21/06/ 2010
KONU: EĞİTİM ÖĞRETİM PROGRAMI
KONUK: MERDAN TUFAN
TALİM TERBİYE KURULU BAŞKANI
TTK 1926 yılında kurulmuş olup doğrudan bakana bağlıdır. Bir başkan ve 15 üyeden oluşur. Türk eğitim sistemi ve dünya eğitim sistemi ile ilgili araştırmalar yapar. Öğrenci merkezli eğitimi esas almıştır. Sorunu araştıran ve elde etttiği bilgileri kullanabilmeyi amaçlayan bireyler yetiştirmeyi hedefler.
2003-2004 eğitim öğretim yılında başlanan program geliştirme çalışmaları 2005-2006 yılında hayata geçirildi. Şu anda da orta öğretimi geliştirme çalışmaları yapılmaktadır.
Orta öğretimin 4 yıla çıkarılması ile ilgili ne gibi çalışmalar yapılıyor?
M. TUFAN: Orta öğretimde hazırlık sınıfı kaldırılarak tüm okulllar 4 yıla çıkarıldı. Yeni programda çalışma kitabı ve öğretmenler için kılavuz kitap hazırlanıyor.
Kitapların hazırlanma kriterleri nelerdir?
M. TUFAN: Belirlenen kitaplar ihaleye çıkıyor. Uygun görülen kitaplar alınıyor. Kitap öğrenciye geldikten sonra öğretmen görüşleri de çeşitli yollarla dikkate alınıyor. Müteakip baskıda bu hatalar düzeltiliyor.
Yeni basılacak kitaplar dönemlik olarak hazırlanacak. Bir bölümü ders, bir bölümü çalışma kitabı olacak. Bu şekilde öğrencilerin yükleri azalacak. Bu çalışma 2010 – 2011 eğitim öğretim yılında 1.2.3. sınıflarda uygulanacak. Sonraki yıllarda diğer sınıflarda uygulanacaktır.
Eğitim teknolojileri ile ilgili sunum gösterildi.
Öğretmenlerin sınıfta kullandığı tüm materyaller TTK onaylı olmak zorunda mı?
Öğretmenlerin sınıfta kullandığı tüm materyaller TTK onaylı olmak zorundadır. Bu araç gereçler MEB tarafından incelenir. Ancak gelişen teknoloji ile bunların hepsinin incelenmesi mümkün olmamaktadır. Ders dışı etkinlikler için öğretmenler uygun gördükleri materyallerden faydalanabilirler.
Merkezi sınavlar müfredata uygun olarak mı hazırlanıyor?
Merkezi sınavlar bakanlıkça hazırlanıyor. Ancak sorunlar yaşanmakta olup ilköğretim kademesi için çalışmalar yapılmaktadır. Orta öğretim geçiş sınavı ÖSYM tarfından hazırlanıyor.
Yurt dışında yaşayan Türk çocuklar için nasıl bir çalışma yapılıyor?
Yurt dışında yaşayan çocuklarımızın dillerini ve kültürlerini kaybetmelerini önlemek için Türkçe ve Türk Kültürü Dersi hazırlandı. Kitapları önümüzdeki yıl basılıp dağıtılacak ayrıca bu öğrencilerimiz için ders ve çalışma kitapları hazırlanmaktadır.
22/06/2010
KONU: EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMALARI
KONUK : MAHMUT TÜNCEL
M. TÜNCEL : Yeni bir çağın arifesinde ülkemizi yeni bir çağa taşımak amacımızdır.
4 temel faaliyet alanımız vardır :
1) Bilişim hizmetleri
2) Sınav hizmetleri
3) Uzaktan Öğrenim
4) Yayıncılık
Nasıl bir EĞİTEK olmalı, hedefleriniz nedir?
M. TÜNCEL : Bütün kurumlar teknolojiyi kullanmalı. Eğitek’ in kullanım alanı çok geniş. Toplumumuzu bilgi toplumu haline getirmeliyiz. Bilgi toplumunun unsurlarından biri internetin geniş kitlelere ulaştırılmasıdır. Hemen hemen bütün okullara internet ulaştırılmış durumda. Uydu internetini tüm okullara ulaştırmaya çalışıyoruz.Amacımız eğitimde fırsat eşitliğini yakalamaktır.Çağdaş uygarlığın üzerine çıkmak için en ileri standartlara çıkmak istiyoruz.Bu konuda bir çok ülkeyi geçmiş durumdayız.
Veli bilgilendirme sistemimiz var. Bu sistemi daha da ileriye götürmeye çalışacağız.
Türkiye’ deki kaç sınavın sorumluluğu sizde ?
M. TÜNCEL : yüzlerce sınav yapıyoruz. Sadece SBS değil kamu kurum ve kuruluşlarında yükselme, özel sektör, belelediyeler vs. Bu yıl sadece 130’ a yakın sınav yaptık. Talep fazla ve yorucu bir iş. Dikkat gerektiriyor. Sınav güvenliğine önem veriyoruz. Bu nedenle sorun yaşamamak için de çoğu sınavı geri çeviriyoruz. Geçmemiz gereken iki aşama var. Laboratuarlarda etkili kullanım.Öğretmenlerin bilgi teknolojilerini kullanarak ders işlemelerini sağlamalıyız.her sınıfta internet ve projeksiyon olmasını sağlayacağız.39000 derslikte bilgisayar ve projeksiyon var. Bunu yaymalıyız. Herkes bu fırsattan yararlanmalı. Projemiz tüm kurumları kapsayacak.
FİLM GÖSTERİMİ YAPILDI.
SORU CEVAP YAPILDI.
SBS kalkacak mı, planlama ne aşamada ?
M. TÜNCEL : Sayın bakanımızın talimatı ile SBS ile ilgili çalışmalar yapıldı. Çalışmalar tamamlanınca gerekli açıklama kamuoyuna yapılacaktır.
Okullardaki ADLS hızı çok düşük bununla ilgili ne gibi bir çalışmanız var?
Zaten bu talepleri karşılamazsak sıkıntı yaşarız. En kısa zamanda bu sorunu çözeceğiz.
İBRAHİM KOYUNCU ( İZLEYİCİ) : Sosyal Bilgiler öğretmeniyim. Soru bankası oluşturarak bize kullanımımıza sunmanız mümkün mü?
M. TÜNCEL : Soru bankamızı zenginleştirmek istiyoruz. En kısa zamanda zenginleştirerek öğretmenlerimizle paylaşma amacındayız. Bu konuda yeni politiklarımız var.
Ülkemizde e sınav çalışmsı var mı?
M. TÜNCEL : geçen hafta uzman bir ekibi yurtdışına gönderdik. Uygulama alanındaki bazı eksiklerimizi tamamlamak için çalışıyoruz. E sınavı kalıcı bir uygulama olarak faaliyete geçireceğiz. Ülkenin her tarafında bu sınavların hızlı ve rahta bir şekilde yapılmasını istiyoruz. Motorlu Taşıtlar Sınavı önceliklerimiz arasındadır.
İnteraktif soru cevap yöntemiyle ilgili çalışmalarınız neler ?
Televizyon en çok izlenen iletişim aracı. Eğitimde rolü çok büyük. TRT 4 DE çocuk kanalına dönüştürüldü. TV eğitimde geride kaldı. Bunu aşmaya çalışıyoruz. Yakın zamanda büyük akademisyenlerin katıldığı bir konferansta televizyonun eğitimde aktif kullanımına ağırlık verilmesi gerektiğinde hemfikir kaldık. TV üzerinde çok duracağız.Diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla bu konuda temastayız.
"GELECEK, EĞİTİMLE GELECEK" 23 HAZİRAN 2010 CANLI YAYIN PROGRAMI RAPORU
KONUK: EMİN GÜRKAN
KONU.GENEL ORTAÖĞRETİMLE ÖZEL ORTAÖĞRETİMİN KARŞILAŞTIRILMASI
23 Haziran 2010 Çarşamba günü Orta öğretim genel müdürü Emin GÜRKAN’ın konuk olduğu "Gelecek, Eğitimle Gelecek" adlı programda şunlardan bahsedildi:
Türkiye'de, Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı (meslek liseleri hariç) toplam 3 bin 76 lise bulunduğunu belirten Gürkan, bu okullarda 1 milyon 739 bin 261 öğrencinin öğrenim gördüğünü, Anadolu güzel sanatlar liselerinde 8 bin 705, Anadolu liselerinde 401 bin 992, fen liselerinde 21 bin 382, genel liselerde 1 milyon 301 bin 827, sosyal bilimler liselerinde 2 bin 803, spor liselerinde ise 2 bin 552 öğrencinin okuduğunu bildirdi.Türkiye’de 79 çeşit lise olduğunu ve bunun 15’e kadar indirileceğinden söz etti.
Genel liselerde derslik başına şu anda 38 öğrenci düştüğünü ifade eden Gürkan, yönetmelikler gereği bu rakamın fen ve sosyal bilimler liselerinde 24, Anadolu liseleri ile güzel sanatlar ve spor liselerinde ise 30 olduğunu kaydetti.
Mevzuatta yapılan düzenlemeyle genel liselerdeki sınıf mevcutlarının da kurala bağlandığını belirten Gürkan, bundan böyle bu rakamın 36'yı geçmeyeceğini söyledi. Özellikle büyük illerde bazı okullarda sınıf mevcutlarının daha fazla olduğunu söyleyen Emin Gürkan, bunların düşürülmesine çalışıldığını söyledi.
Okullaşma oranlarının artmasından söz eden Gürkan % 52 mesleki ortaöğretim %48 ise genel ortaöğretimde okullaşma olduğundan söz etti.
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Emin Gürkan, genel liselerde sınıf mevcudu sayısının bundan böyle 36'yı geçmemesinin kurala bağlandığını bildirdi
Gürkan, , genel liselerde Türkiye genelinde sınıf mevcutlarının ortalama 38 olduğunu, bu rakamın azaltılmasına çalıştıklarını söyledi.
Öğrencilerin okullara devam ve devamsızlıklarında son sınıflarda birtakım sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Gürkan devamsızlığın 20 gün olduğunu ama son sınıflarda yaşanan sıkıntılardan dolayı öğrencinin 25 gün daha devamsızlık yapabileceğinden söz etti.
Bir kişi telefonda Genel liselerdeki öğretmenlerin Anadolu liselerine geçişlerinin nasıl olacağını sordu. Gürkan öğretmenlerin mağdur edilmeden kademeli olarak geçişlerinin sağlanacağından söz etti.
Geçmiş yıllarda ülkemizde liselere devam eden öğrencilerin %75’nin başarılı %25’nin ise
başarısız olduğunu kaydeden Gürkan yeni müfredat ve sistem değişikliğiyle bu oranın tüm liselerde %98 ‘ e kadar çıktığı söylendi. Bu başarı oranın artmasında sınıflardaki öğrenci sayısının azalması ve fiziki şartların daha uygun hale gelmesi gibi faktörlerin etkili olduğunu ifade etti.
Ayrıca öğrenci başarısının artmasında ders kitaplarının değişmesi, ders anlatım yöntem ve tekniklerinin değişmesinin etkili olduğundan söz edildi.
Emin Gürkan, yükseköğretim programlarının kontenjanlarının artmasının yanı sıra okullarımızdaki dersliklere düşen öğrenci sayısının azaltılması ve eğitim kalitesindeki iyileşmenin etkisi olduğunu düşünüyoruz. Okullarımızdaki eğitimin kalitesini yakından takip ediyoruz. Ders programları yenileniyor, öğretmenler hizmet içi eğitimden geçiriliyor dedi.
Kalkınmada öncelik verilen illerde eğitim yatırımlarına önem verildiğini ifade eden Gürkan özellikle kız öğrencilerinin için yapılan kampanyalardan bahsetti. Özellikle pansiyonlaşmanın öneminden söz etti. Eskiden 40–50 öğrencinin bir arada kaldığı pansiyonların olduğunu söyleyen Gürkan bu sayının 3-4 kişinin bir arada olduğu pansiyonlardan söz etti.
Bir öğrenci Anadolu lisesinden Sağlık Meslek Lisesine nakil yaptırabilir miyim? Şeklinde soru sordu . Gürkan hukuki çerçeve içinde puan fazlalığına bağlı olarak bunun mümkün olabileceğinden söz etti.Okul müdürleriyle iletişim içinde olarak bunun mümkün olabileceğini vurguladı.
Sosyal Bilimler Liselerin eğitimimiz açısından öneminden söz etti.Ülkemizde şu an 25 tane sosyal bilimler lisesi olduğunu ve bunların 2 yıl önce ilk mezunlarını verdiğini vurguladı.YGS’ de % 100 başarı sağlandığını ifade eden Gürkan bu okullarımızın geleceği çok parlak dedi.
Ayrıca oklularımızda okutulan yabancı dilin nasıl öğretilmesi gerektiğinden bahsedildi.Anadolu liselerinin hazırlık sınıflarının dünya literatüründe sınıf sayılmadığından söz eden Gürkan bu yüzden liselerin 4 yıllık eğitime geçtiğinden söz etti.Bu yüzden lise2, 3 ve 4.sınıflara yabancı dille eğitimimin yayıldığını ifade etti.İlki yabancı dille eğitim verildiğini İngilizce –Almanca,İngilizce-Fransızca gibi derslerin beraber okutulduğunu söz etti.Yabancı dilin öğretilmesinde YÖK’le beraber çalışma yaptıklarını ifade etti.
Ülkemizde 8 yıl İlköğretim ve 4 yılda Ortaöğretim olmak üzere toplam 12 yıl eğitim sürecinin olduğunu vurguladı.Yeni programla eski program karşılaştırıldı.
GELECEK EĞİTİMLE GELECEK TRT 3 CANLI YAYIN RAPORU
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM 24/06/2010
Konuk: Remzi İNANLI
Okul Öncesi Eğitim Genel Müdürü
Okul Öncesi Eğitim Genel Müdürü Remzi İNANLI 3-6 yaşlarında okul öncesi eğitimin öneminden söz etti.Okul Öncesi Eğitimi alan çocuklar daha paylaşımcı oluyor,saldırgan olmuyor,yaşam seviyesi daha yüksek oluyor.Okul öncesi eğitim almayan çocuklarda ise bu durum tam tersi oluyor.Önceleri veliler okul öncesini çalışan ailelerin çocuklarının bakıldığı bir yer olduğu görüşündeydiler.Şimdi aileler ana sınıflarına yoğun bir ilgi göstermektedir.
Okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı ne durumda?
R.İNANLI : Eğitim insanın temel hakkıdır. Bu alana gerekli önemi verirsek çocuklarımızın geleceğini garanti altına almış oluruz. Ülkemiz çocuk sayısı bakımından zengin. 1997’ de genel müdürlüğümüz kurulmuştur. 2003’ ten bu yana da bu alanda oldukça iyi bir seviyeye geldik ; fakat yine de Avrupa Birliği ülkelerindeki okullaşma sayısı bakımından geriyiz.5 yaşına kadar olan çocuklarda okullaşma oranı %61.
4-5 yaş gurubunda ise bu oran %39’tur. Okul Öncesi Eğitim ülkemizde şu an 32 ilde başlatıldı.Kademeli olarak bu sayının 57 ile ulaşmak hedefleniyor. Okul Öncesi Eğitime öğretmen olarak meslek yüksekokulundan mezun olanlardan lisans tamamlamaları sağlanarak ihtiyaç karşılanacak.
60- 70 ay arasındaki çocukları beş yaşında olarak kabul ediyoruz. Bu yaş ilköğretime hazırlık yaşıdır. Her yaş gurubunda 1 milyon 200 bin öğrenci var. Bunları okullaştırmak da kolay değil. Doğu ve güney doğuda çocuklarımız Türkçe konuşamıyor.
Dil okulöncesi eğitimdeki kazanımlardan biri. Sosyal gelişim sürecinde çocukların bakımı var. Bir yandan da okulöncesiyle çocukların eğitime hazırlanması süreci söz konusu. Okulöncesi eğitim alanla almayan arasındaki fark nedir?
R. İNAN : Okulöncesi eğitimi alan çocuklar daha uzun süre eğitim sisteminde yer alıyor. Kavgacı olmuyor, paylaşımcı oluyor. Yaşam seviyesi yükseliyor, beslenmesi düzenli ve normal oluyor. Üniversite hayatında daha başarılı oluyor.Almayanlar ise bilgisayar bağımlısı,okulda devamsızlık problemli, kavgacı, paylaşmayı bilmeyen bireyler olarak toplumumuzda yer alıyor.
Okul öncesi eğitim temeldir.Dünyada bu alanda büyük bir yarış var. ABD bu konuda büyük bir yarış ve çalışma içerisinde. Biz bu alana geç yöneldiğimiz için geri kalmış durumdayız. Eğitim ve donanım bakımından Avrupalı ülkelerden bir eksiğimiz bulunmamaktadır. Hatta eğitim kalitesi bakımından Avrupa’ya göre daha ilerideyiz. Okullarımız Avrupa standartlarının üzerinde. Doğal ortamda eğitim veriyoruz. Yalnız velilerimizden bir ricamız çocuklarımızın üzerlerine fazla düşmemeleridir. Aman çocuğum terlemesin, çocuğumun üstü kirlenmesin gibi serzenişlerden uzak durmaya çalışalım. Çocuklarımız doğal ortamda eğitim alıyorlar. Bahçelerinde ekip biçip hazırlanan pazarlarda ürünlerini satıyorlar.Okullaşmanın sağlanması için 500 bin liraya ihtiyaç duyulmaktadır.Bazı anasınıfları olarak liselerin binası kullanılmaktadır.
MEB “7 ÇOK GEÇ!” Sloganını kullandı.Okul öncesi Eğitimde temel sorunumuz nerede?
R.İNANLI : Tüm üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, basınla iyi bir diaya loğumuz var . zoru başardık. Bütün veliler artık çocuklarını okulöncesi eğitime kayıt ettirmek için birbiriyle yarışıyor. Artık bina ve öğretmen yetiştiremiyoruz. Talep çok fazla. Hayırseverler anaokullarına geçmişte pek sıcak bakmıyordu. Sebebi de işlevini ve içeriğini bilmemeleriydi. Artık hayırseverlerimiz okulöncesi eğitime de önem vermektedir. Biz okul öncesi eğitimle temel eğitimi vermiş oluyoruz.
25/06/2010
KONU: İLKÖRETİM OKULAŞMA ORANI VE OKULA DEVAMLILIĞIN ÖNEMİ
KONUK: İBRAHİM ER
İLKÖĞRETİM GENEL MÜDÜRÜ
Ülkemizde okullaşma oranı% 99 lara ulaşmıştır. Okula gidemeyen 127.000 çocuk vardır. Bu çocuklara da ulaşılacaktır. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda okullaşma oranı olarak çok düşük bir yüzdeye sahiptik. Lise mezunları bile öğretmen olabiliyordu. Şimdi ise öğretmen formasyonu almış kişiler bile öğretmen olmayı bekliyor.
Okullaşma oranı Türkiye genelinde artırılmış devlet bünyesinde tüm kurumlar okul ile ilişkilendirilmiştir.
Devamsızlık sorununu olan öğrencilerle ilgili nasıl çalışmalarınız var?
Devamsızlık sorununun nedenleri araştırıldı. Bir öğrenci art arda 3 gün gelmiyorsa problem var demektir. Aşamalı devamsızlık modeli geliştirildi.
Model şu şekilde işlemektedir:
Öğrenci 1 gün okula gelmediğinde okul müdürü aileyi arayacak.
Devamsızlık 3,5,10 gün olduğu zaman yöntemler değişiyor. Bununla ilgili çeşitli basamaklar olup bu basamakları okul müdürleri bilecek ve bu basamaklara göre gerekli işlemleri gerçekleştireceklerdir. Her okulun sosyal yapısı farklıdır. Bu sosyal yapıya göre okul müdürü devam problemini çözmeye çalışmalıdır.
Bu okulda okula gelmeyen çocuk var mı? Bu çocukları okula kazandırmak için bir çalışma ve strateji var mı?
Her bir okulla ilgili standartlar geliştirildi. Bunlarla ilgili standartlar olacak. Şu anda bununla ilgili pilot uygulama çalışmaları yapılıyor.
SBS kalkacak mı?
SBS nin kalkıp kalkmayacağı konusunda yakın bir zamanda Milli Eğitim Bakanımız gerekli açıklamayı yapacaktır. Sınav haricinde çocukları orta öğretime hazırlamak için alt sınıflarda yönlendirme yapmak daha yapıcı olacaktır.
YİBO da farklı bir yaklaşım vardır. YİBO lar zorunluluk sonucu açılmış okullardır. Coğrafi zorunluluklardan dolayı ortaya çıkmıştır. % 21 i kırsallarda % 79 u kentlerdedir. 148.000 öğrenci bu okullarda okumaktadır.YİBO lara 2000 yılından itibaren ihtiyaç azaldı. 6-11 yaş arası çocukların annelerinin yanında okumaları gerekiyor. Taşımalı eğitim devam ediyor. Ağırlık 6.7.8. sıflardadır. 6-11 yaş arası gurubunda çocukların da taşınması planlanmaktadır. Bundan sonra YİBO lar ihtiyaca göre kurulacak, YİBO ların taşımaya geçmesi planlanıyor. Bununla iligilşi araştırmalr yapılıyor.
Romenlerin okula devamı nasıl sağlanacak?
Öğrenciler okula meslek kazanmak için geliyor. Bunu öğrencilere kazandırabilirsek bu sorunu çözebiliriz. Her öğrencinin tek tek değerlendilmesi gerekiyor. Okula devamı, çocuğa başarıyı tattırırsak öğrencinin okula devamını sağlayabiliriz.
Ailede şiddete maruz kalan çocuklar için evlerine öğretmen gönderme çalışmamız vardır. Okul rehberlik komisyonu tarafından ailede şiddet gören çocuklar ve aileleri eğitilmelidir. Gerekli rehberlik faaliyetleri sağlanmalıdır.