman takım çalışması gerektirir.)
Başarısız öğretmeni sistem dışına çıkarmaktaki zorlukların bir benzeri başarılı öğretmeni ödüllendirmek noktasında da geçerlidir.
Çözüm :
Maaş ödeyenin ve sistem dışına çıkaranın öğretmen olduğu bir sistem...

Çevrimdışı abdil7

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.710
  • 3.991
  • Okul Müdürü
  • 2.710
  • 3.991
  • Okul Müdürü
# 28 Haz 2016 08:59:45
yeterince beyin göçü var ellerinde bill gates google kuran cocuklar facebookun kurucusu ve bunların  altında çalışan dünyada iyi egitim almış yeteneklii kişilerin çogu beyin göçü adamlar marsta su arıyor biz hala süpermeni beklerkeni izliyoruz egitim sistemlerini tartışıyoruz Hindistandanda bir bölge Kandela ,eğitim sistemini bir araştırın bire bir Türkiyeyi anlatıyor değişimleri gözlemleyin

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK